Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1210 E. 2022/626 K. 19.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1210
KARAR NO : 2022/626

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/10/2017
KARAR TARİHİ : 19/07/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … tarihinde … plakalı araç ile … plakalı araçların çarpışması neticesinde yaralamalı, maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, davacının bu kazada yaralandığı, geçici ve sürekli iş göremez hale geldiği, davacının kaza sırasında … plakalı araçta yolcu olduğu, davacıda meydana gelen maddi zararın söz konusu araçların zmms sigortacısı olan davalılar tarafından tazminin gerektiğini belirterek 100,00 TL geçici iş göremezlik ve 100,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalılardan tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazlarının olduğunu, yetkili mahkemelerin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, davacının usulüne uygun başvuru yapmadan dava açtığını, geçici iş göremezlik tazminatlarının poliçe teminat kapsamında olmadığını, sorumluluklarının poliçe teminat limiti, sigortalı araç sürücüsünün kusuru ve meydana gelen zararla sınırlı olduğunu, mahkemece maluliyet, kusur ve meydana gelen maddi zarara ilişkin bilirkişi raporu alınması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının usulüne uygun başvuru yapmadan dava açtığını, geçici iş göremezlik tazminatlarının poliçe teminat kapsamında olmadığını, sorumluluklarının poliçe teminat limiti, sigortalı araç sürücüsünün kusuru ve meydana gelen zararla sınırlı olduğunu, mahkemece maluliyet, kusur ve meydana gelen maddi zarara ilişkin bilirkişi raporu alınması ve hatır taşıması sebebiyle zarardan indirim yapılması, davacının müterafik kusurunun olup olmadığının araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, 6098 Sayılı TBK’nın 71 ve 2918 Sayılı KTK’nın 85 ve devamı maddeleri kapsamında açılan motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan maddi (geçici iş göremezlik, kalıcı iş göremezlik ) tazminat isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-SGK İzmir İl Müdürlüğünün … ve … tarihli yazısı,
-Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinin … tarihli yazısı ve eki,
-… Sigorta A.Ş nin … ve … tarihli yazısı ve eki hasar dosyası,
-Buca Seyfi Demirsoy Devlet Hastanesinin … tarihli yazısı ve eki,
-Trafik Kusur bilirkişi …’in 29/10/2018 tarihli raporu,
-Ege ATK’nın … ve … tarihli maluliyet raporu,
-ATK 2 İhtisas Kurulunun … ve … tarihli maluliyet raporu,
– Davacıya ait nüfus kaydı,
-İzmir İl Emniyet Müdürlüğünün … tarihli yazısı,
-İzmir CBS’nin …/… nolu soruşturma dosyası sureti,
-… A.Ş nin … tarihli yazısı ve eki hasar dosyası,
-ATK 2 Üst Kurulunun … tarihli raporu,
-Bilirkişi …’in 16/02/2022 tarihli raporu,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Sorumluluk hukukunun amacı, zarar görenin uğramış olduğu gerçek zararı gidermek, kaybolan bir değerin yerine, nitelik veya nicelikçe benzer bir değer koymaktır.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesinde, “İşletenlerin, bu Kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1.maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanunun 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir. Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir. Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hakimin takdirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
TBK’nın 54. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ile tedavi giderleri de bu zarar türleri arasında yer almaktadır.
Bedensel zarara uğrayan kimse, çalışma gücünü sürekli veya geçici olarak yitirmesinden ve ileride edineceği kazançtan yoksun kalmasından doğan zarar ile bütün giderlerini isteyebilir. Çalışamamaktan kaynaklanan zarar ise geçici iş göremezlik nedeniyle olabileceği gibi; sürekli iş göremezlik biçiminde de olabilir. Geçici iş göremezlik zararı, zararı görenin yaptığı iş ve gelir durumu itibariyle iyileşme süresinde elde edemediği kazançtan ibarettir. Sürekli iş göremezlik zararı ise beden gücü kaybına uğrayan kişinin, zarar görmeden önce yapmakta olduğu iş için daha fazla bir güç (efor) harcaması nedeniyle doğan zarardır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve dosya kapsamında toplanan tüm deliller bir arada değerlendirildiğinde; … tarihinde davacının yolcusu olduğu … plakalı araç ile … plakalı araçların çift taraflı, yaralamalı, maddi hasarlı trafik kazasına karıştığı, davacının bu kazada yaralandığından bahisle kaza nedeniyle sürekli iş göremezlik, geçici iş göremezlik zararı olduğu iddiası ile … plakalı aracın zmms sigortacısı davalı … A.Ş ile … plakalı aracın zmms sigortacısı olan davalı … Sigorta A.Ş’den iş bu dava ile maddi tazminat talep ettiği, davalıların, sorumluluklarının dava dışı sigortalı sürücülerin kusuru ile poliçe teminat limiti ve davacının gerçek zararı ile sınırlı olduğu, meydana gelen kazada davacının müterafik kusurlu olduğu, hatır taşıması bulunduğu ve geçici iş göremezlik talebinin zmms teminatı kapsamında olmadığını savundukları, taraflar arasında mahkememizin yetkili olup olmadığı, davacının kaza nedeniyle zarara uğrayıp uğramadığı, dava dışı sigortalıların kusur oranı, davalıların sorumlu olup olmadığı, sorumlu iseler sorumlu oldukları miktarın ne kadar olduğu ile müterafik kusur ve hatır taşıması nedeniyle tazminattan indirim koşullarının bulunup bulunmadığı hususlarında anlaşmazlık bulunduğu anlaşılmıştır.
Davalı … Sigorta A.Ş tarafından mahkememizin yetkisine itiraz edilmiş ise de davaya konu kazanın İzmir ili … ilçesinde meydana geldiği, davacının bu ilçede ikamet ettiği, bahsedilen yerin mahkememiz yargı çevresi içerisinde olduğu, 6100 sayılı HMK’nun 16 maddesi uyarınca mahkememizin yetkili olduğu ve davalının yetki itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce dava konusu kazaya ilişkin soruşturma dosyasının dosyaya kazandırıldığı ve davalı sigorta sürücüleri, davacı yolcu ile dava dışı üçüncü kişilerin kusur durumlarının belirlenmesi için mahkememizce dosyanın kusur bilirkişiye tevdi edildiği, kusur bilirkişinden alınan 29/10/2018 tarihli raporda, davalı … nezdinde zmms sigortalı olan … plakalı araç sürücüsünün kontrolsüz kavşakta sağdan gelmekte olan diğer davalıya ait araca geçiş üstünlüğü tanıması gerektiği, meydana gelen kazada asli %75 kusurlu olduğu, davalı … sigorta nezdinde zmms sigortalı olan … plakalı araç sürücüsünün ise kontrolsüz kavşağa yaklaşırken hızını yavaşlatması gerektiği, bu kurala uymaması nedeniyle meydana gelen kazada tali %25 kusurlu olduğu, araç içerisinde yolcu olarak bulunan davacı ile dava dışı üçüncü kişilerin kazanın oluşumunda herhangi bir hataları ve kusurları olmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizce davacının bedensel zararının bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla maluliyetinin belirlenmesi yoluna gidildiği, bu kapsamda dosyanın Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalına gönderildiği, Ege ATK’dan alınan 05/08/2019 tarihli raporda, Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine göre kaza tarihi itibariyle davacının geçici iş göremezlik süresinin 70 gün, meslekte kazanma gücündeki azalma oranının (sürekli iş göremezliğinin) ise % 3 olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, bu raporun mahkememizce taraflara tebliğ edildiği, bu rapora taraflarca itiraz edilmesi üzerine dosyanın mahkememizce İstanbul ATK’ya gönderildiği, İstanbul ATK 2. İhtisas Kurulundan alınan 10/06/2020 tarihli raporda, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bulunmadığından sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin 03.07.2014 tarihinden itibaren 3 (üç) aya kadar uzayabileceği yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, ancak kaza tarihi olan … tarihi itibariyle Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin yürürlükte bulunmadığı, davacının maluliyetinin Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği kapsamında belirlenmesi gerektiği ve mahkememizin 08/05/2020 tarihli rapor talebinin bu yönde olduğu dikkate alınarak mahkememizce 16/10/2020 tarihli ara karar ile dosyanın yeniden İstanbul ATK’ya gönderildiği, İstanbul ATK 2. İhtisas Kurulundan alınan … tarihli raporda ise Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin sadece Ek-1 bölümünde yapılan değişiklikleri içerdiği, Ek-3 ve diğer cetvelleri, meslek grupları bölümünü içermediği, dolayısıyla 03/08/2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile sadece beden çalışma gücünün en az %60’ını kaybedip kaybetmediğine (hangi hastalık ve arızaların malulen emeklilik kriterlerine uyduğu) ilişkin değerlendirme yapılabileceği, bu nedenle söz konusu yönetmeliğe göre meslekte kazanma gücü kaybı belirlenemeyeceği, Kurulun önceki mütalaasında değişecek bir husus bulunmadığı, dolayısı ile mevcut belgelere göre; davacının 03.07.2014 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında minimal hareket kısıtlılığıyla iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin 03.07.2014 tarihinden itibaren 3(üç) aya kadar uzayabileceği yönünde görüş ve kanaat bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizce Ege ATK’dan alınan … tarihli rapor ile İstanbul ATK’dan alınan … tarihli raporlar arasında çelişki bulunduğu gözetilerek bu çelişkinin giderilmesi amacıyla dosyanın İstanbul ATK 2. Üst Kuruluna gönderilmesine karar verildiği, bu kapsamda İstanbul ATK 2 Üst Kurulundan alınan … tarihli rapora göre ise davacıda meydana gelen yaralanmanın, 03/08/2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği ile bu yönetmelik kapsamında yer almayan bölüm, cetvel ve listeler için 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği Hükümleri kapsamında minimal hareket kısıtlılığıyla iyileşmiş olduğundan sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin … tarihinden itibaren 3 (üç) aya kadar uzayabileceği, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalının … rapor tarihli Kararı ile İlgili İhtisas Kurulu ve Üst Kurul mevcut kararları arasındaki mübayenetin, son durum muayene bulguları ve değerlendirme farklılıklarından kaynaklandığı yönünde görüş ve kanaat bildirildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacının talep ettiği tazminat kalemleri dikkate alınarak zararlarının hesaplanması için dosyanın aktüer bilirkişiye tevdi edildiği, mahkememizce alınan 10/06/2022 tarihli rapora göre, davacının 3 aylık geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi zararının 2.791,80 TL, sürekli maluliyeti saptanmadığından bu konuda hesaplama yapılmadığı, davalı … Sigorta tarafından yargılama sırasında davacıya 22/01/2019 tarihinde 15.410,00 TL ödeme yapıldığı bu nedenle davacının bakiye zararının bulunmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirildiği anlaşılmıştır.
Davacının yolcusu olduğu … plakalı aracın … tarihinde çift taraflı, yaralamalı, maddi hasarlı trafik kazasına karıştığı, söz konusu olaya ilişkin olarak adli soruşturma yürütüldüğü, yürütülen soruşturmada davacının şikayeti olmaması nedeniyle ilgililer hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, mahkememizce alınan kusur raporunun meydana gelen kazanın oluş biçimi ve kaza tespit tutanağı ile uyumlu olduğu, davalı … A.Ş sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde asli ve %75 kusurlu olduğu, davalı … Sigorta A.Ş sürücüsünün ise kazanın meydana gelmesinde tali ve %25 kusurlu olduğu, maluliyet yönünden ise İstanbul ATK 2. Üst Kurulundan alınan … tarihli rapora göre davacının sürekli iş göremezlik oranının % 0, geçici iş göremezlik (iyileşme) süresinin kaza tarihinden itibaren 3 ay olduğu, Yargıtay 4 ve 17(Kapatılan). Hukuk Dairelerinin 2021 yılı ve sonrasındaki yerleşik içtihatlarına göre maluliyete ilişkin alınacak raporların kaza tarihine göre 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliği hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonrada Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerektiği, buna göre kaza tarihi olan … tarihi itibariyle yürürlükte olan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmelik hükümlerine göre davacının maluliyetinin belirlenmesi gerektiği, ayrıca İstanbul ATK’nın … tarihli ön raporu doğrultusunda mahkememizce yargılama aşamasında davacı asilin hastaneye sevk edildiği ve son sağlık durumunun tespit edildiği, bu nedenle mahkememizce maluliyet yönünden başka bir incelemeye girişilmediği, ATK Üst Kurulunun … tarihli raporunun denetime ve hükme esas almaya elverişli olduğu, mahkememizce alınan 10/06/2022 tarihli aktüer raporunda, davacının geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi zararı 2.791,80 TL olarak hesaplanmış ve davalı … Sigorta tarafından yargılama sırasında davacıya yapılan ödeme ile davacının bakiye zararının bulunmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiş ise de mahkememizce dosyaya kazandırılan bilgi ve belgelere göre davalı … Sigorta tarafından davacıya dava sırasında 22/01/2019 tarihinde yapılan 15.410,00 TL ödemenin sürekli iş göremezlik ödemesi olduğu, bu nedenle bu ödemenin geçici iş göremezlik ödemesi olarak değerlendirilemeyeceği, SGK tarafından dosyaya gönderilen bilgi ve belgelere göre davacıya dava öncesinde 1.530,43 TL geçici iş göremezlik ödemesi yapıldığı, bilirkişi tarafından hesaplanan 2.791,80 TL geçici iş göremezlik zararından dava dışı SGK’nın yapmış olduğu 1.530,43 TL ödeme mahsup edildiğinde davacının 1.261,37 TL geçici iş göremezlik zararı bulunduğu, davacının çalışma gücü kaybı olmadığından sürekli iş göremezlik zararının bulunmadığı, davalı … Sigorta A.Ş yönünden yapılan incelemede davacının yargılama aşamasında tüm taleplerinden feragat ettiği ve davalı … Sigorta A.Ş’nin de yargılama giderine ilişkin talebi bulunmadığı, davalı … A.Ş yönünden yapılan incelemede ise davalı … A.Ş sürücüsünün %75 kusuruna karşılık talep edebilecek geçici iş göremezlik tazminatının 946,02 TL olduğu, ancak davacının söz konusu araçta hatıra binaen yolcu olarak taşındığı, ayrıca kaza sırasında emniyet kemerinin takılı olmaması nedeniyle göğüs kısmında meydana gelen yaralanmada müterafik kusurlu olduğu, buna göre yerleşik Yargıtay uygulamasına göre talep edilebilecek tazminat miktarı olan 946,02 TL üzerinden ayrı ayrı %20 indirim yapılması gerektiği, böylece davacının davalı … A.Ş’den 567,60 TL geçici iş göremezlik talep edebileceği, davacının dava öncesinde 22/09/2017 tarihinde davalı … A.Ş ye müracaat ettiği, davalı Türkiye sigortanın 8 iş günlük yasal sürenin sonu olan 05/10/2017 tarihinde temerrüde düştüğü, davacının bu tarihten itibaren faiz talep edebileceği, talep edilebilecek faiz türünün meydana gelen zararın niteliği ve tarafların sıfatına göre yasal faiz olduğu, her ne kadar davalı … A.Ş tarafından geçici iş göremezlik zararının zmms poliçe teminatı kapsamında olmadığı savunulmuş ise de yerleşik Yargıtay uygulamasına göre söz konusu zararın zmms kapsamında olduğu ve davalı … A.Ş’nin bu zarardan sorumlu olduğu anlaşılmakla … Sigorta A.Ş yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, davalı … A.Ş yönünden ise davacının sürekli maluliyeti oluşmadığından sürekli iş göremezlik tazminat talebinin reddine, geçici iş göremezlik talebinin ise taleple bağlı kalınarak 100,00 TL olarak davalıdan tahsiline dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davalı … Katılım Sigorta A.Ş yönünden davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Davalı … A.Ş yönünden davacının sürekli iş göremezlik talebinin REDDİNE,
3-Davalı … A.Ş yönünden davacının geçici iş göremezlik talebinin KABULÜ ile 100,00 TL’nin 05/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … A.Ş den tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
4-Alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan 31,40 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 49,30 TL karar ve ilam harcının davalı … A.Ş’den tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan 31,40 TL peşin harç, 31,40 TL başvuru harcı, 900,00 TL bilirkişi ücreti, 3.094,00 TL ATK rapor ücreti, 689,78 TL müzekkere-tebligat-posta giderinden oluşan toplam 4.746,58 TL yargılama giderinin tarafların haklılık durumuna göre 2.373,29 TL’sinin davalı … A.Ş’den tahsili davacıya ÖDENMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacı kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-3. maddesi uyarınca takdir edilen 100,00 TL vekalet ücretinin davalı … A.Ş’dan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
7-Davalı … A.Ş kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-3. maddesi uyarınca takdir edilen 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı … A.Ş’ye ÖDENMESİNE,
8-Davalı … Sigorta A.Ş’nin vekalet ücreti talebi olmadığından bu konuda KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
9-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı.19/07/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır