Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/354 E. 2021/368 K. 02.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/354 Esas
KARAR NO : 2021/368

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 23/03/2017
KARAR TARİHİ : 02/04/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu, davalı şirkete ZMMS sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın 25/11/2016 tarihinde Çeşme istikametinden İzmir istikametine seyir halinde iken araç sürücüsünün orta refüje çarptığını, ardından takla atarak ters döndüğünü bu esnada araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin yaralandığını, kaza sonrası tedavisinin Urla Devlet Hastanesinde yaptırıldığını, müvekkilinin araç sürücüsünden şikayetçi olmadığını, soruşturma dosyasının takipsizlikle kapandığını, sorumlu şirkete 03/03/2017 tarihinde başvurulmasına rağmen ödeme yapılmadığını, müvekkilinin belirtilen kazadan kaynaklı geçici ve kalıcı maluliyetinin tespiti ile fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 50,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 50,00TL maluliyet tazminatının başvuru tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı davaya cevap vermemiş, yargılama aşamalarındaki beyanlarında davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, 6098 Sayılı TBK’nın 71 ve 2918 Sayılı KTK’nın 85 ve devamı maddeleri kapsamında açılan motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan maddi tazminat(sürekli iş göremezlik ve geçici iş göremezlik tazminatı) isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-Urla Devlet Hastanesinin 08/05/2017 ve 10/12/2019 tarihli yazısı ve eki,
-Kusur bilirkişi …’in 19/06/2018 tarihli raporu,
-SGK’nın 21/05/2018, 23/12/2020, 26/11/2020 ve 01/12/2020 tarihli yazıları ve eki,
-Ege ATK’nın 25/09/2018 tarihli maluliyet raporu,
-… Sigorta Kooperatifinin 06/09/2017 tarihli yazısı ve eki,
– Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinin 11/10/2019 tarihli yazısı ve eki,
-Buca Seyfi Demirsoy Devlet Hastanesinin 24/12/2019 tarihli yazısı,
-ATK 2 İhtisas Kurulunun 21/02/2020 tarihli maluliyet raporu,
-Urla CBS’nin … sayılı soruşturma dosya sureti,
-Aktüer bilirkişi …’nın 21/01/2021 tarihli raporu,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Sorumluluk hukukunun amacı, zarar görenin uğramış olduğu gerçek zararı gidermek, kaybolan bir değerin yerine, nitelik veya nicelikçe benzer bir değer koymaktır.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesinde, “İşletenlerin, bu Kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1.maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanunun 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir. Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir. Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hakimin takdirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
TBK’nın 54. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ile tedavi giderleri de bu zarar türleri arasında yer almaktadır.
Bedensel zarara uğrayan kimse, çalışma gücünü sürekli veya geçici olarak yitirmesinden ve ileride edineceği kazançtan yoksun kalmasından doğan zarar ile bütün giderlerini isteyebilir. Çalışamamaktan kaynaklanan zarar ise geçici iş göremezlik nedeniyle olabileceği gibi; sürekli iş göremezlik biçiminde de olabilir. Geçici iş göremezlik zararı, zararı görenin yaptığı iş ve gelir durumu itibariyle iyileşme süresinde elde edemediği kazançtan ibarettir. Sürekli iş göremezlik zararı ise beden gücü kaybına uğrayan kişinin, zarar görmeden önce yapmakta olduğu iş için daha fazla bir güç (efor) harcaması nedeniyle doğan zarardır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve dosya kapsamında toplanan tüm deliller bir arada değerlendirildiğinde; 25/11/2016 tarihinde davacının yolcu olarak içerisinde bulunduğu … plakalı aracın karıştığı tek taraflı, yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, davacının bu kaza neticesinde yaralandığı iddiası ile iş bu davada geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı talebinde bulunduğu, tazminatın davalı … nezdindeki zmms sigortası kapsamında karşılanmasının talep edildiği, mahkememizce öncelikle taraf sürücüleri ile dava dışı 3. kişilerin kusuruna ilişkin kusur raporu alındığı, alınan kusur raporuna göre davacının yolcu olarak araç içerisinde bulunduğu, kusurunun olmadığı, davalı … sürücüsünün ise kazanın meydana gelmesinde %100, asli ve tam kusurlu olduğunun tespit edildiği, dosya içerisinde bulunan kaza tespit tutanağı ve mahkememizce alınan kusur raporunun uyumlu olduğu bu nedenle kusur yönünden başkaca bir inceleme yapılmasına lüzum görülmediği, davacının kaza nedeniyle geçici ve sürekli maluliyetinin oluşup oluşmadığı yönünde mahkememizce öncelikle dosyanın Ege Üniversitesi Adli Tıp Birimine gönderildiği, Ege ATK’nın 25/09/2018 tarihli raporuna göre davacıda kaza nedeniyle sürekli sakatlık oluşmadığı, geçici maluliyet durumunun ise 3 ay olduğu yönünde görüş bildirildiği, taraf vekillerinin itirazları üzerine mahkememizce dosyanın İstanbul ATK’ya gönderildiği, İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu’nun 21/02/2020 tarihli maluliyet raporunda da davacıda kaza nedeniyle sürekli sakatlık oluşmadığı, geçici maluliyet durumunun ise 3 ay olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, maluliyet raporlarının birbirleri ile uyumlu olması gözetilerek mahkememizce dosyanın aktüer bilirkişiye tevdii edildiği, aktüer bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaya göre davalı … sürücüsünün %100 kusuruna göre davacı tarafından talep edilebilecek geçici iş göremezlik zararının 4.088,50 TL olarak hesaplandığı, davacı vekilinin 10/02/2021 tarihli dilekçesiyle geçici iş göremezlik tazminatı talebi yönünden değer artırım dilekçesi sunduğu ve talebini 4.088,50 TL olarak bildirdiği, değer artırım dilekçesinin davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, %100 kusurla kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın davalı … nezdinde 11/12/2015-11/12/2016 tarihleri arasında motorlu kara taşıtları zorunlu mali sorumluluk poliçesinin olduğu, davaya konu trafik kazasının sigorta poliçesi ile teminat altına alınan dönem içerisinde 25/11/2016 tarihinde meydana geldiği, 6098 sayılı TBK’nın 71, 2918 Sayılı KTK’nın 85, 86 ve 91. maddeleri ile Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarında belirtildiği üzere geçici iş göremezlik zararının, 6098 sayılı TBK’nın 54/2. maddesinde kazanç kaybı olarak nitelendirildiği ve bu nedenle davalının geçici iş göremezlik tazminatından zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olarak sorumlu olduğu, mahkememizce alınan kusur, maluliyet ve aktüerya bilirkişi raporlarının oluşa ve dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu, her ne kadar davacı vekili sigortaya başvuru tarihinden itibaren faiz talebinde bulunmuş ise de, başvurunun tebliğine ilişkin herhangi bir belge sunulmadığı ayrıca davalı … tarafından bu belgelerin ibraz edilmediği, bu sebeple davalının dava tarihi itibariyle temerrüde düştüğünün kabulü gerektiği, meydana gelen hasarın ve talebin niteliğine göre davacı tarafın talep edebileceği faizin yasal faiz olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının geçici iş göremezlik tazminat talebinin KABULÜ ile 4.088,50 TL’ nin dava tarihi olan 23/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
2-Davacının sürekli iş göremezlik tazminat talebinin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 279,28 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan 31,40 TL peşin harç ile 14,50 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 233,38 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDEDİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvurma harcı, 31,40 TL peşin harç, 14,50 TL ıslah harcı, 900,00 TL bilirkişi ücreti, 1.067,00 TL ATK rapor ücreti, 61,00 TL muayene ücreti ve 312,11 TL müzekkere-tebligat-muayene ücreti giderinden oluşan toplam 2.417,41 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabulü ile kısmen reddi sebebiyle tarafların haklılık oranına göre (4.088,50/4.138,50=0,98) 2.388,20 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan 2021 Yılı AAÜT’nin 13/1-2. fıkrası uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
6-Davalı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan 2021 Yılı AAÜT’nin 13/1-2. fıkraları uyarınca 50,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ÖDENMESİNE,
7-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 341 vd. Maddeleri uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere tarafların yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.02/04/2021

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA