Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/379 E. 2022/135 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/379
KARAR NO : 2022/135

MAHKEMEMİZİN 2017/379 ESAS SAYILI DAVA DOSYASI YÖNÜNDEN
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/03/2017

BİRLEŞEN İZMİR 4 ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN …/… ESAS SAYILI DAVA DOSYASI YÖNÜNDEN;
DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/03/2017
KARAR TARİHİ : 16/02/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
MAHKEMEMİZİN 2017/379 ESAS SAYILI DAVA DOSYASI YÖNÜNDEN;
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin kullanım dışı olan metal ve metal dışı bir çok ürünün tekrar üretim süreçlerine kazandırılması amacıyla geri dönüşüm faaliyeti gösterdiğini, tarafların 08.03.2016 tarihinde Satış Danışmanlık Sözleşmesi imzalandığını, 12.04.2016 tarihinde Reklam ve Medya Danışmanlık Sözleşmesi ile 26.04 2016 tarihli Ek sözleşmeler imzalandığını, iş bu sözleşmeler ile … İzmir İnşaat Projesi ile ilgili tüm medya hizmetleri medya planlama, reklam materyallerinin hazırlanması, lansman organizasyonları, fuar tanıtımları, etkinlik sponsorları ve medya satın alma işlerini yapmayı taahhüt ettiği, karşılığında davacı tarafından sözleşme maddelerine istinaden toplam bedeli 9.440.000.TL olan 47 adet çekin keşide edilerek davalı tarafa verildiği, davalı tarafından bugüne kadar sözleşme hükümlerinin yerine getirilmediğini, sözleşme konusu çeklerin bedelsiz kalmasına neden olduğunu, iş bu dosya kapsamında 05.11.2016 tarihli 200.000.TL bedelli … Pınarbaşı şubesi çeki bakımından dava açıldığını, davalı tarafından sözleşme gereği yapılması gereken işlerin yapılmadığı gibi onay alınmamış ve davacı bilgisinde olmayan gerçeğe aykırı 01.06.2016 tarih ve … seri nolu 3.288.788,62.TL bedelli fatura ile 20.07.2016 tarihli 8.732.000.TL bedelli e-fatura gönderildiğini, söz konusu hususta faturaların sözleşmeye aykırı olduğundan Bornova … noterliğinin 20.06.2016 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile Bornova … Noterliğinin 22.07 2016 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesinin davalı tarafa gönderildiği, davalı yan tarafından da İzmir … noterliğinin 18.07.2016 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile 22.07.2016 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnameleri ile haksız ve yasal olmayan taleplerde bulunularak reklam ve tanıtım taahhütlerinin durdurulduğunun ihtar edildiğini, dava konusu çeklerden … Pınarbaşı şubesine ait 05.11.2016 tarihli … seri nolu 200,000.TL bedelli çek bakımından davalılar kapsamında muhtemel ihtiyati haciz başvuruları ve icra takibinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararına verilmesine, dava konusu çekin iptaline, davacının borçlu olmadığının tespitine, çekin davacıya iadesine, kötüniyetle hareket ederek davacının ticari hayatına ve itibarına zarar veren davalının%20 den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı … Reklam vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan 08.03.2016 tarihli Satış Danışmanlık Sözleşmesi, 12.04 2016 tarihli Reklam ve Medya Danışmanlık Sözleşmesi ile 26.04.2016 tarihli ek sözleşmelere istinaden davacı tarafından davalı şirkete 9.440.000.TL bedelli çekler keşide edildiğini. davacı tarafından davalının sözleşmeler gereği taahhütlerini yerine getirmediği nedeniyle dava konusu çekin iptalini talep ettiğini,davacının tüm iddialarının haksız ve mesnetsiz olup davanın reddi gerektiğini, davalının taraflar arasında imzalanan sözleşmeler gereği tüm edimlerini yerine getirmesine rağmen davacının projeye bağlı olarak dairelerin satımı için gerekli çalışmaları yapmadığını, projeyi ilerletmediğini,davacının 08.03.2016 tarihli sözleşme gereğince satış ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi için satış ofisi kurması gerekirken davacının iş bu taahhüdünü yerine getirmediğini, davalının kendi şirket bünyesinde satış ofisi kurarak satış ve pazarlama faaliyetlerini yürütmek zorunda kaldığını, davalı tarafından yapılan tüm satış, pazarlama, reklam ve danışmanlık – faaliyetlerinin davacının onayı ile yapıldığını, davalının dava konusu çeki …’a değil gerek davacı ile imzalamış olduğu sözleşmelere istinaden gerekse başkaca projelere nedeniyle ticari ilişki içerisinde olduğu ve iş bu nedenden kaynaklı cari hesap borcuna istinaden … Mühendislik Ltd.Şti’ne cirolattığı, … Ltd.Şti.nin iş bu çeki teslim aldığına ilişkin teslim tutanağı düzenlendiğini, … Ltd Şti. tarafından dava konusu çekin kime ciro edildiğinin davalı tarafından bilinmediğini, davalıca çekin son hamilinin … olduğunun bilindiğini, … tarafından İstanbul 12 İcra Müdürlüğünün …/… sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı tarafa gönderilen ödeme emrine ek dava konusu çek fotokopisinin incelendiğinde yasal süresi içinde çek bedelinin tahsili için çekin bankaya ibraz edildiğijancak hem hesap bakiyesinin karşılıksız olması hem de mahkeme kararı ile ödemenin durdurulması nedeniyle çek bedelinin tahsil edilemediğinin görüldüğü, dava konusu çekin ödenmemesi ve icra takibinin durdurulması için verilen ihtiyati tedbir kararından rücu edilmesine, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili beyan dilekçesinde özetle; davalının çeki ticari usullere uygun olarak elinde bulundurduğunu, tedbir kararı nedeniyle çek bedelinin davalıya ödenmediğini, davalının iyi niyetli hamil olduğunu, davacı ile davacı şirket arasındaki ticari ilişkinin tarafı olmadığını, bu nedenle sorumlu tutulamayacağını, çekin illetten mücerret olduğunu, davacının diğer davalıya karşı olan şahsi defilerini davalı … yönünden ileri süremeyeceğini, davacı ile diğer davalı şirketin danışıklı olarak hareket ettiğini ve davalı …’ı mağdur ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN İZMİR 4 ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN …/… ESAS SAYILI DAVA DOSYASI YÖNÜNDEN;
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin İzmir Bornova’da bulunan 2 adet arsası için … markası adı altında inşaat yapımına başlandığını, yapılacak inşaatın satış aracılık ve emlakçılık işleri için … Reklam Ltd. Şti. İle 08/03/2016 tarihinde sözleşme imzaladıklarını, davalı … Reklam Ltd. Şti. nin bu sözleşme ile … İzmir İnşaat Projesi ile ilgili tüm medya hizmetlerinin planlaması, hazırlaması, tanıtım, lansman, sponsorluk ve medya satın alma işlerini yapmayı taahhüt ettiğini, bu sözleşme gereğince müvekkili firmanın ilki 25/05/2016 tarihinden başlamak üzere toplam 4.012.000,00-TL bedelli 24 adet çeki avans mahiyetinde keşide edip davalı …’ye teslim ettiğini, davalı şirkete ayrıca satış emlak aracılık sözleşmesi için 5.428.000,00-TL bedelli çekin de verildiğini, dava konusu 25/09/2016 tarihli … numaralı 200.000,00-TL bedelli çek için dava açtıklarını, davalı yanın sözleşme hükümlerini yerine getirmemesi nedeniyle sözleşme konusu çeklerin bedelsiz kalmasına neden olduğunu, 12/04/2016 tarihli sözleşmenin 3.3 maddesinde “…, Medya Şirketinin hazırladığı medya tanıtım çalışmalarını …’ın onayı olmadan yürürlüğe sokamaz. … bu işleri profesyonel bir medya şirketi ile yapacaktır. Verilen onay doğrultusunda Medya Şirketi ilgili mecralarda yer ayırtma ve reklamların yayınlanması konusunda gerekli düzenlemeleri yapma yetkisine sahiptir.” bu maddeye göre davacının onayı olmadan yürürlüğe giremeyeceğini ve 3.7 maddesine göre ” … materyal ve mecra ödemelerini onaylamış medya planları doğrultusunda peşin olarak veya aylık kullanımlara paralel olarak belirlenen ödeme planına göre ödeme yapar” bu hükümlere rağmen müvekkili şirkete sunulmuş onay alınmış medya tanıtım çalışmaları olmadığını, onay alınmamış ve şirketin bilgisi oolmayan gerçeğe aykırı faturalarla sanki medya satın alma işlemi yapılmış gibi gösterildiğini, bu faturaların kabul edilmeyip iade edildiğini, davalı tarafından daha sonra müvekkiline gönderilen ihtarname ile reklam ve tanıtım taahhütlerinin durdurduklarını ihtaren bildirdiklerini, müvekkilinin bu ihtara 2 kez cevap verdiğini, akabinde davacının reklam sözleşmesini fesih ettiğini, sözleşmenin feshinden sonra çekin davalıya kötüniyetle ciro edildiğini, davalı … ile diğer davalı … arasında herhangi bir faaliyet bulunmadığını, …’ın çekin bedelsiz olduğunu bile bile ciro aldığını, davaya konu çekle ilgili müvekkili firmanın davalı … Reklam Ltd. Şti. Ne borcu olmadığını, …’nin de diğer davalı …’a borcu olmadığını, …’ın çeki İstanbul 37. İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyasında icra takibine koyduğunu, bu nedenle müvekkili şirketin hesaplarına haciz konulduğunu belirterek İstanbul 37. İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı icra takibinde borçlu olmadığının tespitini, İİK.nun 72/3 maddesi gereğince ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini, davalıların kötüniyetli olmaları nedeniyle %20 den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı … Reklam vekili cevap dilekçesinde özetle;davacı ve müvekkili davalı ile aralarında imzalanan 08.03.2016 tarihli Satış Danışmanlık Sözleşmesi, 12.04.2016 tarihli Reklam ve Medya Danışmanlık Sözleşmesi ve 26.04.2016 tarihli ek sözleşmelere istinaden müvekkil şirkete toplam 9.440.000,00 TL bedelli çek keşide ettiğini, ancak müvekkilinin sözleşmeler gereği taahhütlerini yerine getirmediğini belirterek 25.09.2016 keşide tarihli 200.000,00.-TL bedelli çekin iptalini talep etmiştir. Davacı yanın tüm bu iddiaları haksız ve mesnetsiz olup davanın reddinin gerektiğini, müvekkilinin davacı yan ile aralarında imzalanan sözleşmeler gereği tüm taahhütlerini yerine getirmesine rağmen davacı şirket sözleşmeler gereği taahhütlerini yerine getirmediğini, projeye bağlı olarak dairelerin satımı için gerekli çalışmaları yapmadığını ve projeyi ilerletemediğini, davalı şirketin kendi şirket bünyesinde bir satış ofisi kurarak satış ve pazarlama faaliyetlerini yürütmek zorunda kaldığını, davalı müvekkilin 08.03.2016 tarihli sözleşmeye istinaden yapmış olduğu satış ve pazarlama faaliyetleri ile davacı bir çok alıcı ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzaladığını, imzalanan bu sözleşmelerde 01.07.2016 tarihinde inşaat çalışmalarına başlanacağının taahhüt edilmesine rağmen halen inşaat çalışmaları başlamadığını ve bu nedenle iş bu sözleşmeler alıcılar tarafından feshedilerek sözleşmeye istinaden yapılan ödemelerin iadesinin talep edildiğini, davacının 08.03.2016 tarihli sözleşme gereğince satış ofisinin kurulmasına ilişkin hiç bir çalışma yapmadığını ve halen inşaat çalışmalarına başlamadığı hususunun İzmir 5. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …/… değişik iş sayılı dosyası ile de tespit edildiğini, müvekkili şirketin, 12.04.2016 tarihli reklam ve danışmanlık sözleşmesi ve ekindeki taahhütler çerçevesinde, spot, internet reklamı, banner internet, 90 sn reklam, modellemeler, lansman, reklam filmi, 1 ünlü ses, katalog vs gibi yükümlülükleri sözleşmeye uygun şekilde yerine getirmiş ancak davacı tarafından yapılması gereken ödemenin yapılmaması nedeniyle yalnızca jingle çalışmasına ilişkin taahhütünü yerine getiremediğini, sözleşme çerçevesinde reklam ve tanıtım faaliyetlerinde sosyal medya, reklam, gazeteler etkin şekilde kullanıldığını, yapılan tanıtımlara davacı şirket de ştirak edilmiş olup sosyal medya, gazete, dergi, billboard vs yapılan tanıtım faaliyetlerine ilişkin tüm görseller davacıya iletildiğini, bu halde davacının satış ve pazarlama faaliyetinin yerine getirilmediği iddiası dürüstlük kuralları ve basiretli tacir sıfatıyla bağdaşmadığını, davacı tarafından onaylanan medya tanıtım çalışmaları doğrultusunda yapılan medya satın almalara ilişkin, … Reklam tarafından davalı müvekkil adına 01.06.2016 tarihli ve … nolu 3.288.788,62.-TL bedelli fatura düzenlenmiş olup iş bu fatura içeriğinin gerçeğe aykırı ve usulsüz olduğu yönündeki iddiaların da dürüstlük kuralları ile bağdaşmadığını, ayrıca davalı tarafından yapılan tüm satış, pazarlama, reklam ve danışmanlık faaliyetleri davacının onayı ile yapılmış olup yapılan tüm çalışmalardan davacının haberdar olduğunu, yine davacı tarafından haksız olarak düzenlendiği iddia edilen 20.07.2016 tarihli, … nolu, 8.732.000,00.-TL bedelli faturanın reklam bedeline istinaden düzenlendiğini, müvekkilinin dava konusu çeki …’a değil; gerek davacı ile imzalamış olduğu sözleşmelere istinaden gerekse başkaca projeleri nedeniyle ticari ilişki içerisinde olduğu ve iş bu nedenden kaynaklı cari hesap borcuna istinaden … Muhendislik Mimarlık Reklam Hayvancılık San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ye beyaz ciro yoluyla cirolamış ve … Ltd. Şti.’nin iş bu çeki teslim aldığına ilişkin teslim tutanağı düzenlendiğini belirterek açılan haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili beyan dilekçesinde özetle; davalının çeki ticari usullere uygun olarak elinde bulundurduğunu, tedbir kararı nedeniyle çek bedelinin davalıya ödenmediğini, davalının iyi niyetli hamil olduğunu, davacı ile davacı şirket arasındaki ticari ilişkinin tarafı olmadığını, bu nedenle sorumlu tutulamayacağını, çekin illetten mücerret olduğunu, davacının diğer davalıya karşı olan şahsi defilerini davalı … yönünden ileri süremeyeceğini, davacı ile diğer davalı şirketin danışıklı olarak hareket ettiğini ve davalı …’ı mağdur ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Asıl dava, avans olarak verildiği ve bedelsiz kaldığı iddia olunan çek nedeniyle menfi tespit isteğine ilişkindir.
Birleşen dava, avans olarak verildiği ve bedelsiz kaldığı iddia olunan çek nedeniyle menfi tespit isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-Davacı tarafın delil listesi ekinde sunulan sözleşme, çek sureti ve ihtarname
örnekleri,
-İstanbul 13 ATM’ nin …/… esas sayılı dosyası sureti,
-Davacı şirket ile davalı şirket arasında yapılan 10/02/2017 tarihli sulh protokolü,
– İstanbul 12. İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosya sureti,
-Bilirkişi …’ın 15/10/2018 tarihli raporu,
-İstanbul 37. İcra Müdürlüğünün …/… sayılı dosya sureti,
-İstanbul CBS’nin …/… esas sayılı dosya sureti,
-İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünün bila tarihli cevabı yazısı,
-Büyükçekmece CBS’nin …/… sayılı dosya sureti,
-İzmir 6 Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… esas sayılı dosya sureti,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Çek ve bono bir kambiyo senedidir. Kambiyo ilişkisinin altında esas itibariyle bir asıl /temel borç ilişkisi vardır. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise, bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır.
Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun “Menfi tespit ve istirdat davaları” başlıklı 72. Maddesi: “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.” düzenlemesini içermektedir.
Anılan maddeden anlaşıldığı üzere borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir ve takip konusu alacağın borçlusu olmadığının tespiti isteyebilir.
Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar ve bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur.
Bu noktada, konuyla ilgisi bakımından “ispat yükü”ne ilişkin açıklama yapılmasında yarar vardır:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun “İspat yükü” başlığını taşıyan 190.maddesi; “(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” hükmünü içermektedir.
Yukarıda belirtilen maddenin birinci fıkrasında, ispat yükünün belirlenmesine ilişkin temel kural vurgulanmıştır. Buna göre, bir vakıaya bağlanan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran taraf ispat yükünü taşıyacaktır. İspat yükünün belirlenebilmesi için önce ilgili maddî hukuk kuralındaki koşul vakıaların doğru bir şekilde tespit edilmiş olması ve buna uygun somut vakıaların ortaya konulmuş olması gerekir. Her bir vakıa bakımından lehine hak çıkarma çerçevesinde ispat yükü kuralları belirlenir. Ancak kanunda özel olarak ispat yükünün belirlendiği hallerde, genel kurala göre değil, kanunda belirtilen şekilde ispat yükü belirlenecektir. İkinci fıkrada ise, karinelerin varlığı halinde ispat yükünün nasıl belirleneceği düzenlenmiştir. Karine söz konusu olduğunda, karine temeli ile karine sonucunu birbirinden ayırt etmek gerekir. Karineye dayanan taraf, sadece karine sonucunu ispat yükünden kurtulmuş olur, ancak karine temelini ispat etmek yükü altındadır. Bu durumu vurgulamak için, fıkrada açık düzenleme yapılmıştır. Kesin kanunî karineler dışında, karşı taraf karinenin aksini ispat edebilir. Fıkrada, özellikle aksini ispat kavramına yer verilmiştir. Zira, aksini ispat ve karşı ispat farklı kavramlardır. Karine söz konusu olduğunda, karşı ispat faaliyetinden değil, karine ile kabul edilen durumun aksini ispat etmek gerekir (6100 sayılı HMK. 190. madde gerekçesi).
Menfi tespit konulu eldeki davada ispat yükünün özellikleri üzerinde de durulmalıdır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir. Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi).
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürebilir. Borçlu borcun varlığını inkar ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürüyorsa, bu durumda doğal olarak ispat yükü kendisine düşecektir.
Kambiyo senedinin bir illete bağlı olması gerekmez ve kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu iddia eden tarafa aittir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; Davacının asıl ve birleşen davada, davacı şirket ile davalı … Reklam Ltd. Şti arasında satış danışmanlık sözleşmesi ile reklam ve medya danışmanlık sözleşmesi bulunduğu, bu sözleşmeler kapsamında davacı şirketin davalı şirkete muhtelif tarihli ve bedelli çekleri avans olarak davalı şirkete teslim ettiği, ancak davalının sözleşme hükümlerini yerine getirmediği, kendisine teslim edilen sözleşmeye konu çeklerin bedelsiz kaldığı, davalının sözleşmeyi feshettiğini bildirdiği ve cezai şart talebinde bulunduğu, asıl dava konusu Türkiye … Bankası Pınarbaşı şubesine ait 05/11/2016 tarihli … seri numaralı 200.000,00 TL bedelli çek ile birleşen dava konusu Türkiye … Bankası Bornova şubesine ait 29/09/2016 tarihli … seri numaralı 200.000,00 TL bedelli çekin davalı …’ın elinde olduğunun öğrenildiği, davacı ve davalı şirket ile davalı … arasında ticari ilişki bulunmadığı, davalıların kötüniyetli hareket ettiği ve asıl ve birleşen davaya konu her iki çek yönünden davacının davalılara borçlu olmadığını iş bu asıl ve birleşen dava ile iddia ettiği, davalı şirketin ise asıl ve birleşen davada taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğu, davacının iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğu, davalı şirketin tüm yükümlülüklerini yerine getirdiği, davacının gerekli çalışmaları yapmadığı bu nedenle sözleşmenin sürdürülemediği, davacının dürüstlük kurullarına aykırı hareket ettiğini, söz konusu çeklerin beyaz ciro ile dava dışı şirkete cirolandığı, kötüniyetli olmadığını savunduğu, davalı vekilinin asıl dava dosyasında 08/03/2018 tarihinde birleşen dava dosyasında ise 07/03/2018 tarihinde cevap dilekçesini ıslah ettiği, bu dilekçelerinde dava konusu çeklerin davalı …’a yüksek faiz oranı ile borç alınmak üzere teslim edildiği, davalı şirket ile … arasında borç para ilişkisinin gerçekleşmediği buna rağmen çeklerin iade edilmediği, … hakkında suç duyurusunda bulunulacağı, ayrıca davalı şirketin cari hesapta davacıya 2.000.000,00 TL borçlu olduğu, dava konusu çekin bedelsiz olduğu şeklinde cevap dilekçesindeki beyanlarını ıslah ettiği, davalı …’ın ise dava konusu çeklerin iyi niyetli yetkili hamili olduğu ve davacı şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişkinin tarafı olmadığı, bedelsizlik iddiasının kendisine karşı ileri sürülemeyeceğini savunduğu, davacı şirket ile davalı … Reklam arasında asıl ve birleşen davada Türkiye … Bankası Pınarbaşı şubesine ait 05/11/2016 tarihli … seri numaralı 200.000,00 TL bedelli çek ile Türkiye … Bankası Bornova şubesine ait 29/09/2016 tarihli … seri numaralı 200.000,00 TL bedelli çeklerin bedelsiz olduğu hususunda ihtilaf bulunmadığı, asıl ve birleşen dosyada ihtilafın davacı şirketin ciro yoluyla çeklerin hamili olan davalı …’a karşı borçlu olup olmadığı, bu kişiye karşı bedelsizlik iddiasının ileri sürülüp sürülemeyeceği ve bu kişinin çekleri kötüniyetle iktisap edip etmediği hususunda uyuşmazlık bulunduğu, yargılama aşamasında asıl ve birleşen dosya davalısı şirketin yargılama devam etmekte iken tasfiye neticesinde 11/09/2018 tarihinde ticaret sicilinden terkin edildiğinin mahkememizce tespit edilmesi üzerine davacı şirket yetkilisine asıl ve birleşen dosya davalısının tüzel kişiliğini ihya etmek üzere süre verildiği, davacı tarafından İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… esas sayılı dosyasında açılan ihya davasında 15/04/2021 tarih ve …/… esas, …/… karar sayılı kararı ile davalı şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verildiği, tasfiye memuru olarak …’ın atandığı, böylece dava konusu uyuşmazlıkta taraf teşkilinin sağlandığı, takip öncesi açılan lehtar ve hamil olan davalılara yöneltilen menfi tespit niteliğindeki asıl davada davalı … Reklam Ltd. Şti tarafından bedelsizlik iddiası kabul edildiğinden ve bu husus ihtilafsız olduğundan davacının davalı … Reklam Ltd. Şti’ye yönelik menfi tespit talebinin kabulü gerektiği, birleşen dava dosyası yönünden ise davacının takip sonrası açmış olduğu davada takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, birleşen davaya konu İstanbul 37. İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı icra dosyasının alacaklısının birleşen dosya davalısı …, borçlusunun ise birleşen dosya davacısı … Dış Ticaret A.Ş olduğu, hal böyle iken birleşen dosya davalısı … Reklam Ltd Şti’nin davacıya yönelik takip nedeniyle herhangi bir hak ve alacak iddiası bulunmadığına göre asıl davada … Reklam Ltd. Şti yönünden davanın kabulüne, birleşen davada ise pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Asıl ve birleşen dosya davacısı şirket tarafından asıl ve birleşen dosya davalısı … ile aralarında borç ilişkisi bulunmadığı, bu kişinin dava konusu çekleri kötüniyetli olarak iktisap ettiği, bu hususun asıl ve birleşen dosya davalısı … Reklam Ltd Şti tarafından da kabul edildiği ileri sürülmüş ve asıl ve birleşen dosyada davalı … yönünden menfi tespit talebinde bulunulmuş ise de, asıl ve birleşen dosyada davalı … yönünden dava konusu uyuşmazlığın niteliğine göre ispat külfetinin asıl ve birleşen dosya davacısında olduğu, davalı … hakkında dava konusu çekler yönünden yürütülen ceza soruşturmasında Büyükçekmece CBS’nın 11/12/2019 tarih ve …/… soruşturma, …/… karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı ile takipsizlik kararı verildiği, bu kararın itiraz edilmeksizin 15/01/2021 tarihinde kesinleştiği, Türkiye … Bankası Pınarbaşı şubesine ait 05/11/2016 tarihli … seri numaralı 200.000,00 TL bedelli çekin keşidecisinin … Dış Ticaret Metal A.Ş, lehtar ve cirantasının … Reklam Ltd Şti, hamilinin … olduğu, çekin yasal süresi içerisinde muhatap bankaya ibraz edildiği ancak İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin tedbir kararı nedeniyle hamile ödeme yapılmadığı, bu çekin asıl davadan sonra İstanbul 12. İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyasında davalı … tarafından takibe konu edildiği, Türkiye … Bankası Bornova şubesine ait 29/09/2016 tarihli … seri numaralı 200.000,00 TL bedelli çekin keşidecesinin … Dış Ticaret Metal A.Ş, lehtar ve cirantasının … Reklam Ltd Şti, cirantasının …, son hamilinin ise … olduğu, çekin yasal süresi içerisinde muhatap bankaya ibraz edildiği, çekin karşılıksız olduğu ve ayrıca İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin tedbir kararı nedeniyle hamile ödeme yapılmadığı ve söz konusu çekin birleşen dosya davalısı … tarafından birleşen davadan önce İstanbul 37. İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı takibine konu edildiği, çeklerin düzgün ciro silsilesi ile asıl ve birleşen dosya davalısına geçtiği, kambiyo hukukuna göre çekin ödeme vasıtası olduğu ve asıl ve birleşen dosya davacısı ile asıl ve birleşen dosya davalısı … … arasında ticari ilişki bulunmasına gerek olmadığı, her ne kadar asıl ve birleşen dosya davacısı tarafından çeklerin avans çeki olarak verildiği ve bedelsiz kaldığı ileri sürülmüş ve bu iddia asıl dava dosyasında lehtar olan diğer davalı yönünden kabul edilmiş ise de, davacının çek metinlerinden anlaşılamayan bu hususu ve şahsi defileri ciranta ve son hamil olan asıl ve birleşen dosya davalısı …’a yöneltemeyeceği, TTK’nın 677. maddesindeki düzenlemeye göre, imzaların istiklali prensibinin benimsendiği, düzgün ciro silsilesine göre çeki iktisap edenin, çeki iktisapta ağır kusurunun bulunduğunun ayrıca kanıtlanması gerektiği, dava konusu çekteki ciro silsilesi düzgün olup, aksi ispatlanamadığı için asıl ve birleşen davalısı …’ın iyi niyetli yetkili hamil ve ciranta konumunda olduğu, asıl ve birleşen dosya davalısı …’ın dava konusu çekleri kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu hususunda asıl ve birleşen dosya davacısı tarafça yeterli ve inandırıcı delil sunulamadığı, her ne kadar asıl ve birleşen dosya davacı vekili tarafından mahkememizce yapılan bilirkişi incelemesi esas alınarak kendilerinin davalı … Reklam Ltd Şti’ye borçlu olmadığı ve yine davalı …’ın usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı bu nedenle iddialarını ispat ettikleri ileri sürülmüş ise de, mahkememizce dosyaya kazandırılan uyap entegrasyon kayıtlarına göre davalı …’ın dava konusu çeklerin ait olduğu dönemde vergi mükellefi bulunmadığı, tacir sayılan kişilerden olmadığı, ticari defter ve kayıtları tutma mecburiyetinde olmadığı, bu nedenle mahkememizce davalı …’a ticari defter ve kayıtlarını sunmak üzere süre verilmiş olması ve davalının bu ara kararın gereğini yerine getirmemiş olmasının dava konusu uyuşmazlık yönünden herhangi bir etkisinin olmadığı, tüm dosya kapsamına göre asıl ve birleşen dosya davacısının iddiasını ispat edemediği anlaşılmakla asıl ve birleşen dosya davalısı … hakkındaki asıl ve birleşen davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce asıl ve birleşen dosyada davalı … tarafından davacı şirket aleyhinde başlatılan İstanbul 12. İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı ve İstanbul 37. İcra Müdürlüğünün …/… sayılı takip dosyalarının asıl ve birleşen dosya davacısının istemi üzerine ayrı ayrı tedbiren durdurulmasına karar verildiği ve asıl ve birleşen davanın davalı … lehine sonuçlandığı anlaşılmakla, 2004 sayılı İİK’nun 72.maddesi uyarınca asıl ve birleşen dosya davalısı …’ın alacağını geç almış olmaktan doğan zararları için dava değeri üzerinden %20 oranında tazminata dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle:
