Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/426 E. 2021/930 K. 27.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/426 Esas
KARAR NO : 2021/930

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 10/04/2017
KARAR TARİHİ : 27/10/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 22/11/2014 tarihinde davalı şirket nezdinde ZMMS poliçe teminatı altında olan ve sürücü … idaresindeki … plakalı aracın sebep olduğu trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını, … plakalı aracın … Sigorta A.Ş nezdinde ZMMS poliçe teminatı altında olduğunu, kazanın oluşumunda araç sürücüsünün kusurlu bulunduğunu, kazaya ilişkin İzmir CBS … Soruşturma sayılı dosyasında … plakalı aracın müvekkilinin idaresindeki motorsiklete çarparak yaralanmasına sebebiyet verdiğinin anlaşıldığını, kaza sonrasında tedavinin Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yapıldığını, müvekkilinin el ve bileğinde kırıklar oluştuğunu, rapor alındığında davacının geçici iş görmezlik süresi ve maluliyet oranının tespit edileceğini, davalı şirkete başvuruya olumsuz cevap verildiğini, açıklanan nedenlerle şimdilik 50,00 TL geçici işgörmezlik tazminatı, 50,00 TL maluliyet tazminatının davalıdan başvuru tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
6704 sayılı Torba Yasa kapsamında trafik kazası sonucu zarar gören kişilerin zararlarının tazmini için öncelikle sigorta şirketine başvurma şartının getirildiğini, davacı tarafın gerekli belgeleri müvekkili şirkete ibraz etmediğini, ödeme süresinin dolmasını beklemediğini, başvuru şartının yerine getirilmediğinden dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddi gerektiğini, … plakalı aracın ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, dosyada öncelikle kusur tespiti yapılması gerektiğini, kaza sebebiyle davacının maluliyetinin olup olmadığı, varsa oranının belirlenmesi gerektiğini, maluliyetin geçici nitelikte olup olmadığı, kaza ile netice arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı, maluliyetin sürekli olup olmadığı hususlarının belirlenmesi gerektiğini, hesap raporunda asgari ücretin esas alınması gerektiğini, geçici iş göremezlik taleplerinin teminat dışında olduğunu, tedavi masraflarının poliçe teminatı kapsamında olmadığını, belgenemeyen tedavi masraflarının ispat edilemediğini, kazaya karışan araç ticari araç olmadığından yasal faiz istenebileceğini, açıklanan nedenlerle davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, 6098 Sayılı TBK’nın 71 ve 2918 Sayılı KTK’nın 85 ve devamı maddeleri kapsamında açılan motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan maddi tazminat(sürekli iş göremezlik, geçici iş göremezlik) isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-Katip Çelebi Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinin cevabı yazısı ve eki
-Konak Sosyal Güvenlik Merkezinin 20/06/2017 tarihli yazısı,
-Bilirkişi …’in 09/06/2018 tarihli bilirkişi raporu,
-Poliçe, Hasar dosyası,
-… Sigorta A.Ş nin 12/07/2018 tarihli yazısı,
-Ege Üniversitesi Hastanesinin yazısı,
-Bilirkişi …’nın 08/06/2021 tarihli raporu,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Sorumluluk hukukunun amacı, zarar görenin uğramış olduğu gerçek zararı gidermek, kaybolan bir değerin yerine, nitelik veya nicelikçe benzer bir değer koymaktır.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesinde, “İşletenlerin, bu Kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1.maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanunun 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir. Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir. Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hakimin takdirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
TBK’nın 54. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ile tedavi giderleri de bu zarar türleri arasında yer almaktadır.
Bedensel zarara uğrayan kimse, çalışma gücünü sürekli veya geçici olarak yitirmesinden ve ileride edineceği kazançtan yoksun kalmasından doğan zarar ile bütün giderlerini isteyebilir. Çalışamamaktan kaynaklanan zarar ise geçici iş göremezlik nedeniyle olabileceği gibi; sürekli iş göremezlik biçiminde de olabilir. Sürekli iş göremezlik zararı ise beden gücü kaybına uğrayan kişinin, zarar görmeden önce yapmakta olduğu iş için daha fazla bir güç (efor) harcaması nedeniyle doğan zarardır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve dosya kapsamında toplanan tüm deliller bir arada değerlendirildiğinde; davacının 22/11/2014 tarihinde dava dışı …’nun sevk ve idaresindeki … plakalı aracın sebep olduğu trafik kazası neticesinde yaralandığı, geçici ve sürekli iş göremez hale geldiği iddiası ile kazaya sebebiyet verdiğini iddia ettiği … plakalı aracın zmms sigortacısı olan davalıya iş bu dava ile husumet yönelttiği, mahkememizce alınan 09/06/2018 tarihli trafik kusur bilirkişi raporunda davalı sigorta sürücüsünün % 20 tali kusurlu olduğu, davacının ise % 80 asli kusurlu olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirildiği, kusur raporunun kaza tespit tutanağı ile diğer dosya kapsamı ve oluşa uygun olduğu, kaza tarihi dikkate alınarak davacının maluliyetinin Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre belirlenmesi için mahkememizce dosyanın İstanbul ATK … İhtisas Dairesine gönderildiği, ATK’dan alınan 27/01/2021 tarihli rapora göre 03.08.2013 tarih, 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğinin, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin sadece Ek-1 bölümünü içerdiği, Ek-3 ve diğer cetvelleri ve meslek grupları bölümünü içermediğinden, sadece çalışma gücünün en az %60’ını kaybedip kaybetmediğine ilişkin olduğu (hangi hastalık ve arızaların beden çalışma gücünün en az %60’ının kaybına neden olacağı), bu nedenle bu yönetmeliğe göre meslekte kazanma gücü kaybı belirlenemeyeceği, davacının maluliyetinin Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre belirlenmesi gerektiği, bu kapsamda yapılan incelemede davacının trafik kazası nedeniyle maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından maluliyet tayinine yer olmadığı, iki(2) ay geçici iş göremez olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, davacı vekili tarafından anılan maluliyet raporuna itiraz edilmiş ise de yapılan itirazın soyut beyanlara dayandığı, ATK’nun ön raporları doğrultusunda davacının yargılama sırasında iyileşip iyileşmediği ve şikayetlerinin devam edip etmediği yönünde mahkememizce gerekli incelemenin yapıldığı ve ATK maluliyet raporunun davacının son sağlık durumuna ilişkin kayıtlar gözetilerek düzenlendiği, bu nedenle maluliyet raporunun dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli olduğu, davacı vekilinin yeniden rapor alınması talebinin dosyaya katkı sağlamayacağının mahkememizce değerlendirilerek talebin reddedildiği, mahkemizce dosyanın aktüer bilirkişiye tevdi edildiği, aktüer bilirkişinin 08/06/2021 tarihli raporunda davacı …’ın olaya bağlı kalıcı iş göremezliğinin bulunmadığı tespit edildiğinden, sürekli iş göremezlik yönünden maddi zararının hesaplanmadığı, geçici iş göremezlik yönünden de geçici iş göremezlik süresi, SGK tarafından davacıya yapılan rücuya tabi ödeme ve davalı sigorta sürücüsünün kusuru dikkate alındığında talep edilebilecek geçici iş göremezlik zararının 174,40 TL olduğu şeklinde görüş ve kanaat bildirildiği, davacının bu rapor doğrultusunda davanın belirsiz alacak davası olduğundan bahisle 27/06/2021 tarihinde değer arttırım dilekçesi sunduğu ve dava değerini rapor doğrultusunda arttırdığı, mahkememizce alınan raporların oluşa ve dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu (Kaza tespit tutanağındaki maddi vakıalar ile ceza soruşturma dosyası kapsamının dikkate alındığı, maluliyet ve hesaplama yönünden Yargıtay’ın 2021 yılında vermiş olduğu yerleşik kararlara göre, kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan yönetmelik uyarınca maluliyetin belirlendiği, yine yerleşik yakın tarihli Yargıtay kararlarına göre davacının gelirinin dosya kapsamı ile uygun olacak şekilde belirlendiği, hesaplamalarda davalı sigorta sürücüsünün kusuru ile SGK tarafından yapılan rücuya tabi ödemelerin dikkate alındığı, aktüer hesabının yapıldığı v.s) … plakalı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde 17/10/2014-17/10/2015 tarihleri arasında karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortasının bulunduğu, davaya konu trafik kazasının sigorta poliçesi ile teminat altına alınan dönem içerisinde 22/11/2014 tarihinde meydana geldiği, 6098 sayılı TBK’nın 71, 2918 Sayılı KTK’nın 85, 86 ve 91. maddeleri ile Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarında belirtildiği üzere davalının zmms poliçesi teminatı kapsamında olan geçici iş göremezlik zararından zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olarak sorumlu olduğu ve davalının dava ile temerrüde düştüğü anlaşılmakla davacının geçici iş göremezlik talebinin kabulüne, sürekli iş göremezlik talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 174,40 TL’nin dava tarihi olan 10/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan 31,40 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 27,90 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan 31,40 TL peşin harç, 31,40 TL başvuru harcı, 900,00 TL bilirkişi ücreti, 492,00 TL ATK ön rapor doğrultusunda yapılan tedavi gideri, 820,00 TL ATK raporu ücreti ve 312,84 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 2.587,64 TL yargılama giderinin yargılama giderinin davanın kısmen kabulü ile kısmen reddi sebebiyle tarafların haklılık oranına göre (174,40/224,40=0,77) 1.992,48 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davacı kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan 2021 Yılı AAÜT’nin 13/1-2. maddesi uyarınca 174,40 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
5-Davalı kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan 2021 Yılı AAÜT’nin 13/1-2. maddesi uyarınca 50,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ÖDENMESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/10/2021

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA