Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/317 E. 2022/8 K. 07.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/317 Esas
KARAR NO : 2022/8

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 15/03/2017
KARAR TARİHİ : 07/01/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;04/09/2012 tarihinde … ‘nın sevk ve idaresindeki …plaka sayılı aracı ile seyir halinde iken …’ın sevk ve idaresindeki …. plakalı motosiklete çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında motosiklette yolcu olarak bulunan davacının ağır şekilde yaralandığını, davacının tedavisinin Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yapıldığını, kaza tespit tutanağına göre …plaka sayılı araç sürücüsünün kusurlu bulunduğunu, kaza ile ilgili İzmir 4 SCM …. esas dosyası üzerinden kovuşturma yapıldığını, …plakalı aracın kaza tarihini kapsar ZMMS sigortasının davalı sigorta şirketinde mevcut olduğunu, sigorta şirketine başvuru yapıldığını, müvekkiline bir kısım ödeme yapıldığını, yapılan ödemenin yetersiz olduğunun ve malüliyeti karşılamadığının bilirkişi raporu ile ortaya çıkacağını, açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalı sigorta şirketinden kusuru oranında tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle:2918 KTK ‘ya göre müracaat şartının yerine getirilmediğini, müvekkili şirkete sigortalı aracın işleteni … ‘ya davanın ihbar edilmesini, müvekkili şirket tarafından davacı yana başvuru üzerine hasar dosyası kapsamında 18/12/2013 tarihinde 24.718 TL ödeme yapıldığını, müvekkil şirketin sorumluluğunun sigortalının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, kusurların tespiti için dosyanın ATK’ya gönderilmesi gerektiğini, poliçede sadece sürekli malüliyet hallerinin teminat altına alındığını, sürekli sakatlık halinin ATK 3. İhtisas Dairesinden alınacak rapor ile ispatlanması gerektiğini, zarar hesabının aktüerler siciline kayıtlı bilirkişiler aracılığı ile yapılmasını gerektiğini, bilirkişi incelemesi yapılırken 18/12/2013 ödeme tarihindeki veriler dikkate alınarak işlemiş faizin güncellenmesi gerektiğini, SGK ‘dan davacıya ödeme yapılıp yapılmadığının sorulması gerektiğini, davacının müterafik kusurunun tazminattan düşülmesi gerektiğini, şirketin dava tarihinden itibaren yasal faiz ile sorumlu olabileceğini, açıklanan nedenlerle usul ve esastan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, 6098 Sayılı TBK’nın 71 ve 2918 Sayılı KTK’nın 85 ve devamı maddeleri kapsamında açılan motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan maddi tazminat (sürekli iş göremezlik, geçici iş göremezlik) isteğine ilişkindir.

DELİLLER:
-Davacıya ait tedavi evrakları,
-İzmir 25 Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası,
-Kaza tespit tutanağı, Sigorta Başvuru evrakları, Poliçe
-Bilirkişi …’in 16/04/2018 tarihli kusur raporu,
-Mersin Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 09/08/2019 tarihli raporu,
-İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesinin 27/06/2019 tarihli kusur raporu,
-İstanbul ATK’nun 23/10/2019 tarihli maluliyet raporu,
-SGK’nın 29/05/2020 tarihli yazısı,
-Bilirkişi …’ın 02/07/2019 tarihli kök ve 17/08/2021 tarihli ek
aktüer raporu,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Sorumluluk hukukunun amacı, zarar görenin uğramış olduğu gerçek zararı gidermek, kaybolan bir değerin yerine, nitelik veya nicelikçe benzer bir değer koymaktır.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesinde, “İşletenlerin, bu Kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1.maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanunun 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir. Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir. Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hakimin takdirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
TBK’nın 54. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ile tedavi giderleri de bu zarar türleri arasında yer almaktadır.
Bedensel zarara uğrayan kimse, çalışma gücünü sürekli veya geçici olarak yitirmesinden ve ileride edineceği kazançtan yoksun kalmasından doğan zarar ile bütün giderlerini isteyebilir. Çalışamamaktan kaynaklanan zarar ise geçici iş göremezlik nedeniyle olabileceği gibi; sürekli iş göremezlik biçiminde de olabilir. Sürekli iş göremezlik zararı ise beden gücü kaybına uğrayan kişinin, zarar görmeden önce yapmakta olduğu iş için daha fazla bir güç (efor) harcaması nedeniyle doğan zarardır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve dosya kapsamında toplanan tüm deliller bir arada değerlendirildiğinde; 04/09/2012 tarihinde davalı sigorta nezdinde zmms sigortalı olan …plakalı aracın, davacının yolcusu olduğu … plakalı motorsiklete çarpması neticesinde davacının yaralandığı, davacının iş bu dava ile geçici ve sürekli iş göremez hale geldiği iddiası ile kazaya sebebiyet verdiğini iddia ettiği …plakalı aracın zmms sigortacısı olan davalıdan maddi tazminat talebinde bulunduğu, mahkememizce alınan 16/04/2018 tarihli kusur bilirkişi raporunda, davacının yolcusu olduğu araç sürücüsünün kusursuz, davalı sigorta sürücüsünün ise %100 asli kusurlu olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, mahkememizce dosyanın davalının itirazları doğrultusunda İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesine gönderildiği, ATK Trafik İhtisas Dairesinin 27/06/2019 tarihli raporunda da davalı sigorta sürücüsünün %100 tam ve asli kusurlu olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, kaza tarihi dikkate alınarak davacının maluliyetinin Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre belirlenmesi için mahkememizce dosyanın İstanbul ATK 2. İhtisas Dairesine gönderildiği, ATK’dan alınan 23/10/2019 tarihli maluliyet raporuna göre, davacının %8.1 oranında sürekli iş göremez olduğu ve 18 (onsekiz) ay geçici iş göremez olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, mahkemizce dosyanın aktüer bilirkişiye tevdi edildiği, aktüer bilirkişinin 17/08/2021 tarihli raporunda TRH 2010 Yaşam tablosu esas alınarak progresif rant yöntemine göre yapılan hesaplamada davacının kaza tarihinde 13 yaşında olduğu, kazanç kaybı söz konusu olmadığından geçici iş göremezlik tazminatı hesabı yapılmadığı, davalı sigorta tarafından yapılan ödeme güncellenerek mahsup edildiğinde sürekli iş göremezlik zararının ise 110.632,16 TL olarak hesaplandığı yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, her ne kadar davalı sigorta tarafından davacının müracaat şartını yerine getirmediği, davacıya dava öncesinde ödeme yapıldığı, davalı şirketin sorumluluğunun sona erdiği, hak düşürücü sürenin dava tarihi itibariyle dolduğu, davacının müterafik kusuru bulunduğu ve Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarih ve …. esas, …… karar sayılı ilamının geçmişe etkili olmadığı savunulmuş ve tazminat hesabına ilişkin hesaplamanın genel şartlara göre yapılması istenilmiş ise de öncelikle davacının dava öncesinde davalı sigortaya müracaat ettiği, davalı sigorta tarafından davacıya 18/12/2013 tarihinde 24.718,00 TL ödeme yapıldığı, bu nedenle davacının iş bu dava öncesinde başka bir müracaat yapmasına lüzum bulunmadığı, davalı sigorta tarafından davacıdan veya yasal temsilcilerinden dava öncesinde yapılan ödemeye ilişkin ibraname alınması söz konusu olmadığından somut uyuşmazlıkta KTK’nun 111. Maddesindeki 2 yıllık hakdüşürücü sürenin uygulanmasının mümkün olmadığı, yapılan ödemenin makbuz hükmünde olduğu, davacının bakiye zararının bulunması halinde bunu talep edebileceği, davacının kaza sırasında kask takıp takmadığının kaza tutanağı ve soruşturma dosyasından anlaşılamadığı, bu nedenle müterafik kusur olgusunun davalı tarafından ispat edilemediği, Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının derdest dosyalar yönünden uygulanmasının zorunlu olduğu, Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının usuli kazanılmış hakların istisnasını teşkil ettiği, Anayasa Mahkemesince bir kanun hükmünün iptal edildiği bilindiği halde görülmekte olan davaların anayasa aykırılığı saptanan kurallara göre görülüp çözümlenmesinin Anayasanın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği, bu kapsamda iş bu davada Türk Borçlar Kanunun haksız fiile ilişkin hükümleri, KTK hükümleri ile genel şartların bunlara aykırı olmayan hükümleri ile bu doğrultuda yeni genel şartlarla çeliştiği durumda Yargıtayın genel şartlarının yürürlüğe girmesinden önceki yerleşmiş içtihatları doğrultusunda uygulama yapılması gerektiği, ayrıca Yargıtayın yerleşik uygulamasına göre çalışma hayatının aktif çalışma dönemi ve emeklilik dönemini olan pasif devre olarak ayrılması ve özel yasalarında çalışma süreleri ayrık olarak belirtilmemiş (asker, polis vb. gibi) kişiler yönünden 60 yaşın aktif çalışma devresi, bakiye yaşam süresi varsa bu sürenin de emeklilik ya da çalışma hayatının sona erdiği pasif dönemini oluşturduğu kabul edilerek hesaplama yapılması gerektiği, bedensel zarar nedeniyle tazminat hesabında pasif devrede de zararın oluşacağı, bu bakımdan, pasif devrede herhangi bir işte çalışılmasa bile, salt yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin de ekonomik bir değer taşıdığı, bu nedenle bundan yoksun kalan hak sahipleri bakımından bu zararın karşılanması amacıyla pasif devre zararının hesaplanması gerektiği, bu zararın hesaplanması sırasında esas alınması gereken ücretin de asgari ücret olduğu, bu nedenle davalının aktüer ek bilirkişi raporuna ilişkin itirazların yerinde olmadığı, mahkememizce davalının ek aktüer raporu alınması taleplerinin belirtilen nedenlerle reddedildiği, 6098 sayılı TBK’nın 71, 2918 Sayılı KTK’nın 85, 86 ve 91. maddeleri ile Yargıtay 4 ve 17. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarında belirtildiği üzere, kazaya sebebiyet veren ve mahkememizce alınan kusur raporuna göre kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu olan aracın 03/04/2012-03/04/2013 tarihleri arasındaki dönemde kaza tarihi itibari ile zmms sigortacısı olan davalı sigortanın poliçe teminat limiti kapsamında kalan davacının 110.632,16 TL sürekli iş göremezlik zararından sorumlu olduğu, kaza tarihi itibariyle 18 yaşından küçük olan ve çalışma kaydı bulunmayan davacının geçici iş göremezlik talebinde bulunamayacağı, davacı vekilinin belirsiz alacak davası olarak ikame ettiği iş bu davada 14/12/2021 tarihli dilekçesiyle değer arttırım dilekçesi sunduğu ve talebini toplam 88.555,72 TL olarak bildirdiği, değer arttırım dilekçesinin davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davacının dava dilekçesinde 100 TL maddi tazminat talebinde bulunduğu, 06/03/2020 tarihli duruşmada maddi tazminat taleplerinin sürekli iş göremezliğe ilişkin olduğunu bildirdiği, geçici iş göremezlik taleplerinin olmadığını beyan ettiği, ancak 14/12/2021 tarihli değer arttırım dilekçesinde dava dilekçesindeki 100,00 TL maddi tazminat taleplerinin 50,00 TL’sinin kalıcı iş göremezlik, 50,00 TL’sinin ise geçici iş göremezliğe ilişkin olduğunu bildirdiği, bu nedenle mahkememizce davacının talebinin değer arttırım dilekçesi ile birlikte 88.505,72 TL sürekli iş göremezlik ve 50,00 TL geçici iş göremezlik olarak değerlendirildiği, davalı tarafından değer arttırım dilekçesine karşı zamanaşımı defi bildirilmiş ise de davalının cevap dilekçesinde zamanaşımı definde bulunmadığı bu nedenle savunmanın genişletilmesinin yasal olarak mümkün olmadığı ve davalının zamanaşımı definin usulüne uygun olmadığı, aksi düşünülse dahi dava konusu uyuşmazlığın belirsiz alacak davası olarak ikame edildiği, dava tarihi olan 15/03/2017 tarihi itibariyle taksirle yaralama şeklinde gerçekleşen ve TCK’ nun 66 ve 89.maddelerine göre 8 yıllık ceza dava zamanaşımına tabi olan uyuşmazlıkta TBK’nun 72 ve KTK’nun 109 maddeleri uyarınca dava tarihi itibariyle zamanaşımının gerçekleşmediği, davacının dava öncesinde davalı sigortaya başvurduğu tarihi ispatlayamadığı, bu nedenle mahkememizce davalının dava ile temerrüde düştüğünün kabul edildiği, ayrıca meydana gelen zararın niteliğine göre talep edilebilecek faiz türünün yasal faiz olduğu, mahkememizce alınan kusur, maluliyet ve 17/08/2021 tarihli ek aktüer bilirkişi raporlarının oluşa ve dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu (mahkememizce alınan kusur raporunun kaza tespit tutanağı, olaya ilişkin yürütülen ceza dosyasında alınan rapor ile dosya kapsamı ve oluşa uygun olduğu, maluliyet ve hesaplama yönünden Yargıtay’ın 2021 yılında vermiş olduğu yerleşik kararlara göre, kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan yönetmelik uyarınca maluliyetin belirlendiği, yine yerleşik yakın tarihli Yargıtay kararlarına göre yapılacak hesaplamalarda TRH 2010 yaşam tablosunun dikkate alındığı, ayrıca Anayasa Mahkemesinin iptal kararına göre kaza tarihine göre teknik faizin hesaplamada kullanılmadığı, progresif rant yöntemine göre aktüer hesabının yapıldığı, davalı sigorta şirketinin sürücüsünün kusurunun gözetildiği ve dava tarihinden önce davalı sigorta tarafından davacıya yapılan ödemenin hesap tarihi itibariyle güncellenerek mahsup edildiği v.s) anlaşılmakla, taleple bağlı kalınarak davacının sürekli iş göremezlik talebinin kabulüne, geçici iş göremezlik talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir (Bkz. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 10/03/2021 tarih ve … Esas, … Karar sayılı ilamı; Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 07/06/2021 tarih ve ……esas, …… karar sayılı ilamı; Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 26/05/2021 tarih ve … esas, … karar sayılı ilamı).
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, 88.505,72 TL’nin dava tarihi olan 15/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Alınması gerekli 6.045,82 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 31,40 TL peşin harç ve 302,50 TL ıslah harcı toplamı 333,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.711,92 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan 31,40 TL peşin harç, 31,40 TL başvuru harcı, 302,50 TL ıslah harcı, 1.150,00 TL bilirkişi ücreti, 1.001,50 TL ATK kusur ve maluliyet rapor ücreti ve 560,59 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 3.077,39 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabulü ile kısmen reddi sebebiyle tarafların haklılık oranına göre (88.505,72/88.555,72=0,99) 3.075,65 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-2. maddesi uyarınca takdir edilen 12.305,74 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
6-Davalı kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-2. maddesi uyarınca takdir edilen 50,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ÖDENMESİNE,
7-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
8-Kararın kesinleşmesinden sonra İzmir 25. Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının mercisine İADESİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/01/2022

Katip ….
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA