Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1474 E. 2021/354 K. 31.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1474 Esas
KARAR NO : 2021/354

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/12/2017
KARAR TARİHİ : 31/03/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davaya dayanak icra takibinin konusunun taraflar arasındaki cari hesap ilişkisine konu fatura olduğunu, dava tarafın cari hesap bakiyesini ödemediğini, ödenmeyen alacak için İzmir … İcra Dairesinin … sayılı dosyada takip başlatıldığını, takibe davalının itiraz ettiğini, takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı davaya cevap vermemiş duruşmalara katılmamıştır.
DAVA:
Dava, faturaya dayanan alacağın tahsili amaçlı girişilen icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
DELİLLER:
-İzmir … İcra Dairesinin … sayılı dosyası,
-Aydın Ticaret Sicil Müdürlüğünün 22/06/2018 tarihli yazısı,
-İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün 21/06/2018 tarihli yazısı,
-Bilirkişi …’ın 28/08/2019 tarihli bilirkişi raporu,
-Sevk irsaliyeleri,
-Aydın Vergi Dairesi Başkanlığının 21/10/2020 tarihli yazısı ve eki BA formları
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İtirazın iptali davasının koşullarını; ilamsız bir icra takibine girişilmesi, bu takip nedeniyle çıkarılan ödeme emrine 7 günlük itiraz süresi içinde itiraz edilmiş olması, borçlunun itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde mahkemeden itirazın iptalinin talep edilmesi şeklinde sıralamak mümkündür.
İtirazın iptali davası icra takibi ile sıkı sıkıya bağlıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2004 tarih 2004/19-410 Esas, 2004/471 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, itirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Ortada geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. Bu husus dava şartıdır ve mahkemece re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
2004 Sayılı İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatına, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. İİK 67/2. madde hükmünün amacı, borçlu olduğu miktarı bilebilecek veya bilebilecek durumda olan borçlunun icra takibine konu alacağın varlığına haksız olarak itiraz etmesini önlemektir. (Prof.Dr.B.Kuru İ.İ.Huk.2008.İst.sh.230-231).
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının, davalı aleyhinde İzmir … İcra Dairesinin … sayılı dosyasında faturadan kaynaklanan alacağa istinaden 3.791,34 TL alacak üzerinden takip başlattığı, ödeme emrinin borçluya 21/12/2016 tarihinde tebliğ edildiğ, davalı borçlunun 22/12/2016 tarihinde yasal süresinde borca, ferilerine ve yetkiye itiraz ettiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği, işbu itirazın iptali davasının bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde ikame edildiği, borçlunun itirazının takibe konu asıl alacak yönünden iptalinin talep edildiği, mahkememizce dava konusu uyuşmazlığa ilişkin olarak tarafların ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi tarafından incelenmesine karar verildiği, davacının ticari defter ve kayıtlarının incelendiği, yapılan incelemede davacının uyuşmazlığa konu dönemde ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu ve kendisi lehine delil vasfına sahip olduğu, takip tarihi itibariyle davalının davacıya 3.791,34 TL borçlu olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, mahkememizce davalıya ticari defter ve kayıtlarını sunmak veya bulunduğu yeri bildirmek üzere ihtaratlı davetiye çıkartıldığı, davalının yasal süresi içerisinde ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmediği ve bulunduğu yeri bildirmediği, bunun yasal sonucu olarak davalının ticari defter ve kayıtları ibraz etmekten kaçınmış sayılması gerektiği, 6100 sayılı HMK’nın 222/3. maddesi uyarınca usulüne uygun yapılan ihtarata rağmen defter ve kayıtlarını sunmayan davalının takip ve davaya dayanak fatura içeriğine konu mal veya hizmetin kendisine teslim edilmediğini veya mal veya hizmet bedelinin ödendiğini ispat etmesi gerektiği, davalının bu yönde herhangi bir ispat vasıtası sunmadığı, yine mahkememizce davacı tarafından sunulan sevk irsaliyelerine ilişkin olarak davalı şirkete talimat mahkemesi aracılığı ile isticvap davetiyesi gönderildiği, davalının usulüne uygun yapılan tebligata rağmen duruşmaya katılmadığı, bu nedenle dosya kapsamına göre davacının iddiasını ve alacağının varlığını ispat ettiği, taraflar arasında ticari satımdan kaynaklanan uyuşmazlık bulunduğu, davacının takibe konu ettiği alacağın para alacağı olduğu, 2004 sayılı İİK’nun 50, 6098 sayılı TBK’nun 89 ve 6100 sayılı HMK’nun 10.maddeleri uyarınca davacının şirket merkezinin bulunduğu İzmir icra ve mahkemelerinin yetkili olduğu, davalının icra dairesinin yetkisine yönelik itirazının yerinde olmadığı, ayrıca dosya kapsamı itibariyle davalının takibe itirazının asıl alacak yönünden yerinde olmadığı ve itirazında haksız olduğu, mahkememizce alınan bilirkişi raporunun usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu, ayrıca uyuşmazlığa konu alacak miktarı likit olduğundan davacının icra inkar tazminatı talebinin yasal şartlarının oluştuğu anlaşılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin aynen DEVAMINA,
2-3.791,34 TL alacak üzerinden %20 oranında hesaplanan 758,26 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gerekli 258,98 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 45,79 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 213,19 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvurma harcı, 45,79 TL peşin harç, 400,00 TL bilirkişi ücreti ve 358,25 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 835,44 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
5-Davacı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan 2021 Yılı AAÜT’nin 13/1-2. fıkrası uyarınca 3.791,34 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
7-İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının merciine İADESİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 341 vd. Maddeleri uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/03/2021

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA