Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1084 E. 2022/363 K. 15.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1084
KARAR NO : 2022/363

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 01/02/2017
KARAR TARİHİ : 15/04/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sürücü …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davacının sevk ve idaresindeki motorsikletin … tarihinde çarpışması neticesinde çift taraflı, maddi hasarlı yaralamalı trafik kazası meydana geldiği, davalı sürücünün kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğu, davacıda kaza nedeniyle kırık oluştuğu, kaza öncesinde garson olarak çalışan davacının kaza nedeniyle uzun bir süre çalışamadığı, SGK tarafından karşılanmayan tedavi masrafları, geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik zararlarının olduğu, ayrıca manevi olarak zarara uğradığı iddiası ile 5.000,00 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın meydana gelmesinde davacının asli kusurlu olduğu, davacının sürücü belgesinin bulunmadığı, kullandığı motorsikletin plakasız ve ruhsatsız olduğu, davacının kaza anında başında kask bulunmadığı, davalı …’in kurallara riyaet ettiği, davacının herhangi bir zararının bulunmadığı ve kalıcı sakatlığının olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının başvuru şartını yerine getirmeden dava açtığı, davanın usulden reddi gerektiği, meydana gelen kaza ile sakatlık arasında illiyet bağının tespit edilmesi gerektiği, kusur durumu ve maluliyetin ATK tarafından tespiti gerektiği, davacının tedavi gideri ile geçici iş göremezliğe ilişkin taleplerinin poliçe teminatı dışındı olduğunu, davacıda kask bulunmadığını, davacının kazanın meydana gelmesinde müterafik kusurlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, 6098 Sayılı TBK’nın 71 ve 2918 Sayılı KTK’nın 85 ve devamı maddeleri kapsamında açılan motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan maddi (sürekli iş göremezlik, geçici iş göremezlik, SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri) ve manevi zararın kazaya sebebiyet verdiği iddia olunan aracın sürücüsü, işleteni ve zmms sigortacısı tarafından tazmini isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-Kemalpaşa CBS’nin …/… soruşturma sayılı dosya sureti,
-… Sigorta A.Ş’nin 22/02/2017 tarihli cevabı yazısı ve eki,
-Kemalpaşa İlçe Emniyet Müdürlüğünün … tarihli yazısı,
-Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinin … ve … tarihli yazısı
ve eki,
-ATK 2. İhtisas Kurulunun … tarih … karar sayılı, … tarih
… karar sayılı, … tarih … karar sayılı, … tarih … karar
sayılı, … tarih … karar sayılı maluliyet raporları,
-SGK İzmir İl Müdürlüğünün … ve … tarihli yazıları,
-Mahkememizce … tarihinde gerçekleştirilen keşif,
-Tanıklar … ve …’ün keşif mahallinde alınan beyanları,
-Kusur bilirkişi …’ın … tarihli raporu,
-İzmir İl Emniyet Müdürlüğünün … tarihli yazısı,
-Davacıya ait nüfus kayıtları,
-Aktüer bilirkişi …’in … tarihli raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Sorumluluk hukukunun amacı, zarar görenin uğramış olduğu gerçek zararı gidermek, kaybolan bir değerin yerine, nitelik veya nicelikçe benzer bir değer koymaktır.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesinde, “İşletenlerin, bu Kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1.maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanunun 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir. Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir. Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hakimin takdirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
TBK’nın 54. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ile tedavi giderleri de bu zarar türleri arasında yer almaktadır.
Bedensel zarara uğrayan kimse, çalışma gücünü sürekli veya geçici olarak yitirmesinden ve ileride edineceği kazançtan yoksun kalmasından doğan zarar ile bütün giderlerini isteyebilir. Çalışamamaktan kaynaklanan zarar ise geçici iş göremezlik nedeniyle olabileceği gibi; sürekli iş göremezlik biçiminde de olabilir. Geçici iş göremezlik zararı, zararı görenin yaptığı iş ve gelir durumu itibariyle iyileşme süresinde elde edemediği kazançtan ibarettir. Sürekli iş göremezlik zararı ise beden gücü kaybına uğrayan kişinin, zarar görmeden önce yapmakta olduğu iş için daha fazla bir güç (efor) harcaması nedeniyle doğan zarardır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve dosya kapsamında toplanan tüm deliller bir arada değerlendirildiğinde; … tarihinde davalı …’in sevk ve idaresindeki … plaka araç ile davacının sevk ve idaresindeki tescilsiz ve plakasız motorsikletin karıştığı çift taraflı, yaralamalı, maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, davacının iş bu dava ile kaza nedeniyle yaralandığından bahisle sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı ile SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri ve manevi tazminatı kazaya sebebiyet verdiğini iddia ettiği … plakalı aracın sürücüsü, işleteni ve zmms sigortacısı olan davalılardan talep ettiği, davalıların da davalı sürücünün kusurunun bulunmadığı, davacının zararını ve kusuru ispatlaması gerektiği, meydana gelen kazada davacının müterafik kusurunun bulunduğu, geçici iş göremezlik zararı ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderinin poliçe teminatı kapsamında olmadığını savunduğu, taraflar arasında davalı sürücünün kusur oranı, davacının maluliyetinin bulunup bulunmadığı, zararının olup olmadığı, zararı var ise davalıların sorumlu olup olmadığı, sorumlu iseler sorumlu oldukları miktarın ne kadar olduğu hususlarında anlaşmazlık bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafından ikame edilen davada dosyanın Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… esasına kayıt edildiği, davalıların süresindeki yetki itirazı üzerine Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve …/… esas, …/… karar sayılı ilamı ile İzmir Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğundan bahisle yetkisizlik kararı verildiği, karara karşı taraflarca kanun yoluna başvurulmadığı, kararın kesinleştiği, dosyanın görevli mahkeme olarak mahkememize tevzi edildiği ve mahkememizin 2017/1084 esasına kayıt edildiği görülmüştür.
Mahkememizce öncelikle davacının zararının bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla maluliyetinin belirlenmesi yoluna gidildiği, bu kapsamda ilk olarak ATK 2. İhtisas Kurulunun … tarih ve … karar sayılı raporunun alındığı, söz konusu raporda Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre davacının %3.3 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği, tıbbi iyileşme (geçici işgöremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği yönünde görüş bildirildiği, bu rapora karşı davacının mesleğinin dikkate alınmadığı, davalıların ise belirlenen maluliyet oran ve süresinin fahiş olduğu gerekçesiyle itirazda bulunduğu, mahkememizce itirazların kabul edilerek dosyanın yeniden İstanbul ATK’ya gönderildiği, ATK 2. İhtisas Kurulunun … tarih ve … karar sayılı raporunun alındığı, söz konusu raporda bu kez Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre davacının meslek grup numarası garsonluk olarak kabul edilerek yapılan incelemede davacının %12.1 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği, tıbbi iyileşme(geçici işgöremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği yönünde görüş bildirildiği, bu kez de davalıların maluliyetin belirlenmesine esas alınan yönetmeliğin kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan yönetmelik olmadığı, ayrıca davacının garson olduğuna ilişkin iddiasının gerçeği yansıtmadığı gerekçesi ile söz konusu rapora itirazda bulunduğu, mahkememizce bu itirazların da kabul edilerek davacının işe giriş bildirgelerinin dosyaya kazandırıldığı ve kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre maluliyetin belirlenmesi için dosyanın yeniden İstanbul ATK’ya gönderildiği, ATK 2. İhtisas Kurulunun … tarih ve … karar sayılı raporunda da Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre davacının yaralanmasının fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, tüm vücut engellilik (sürekli iş göremezlik) oranının %0, tıbbi iyileşme (geçici işgöremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği yönünde görüş bildirildiği, bu rapora karşılık olarak davacının mahkemece alınan raporlar arasında çelişki bulunduğu, maluliyet raporu düzenleme konusunda yetkili ve görevli merciin ATK 3. İhtisas Kurulu olduğu, davalıların ise geçici iş göremezlik süresinin uzun ve fazla olarak belirlendiği, meydana gelen yaralanma ile uyumlu olmadığı gerekçesi ile itirazda bulunduğu, mahkememizce İstanbul ATK 2. İhtisas kurulu tarafından davacıya ilişkin maluliyet raporu düzenlendiği, ancak 2659 sayılı yasaya göre maluliyete ilişkin mahkeme istem ve taleplerinin ATK 3. İhtisas kurulu tarafından değerlendirilmesi gerektiği gerekçesi ile taraf vekillerinin ATK maluliyet raporuna yönelik itirazlarının kabul edildiği, dosyanın bir kez daha ATK’ya gönderildiği ve İstanbul ATK 3. İhtisas Kurulundan … tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucunda yaralandığı iddia olunan ve kaza tarihi itibariyle 19 yaşında olan ve çalışmayan davacının geçici ve sürekli iş göremezlik kaybının tespiti ile kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmeliğine göre değerlendirme yapılmasının istenildiği, bu kapsamda ATK 2. İhtisas Kurulunun … tarih ve … karar sayılı raporunun düzenlendiği, söz konusu raporda Adli Tıp Kurumunun … tarih ve … nolu Başkanlar Kurulu Kararı ile Adli Tıp Kurumu Üçüncü İhtisas Kurulu’ndaki iş yoğunluğu nedeniyle Asliye Ticaret Mahkemeleri tarafından gönderilen ve maluliyet konusunda görüş sorulan dosyaların 01/03/2018 tarihinden itibaren benzer nitelikli kurul üyelerinden müteşekkil Adli Tıp Kurumu İkinci İhtisas Kurulu tarafından değerlendirilmesi kararı alındığı, kurul bünyesinde üyesi bulunmayan uzmanlık alanına ilişkin dosyalar olduğunda diğer ihtisas kurullarından ilgili alandaki üye ya da raportörün katılımı ile mütalaa düzenlendiği, özürlülük kavramı ile meslekte kazanma gücü kaybı kavramının farklı olduğu, tüzük ve yönetmeliklerinin farklı bölümlerde değerlendirildikleri, aralarında bağlantı bulunmadığı, bu nedenle daha önce düzenlenmiş özürlülük raporu ile maluliyet raporunun mukayese edilemeyeceği, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunun … tarih ve … karar numaralı mütalaasına eklenecek ya da değişitirilecek bir husus bulunmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, yargılama sırasında Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarih, 2019/40 esas, 2020/40 karar sayılı ilamı ile 2918 sayılı KTK’nun 90. Maddesinin bazı hükümlerinin iptal edildiği ve iptal kararı sonrası mevcut duruma göre dava konusu uyuşmazlığın ve davacının maluliyetinin belirlenmesi gerektiği (genel şartlara ilişkin atfın iptal edildiği ve maluliyetin genel hükümlere göre belirlenmesi düşüncesi ile) mahkememizce değerlendirilerek dosyanın yeniden İstanbul ATK 2. İhtisas kuruluna gönderildiği, ATK 2. İhtisas Kurulundan bu kez de … tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucunda yaralandığı iddia olunan ve kaza tarihi itibariyle 19 yaşında olan ve çalışmayan davacının geçici ve sürekli iş göremezlik durumunun kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan Maluliyet Tespiti işlemleri yönetmeliğine göre belirlenmesinin istenildiği, bu yönetmelik hükümlerine göre maluliyetin karşılığı bulunmuyorsa Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre geçici ve sürekli iş göremezlik kaybının değerlendirilip, kıyas yoluyla gerekçelendirmek suretiyle davacının daimi ve geçici iş gücü kaybının tespitin talep edildiği, ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen … tarih ve … karar sayılı maluliyet raporunda da, 03/08/2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin sadece Ek-1 bölümünde yapılan değişiklikler içerdiği, Ek-3 ve diğer cetvelleri, meslek grupları bölümünü içermediği, dolayısıyla 03/08/2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile sadece beden çalışma gücünün en az %60’ını kaybedip kaybetmediğine (hangi hastalık ve arızaların malulen emeklilik kriterlerine uyduğu) ilişkin değerlendirme yapılabileceği, bu nedenle söz konusu yönetmeliğe göre meslekte kazanma gücü kaybı belirlenemeyeceği gerekçesi ile ATK 2. İhtisas Kurulunun … tarih ve … karar numaralı mütalaasına eklenecek bir husus bulunmadığı yönünde görüş ve kanat bildirildiği anlaşılmıştır.
Taraf sürücülerinin kusur durumlarının belirlenmesi için mahkememizce tarafların talebi üzerine mahallinde keşif yapıldığı, tarafların tanıklarının dinlenildiği, dosyanın kusur bilirkişiye tevdi edildiği, kusur bilirkişinden alınan … tarihli raporda davalı sürücünün sevk ve idaresindeki … plakalı otomobil ile seyir halinde olduğu, kavşakta sola dönmek istediği sırada gerisinden gelen davacının sevk ve idaresindeki tescilsiz motorsikletin önünde sola dönmek için manevra yapan davalı aracının sol arka kısmına çarpmak suretiyle kazanın meydana geldiği, taraf sürücülerinin davalı sürücünün sola sinyal verip vermediği hususunda farklı beyanlarda bulunduğu, davalı sürücünün sola dönüş kurallarına riayet etmediği, davacının ise kavşakta öndeki aracı geçmek veya sollamak yasak olduğu halde geçmeye çalıştığı ve hızını kavşağa yaklaşırken yavaşlatmadığı gerekçesi ile tarafların %50 oranında eşit kusurlu olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği görülmüştür.
Davacının dava dilekçesinde kümülatif olarak maddi tazminat talebinde bulunduğu, dilekçe içeriğinde sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı ile SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri taleplerinin olduğunu bildirdiği ancak taleplerini ayrıştırmadığı, bunun üzerine mahkememizce 6100 sayılı HMK’nun 31 ve 194. maddeleri kapsamında davacıya maddi tazminat taleplerini açıklamak, ayrıştırmak ve somutlaştırmak üzere kesin süre verildiği, davacı vekilinin 28/09/2020 tarihli beyan dilekçesinde 3.000,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 1.200,00 TL SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri ve 800,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 5.000,00 TL maddi tazminat taleplerinin olduğunu bildirdiği ve taleplerini bu şekilde açıkladığı, mahkememizce davacının talep ettiği tazminat kalemleri dikkate alınarak zararlarının hesaplanması için dosyanın doktor aktüer bilirkişiye tevdi edildiği, aktüer bilirkişinin … tarihli raporunda, … ve … tarihli maluliyet raporları seçenekli olarak dikkate alınmak ve TRH 2010 Yaşam Tablosu Teknik Faizsiz Progresif Rant Yöntemi ile uygulanmak suretiyle yapılan hesaplamada, ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen … tarihli rapor esas alındığında, davacının geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi zararının 16.167,88 TL, SGK sorumluluğunda olmayan belgeli tedavi giderinin 2.400,00 TL olduğu, sürekli maluliyetten kaynaklı zararının bulunmadığı, davacının toplam maddi zararının 18.567,68 TL olduğu, davalı sürücünün kusur durumuna göre davacının talep edebileceği maddi tazminat alacağının 9.283,84 TL olduğu, ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen … tarihli rapor esas alındığında ise davacının geçici iş göremezlik zararının 16.167,88 TL, sürekli maluliyetten kaynaklı maddi zararının 323.934,15 TL, SGK sorumluluğunda olmayan belgeli tedavi giderinin 2.400,00 TL olduğu, davacının toplam maddi zararının 342.502,03 TL, davalı sürücünün kusur durumuna göre davacının talep edebileceği maddi tazminat alacağının ise 171.251,01 TL olarak belirlendiği yönünde görüş ve kanaat bildirildiği anlaşılmıştır.
Davacının sürücüsü olduğu tescilsiz ve plakasız motorsiklet ile davalı …’nin sürücüsü, davalı …’nin işleteni, diğer davalı … Sigorta A.Ş’nin ise zmms sigortacısı olduğu … plakalı araçların … tarihinde çift taraflı, yaralamalı, maddi hasarlı trafik kazasına karıştığı, söz konusu olaya ilişkin olarak adli soruşturma yürütüldüğü, soruşturma neticesinde davacının şikayetinin bulunmaması nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, her ne kadar davalı sigorta tarafından davacının dava öncesinde sigortaya başvurmaksızın dava yoluna başvurduğu ve davanın usulden reddi gerektiği savunulmuş ise de davacının yargılama aşamasında davalı sigortaya yazılı başvuruda bulunduğu, başvuru koşulunun bu şekilde yerine getirildiği, yerleşik Yargıtay uygulamasına göre sigortaya başvurunun tamamlanabilir dava şartı olduğu, bu nedenle davalı sigortanın usule ilişkin bu itirazının yerinde olmadığı, tarafların kusur durumuna ilişkin mahkememizce yapılan incelemede taraf sürücülerinin eşit %50 kusurlu olduğunun belirlendiği, taraflarca mahkememizce alınan kusur raporuna itiraz edilmiş ise de mahkememizce kaza mahallinde dinlenen taraf tanıklarının çelişki beyanlarda bulundukları, davalı sürücünün sinyal verip vermediğinin tanık beyanlarından kesin bir biçimde saptanamadığı, bu halde yerleşik Yargıtay uygulamasına göre (kontrollü kavşakta her iki tarafın yeşil ışıkta geçtiğini savunması ve bunun kesin bir biçimde saptanamaması halinde tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi yönündeki benzer uygulama esas alınarak) kavşaklara yaklaşırken hızını yavaşlatmayan ve şerit izleme kurallarını ihlal eden davacı ile kavşakta sola dönüş kurallarına riayet etmeyen davalı sürücünün eşit kusurlu kabul edilmesinin hakkaniyete uygun olduğu, alınan kusur raporunun meydana gelen kazanın oluş biçimi ve kaza tespit tutanağı ile uyumlu olduğu, yeniden kusur raporu alınmasının yargılamaya katkı sağlamayacağı, bu nedenle tarafların kusur raporuna ilişkin itirazlarının yerinde görülmediği, maluliyet yönünden ise ATK 2. İhtisas Kurulundan alınan … tarih ve … karar sayılı raporun denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu, söz konusu rapora göre davacının yaralanmasının fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, tüm vücut engellilik (sürekli iş göremezlik) oranının %0, iyileşme (geçici işgöremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği, taraflarca söz konusu rapora itirazda bulunulmuş ise de Yargıtay 4 ve 17(kapatılan) Hukuk Dairelerinin 2021 yılı ve sonrasındaki yerleşik içtihatlarına göre maluliyete ilişkin alınacak raporların kaza tarihine göre 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliği hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonrada Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerektiği, buna göre kaza tarihi olan … tarihi itibariyle yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre davacının maluliyetinin tespit edilmesi gerektiği, ayrıca davacının İstanbul ATK ön raporu doğrultusunda mahkememizce yargılama aşamasında hastaneye sevk edildiği ve son sağlık durumunun tespit edildiği ve maluliyete ilişkin raporun düzenlenmesinde bu durumun da dikkate alındığı bir arada değerlendirildiğinde davacının yaralanmasının ağır nitelikte olduğuna ilişkin soyut beyanı ile davalıların raporun mevzuata uygun olmadığı ve davacının gerçek durumunu yansıtmadığına ilişkin soyut itirazlarına itibar edilemeyeceği, davacıda meydana gelen yaralanmanın araz bırakmadan iyileştiği, bu halde davacının sürekli iş göremezlik zararı doğmadığından talepte bulunamayacağı, mahkememizce alınan aktüer raporuna göre ATK 2. İhtisas Kurulundan alınan … tarih ve … karar sayılı rapora göre davacının geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi zararının 16.167,88 TL, SGK sorumluluğunda olmayan belgeli tedavi giderinin ise 2.400.00 TL olduğu, davacının toplam maddi zararının 18.567,68 TL olduğu, davalı sürücünün kusur durumuna göre davacının talep edebileceği maddi tazminat alacağının 9.283,84 TL olduğu, her ne kadar davalılarca müterafik kusur savunmasında bulunulmuş ise de, kaza tutanağının koruyucu tertibatlar bölümüne göre kaza tespit tutanağını düzenleyen kolluk görevlileri tarafından davacının koruyucu tertibat (kask) kullanıp kullanmadığının tespit edilemediği, davalıların bu yönde herhangi bir ispat vasıtası da sunmadığı, ayrıca davacıda meydana gelen yaralanmanın sağ tibia distal kırığı (ayakta diz ile ayak bileği arasındaki kısım) olduğu da dikkate alındığında davacının kask kullanıp kullanmasının meydana gelen zararı azaltma ya da tamamen engelleme yönünde herhangi bir etkisinin olmadığı, bu nedenle mahkememizce davalıların bu yöndeki savunmasının yerinde görülmediği, yine dosyaya kazandırılan belgelere göre davacıya SGK tarafından yapılan herhangi bir geçici iş göremezlik ödemesinin olmadığı, 6098 sayılı TBK’nın 71, 2918 Sayılı KTK’nın 85, 86 ve 91. maddeleri ile Yargıtay 4 ve 17(Kapatılan). Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarında belirtildiği üzere, kazaya sebebiyet veren ve mahkememizce alınan kusur raporuna göre kazanın meydana gelmesinde %50 kusurlu olan aracın kayıt maliki olan davalı …’nin işleten, davalı …’nin haksız fiil faili sürücü olarak davacının zararlarından müşterek ve müteselsil borçlu olarak sorumlu olduğu, yine 09/05/2016-09/05/2017 tarihleri arasındaki dönemde kaza tarihi itibari ile söz konusu aracın zmms sigortacısı olan davalı sigortanın da poliçe teminat limiti kapsamında kalan davacının geçici iş göremezlik zararı ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderinden diğer davalılar ile birlikte sorumlu olduğu, her ne kadar davalı sigorta tarafından SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri ile geçici iş göremezlik zararının zmms poliçe teminatı kapsamında olmadığı savunulmuş ise de yerleşik Yargıtay içtihatları ile söz konusu zararların zmms sağlık teminatı kapsamında olduğunun kabul edildiği, bu nedenle mahkememizce davalının bu yöndeki savunmalarına itibar edilmediği ve davalının söz konusu zararlardan diğer davalılar ile birlikte sorumlu kabul edildiği, davacı vekilinin belirsiz alacak davası olarak ikame ettiği iş bu davada 11/03/2022 tarihli dilekçesiyle değer arttırım dilekçesi sunduğu, değer arttırım dilekçesinin davalılara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davacı tarafından davalı sigortaya dava öncesinde müracaat olmadığından davalı sigortanın dava tarihi itibariyle, diğer davalılar … ve …’nin ise haksız fiil tarihi olan … tarihinde temerrüde düştüğü, ayrıca meydana gelen zararın niteliğine göre talep edilebilecek faiz türünün yasal faiz olduğu, mahkememizce alınan … tarihli kusur, ATK 2. İhtisas Kurulunun … tarihli maluliyet ve … tarihli aktüer bilirkişi raporlarının oluşa ve dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu anlaşılmakla, davacının 8.083,94 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 1.200,00 TL SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri olmak üzere toplam 9.283,94 TL olarak maddi tazminat talebinin kabulüne, sürekli iş göremezlik tazminatı yönünden ise maddi tazminat talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Manevi acıyı bir dereceye kadar yumuşatmak, bozulan manevi dengeyi onarıp düzeltmek, bir teselli, bir savunma ve ruhu tatmin etmek amacıyla insan yaşamının kutsallığı çevresinde olayın oluş şekline, tarafların kusur oranlarına, meydana gelen kazada sağ tibia distal kırığı oluşan davacının yaralanmasının niteliğine (İstanbul ATK 2. İhtisas kurulunun … tarihli maluliyet raporuna göre davacının sürekli iş göremezlik kaybına uğramadığı, geçici iş göremezlik süresinin ise 9 ay olduğu) davacının yaşına, yaşanan olaydan doğrudan etkilenmesine, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına özellikle 26.6.1966 gün ve 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının içeriğine ve öngördüğü koşulların somut olayda gerçekleşme biçimine, oranına, niteliğine, günün ekonomik koşullarına, hak ve nesafet kurallarına göre sürücü ve haksız fiil faili olarak % 50 kusurlu olan davalı … ile kazaya sebebiyet veren aracın işleteni olan davalı …’nin davacının uğradığı manevi zarardan müştereken ve müteselsilen sorumluluğu bulunduğu, davalılarca davacının kask kullanmadığı ve müterafik kusurlu olduğu savunulmuş ise de ayağında yaralanma meydana gelen davacının kask kullanıp kullanmasının meydana gelen zararı azaltma ya da tamamen engelleme yönünde herhangi bir etkisinin bulunmadığı ve adı geçenlerin kaza tarihi itibariyle temerrüde düştüğü anlaşılmakla davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının maddi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile 9.283,94 TL’nin davalılar … ve davalı …’den haksız fiil tarihi olan …, davalı … Sigorta A.Ş yönünden ise dava tarihi olan 01/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Davacının manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile, 6.000,00 TL’nin davalılar … ve davalı …’den haksız fiil tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 1.044,04 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 68,31 TL peşin harç ve 80,70 TL ıslah harcı toplamı 149,01 TL harcın mahsubu ile bakiye 895,03 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile (davalı … Sigorta A.Ş. harcın 543,66 TL’sinden sınırlı sorumlu olmak kaydı ile) HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
…/…
4-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL peşin harç, 68,31 TL başvurma harcı, 80,70 TL ıslah harcı, 314,00 keşif harcı ile yapılan 900,00 TL bilirkişi ücreti, 270,00 TL araç ücreti, 3.068,00 TL ATK rapor ücreti ve 595,84 TL müzekkere-tebligat-posta giderinden oluşan toplam 5.328,25 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabulü ile kısmen reddi sebebiyle tarafların haklılık oranına göre (15.283,94/25.083,94=0,60) 3.246,56 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile (davalı … Sigorta A.Ş. yargılama giderinin 1.972,06 TL’sinden sınırlı sorumlu olmak üzere) davacıya ÖDENMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı … tarafından yapılan 200,00 TL müzekkere-tebligat-posta giderinden oluşan yargılama giderinin davanın kısmen kabulü ile kısmen reddi sebebiyle tarafların haklılık oranına göre (0,40) 80,00 TL’sinin davacıdan tahsili ile davalı …’a ÖDENMESİNE, bakiye kısmın davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacı kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 3/2 ve 13/1-3. maddesi uyarınca hüküm altına alınan maddi tazminat üzerinden takdir edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
7-Davacı kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 3/2 ve 10/1-3 maddesi uyarınca hüküm altına alınan manevi tazminat üzerinden takdir edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
8-Davalılar kendilerini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 3/2 ve 13/1-3. maddesi uyarınca reddedilen maddi tazminat üzerinden takdir edilen 800,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara ÖDENMESİNE,
9-Davalılar … ve … kendilerini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 3/2 ve 10/1-3. maddesi uyarınca reddedilen manevi tazminat üzerinden takdir edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılar … ve …’e ÖDENMESİNE,
10-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ve davalılar vekili Av. …’in yüzlerine karşı diğer davalıların yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı.15/04/2022

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA