Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1412 E. 2022/71 K. 26.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1412 Esas
KARAR NO : 2022/71

DAVA : Tazminat( Bankacılık işlemlerinden kaynaklanan)
ASIL DAVA TARİHİ : 08/12/2017
BİRLEŞEN DAVA
TARİHİ : 08/12/2017
KARAR TARİHİ : 26/01/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Bankacılık işlemlerinden kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA:
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı bankanın 21.02.2007 ila 22.09.2011 tarihleri arasında kartel oluşturması sonucu davacı müvekkilin uğramış olduğu zararın, 6100 sayılı HMK’nın 107. Maddesi uyarında toplanacak delillere göre belirlenerek, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 58/2. Maddesi uyarında 3 katı oranında tazminine, saptanacak olan bedele zarar tarihinden itibaren reeskont faiz işletilmesine ilişkisi taleplerinden dolayı dava tarihinde zarar miktarının tam ve kesin olarak belirlenmesinin tarafımızdan beklenmesinin mümkün olmaması dolayısı ile HMK’nın 107. Maddesi uyarınca belirsiz alacak ve tespit davası olarak şimdilik 500 TL üzerinden yürütülmesini, zarar tarihinden itibaren (07.10.2012) işletilecek reeskont faizi ile birlikte hesaplanacak 3 katı oranında tazminata karar verilmesini ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı Rekabet Kurulu’nun 08.03.2013 tarihli ve … sayılı kararına (“Rekabet Kurulu Karan”) dayanarak, Müvekkil … Bankası …. … Şubesinden kullandığı dilekçe ekinde sunulan Kredi Genel Sözleşmesi kapsamında 07.10.2010 tarihinde 30,000-TL tutarlı ticari krediye uygulanan faiz oranı dolayısıyla uğradığını iddia ettiği zararın tazminini talep etmiştir. Rekabet Kurumu (Kurum) kayıtlarına 25.03.2011 tarihinde intikal eden bir başvuruda tüm bankaların uygulamakta olduğu kredi kartı alışveriş faizi ve gecikme faizi oranlarının Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından belirlenen en yüksek oran üzerinden tespit edildiği, hiçbir bankanın bu faiz oranlarında indirime gitmediği ve tüm bankaların aynı faiz oranını kullandığı iddiası üzerine başlatılan ön araştırma sonucunda soruşturma açılmış ve soruşturma sonucunda ise Kurul’un davaya esas teşkil eden 08.03.2013 tarihli ve … sayılı kararında aralarında müvekkil … Bankası …. (…)’ın da olduğu 12 banka hakkında 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (“4054 sayılı Kanun”) ihlal edildiği …. (…), … A.Ş. (…), … Bank A.Ş. (…), … Bank A.Ş. (…), … Bank A.Ş. (…), … Bankası A.Ş. (…), … Bankası A.Ş. (…), … Bankası A.Ş. (…), … Bankası A.Ş. (… Bankası), … Bankası A.Ş. (…) ve … Bankası A.Ş.(…) unvanlı teşebbüslerin mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetleri konusunda iletişimleri devam eden tek bir anlaşma teşkil eden anlaşma ve/veya uyumlu eylem şeklinde değerlendirildiği, davanın açıklığı tarih itibarıyla müvekkilin yerleşim yeri “… Mah. … Caddesi No:… …/Istanbul” olduğundan davanın yetkili İstanbul (Çağlayan) Mahkemelerine gönderilmesini, davacının, müvekkilden 07.10.2010 tarihinde 30,000-TL tutarında işletme (ticari) kredisi kullandığını, Rekabet Kurulu’nun 08.03.2013 tarihli ve … sayılı kararında ise, kredilere ve dolayısıyla ticari kredilere uygulanan faiz konusunda müvekkil bankaya isnat edilen herhangi bir ihlal iddiası bulunmadığını, bu davada davalı sıfatına sahip olmadığından davanın husumet yokluğu nedeniyle reddini talep ettiklerini, davacı tarafça, mahkememizin 2017/1412 Esas savılı dosyasından davalı müvekkil Bankanın yine aynı … Şubesinden 30.03.2010 tarihinde 50.000-TL kullandığını, her iki davanın taraflan. konusu ve sebebi aynı olup, aralarında sıkı bir bağlantı bulunan davaların sonuçları itibariyle de birbirini etkiler nitelikte olduğundan birleştirilmesine, davacının tazminat talebine dayanak olarak gösterdiği Rekabet Kurulu kararının tarihi olan 08.03.2013 da dikkate alınsa dahi, talebin zamanaşımına uğradığından davanın zaman aşımı nedeniyle reddine, davanın temel dayanağını oluşturan kurul karar in da yer alan yukarıdaki değerlendirme bankaların yalnızca konut, ihtiyaç ve taşıt kredilerine ilişkin düzenlemeler yapıldığı ve müvekkil … bank’in hiçbir şekilde bir uzlaşmaya taraf olmadığını hiçbir şüphe ve tartışmaya yer bırakmayacak şekilde açıkça ortaya koymaktadır. bu nedenle davacının talebi tazminat koşulları karşılanamadığı için reddedilmesi gerektiğinden davanın yetkili İstanbul (Çağlayan) Mahkemelerine gönderilmesine, husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, husumet itirazları kabul edilmez ise, Bağlantılı dosya ile birleştirilmesine, Rekabet Kurulu’nun gerekçeli kararı aleyhine açtıkları iptal davasının kesinleşmesinin bekletici mesele yapılmasına, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVA:
Asıl ve Birleşen Dava, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 57 ve 58 maddeleri uyarınca rekabet yasağına aykırı davranan davalı bankanın eylemi nedeniyle uğranılan zararın tazmini isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-Davalı banka tarafından sunulan kredi sözleşmesi ve ekleri,
-Rekabet kurumunun 09/09/2021 tarihli yazısı ve eki.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacının asıl ve birleşen davada, davalı bankadan 30/03/2010 tarihinde 36 ay vade ile 50.000,00 TL, 07/10/2010 tarihinde 24 ay vade ile 30.000,00 TL ticari kredi kullandığı, Rekabet Kurumunun 2013 yılında davalı bankanın da aralarında olduğu 12 ayrı banka hakkında soruşturma yürüttüğü ve idari yaptırım uyguladığı, davalı bankada dahil olmak üzere söz konusu bankaların kredi ilişkilerinde kartel oluşturduğu, müşterilerini zarara uğrattığı, bu zararın uygulanan faiz oranı ve krediye bağlı tahsil edilen masraflardan kaynaklandığı, Rekabetin Korunması Hakkında Kanun hükümleri uyarınca davalı bankanın davacının uğradığı zararları tazmin etmesi gerektiği iddiası ile iş bu davayı ikame ettiği, davalının ise Rekabet Kurumu kararının dava konusu edildiği ve bu davanın iş bu dava yönünden bekletici mesele yapılması gerektiği, davaya konu kredinin ticari kredi olduğu, davacının dayandığı idari yaptırım kararının ticari kredileri kapsamadığı, talebin zamanaşımına uğradığı, maddi tazminat talep şartlarının oluşmadığı, kendisinin kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını savunduğu, taraflar arasında rekabet kurumunun idari yaptırım kararının ticari kredileri kapsayıp kapsamadığı, buna göre davacının bu karara istinaden tazminat talep edip edemeyeceği, talep edebilecek ise talep edilebilecek tazminat miktarının ne olduğu hususlarında anlaşmazlık bulunduğu, davalı banka ile davacı arasında 11/07/2008 tarihinde düzenlenmiş 375.000,00 TL limitli ve 07/10/2010 tarihinde düzenlenmiş 625.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi bulunduğu, bu sözleşmeler kapsamında davalı banka tarafından davacıya asıl davaya konu 30/03/2010 tarihinde 50.000,00 TL, birleşen davaya konu 07/10/2010 tarihli 30.000,00 TL işletme ticari kredi kullandırıldığı hususunun ihtilaf dışı olduğu, davalı tarafından mahkememizin yetkisine itiraz edilmiş ise de taraflar arasında kredi sözleşmesi ilişkisinin bulunduğu, bu sözleşmelerde İzmir Mahkemelerinin yetkili olacağına dair yetki kaydının bulunduğu, mahkememizin yetkili olduğu, davalının yetki itirazının bu nedenle yerinde olmadığı, sözleşme ilişkisinden kaynaklanan iş bu davada dava zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu, kredilerin kullandırıldığı tarih ile dava tarihi birlikte gözetildiğinde dava tarihi itibariyle davaya konu tazminat alacağının zamanaşımına uğramadığı, davalının bu yöndeki definin yerinde olmadığı, mahkememizce davalı banka tarafından Rekabet Kurumunun iş bu davaya konu idari yaptırım kararının idari davaya konu edildiği gözetilerek idari davanın bekletici mesele yapılmasına karar verildiği, Ankara … idare Mahkemesinin 21/01/2022 tarihli cevabı yazısına göre davalı banka tarafından açılan idari davanın temyiz aşamasında olduğu ve kesinleşmediği, söz konusu dava kesinleşmemiş ise de eldeki davada davacının kullandığı kredinin Rekabet Kurumu kararı kapsamında kalıp kalmadığının değerlendirilmesi gerektiği, Rekabet Kurumu kararında bankaların anlaşmalı olarak yüksek faiz belirledikleri tespit edilen kredilerin tüketici kredileri(konut finansman kredileri, ihtiyaç kredisi, taşıt kredisi) olduğu, ticari kredilerin bu kapsamda değerlendirilemeyeceği, bu kapsamda Ankara … idare Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyasının sonucunun beklenmesinde yarar bulunmadığı ve davacının talebinin dayanaksız olduğu ve davalı bankanın kusuru ile davacı zararının ispatlanamadığı anlaşılmakla asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Benzer yöndeki kararlar için bkz. Yargıtay 11. H.D’nin 02/12/2019 tarih, 2019/1213 esas, 2019/7738 karar; Yargıtay 11. H.D’nin 08/01/2020 tarih, 2019/1496 esas, 2020/163 karar; İzmir BAM 11. H.D’nin 24/09/2021 tarih, 2018/1881 esas, 2021/1047 karar sayılı ilamları)
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle:
A)-Mahkememizin 2017/1412 Esas sayılı asıl dava dosyası yönünden;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 31,40 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 49,30 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Mahkememizce bu yargılama nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı dava ve duruşmalarda kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’nin 13. maddesi uyarınca 500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ÖDENMESİNE,
5-6100 Sayılı HMK’nın 333. Maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
B)-Mahkememizin Birleşen … Esas sayılı dava dosyası yönünden;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 31,40 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 49,30 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Mahkememizce bu yargılama nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı dava ve duruşmalarda kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’nin 13. maddesi uyarınca 500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ÖDENMESİNE,
5-6100 Sayılı HMK’nın 333. Maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı.26/01/2022

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA