Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/403 E. 2021/870 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/403 Esas
KARAR NO : 2021/870

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/02/2016
KARAR TARİHİ : 20/10/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davacının 04/04/2014 tarihinde … Meydanından … tarafından yürürken, yolun karşı tarafında davalı …’ın maliki, davalı …’ın sürücüsü olduğu … plakalı kamyonetin, dava dışı …’nın kullandığı … plakalı motosiklete çarpması neticesinde, motosikletin sürüklenerek davacıya çarptığını, davalı sürücü …’ın kazanın oluşumunda asli kusurlu olup, davacının herhangi bir kusurunun olmadığını, olay sonucunda davacının kolunun kırıldığını, sinirlerinde kopma olduğunu, İzmir … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile yapılan yargılama sonucunda davalı sürücü …’ın cezalandırılmasına karar verildiğini, davacının olay nedeniyle uzun süreli ameliyatlar geçirdiğini, zor ve acılı fizik tedavilere katlanmak sorunda kaldığını, ameliyattan sonra sağ elin sonunda olan her iki parmak ucundan dirseğe kadar sinir kesildiği için hissiyat yokluğu yaşandığını, dirseğinin estetik görüntüden uzak kaldığını, davacının tam iyileşmesinin 18 ay sürdüğünü, davacının maddi ve manevi zararları oluştuğunu beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla fizik tedavi gideri 835,00 TL, Ales, sürücü direksiyon harcamaları 800,00 TL, … Hastanesi tedavi bedeli 630,00 TL, mikrocerrahi harcamaları 352,00 TL, eczane harcamaları 78,50 TL, … Hastanesi ameliyat ve tedavi gideri 15.998,00 TL’nin harcama tarihlerinden itibaren yasal faizi ile, geçici iş göremezlik kaybı 9.540,00 TL, işgücü kaybı 1.500 TL’nin olay tarihinden itibaren yasal faizi ile olmak üzere 29.733,00 TL maddi tazminatın ve 50.000 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 04/04/2014 tarihinden itibaren davalılar … ve …’dan yasal faizi ile birlikte, diğer davalı sigorta şirketinden dava konusu edilen maddi tazminatlara poliçedeki likitleri dahilinde harcama ve olay tarihinden itibaren avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinden …’ın 04/04/2014 tarihinde aracı ile yolda seyir halindeyken önünde durmakta olan otobüsü geçmek istediğini bu sırada dava dışı olarak gösterilen …’nın müvekkilin aracına yakın bir şekilde seyredip yol ve mahallin şartlarına uymayarak seyir dengesini yitirdiğini, motorsikletin savrulduğu ve davacının yaralanmasına sebep olduğunu, ancak bu kişinin davalı olarak gösterilmediğini, öncelikle …’nın da davaya katılması gerektiğini, istenen maddi tazminatların kabul edilmediğini, müvekkillerinden istenen manevi tazminatın fahiş olup müvekkillerini fakirleştirici davacı tarafı zenginleştirici nitelikte olduğunu, müvekkillerinin istenen manevi tazminatı karşılayacak gücü olmadığını, müvekkili …’ın sadece ruhsat sahibi işleten olduğunu, bizzat kazaya karışmadığını, bu nedenle müvekkili …’dan manevi tazminat istenmesinin de hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın sirket nezdinde zmms poliçesi ile sigortalı olduğunu, davacı vekilinin tedavi gideri ile ilgili talebinde yasal isabet bulunmadığını, kaza sebebiyle doğacak tüm tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılanması gerektiğini, müvekkilinin sorumluğunun bulunmadığını, müvekkilinin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, 6098 Sayılı TBK’nın 71 ve 2918 Sayılı KTK’nın 85 ve devamı maddeleri kapsamında açılan motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan maddi tazminat(sürekli iş göremezlik, geçici iş göremezlik, tedavi ve yol gideri ile diğer giderler) ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
– İzmir … ASCM nin … esas sayılı dava doyası
-… A.Ş nin 14/04/2016 tarihli yazısı,
-… Hastanesinin 14/04/2016 tarihli yazısı ve eki tedavi belgeleri
-… Üniversitesi Hastanesinin 26/04/2016 tarihli yazısı ve eki tedavi belgeleri
-Ödeme dekontu, ibraname ve feragatname
-Davacı ve davalı için yapılan ekonomik sosyal durum araştırılması,
-Bilirkişiler …, … ve … den alınan 03/02/2017 tarihli kusur heyet bilirkişi raporu,
-SGK’nun 08/02/2017 ve 19/03/2020 tarihli yazısı ve eki,
– Ege ATK’nun 04/04/2017 tarihli maluliyet raporu,
-İstanbul ATK nun 12/09/2018 ve 28/06/2019 tarihli raporu,
-Dokuz Eylül Üniversite Hastanesinin 28/09/2018 tarihli yazısı ve eki,
-Bilirkişi …’ın 04/06/2020 tarihli aktüer raporu,
-İzmir İl Emniyet Müdürlüğünün 02/10/2020 tarihli yazısı,
-Bilirkişiler … ve …’in 04/01/2021 tarihli kök raporu 09/06/2021 tarihli ek raporu,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Sorumluluk hukukunun amacı, zarar görenin uğramış olduğu gerçek zararı gidermek, kaybolan bir değerin yerine, nitelik veya nicelikçe benzer bir değer koymaktır.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesinde, “İşletenlerin, bu Kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1.maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanunun 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir. Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir. Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hakimin takdirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
TBK’nın 54. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ile tedavi giderleri de bu zarar türleri arasında yer almaktadır.
Bedensel zarara uğrayan kimse, çalışma gücünü sürekli veya geçici olarak yitirmesinden ve ileride edineceği kazançtan yoksun kalmasından doğan zarar ile bütün giderlerini isteyebilir. Çalışamamaktan kaynaklanan zarar ise geçici iş göremezlik nedeniyle olabileceği gibi; sürekli iş göremezlik biçiminde de olabilir. Geçici iş göremezlik zararı, zararı görenin yaptığı iş ve gelir durumu itibariyle iyileşme süresinde elde edemediği kazançtan ibarettir. Sürekli iş göremezlik zararı ise beden gücü kaybına uğrayan kişinin, zarar görmeden önce yapmakta olduğu iş için daha fazla bir güç (efor) harcaması nedeniyle doğan zarardır.
Manevi tazminatın kişinin ruh ve vücut bütünlüğünün bozulması, sosyal kişilik değerlerinin saldırıya uğraması gibi durumlarda istenebileceği yasal ve yerleşmiş yargı kararlarıyla kabul edilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu´nun 01.03.2006 tarih ve 2006/2-14 E, 2006/26 K. sayılı kararında ifade edildiği üzere, manevi tazminatın amacı, zarar görenin kişilik değerlerinde ve bedensel bütünlüğünün iradesi dışında ihlali hallerinde meydana gelen eksilmenin (manevi zararın) giderilmesi, tazmin ve telafi edilmesidir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 56. Maddesi gereğince; hakimin, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat, bozulan ruh huzurunun, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nisbetinde iadesini amaçladığından hâkim, TMK’nın 4.maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tesbit etmelidir.
Hakim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, tarafların kusur oranını, desteğin kaybı nedeniyle duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir (Hukuk Genel Kurulunun 28.05.2003 gün … ve 23.06.2004 gün … sayılı kararları)
Yukarıda yapılan açıklamalar ve dosya kapsamında toplanan tüm deliller bir arada değerlendirildiğinde; 04/04/2014 tarihinde davacının yolda yürüdüğü esnada davalı …’ın sevk ve idaresinde bulunan … plakalı aracın dava dışı …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı motorsiklete çarpması sonucu motorsikletin sürüklenerek davacıya çarpması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, davacının bu kaza neticesinde yaralandığı iddiası ile iş bu davada maddi ve manevi tazminat talebinde bulunduğu, tazminatın zmms sigortacısı olan davalı sigorta ile diğer davalı sürücü … ve işleten … tarafından karşılanmasının talep edildiği, mahkememizce öncelikle taraflar ile dava dışı üçüncü kişilerin kusuruna ilişkin kusur raporu alındığı, 03/02/2017 tarihli heyet kusur raporuna göre, davalı sürücü …’ın % 60 oranında asli kusurlu, dava dışı sürücü …’nın % 40 oranında tali kusurlu, davacının ise kusursuz olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, dosya içerisinde bulunan kaza tespit tutanağı ve olaya ilişkin olarak yürütülen ceza yargılamasında alınan kusur raporu ve mahkememizce alınan raporun uyumlu olduğu bu nedenle kusur yönünden başkaca bir inceleme yapılmasına lüzum görülmediği, mahkememizce maluliyet tespiti için dosyanın önce Ege ATK’na gönderildiği, Ege ATK’nun Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği esas alınarak düzenlenen 04/04/2017 tarihli raporunda davacının % 8 sürekli iş göremez ve 18 ay geçici iş kaybına uğradığı yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, davacı tarafından bu rapora itiraz edilmesi üzerine mahkememizce dosyanın İstanbul ATK … İhtisas Dairesine gönderildiği, İstanbul ATK … İhtisas Dairesinin Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranları Tespit İşlemleri Yönetmeliği esas alınarak düzenlenen 12/09/2018 tarihli raporunda davacının % 8 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği ve geçici iş göremezlik süresinin ise 18 ay olduğu yönünde görüş bildirildiği, davacı tarafından bu rapora da itiraz edilmesi üzerine mahkememizce davacı tarafından sunulan Dokuz Eylül Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesinin 31/03/2016 tarihli raporu ile ATK tarafından düzenlenen raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmesine ilişkin olarak ATK dan ek rapor düzenlenmesinin talep edildiği, ATK … İhtisas Kurulunun 28/06/2019 tarihli raporunda da davacının % 8 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği ve geçici iş göremezlik süresinin ise 18 ay olduğu, raporlar arasındaki farkın muayene bulgularının değerlendirilmesine bağlı olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, davacı vekili tarafından ATK’dan alınan maluliyet raporlarına itiraz edilmiş ise de ATK’nun ön raporları doğrultusunda davacının yargılama sırasında iyileşip iyileşmediği ve şikayetlerinin devam edip etmediği yönünde mahkememizce gerekli incelemenin yapıldığı ve ATK maluliyet raporunun davacının son sağlık durumuna ilişkin kayıtlar gözetilerek düzenlendiği, bu nedenle davacı tarafından Dokuz Eylül Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesinden alınan 31/03/2016 tarihli rapor ile mahkememizce 2017, 2018 ve 2019 yıllarında alınmış olan maluliyet raporları arasında çelişki bulunmadığı, her ne kadar kaza tarihine göre davacının maluliyetinin Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre belirlenmesi gerekmekte ise de mahkememizce benzer uyuşmazlıklarda bu yönetmelik hükümlerine göre istenilen maluliyet tespitlerinde İstanbul ATK … İhtisas Dairesi tarafından 03.08.2013 tarih, 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğinin, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin sadece Ek-1 bölümünü içerdiği, Ek-3 ve diğer cetvelleri ve meslek grupları bölümünü içermediğinden, sadece çalışma gücünün en az %60’ını kaybedip kaybetmediğine ilişkin olduğu (hangi hastalık ve arızaların beden çalışma gücünün en az %60’ının kaybına neden olacağı), bu nedenle bu yönetmeliğe göre meslekte kazanma gücü kaybı belirlenemeyeceği, maluliyetin Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle maluliyet raporlarının düzenlendiği, bu kapsamda mahkememizce Ege ATK ve İstanbul ATK dan alınan raporların birbirleri ile uyumlu, dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli olduğu, davacı vekilinin yeniden maluliyet raporu alınması talebinin dosyaya katkı sağlamayacağı değerlendirilerek açıklanan nedenlerle talebin reddedildiği, mahkemizce davacının tedavi gideri talepleri de olduğu gözetilerek dosyanın aktüer ve doktor bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetine tevdi edildiği, doktor bilirkişi … ile …’ın kök ve ek raporuna göre, TRH 2010 Yaşam Tablosu esas alınarak Progresif rant yöntemine göre yapılan hesaplamada davacının 2016 yılı verilerine göre gelirinin asgari ücret olarak esas alınması halinde 50.879,16 TL, gelirinin asgari ücretinin 2,58 katı olarak kabul edilmesi halinde ise 80.173,68 TL sürekli iş göremezlik zararı olduğu, davacıya davalı sigorta tarafından 90.000,00 TL ödeme yapılmakla birlikte davacının karşılanmayan sürekli iş göremezlik zararının bulunmadığı, geçici iş göremezlik zararının gelirinin asgari ücret olarak kabul edilmesi halinde 2.974,38 TL, gelirinin asgari ücretinin 2,58 katı olarak kabul edilmesi halinde ise 5.869,90 TL olduğu, SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderlerinin 1.930,80 TL olduğu, iyileşme sürecinde katılamadığı sınavlara ilişkin gider ve zararlarının 480,00 TL olarak hesaplandığı yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, davacının yargılama aşamasında davalı sigorta ile maluliyet taleplerine ilişkin olarak anlaştığı, davalı sigortaya ibraname verdiği ve davalı sigortadan 90.000,00 TL tazminat ile ferilerine tahsil ettiği, 09/11/2016 tarihli duruşmadaki davacı vekilinin beyanına göre davacının bakiye zararının bulunduğu ve bu zararların tahsilinin gerektiği ileri sürülmüş ve davacı vekili söz konusu duruşmada davalı sigorta yönünden önce davadan feragat etmiş sonrasında bu beyanını geri almış ise de dava tarihinden sonra davacıya davalı sigorta tarafından davacının kendisine sunmuş olduğu maluliyet raporu esas alınarak ve davacıdan ibraname alınmak suretiyle maluliyete ilişkin ödeme yapılmakla birlikte yerleşik Yargıtay uygulamasına göre davacının iş bu davaya konu geçici ve sürekli iş göremezlik tazminat taleplerinin konusuz kaldığının kabulü gerektiği, yine davacı tarafından kaza nedeniyle bazı sınavlara katılamadığı ve zarara uğradığı ve bu sınavlara ilişkin yapmış olduğu giderlerin davalılarca tazmini gerektiği iddia edilmiş ise de, davacının söz konusu talebinin TBK’nun 54.maddesi kapsamında kalmadığı, dolaylı zarar niteliğinde olduğu, dolaylı zararların haksız fiil faili ve diğer sorumlulardan talep edilemeyeceği, bu nedenle davacının belirtilen alacak kalemleri yönünden talepte bulunamayacağı, bilirkişi tarafından hesaplandığı üzere davacının SGK tarafından karşılanmayan ve SGK’nun sorumluluğunda bulunmayan tedavi giderlerinin 1.930,80 TL olduğu, davacı vekilinin 09/11/2016 tarihli duruşmadaki beyanlarına göre bu tazminat alacağından sadece davalılar … ve …’nın sorumlu tutulması gerektiği, mahkememizce alınan kusur, Ege ve İstanbul ATK’dan alınan maluliyet ve aktüerya ve doktor bilirkişi raporlarının oluşa ve dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu, buna göre davacının SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri talebinin kısmen yerinde olduğu, geçici ve sürekli iş göremezlik taleplerinin konusuz kaldığı, sınav ücreti taleplerinin ise reddi gerektiği, davalı …’in haksız fiil faili olarak diğer davalı …’nın ise işleten olarak hüküm altına alınan alacaklardan sorumlu olduğu, adı geçen davalıların kaza tarihi itibariyle temerrüde düştüğü anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Manevi acıyı bir dereceye kadar yumuşatmak, bozulan manevi dengeyi onarıp düzeltmek, bir teselli, bir savunma ve ruhu tatmin etmek amacıyla insan yaşamının kutsallığı çevresinde olayın oluş şekline, tarafların kusur oranlarına, husule gelen elem ve ızdırabın derecesine ( Ege ATK’nun 04/04/2017 tarihli maluliyet raporu, ATK İstanbul … İhtisas Kurulunun 12/09/2018 tarihli maluliyet raporu ile ATK … İhtisas kurulunun 28/06/2019 tarihli maluliyet raporuna göre davacının %8 oranında sürekli iş göremezlik kaybına uğradığı, geçici iş göremezlik süresinin ise 18 ay olduğu) davacının yaşına, yaşanan olaydan doğrudan etkilenmesine, hayat boyunca bu olayın ve eksikliğin etkisiyle yaşamasına, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına özellikle 26.6.1966 gün ve 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının içeriğine ve öngördüğü koşulların somut olayda gerçekleşme biçimine, oranına, niteliğine, günün ekonomik koşullarına, hak ve nesafet kurallarına göre manevi tazminat miktarının olayın ağırlığını ortaya koyması, hukuka aykırılığı özendirmemesi ve caydırıcı fonksiyonu bulunması gerektiği, mahkememizce alınan kusur ve maluliyet raporlarının oluşa ve dosya kapsamına uygun, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu, 6098 Sayılı TBK’nın 71 ve 2918 Sayılı KTK’nın 85 ve devamı maddeleri kapsamında mahkememizce alınan kusur raporuna göre davalı …’in meydana gelen kazada sürücü ve haksız fiil faili olarak % 60 kusurlu olduğu, ayrıca davalı …’nın da adı geçen sürücünün kullandığı aracın işleteni olduğu, bu nedenle davalılar … ve …’nın davacının uğradığı manevi zarardan sorumluluğu bulunduğu ve kaza tarihi itibariyle temerrüde düştükleri anlaşılmakla davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle:
DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE KISMEN REDDİNE,
1-Davacının sürekli iş göremezlik ve geçici iş göremezlik tazminat talepleri hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacının sınav ücretine ilişkin maddi tazminat taleplerinin REDDİNE,
3-Davacının SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri taleplerinin KISMEN KABULÜ ile 1.930,80 TL’nin trafik kaza tarihi olan 04/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
4-Davacının manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile 15.000,00 TL’nin trafik kaza tarihi olan 04/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
5-Alınması gerekli 1.156,54 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 272,33 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 884,21 TL’nin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDEDİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvurma harcı, 272,33 TL peşin harç, 2.100,00 TL bilirkişi ücreti ve 1.255,50 TL İstanbul ATK rapor ücreti, 990,00 TL Ege ATK rapor ücreti, 496,15 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 5.143,18 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabulü ile kısmen reddi sebebiyle tarafların haklılık oranına göre 1.804,24 TL’sinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Davacı kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinde hüküm altına alınan maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan 2021 Yılı AAÜT’nin 13/1-2. Maddesi uyarınca 1.930,80 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
8-Davacı kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden hüküm altına alınan manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan 2021 Yılı AAÜT’nin 10. Maddesi uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
9-Davalılar … ve … duruşmalarda kendilerini vekille temsil ettirdiğinden davacının reddolunan maddi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan 2021 Yılı AAÜT’nin 13/1-3 fıkraları uyarınca 1.930,80 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılar … ve …’a ÖDENMESİNE,
10-Davalılar … ve … duruşmalarda kendilerini vekille temsil ettirdiğinden davacının reddolunan manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan 2021 Yılı AAÜT’nin 10. maddesi uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılar … ve …’a ÖDENMESİNE,
11- Davacının konusuz kalan geçici ve sürekli iş göremezlik talepleri yönünden ibraname uyarınca davacı ve davalı … Sigorta A.Ş lehine vekalet ücreti takdir edilmesine YER OLMADIĞINA,
12-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
13-Kararın kesinleşmesinden sonra İzmir … ASCM nin … esas sayılı dava doyasının mercine İADESİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı.20/10/2021

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA