Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1198 E. 2021/1202 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1198 Esas
KARAR NO : 2021/1202

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :19/10/2017
KARAR TARİHİ : 22/12/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sürücü … idaresindeki … plakalı aracın yol kontrolü yapmadan caddeye çıkış yaptığını, o ırada solundan gelen ve yoluna düz devam eden müvekkili … idaresindeki bisikletin seyir yönüne etkilediğini, davalının aracının müvekkili idaresindeki bisiklete temas etmese de kusuru ile davada taraf olmayan sürücü … idaresindeki … plakalı otobüsün müvekkiline çarpmasına neden olduğunu, davalının kazanın oluşunda asli kusurlu olduğunu, müvekkiline ait Time marka 4000 USD değerindeki bisikletin hasarının KDV ve işçilik dahil 3.384 TL masraf yapıldığını, müvekkilinin kaza nedeniyle yaralandığını belirterek şimdilik 3.834 TL bisiklet tamir bedeli, geçici ve sürekli iş göremezlik kaybına ilişkin 1.000 TL ve 30.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili şirkette 15/09/2016-2017 tarihleri arasında trafik sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, öncelikle yapılacak yargılamada kusur durumlarının tespit edilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin sigortaladığı araç işleteninin sorumluluğu nispetinde zarardan sorumlu tutabileceğini, her halükarda davacının müterafik kusurunun dikkate alınmasını istediklerini, istenen bisiklet hasar tutarının fahiş olduğunu, kaza tarihinden itibaren faiz talebinin reddi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; olay günü müvekkilinin sokaktan caddeye çıkış yaparken yolu kontrol ettiğinde sol taraftan bir bisikletin ve hemen arasından bir servis minibüsünün geldiğini görerek yola çıkmaktan vazgeçtiğini, ancak davacı idaresindeki bisikletin müvekkiline ait aracı görünce panik yapıp fren yaptığını, yere düştüğü sırada hemen arkasından gelen servis minibüsünün arka kısmına çarptığını, müvekkilinin dava konusu kazada herhangi bir kusurunun olmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte bisiklet tamiri için dosyaya sunulan evrakları kabul etmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, 6098 Sayılı TBK’nın 71 ve 2918 Sayılı KTK’nın 85 ve devamı maddeleri kapsamında açılan motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan maddi tazminat (sürekli iş göremezlik, geçici iş göremezlik, araç onarım bedeli ) ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
– Kaza tutanağı,
-İzmir CBS’nin … sayılı dosya sureti,
-… Sigorta A.Ş’nin 10/01/2018 tarihli yazısı ve eki hasar dosyası ve poliçe,
-Konak ilçe emniyet müdürlüğünün 28/06/2018 ve 26/07/2018 tarihli yazısı,
-Bilirkişi …’ın 04/03/2019 tarihli kök ve 12/12/2019 tarihli ek raporu,
-Bilirkişi …’ın 21/12/2020 tarihli aktüer raporu,
-SGK’nın 23/03/2021, 08/04/2021 ve 12/10/2021 tarihli yazısı ve eki,
-İzmir …Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosya sureti,
– İstanbul ATK’nun 28/04/2021 tarihli ve 13/10/2021 tarihli maluliyet raporu,
-Tanık beyanları
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Sorumluluk hukukunun amacı, zarar görenin uğramış olduğu gerçek zararı gidermek, kaybolan bir değerin yerine, nitelik veya nicelikçe benzer bir değer koymaktır.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesinde, “İşletenlerin, bu Kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1.maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanunun 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir. Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir. Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hakimin takdirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
TBK’nın 54. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ile tedavi giderleri de bu zarar türleri arasında yer almaktadır.
Bedensel zarara uğrayan kimse, çalışma gücünü sürekli veya geçici olarak yitirmesinden ve ileride edineceği kazançtan yoksun kalmasından doğan zarar ile bütün giderlerini isteyebilir. Çalışamamaktan kaynaklanan zarar ise geçici iş göremezlik nedeniyle olabileceği gibi; sürekli iş göremezlik biçiminde de olabilir. Geçici iş göremezlik zararı, zararı görenin yaptığı iş ve gelir durumu itibariyle iyileşme süresinde elde edemediği kazançtan ibarettir. Sürekli iş göremezlik zararı ise beden gücü kaybına uğrayan kişinin, zarar görmeden önce yapmakta olduğu iş için daha fazla bir güç (efor) harcaması nedeniyle doğan zarardır.
Manevi tazminatın kişinin ruh ve vücut bütünlüğünün bozulması, sosyal kişilik değerlerinin saldırıya uğraması gibi durumlarda istenebileceği yasal ve yerleşmiş yargı kararlarıyla kabul edilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu´nun 01.03.2006 tarih ve 2006/2-14 E, 2006/26 K. sayılı kararında ifade edildiği üzere, manevi tazminatın amacı, zarar görenin kişilik değerlerinde ve bedensel bütünlüğünün iradesi dışında ihlali hallerinde meydana gelen eksilmenin (manevi zararın) giderilmesi, tazmin ve telafi edilmesidir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 56. Maddesi gereğince; hakimin, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat, bozulan ruh huzurunun, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nisbetinde iadesini amaçladığından hâkim, TMK’nın 4.maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tesbit etmelidir.
Hakim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, tarafların kusur oranını, ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir (Hukuk Genel Kurulunun 28.05.2003 gün 2003/21-368-355 ve 23.06.2004 gün 2004/13-291-370 sayılı kararları)
Yukarıda yapılan açıklamalar ve dosya kapsamında toplanan tüm deliller bir arada değerlendirildiğinde; 21/03/2017 tarihinde davacının bisikleti ile anayolda seyir halinde bulunduğu sırada davalı …’in sevk ve idaresinde bulunan … plakalı aracın tali yoldan ana yola kontrolsüz ve dikkatsiz bir şekilde yola çıkması neticesinde kendisinin bisikletinin sevk ve idaresini kaybettiği ve yere düştüğü, arkadan gelen dava dışı sürücü … idaresindeki … plakalı aracın kendisine ait bisiklete çarptığı, böylece yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, bu kaza neticesinde yaralandığı iddiası ile iş bu davada maddi ve manevi tazminat talebinde bulunduğu, tazminatın kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın zmms sigortacısı olan davalı … ile diğer davalı sürücü … tarafından karşılanmasının talep edildiği, mahkememizce öncelikle taraflar ile dava dışı üçüncü kişilerin kusuruna ilişkin mahallinde keşif yapıldığı ve bilirkişiden kusur ile davacıya ait bisiklette meydana gelen hasara ilişkin rapor alındığı, bilirkişiden alınan kök ve ek kusur raporuna göre, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü …’in % 60 oranında asli, davacı sürücü …’un ise %40 oranında tali kusurlu olduğu, davacıya ait bisiklette meydana gelen hasarın kaza ile uyumlu olduğu, kaza tarihi itibariyle serbest piyasa rayiçlerine göre davacının bisikletinin onarılması için yedek parça, işçilik ve kdv dahil 3.570,00 TL masraf gerektiği, davacının kusuru indirildiğinde davacı tarafından talep edilebilecek bisiklet hasar bedelinin 2.142,00 TL olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, mahkememizce davacının geçici ve sürekli iş göremezlik talebinin de bulunduğu gözetilerek maluliyet tespiti için dosyanın Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalına gönderildiği, Ege ATK’nun 10/02/2020 tarihli raporuna göre kaza tarihi olan 21/03/2017 tarihi itibariyle yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre davacıda kalıcı sakatlık oluşmadığı, tıbbi iyileşme süresinin (geçici iş göremezlik) ise 3 hafta olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, davacının itirazları ile Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarih ve 2019/40 esas, 2020/40 karar sayılı kararı gözetilerek somut uyuşmazlıkta zmms genel şartlarında atıf yapılan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre değerlendirme yapılamayacağı mahkememizce değerlendirilerek dosyanın İstanbul ATK ya gönderildiği, İstanbul ATK tarafından Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile Çalışma ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği esas alınarak düzenlenen 28/04/2021 tarihli raporda davacının yaralanmasının araz bırakmadan iyileştiği, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı ve 3 hafta geçici iş kaybına uğradığı yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, Yargıtay’ın 2021 yılında vermiş olduğu güncel kararlara göre 01/06/2015 ile 20/02/2019 tarihleri arasında meydana gelen kazalarda maluliyetin Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre belirlenmeye devam edilmesi gerektiği, bu kapsamda mahkememizce yeniden davacının maluliyetinin saptanması için dosyanın bir kez daha İstanbul ATK’ya gönderildiği, Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenen İstanbul ATK’nun 13/10/2021 tarihli raporuna göre davacının yaralanmasının araz bırakmadan iyileştiği, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı ve 3 hafta geçici iş kaybına uğradığı yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, mahkememizce dosyanın aktüer bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi …’ın 21/12/2020 tarihli raporuna göre davalının %60 kusuru ile davacının 3 haftalık iyileşme süresi gözetilerek davacının kazancı asgari ücret kabul edildiğinde 631,80 TL geçici iş göremezlik zararı olduğu, davacının yüzme ve beden eğitimi öğretmeni olduğu dikkate alındığında ise TÜİK verilerine göre kazancının asgari ücretin 3 katı olduğu ve buna göre 1.895,40 TL geçici iş göremezlik zararı bulunduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, her ne kadar davacı meydana gelen kazada sürekli iş göremez hale geldiğini ileri sürmüş ise de mahkememizce alınan maluliyet raporuna göre sürekli iş göremezlik durumunun söz konusu olmadığı, bu durumun alınan raporlarla sabit olduğu, davacının kaza nedeniyle 3 haftalık iş göremezlik durumunun söz konusu olduğu, dosya kapsamına göre davacının yüzme ve beden eğitimi öğretmeni olduğu buna göre davacının gelirinin asgari ücretinin 3 katı olduğu kabulünün dosya kapsamına ve hayatın olağan akışına uygun olduğu, davacının meydana gelen kazada uğramış olduğu 1.895,40 TL geçici iş göremezlik zararı ile bisikletinde meydana gelen hasarın onarım bedeli olan 2.142,00 TL toplamı olan 4.037,40 TL’nin kazaya sebebiyet veren ve dosya kapsamı itibariyle %60 kusurlu olduğu saptanan davalı haksız fiil faili sürücü ile onun sorumluluğunu zmms poliçesi ile üstlenen ve kaza tarihi itibariyle sigortacısı olan davalı sigortadan talep edebileceği, ancak davacının dava dilekçesinde 3.834,00 TL hasar bedeli ile 1.000,00 TL geçici ve sürekli iş göremezlik talebinde bulunduğu, 06/01/2021 tarihli dilekçesi ile de iş göremezlik talebini 1.000,00 TL’den 1.895,40 TL’ye çıkarttığını bildirdiği, davacının dava dilekçesinde geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik talebi olduğu gözetilerek arttırılan kısım içerisinde sürekli iş göremezlik talebinin de olduğu mahkememizce davacıya bildirilerek taleplerinin ayrıştırılmasının istenildiği, davacının 17/03/2021 tarihli dilekçesi ile 1.875,40 TL geçici iş göremezlik 10,00 TL sürekli iş göremezlik, 10,00 TL ekonomik geleceğinin sarsılması tazminat talebinde bulunduğu, bu halde davacının 17/03/2021 tarihli dilekçesi gözetilerek geçici iş göremezlik talebinin 1.875,40 TL, hasar onarım bedelinin 2.142,00 TL olmak üzere toplam 4.017,40 TL üzerinden hüküm altına alınması gerektiği, davacının sürekli maluliyeti bulunmadığına göre sürekli iş göremezlik tazminat talebi koşullarının oluşmadığı, ayrıca dava dilekçesinde ileri sürülmeyen ekonomik geleceğin sarsılması talebinin de iddiasının genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağı kapsamında kaldığı bu nedenle bu talebin davalının açık muvafakati olmadığı müddetçe incelenemeyeceği, davalının bu yönde muvafakati söz konusu olmadığından mahkememizce bu talep yönünden herhangi bir değerlendirme yapılmadığı, mahkememizce alınan maluliyet, kusur-hesap ve aktüerya raporlarının oluşa ve dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu, davalı sürücünün TBK’nun 117.maddesi uyarınca kaza tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, davalı sigortanın ise dava ile temerrüde düştüğü, dava konusu uyuşmazlıkta davacının sıfatı ve meydana gelen zararın niteliğine göre talep edilebilecek faiz türünün yasal faiz olduğu anlaşılmakla 1.875,40 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 2.142,00 TL hasar bedeli olmak üzere toplam 4.017,40 TL maddi tazminat talebinin kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Manevi acıyı bir dereceye kadar yumuşatmak, bozulan manevi dengeyi onarıp düzeltmek, bir teselli, bir savunma ve ruhu tatmin etmek amacıyla insan yaşamının kutsallığı çevresinde olayın oluş şekline, tarafların kusur oranlarına, meydana gelen yaralamanın niteliğine (İstanbul …. İhtisas kurulunun 13/10/2021 tarihli maluliyet raporuna göre davacının sürekli iş göremezlik kaybına uğramadığı, geçici iş göremezlik süresinin ise 3 hafta olduğu) davacının yaşına, yaşanan olaydan doğrudan etkilenmesine, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına özellikle 26.6.1966 gün ve 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının içeriğine ve öngördüğü koşulların somut olayda gerçekleşme biçimine, oranına, niteliğine, günün ekonomik koşullarına, hak ve nesafet kurallarına göre meydana gelen kazada sürücü ve haksız fiil faili olarak % 60 kusurlu olan davalı …’in davacının uğradığı manevi zarardan sorumluluğu bulunduğu ve kaza tarihi itibariyle temerrüde düştüğü anlaşılmakla davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle:
DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE KISMEN REDDİNE,
1-Davacının maddi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile, 4.017,40 TL’nin davalı …’ den kaza tarihi olan 21/03/2017 tarihinden, davalı … şirketinden dava tarihi olan 19/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE
2-Davacının manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile, 2.000,00 TL’nin davalı …’ den kaza tarihi olan 21/03/2017 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE
3-Alınması gerekli 411,04 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 118,98 TL peşin harç ve 16,00 TL ıslah harcı toplamı 134,98 TL’nin mahsubu ile bakiye 276,06 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile (davalı … 139,24 TL’sinden müştereken ve müteselsilen sorumlu olmak kaydı ile) HAZİNEYE İRAD KAYDEDİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvurma harcı, 118,98 TL peşin harç, 16,00 TL ıslah harcı, 850,00 TL bilirkişi ücreti, 314,00 TL keşif harcı ve 1.640,00 TL İstanbul ATK rapor ücreti, 300,00 TL araç ücreti, 608,50 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 3.878,88 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabulü ile kısmen reddi sebebiyle tarafların haklılık oranına göre (6.017,40/35.729,40=0,16) 653,26 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinde hüküm altına alınan maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-2. Maddesi uyarınca 4.017,40 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
6-Davacı kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden hüküm altına alınan manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10. Maddesi uyarınca 2.000,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
7-Davalılar duruşmalarda kendilerini vekille temsil ettirdiğinden davacının reddolunan maddi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-3 fıkraları uyarınca 1.712,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara ÖDENMESİNE,
8-Davalı … duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden davacının reddolunan manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/1-4 maddesi uyarınca 2.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …’e ÖDENMESİNE,
9-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/12/2021

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA