Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/386 E. 2022/1052 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/386 Esas
KARAR NO : 2022/1052

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 29/03/2017
KARAR TARİHİ : 23/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/12/2022

Davacılar tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 03.06.2011 tarihinde … idaresindeki … plakalı kamyonetin … karşıya geçmeye çalıştığı sırada …’ya çarparak ölümüne neden olduğu, söz konusu aracın ZMMS poliçesini düzenleyen … Sigorta tarafından davacılardan … ve …’ya 07.09.2012 tarihinde 4.645,00’er TL ve toplam 9.291,18 TL ödeme yapılmış ise de bunun gerçek zararlarını karşılamadığı iddiası ile ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile baba … …, anne …, kardeş … …’ya 100,00’er TL destekten yoksun kalma tazminatı ve cenaze giderinin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın zmms poliçesi ile sigortalı olduğu, sigortalı şirketin sorumluluğunun sigortalının kusuru oranında teminat limitleri ile sınırlı olduğunu, dava konusu kaza nedeniyle 07/09/2012 tarihinde davacı … için 4.645,00 TL, diğer davacı … …’ya 4.645,00 TL olmak üzere toplam 9.291, 00 TL ödeme yapıldığı, ödemenin %25 kusur ve PMF yaşam verilerine göre yapıldığı, cenaze ve defin giderlerinin teminat kapsamında olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu trafik kazasına karışan … plakalı aracın malikinin …, sürücüsünün ise … olduğu, davacı tarafın talep ettiği tazminattan müvekkillerinin kusurları oranında sorumlu bulunduğu, İzmir 16.Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E.,… K.sayılı ilamı ile müvekkili araç sürücüsü …’in tali kusurlu olarak tespit edildiği, aktüarya hesabı sonucu destekten yoksun kalma tazminat miktarını ispat edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, 6098 Sayılı TBK’nın 71 ve 2918 Sayılı KTK’nın 85 ve devamı maddeleri kapsamında açılan motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan maddi tazminat (destekten yoksun kalma) ve cenaze giderleri isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-Kaza tutanağı,
-İzmir CBS’nin … sayılı soruşturma dosyası sureti,
-Eskişehir Vergi Dairesinin 20/04/2018 tarihli yazısı,
-Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezinin 19/04/2018 tarihli yazısı ve eki,
-İzmir Vergi Dairesinin 02/05/2018 ve 04/05/2018 tarihli yazısı ve eki,
-Seferihisar Kaymakamlığı Mal Müdürlüğünün 27/04/2018 tarihli yazısı ve eki,
-Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanlığı Sağlık İşleri Daire Başkanlığının
24/04/2018 tarihli yazısı ve eki,
-Eskişehir SGK’nın 26/04/2018 tarihli yazısı ve eki,
-Eskişehir Serbest Muhasebeci Mali Müşavirliği odasının 30/05/2018 tarihli yazısı,
-Karayolları Genel Müdürlüğü 2. Bölge Müdürlüğünün 30/05/2018, 15/08/2018 tarihli
yazısı,
-… Sigorta A.Ş nin 17/07/2018 ve 23/07/2018 tarihli yazısı ve eki,
-Türkiye Bankalar Birliğinin 17/08/2019 tarihli yazısı ve eki,
-Mahallinde yapılan keşif, tanık beyanları,
-Bilirkişi …’in 15/02/2019 tarihli raporu,
-Bolu 1 Asliye Hukuk Mahkemesince alınan tanık beyanları,
-ATK Trafik İhtisas Dairesinin 05/08/2019, 12/05/2019 tarihli raporu,
-Bilirkişi …’ın 11/02/2021 tarihli kök raporu ve 08/06/2021 tarihli ek
raporu, 18/01/2022 tarihli 2. Ek raporu, 22/09/2022 tarihli 3.ek raporu,
-İzmir Emniyet Müdürlüğünün 02/07/2021 tarihli yazısı,
– İzmir 16 Asliye Ceza Mahkemesi … esas sayılı dosyası.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacılar … ve … oğlu ve diğer davacı …’in ise kardeşi olan müteveffa …’nun 03/06/2011 tarihinde … … yaya olarak gişeler arasında geçiş yaptığı sırada davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpması neticesinde vefat ettiği, davacıların müteveffanın ölümü nedeniyle maddi olarak zarara uğradığı iddiası ile iş bu dava ile maddi (destekten yoksun kalma) ve cenaze gideri talebinde bulunduğu, uğranılan zararların haksız fiil faili olan ve kazaya sebebiyet verdiği iddia olunan aracın sürücüsü davalı …, kayıt maliki ve işleteni davalı muris … ve söz konusu aracın zmss sigortacısı olan davalı sigorta şirketinden tazmininin talep edildiği, davalı sigortanın davacılara 2012 yılında ödeme yaptığı, davacılara karşı sorumluluğunu yerine getirdiği, aksi kanaat halinde yapılacak tazminat hesabından yapılan ödemenin mahsubu gerektiği, cenaze ve defin giderine ilişkin taleplerinin teminat dışında olduğu, talep edilebilecek faizin yasal faiz olduğunu savunduğu, diğer davalıların ise sorumluluklarının sürücünün kusuru ile sınırlı olduğu ve davacıların destekten yoksun kaldıkları ve zararlarını ispatlaması gerektiğini savunduğu, taraflar arasında davalı sigorta tarafından davacılara yapılan ödemenin davacıların gerçek zararını karşılayıp karşılamadığı, davacıların bakiye zararının olup olmadığı, varsa miktarının ne olduğu, davacıların bakiye zarar talebinde bulunup bulunamayacağı, ayrıca cenaze ve defin giderini talep edip edemeyecekleri, davalı sürücünün kusurlu olup olmadığı ve davalıların söz konusu tazminat taleplerinden sorumlu olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunduğu görülmüştür.
Davacı ile davalı sigorta arasında doğrudan sözleşme ilişkisi bulunmadığı, uyuşmazlığın sorumluluk sigortalarından kaynaklandığı, davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğu, mutlak ticari dava niteliğindeki uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olduğu anlaşılmıştır.
Davaya konu kazaya ilişkin olarak davalı … hakkında taksirle ölüme sebebiyet verme suçundan ceza soruşturması yürütüldüğü, soruşturma neticesinde kamu davası açıldığı, İzmir 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/12/2011 tarih, … esas, … karar sayılı ilamı ile yapılan kusur incelemesine göre sanığın kusursuz olduğu, maktulün asli ve tam kusurlu olduğu gerekçesi ile sanık …’in beraatine karar verildiği, bu karara karşı katılanların temyiz yasa yoluna başvurduğu, Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 07/04/2014 tarih, … esas ve … karar sayılı ilamı ile ” …sanığın kollukta verdiği ifadede olay öncesi öleni görmesi nedeniyle yavaşladığı ve yaklaştığı sırada yola giren yayaya fren yapmasına rağmen çarptığını beyan ettiği, trafik kazası tespit tutanağında ve bilirkişi raporlarında sanığın tali kusurlu kabul edilmesinin oluşa uygun olduğu, tüm dosya kapsamına göre tali kusurlu sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesi gerekirken beraat kararı verilmesinin kanuna aykırı olduğu…” gerekçesi ile söz konusu ilamın bozulmasına karar verildiği, bozma sonrasında yapılan yeni yargılamada 03/07/2014 tarih, … esas ve … karar sayılı ilam ile sanık …’in 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve söz konusu cezanın ertelenmesine karar verildiği, katılanların bu karara karşı yeniden temyiz yasa yoluna başvurduğu, Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 08/10/2015 tarih, … esas ve … karar sayılı ilamı ile anılan yerel mahkeme ilamının onanmasına karar verildiği ve kararın bu tarih itibariyle kesinleştiği görülmüştür.
Davacıların, yolun bakım ve onarımından sorumlu kamu görevlilerinin görevlerinde ihmal gösterdiği iddiası ile suç duyurusunda bulunduğu, yapılan soruşturmada ilgili idarece soruşturma izni verilmediği, müştekilerce yapılan itirazın İzmir Bölge İdare Mahkemesinin 27/03/2012 tarih ve … esas, … karar sayılı ilamı ile reddine karar verildiği, bu nedenle İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 16/04/2012 tarih ve … soruşturma, … karar sayılı kararı ile ilgili kamu görevlileri hakkında inceleme yapılmasına yer olmadığına dair kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği görülmüştür.
Davalı … Sigorta A.Ş’nin 19/07/2018 tarihli cevabı yazısına göre davacıların dava öncesinde 2011 yılında adı geçen davalı sigortaya müracaatta bulundukları, sigorta şirketi tarafından alınan aktüerya raporuna istinaden 07/09/2012 tarihinde davacılar … ve …’a ayrı ayrı 4.645,59 TL olacak şekilde toplam 9.291,18 TL ödeme yapıldığı, ödemeye ilişkin dekont sunulduğu, ancak taraflar arasında herhangi bir ibraname düzenlenmediği anlaşılmıştır.
Mahkememizce kazanın meydana geldiği mahalde keşif ve bilirkişi incelemesi yapıldığı, keşif mahallinde tanıkların dinlendiği, keşif sonrası bilirkişiden rapor alındığı, bilirkişi …’in 15/02/2019 tarihli bilirkişi raporunda müteveffanın trafik güvenliğini tehlikeye düşürecek şekilde taşıt yolunda yaya olarak hareket etmesi sebebiyle kazanın oluşumunda %75, davalı sürücü …’in ise hızını yol, hava ve trafik durumuna uydurmaması nedeniyle kazanın oluşumunda %25 oranında kusurlu olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, bu rapora davacı tarafından 04/03/2019 tarihli dilekçe ile itiraz edildiği, itiraz üzerine mahkememizce dosyanın Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesine gönderildiği, ATK Trafik İhtisas Dairesinin 05/08/2019 tarihli raporunda, davalı sürücü …’in sevk ve idaresindeki kamyonet ile olay mahalli OGS gişelerine yaklaştığı sırada sol tarafından gelmekte olduğunu gördüğü yaya nedeniyle hızını azaltıp, yoldaki mevcudiyetini belirtecek şekilde yayayı klaksonla ikaz ederek teyakkuz halinde seyrini sürdürmesi gerekirken bu hususlara riayet etmediği olayda kusurlu olduğu, maktul yaya … yayaların girmesinin yasak olduğu otoyoldaki gişelerin bulunduğu taşıt yoluna girip, dikkatsiz ve tedbirsiz bir şekilde turnikelerin önünden geçiş yaptığı, sağ tarafından gelmekte olan davalı sürücü idaresindeki kamyonetin hızını ve konumunu dikkate almadan ve bu kamyonetin geçişini beklemeden kendi can güvenliğini tehlikeye atıp kısa mesafeden kamyonetin istikamet şeridine girmesi neticesi meydana gelen olayda kusurlu olduğu, bu hususlar muvacehesinde, olayda davalı sürücü …’in % 10, maktul yaya …’nun ise % 90 oranında kusurlu olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce alınan 15/02/2019 tarihli kusur bilirkişi raporu ile ATK Trafik İhtisas Dairesinin 05/08/2019 tarihli raporları arasında çelişki bulunduğu görülmekle davacı vekilinin itirazları doğrultusunda dosyanın ATK Trafik İhtisas Dairesi Genişletilmiş Heyeti tarafından değerlendirilmesi için yeniden ATK’ ya gönderildiği, ATK’nın 12/05/2022 tarihli raporunda; davalı sürücü …’in yönetimindeki kamyonet ile sol taraftan gelmekte olan müteveffa yayayı gördüğünde mevcut hızını azaltıp ön tedbir mahiyetinde yeterli mesafeden ikazda bulunmamış olmakla olayda kusurlu, müteveffa yaya …’nun ise yayaların girmesinin yasak olduğu otoyol gişelerinin bulunduğu yol bölümüne tehlike tevlit eder tarzda girdiği, sağından gelen davalı idaresindeki vasıtanın sadmesine maruz kalarak kendi can güvenliğini tehlikeye düşürmüş olmakla olayda kusurlu olduğu, bu hususlar muvacehesinde, olayda; davalı sürücü … ‘in %10 (yüzde on) oranında müteveffa yaya … ‘nun ise %90 (yüzde doksan) oranında kusurlu olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizce dosyanın aktüer bilirkişiye tevdii edildiği, aktüer bilirkişinin 11/02/2021 tarihli kök raporunda; progresif rant yöntemine göre hesaplama yapıldığı, müteveffanın %90, davalının ise %10 kusurlu olduğu, davacı … ve … ile müteveffa arasında anne ve baba ilişkisi olduğundan davacı anne ve babanın yasal olarak destekten yoksun kalma tazminatı talep edebileceği, ancak davacı kardeş …’in kaza tarihinde 17 yaşında olduğu, davacı … yönünden destek olgusu ve destekten yoksunluk durumunun oluşmadığı, davalı sigorta tarafından davacı … ve …’a 07/09/2012 tarihinde ayrı ayrı 4.645,00 TL ödeme yapıldığı, PMF Yaşam Tablosuna göre davacı anne ve babasın bakiye ömrünün belirlendiği, müteveffanın 03/06/2011 tarihinde Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Fakültesinden mezun olduğu, TÜİK kayıtlarına göre lisans mezunu olan müteveffanın aylık gelirinin asgari gelirinin 1,58 katı olduğu, iş arama, sınava girme, işe başlama, atanma süreci ve askerlik süresi dikkate alındığında müteveffanın en erken 01/01/2014 tarihinde davacılara destek olabileceğinin kabulü gerektiği, buna göre davalı sigortanın ödeme yapıldığı tarih esas alınarak hesaplama yapıldığında davacı … ve …’ın karşılanmamış destekten yoksun kalma zararının bulunmadığı, cenaze ve defin gideri olarak kusur indirimi yapıldıktan sonra 95,00 TL olarak zararın hesaplandığı yönünde görüş ve kanaatinin bildirildiği görülmüştür.
Davacı vekilinin söz konusu aktüer raporuna itirazda bulunduğu, mahkememizce Yargıtay’ın 2021 yılından itibaren vermiş olduğu kararlarda TRH 2010 Yaşam Tablosuna göre tazminat hesabı yapılması gerektiği yönünde içtihatta bulunduğu dikkate alınarak dosyanın kök rapor hazırlayan bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişiden TRH 2010 Yaşam Tablosuna göre hesaplama yapılmasının istenildiği, bilirkişinin 08/06/2021 tarihli ek raporunda, kök rapordaki yaşam tablosu dışındaki tüm veriler aynen kabul edildiğinde ve TRH 2010 Yaşam Tablosuna göre davacı … ve davacı … ile müteveffanın bakiye ömrü yeniden belirlendiğinde, %10 haklılık esasına göre davacı … …’nun 2012 yılında yapılan ödeme ile tüm zararının karşılandığı, davacı … için ise yapılan ödemeler mahsup edilip güncellendiğinde davacı …’nun bakiye 11.608,38 TL destekten yoksun kalma zararının hesaplandığı yönünde görüş ve kanaat bildirildiği görülmüştür.
Davacının 18/06/2021 tarihli aktüer bilirkişi ek raporuna da itirazda bulunduğu, bilirkişi tarafından yapılan kusur değerlendirilmesinin hatalı olduğu, mahkemece alınan ilk kusur raporuna davalılarca itiraz edilmediği, bu durumun kendisi lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğu, tazminat hesabı yapılırken davalının %25 kusurlu kabul edilerek tazminat hesabı yapılması gerektiğini ileri sürdüğü, mahkememizce davacının itirazları gözetilerek davalı sürücünün %10 ve %25 kusurlu olması seçeneklerine göre yeniden hesaplama yapılmasının bilirkişiden istenildiği, bilirkişinin 18/01/2022 tarihli 2.ek raporunda, TRH 2010 Yaşam Tablosuna göre müteveffa, davacı … ve …’ın bakiye ömür sürelerinin belirlendiği, müteveffanın gelirinin kök rapordaki gibi asgari ücretin 1,58 katı olarak hesaplamaya esas alındığı, ayrıca davalı sigorta tarafından ödeme yapılan 2012 yılı verileri ile rapor tarihi olan 2022 yılı verilerine göre seçenekli hesaplama yapıldığı, buna göre davalı sürücünün %10 kusurlu kabul edilmesi halinde davacı baba … …’nun karşılanmamış zararı bulunmadığı, davacı anne …’ın ise bakiye zararının bulunduğu, ancak davalı sürünün %25 kusurlu kabul edilmesi halinde davalı sigorta tarafından yapılan ödemenin davacıların zararını karşılamadığı, davacı … ve …’ın bakiye tazminat talep edebileceği yönünde görüş ve kanaat bildirildiği görülmüştür.
Davacı vekilinin 18/01/2022 tarihli bu rapora da itirazda bulunduğu ve güncel verilere göre yeniden hesaplama yapılmasını talep ettiği, mahkememizce 2022 yılı Temmuz ayında asgari ücrete zam yapıldığı ve hüküm tarihine en yakın verilere göre değerlendirme yapılması gerektiği yönünde yerleşik Yargıtay uygulaması bulunduğu dikkate alınarak dosyanın bir kez daha aktüer bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişinin bu kapsamda 22/09/2022 tarihli 3.ek raporunu sunduğu, söz konusu rapora göre,
A) Davalı sigortalı araç sürücüsünün %10 kusurlu kabul edilmesi halinde davalı sigorta şirketi tarafından davacılara ödeme yapılan 2012 yılı verileri ve zarar süresi TRH-2010 yaşam tablolarına göre belirlendiğinde ve müteveffanın kazancı TÜİK verilerine gore asgari ücretin 1,58 katı kabul edilmek suretiyle;
-Davacı baba … … için 4.021,27 TL destekten yoksun kalma tazminatı hesaplandığı, davalı sigorta şirketi tarafından kendisine 4.645,00 TL ödendiğinden karşılanmamış destekten yoksun kalma zararının bulunmadığı, davacı anne … için ise 6.202,24 TL destekten yoksun kalma zararı hesaplandığı, davalı sigorta şirketi tarafından kendisine 4.645,00 TL ödendiği ve aradaki farkın 1.557,24 TL olduğu,
– 2022 yılı verileri ile (Temmuz ayı asgari ücret değişiklikleri yansıtılarak) yeniden yapılan hesaplamalar sonucunda ve davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemeler güncellenerek mahsup edildikten sonra ise, davacı … … için 8.933,38 TL, davacı … için 22.802,13 TL olmak üzere toplam 31.735,51 TL bakiye destekten yoksun kalma tazminatı hesaplandığı;
B)Davalı sigortalı araç sürücüsünün %25 kusurlu kabul edilmesi halinde davalı sigorta şirketi tarafından davacılara ödeme yapılan 2012 yılı verileri ve zarar süresi TRH-2010 yaşam tablolarına gore belirlendiğinde ve müteveffanın kazancı TÜİK verilerine göre asgari ücretin 1,58 katı kabul edilmek suretiyle;
– Davacı baba … … için 10.053,18 TL destekten yoksun kalma tazminatı hesaplandığı, davalı sigorta şirketi tarafından kendisine 4.645,00 TL ödendiği aradaki farkın 5.408,18 TL olduğu, davacı anne … için ise 15.505,59 TL destekten yoksun kalma tazminatı hesaplandığı, davalı sigorta şirketi tarafından kendisine 4.645,00 TL ödendiği ve aradaki farkın 10.860,59 TL olduğu,
– 2022 yılı verileri ile (Temmuz ayı asgari ücret değişiklikleri yansıtılarak) yeniden yapılan hesaplamalar sonucunda ve davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemeler güncellenerek mahsup edildikten sonra davacı … … için 35.597,82 TL, davacı … için ise 70.269,72 TL olmak üzere toplam 105.867,54 TL bakiye destekten yoksun kalma tazminatı hesaplandığı;
-Cenaze giderlerinin ise 95,00 TL olarak kök raporda hesaplanmış olduğu, davacı erkek kardeş bakımından koşulları oluşmadığından hesaplama yapılamadığı yönünde görüş ve kanaat bildirildiği görülmüştür.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; 03/06/2011 günü, saat 10:15 sıralarında davalı sürücü …’in yönetimindeki … plaka sayılı kamyonet ile … istikametinden … istikametine doğru seyretmekte iken … kısmından geçerek seyrini sürdürmek istediği sırada gişe turnikelerinin önünden geçerek karşıya geçmek isteyen davacılar … ve …’ın oğlu, diğer davacı …’in ise kardeşi olan yaya …’ya aracının sol ön kesimi ile çarpması sonucunda adı geçen yaya …’ın vefat ettiği, davacıların iş bu dava ile destekten yoksun kalma tazminatı talep ettiği, mahkememizce mahallinde yapılan keşif sonrası alınan 12/05/2019 tarihli ilk kusur raporunda, müteveffanın kazanın meydana gelmesinde %75, davalı sürücü …’un ise %25 oranında kusurlu olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, her ne kadar ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan 05/08/2019 ve 12/05/2020 tarihli raporlarda müteveffanın %90, davalı sürücü …’un %10 kusurlu olduğu değerlendirilmiş ise de mahkememizce alınan 12/05/2019 tarihli ilk rapora sadece davacı tarafından itiraz edildiği, bu halde mahkememizce alınan 05/08/2019 ve 12/05/2020 tarihli raporlardaki davacılar aleyhine olan kusur değerlendirilmesinin dikkate alınamayacağı, mahkememizce alınan 12/05/2019 tarihli kusur bilirkişi raporunun kazanın oluşumu, ceza dosyası ve iş bu dava dosyası kapsamı ile uyumlu olduğu, davacı yönünden ilk kusur raporunun esas alınması gerektiği, bu yönde davacı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu, mahkememizce yeniden kusur incelemesi yapılmasında yarar görülmediği bu nedenle davacı vekilinin kusur oranına ilişkin itirazlarının yerinde görülmediği, mahkememizce alınan 22/09/2022 tarihli aktüer ek raporuna göre, davalı sigortalı araç sürücüsünün %25 kusurlu kabul edilmesi, yaşam sürelerinin TRH-2010 yaşam tablolarına gore belirlenmesi ve müteveffanın kazancı TÜİK verilerine göre asgari ücretin 1,58 katı kabul edilmesi halinde davalı sigorta tarafından davacı … ve …’a yapılan ödemenin adı geçenlerin zararını karşılamadığı, davacı …’ın 35.597,82 TL, davacı …’ın ise 70.269,72 TL bakiye destekten yoksun kalma tazminatı talep edebileceği, müteveffanın anne ve babası olan davacılar … ve … yönünden farazi destek ilişkisi bulunduğundan adı geçenlerin müteveffanın desteğinden yoksun kaldığı ve destekten yoksun kalma tazminatı talep edebileceği, diğer davacı … yönünden ise yerleşik Yargıtay uygulamasına göre kardeşlerin destekten yoksun kalma tazminatı talep edilebilmesi için fiili destek ilişkisinin bulunması gerektiği, dosya kapsamı itibariyle davacı …’in fiili destek ilişkisini ispatlayamadığı, bu nedenle davacı …’in destekten yoksun kalma tazminatı talep edemeyeceği, davalı sigorta tarafından davacı … ve …’a 2012 yılında ödeme yapılmış olmakla birlikte adı geçenlerden ibraname alınmadığı, bu nedenle yapılan ödemenin makbuz hükmünde olduğu, mahkememizce 2012 ve 2022 yılı verilerine göre ayrı ayrı hesaplama yapıldığında 2012 yılında yapılan ödemenin davacıların gerçek zararını karşılamamış olması nedeniyle davacıların bakiye destekten yoksun kalma tazminatı talep edebileceği, bu halde davalı sigorta tarafından 2012 yılında yapılan ödemenin güncellenerek hesaplanan tazminat miktarından mahsup edilmesi gerektiği, bilirkişi tarafından bu ilkeler uyarınca yapılan hesaplamaya göre davacı …’ın 35.597,82 TL, davacı …’ın ise 70.269,72 TL bakiye destekten yoksun kalma tazminatı talep edebileceği, her ne kadar davalı sigorta tarafından Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarih ve 2019/40 esas, 2020/40 karar sayılı ilamının geçmişe etkili olmadığı savunulmuş ve tazminat hesabına ilişkin hesaplamanın genel şartlara göre yapılması istenilmiş ise de Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının derdest dosyalar yönünden uygulanmasının zorunlu olduğu, Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının usuli kazanılmış hakların istisnasını teşkil ettiği, Anayasa Mahkemesince bir kanun hükmünün iptal edildiği bilindiği halde görülmekte olan davaların anayasa aykırılığı saptanan kurallara göre görülüp çözümlenmesinin Anayasanın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği, bu kapsamda iş bu davada Türk Borçlar Kanunun haksız fiile ilişkin hükümleri, KTK hükümleri ile genel şartların bunlara aykırı olmayan hükümleri ile bu doğrultuda yeni genel şartlarla çeliştiği durumda Yargıtayın genel şartlarının yürürlüğe girmesinden önceki yerleşmiş içtihatları doğrultusunda uygulama yapılması gerektiği, Yargıtay’ın 2021 yılında vermiş olduğu yerleşik kararlara göre, tazminat için yapılacak hesaplamalarda TRH 2010 yaşam tablosunun dikkate alınması, ayrıca Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile kaza tarihine göre teknik faizin hesaplamada kullanılamaması ve progresif rant yöntemine göre aktüer hesabının yapılması gerektiği, bu nedenle bu ilkeleri gözeten aktüer bilirkişinin 22/09/2022 tarihli ek raporuna ilişkin davalı itirazlarının yerinde olmadığı, mahkememizce davalı sigortanın ek aktüer raporu alınması taleplerinin belirtilen nedenlerle reddedildiği, müteveffanın kaza tarihinde Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Fakültesi İktisat bölümünden henüz yeni mezun olduğu, her ne kadar davacılar tarafından müteveffanın kaymakamlık vb. meslekleri yapabileceği gerekçesi ile bu mesleklere ilişkin ücretlere göre tazminat hesabı yapılması talep edilmiş ise de mahkememizce yapılan emsal ücret araştırmasında herhangi bir olumlu sonuca ulaşılamadığı gibi mezun olunan bölüm itibariyle birçok alanda çalışma imkanı bulunan müteveffanın gelecekte hangi işi yapacağına ilişkin bir kesin bir kanaate varmanın mümkün olmadığı, bu halde lisans mezunu bir kimse olarak değerlendirilmesi ve TÜİK verilerine göre emsal ücret belirlenmesinin hakkaniyete uygun olacağı bu nedenle bilirkişi tarafından somut olayda müteveffanın asgari ücretin 1,58 katı gelir elde edeceğine ilişkin tespitinin hayatın olağan akışına ve hakkaniyete uygun olduğu, mahkememizce bu yöndeki davacı itirazlarının yerinde görülmediği, davalı sigorta tarafından davacılara dava öncesinde 07/09/2012 tarihinde ödeme yapıldığı, davalı sigortanın bu tarih itibariyle temerrüde düştüğünün kabulü gerektiği, dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve tarafların sıfatına göre talep edilebilecek faizin yasal faiz olduğu, davacı vekilinin 29/04/2022 tarihinde değer arttırım ve 20/10/2022 tarihinde ise ıslah yoluna başvurduğu, belirsiz alacak davası olarak ikame edilen iş bu davada davacının bir kez değer arttırım ve bir kezde ıslah yoluna başvurmasının yasal olarak olanaklı olduğu, davacılar … ve …’ın uğradığı maddi zarardan kazaya sebebiyet veren aracın kayıt maliki olan davalı … mirasçıları olan …, … ve …’in işleten, davalı …’in haksız fiil faili sürücü, davalı … Sigorta A.Ş’nin ise 28/05/2011-28/05/2012 tarihleri arasındaki dönemde ve kaza tarihi itibariyle kazaya sebebiyet veren aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olarak müşterek ve müteselsil sorumluluğu bulunduğu, davacı vekili tarafından her ne kadar değer arttırım ve ıslah dilekçesinde cenaze ve defin gideri talep edilmiş ise de davacı vekilinin dava dilekçesinin talep sonucu kısmında her bir davacı yönünden 100,00’er TL destekten yoksun kalma tazminatı talep ettiği ve davasını bu miktar üzerinden ikame ettiği, dava dilekçesinin talep ve sonuç kısmında yer almayan ve harcı yatırılmayan cenaze ve defin giderinin ıslah ve değer arttırım dilekçesi ile talep edilmesinin mümkün olmadığı, usulüne uygun harçlandırılmış bir talep olmadığından davacıların cenaze ve defin gideri talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerektiği, mahkememizce alınan 12/05/2019 tarihli kusur ve 22/09/2022 tarihli aktüerya bilirkişi ek raporunun usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Ayrıca, eldeki davada davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmakta olup davacı sayısı kadar maddi tazminat davası olduğundan yargılamada vekil ile temsil olunan tarafların her biri lehine maddi tazminat taleplerine ilişkin olarak ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacı …’nun destekten yoksun kalma tazminat talebinin KABULÜ ile 70.269,72 TL’nin davalılar …, … … ve … yönünden trafik kaza tarihi olan 03/06/2011 tarihinden, davalı … Sigorta A.Ş yönünden ise eksik ödeme tarihi olan 07/09/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’ya ÖDENMESİNE,
…/…
2-Davacı …’nun destekten yoksun kalma tazminat talebinin KABULÜ ile 35.597,82 TL’nin davalılar …, … … ve … yönünden trafik kaza tarihi olan 03/06/2011 tarihinden, davalı … Sigorta A.Ş yönünden ise eksik ödeme tarihi olan 07/09/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’ya ÖDENMESİNE,
3-Davacı …’nun destekten yoksun kalma tazminat talebinin REDDİNE,
4-Davacıların cenaze gideri talepleri hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
5-Alınması gerekli 7.231,81 TL karar ve ilam harcından davacılar tarafından yatırılan 31,40 TL peşin harç, 309,00 TL ıslah harcı ve 80,70 TL tamamlama harcı toplamı 421,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.810,71 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDEDİLMESİNE,
6-Davacılar tarafından yatırılan 31,40 TL başvurma harcı, 31,40 TL peşin harç, 309,00 TL ıslah harcı ve 80,70 TL tamamlama harcı, 253,80 TL keşif harcı ile davacılar tarafından yapılan 1.200,00 TL bilirkişi ücreti, 350,00 TL keşif araç ücreti, 1.041,00 TL ATK rapor ücreti ve 934,35 TL müzekkere-tebligat gideri toplamı olan 4.231,65 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabulü ile kısmen reddi sebebiyle tarafların haklılık oranına göre (105.867,54/105.967,54=0,99) 4.227,65 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ÖDENMESİNE, bakiye kısmın davacılar üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Davacı … kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. maddesi uyarınca hüküm altına alınan 11.243,16 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’ya ÖDENMESİNE
8-Davacı … … kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. maddesi uyarınca hüküm altına alınan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı … …’ya ÖDENMESİNE
9-Davalı … Sigorta A.Ş, ve … kendilerini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-4 Maddesi uyarınca davacı … …’nun reddedilen tazminat talebi üzerinden hesaplanan 100,00 TL vekalet ücretinin davacı … …’dan tahsili ile davalı … Sigorta A.Ş ve …’e ÖDENMESİNE,
10-6100 Sayılı HMK’nın 333. Maddesi uyarınca davacılar tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra davacılara İADESİNE,
11- Kararın kesinleşmesinden sonra dosyamız içerisinde bulunan İzmir 16 Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası aslının merciine İADESİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı … Sigorta vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı.23/11/2022

Katip …
E İMZA

Hakim …
E İMZA