A-) Mahkememizin 2017/379 esas sayılı dava dosyası yönünden
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, davacının Türkiye … Bankası Pınarbaşı Ticari/İzmir şubesine ait keşidecisi … Dış Ticaret Metal Maden Enerji Sanayi A.Ş, lehtar ve cirantası … Reklam Gıda ve İnşaat Ltd Şti, keşide tarihi 05/11/2016, keşide yeri İzmir, bedeli 200.000,00 TL çek numarası … nolu çek nedeniyle davalı … Reklam Gıda ve İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd Şti’ye borçlu olmadığının TESPİTİNE, davalı … yönünden davanın REDDİNE,
2-Mahkememizce yargılama aşamasında İstanbul 12. İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı takibinin durdurulmasına karar verildiğinden dava değeri olan 200.000,00 TL üzerinden % 20 oranında hesaplanan 40.000,00 TL tazminatın davacıdan alınarak davalı …’a ÖDENMESİNE,
3-Alınması gerekli 13.662,00 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 3.784,99 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 9.877,01 TL karar ve ilam harcının davalı … Reklam Gıda ve İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd Şti’den tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvurma harcı, 3.784,99 TL peşin harç, 398,85 TL müzekkere-tebligat ve bilirkişi ücretinden davalı … Reklam Ltd. Şti’nin sorumluluk payına düşen yargılama giderlerinden oluşan toplam 4.215,24 TL yargılama giderinin davalı … Reklam Gıda ve İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd Şti’den tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı … tarafından yapılan 88,50 TL müzekkere-tebligat giderinin davacıdan tahsili ile davalı …’a ÖDENMESİNE,
6-Davacı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan 2022 Yılı AAÜT’nin 13/1-2. fıkrası uyarınca 22.450,00 TL vekalet ücretinin davalı … Reklam Gıda ve İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd Şti’den tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
7-Davalı … dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan 2022 Yılı AAÜT’nin 13/1-2. fıkrası uyarınca reddolunan miktar üzerinden hesaplanan 22.450,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …’a ÖDENMESİNE,
8-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
B-) Birleşen İzmir 4 Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… esas sayılı dava dosyası yönünden
1-Davalı … Reklam Gıda ve İnşaat San. Tic. Ltd Şti yönünden davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan REDDİNE,
2-Davalı … yönünden davanın esastan REDDİNE,
3-Mahkememizce yargılama aşamasında İstanbul 37. İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı takip dosyası kapsamında icra veznesine girecek paranın davalıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verildiğinden dava değeri olan 221.635,62 TL üzerinden %20 oranında hesaplanan 44.327,12 TL tazminatın davacıdan alınarak davalı …’a ÖDENMESİNE,
4-Alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan 3.784,99 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 3.704,29 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya İADESİNE,
5-Mahkememizce bu yargılama nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davalı … dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan 2022 Yılı AAÜT’nin 13/1-2. fıkrası uyarınca reddolunan miktar üzerinden hesaplanan 23.964,49 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …’a ÖDENMESİNE,
7-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı diğer davalıların yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/02/2022

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA