Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1511 E. 2021/991 K. 12.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1511 Esas
KARAR NO : 2021/991

DAVA : Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)
DAVA TARİHİ : 27/12/2016
KARAR TARİHİ : 12/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, Mahkememize verdiği 27/12/2016 tarihli dava dilekçesinde; davacının, davalı şirketin müdürü diğer davalının babası olan ve 30/08/2016 tarihinde vefat eden … ile daha önce evli olup, vefat edenin mirasçısı olduğunu, şirket müdürü … ile kardeşleri …, … ve …’ ın davalı şirketin ortakları olduğunu, miras bırakanın ölümünden sonra şirket müdürü davalı ile diğer şirket ortaklarının davacıya baskı yaparak şirket hisselerinin kendilerine bedelsiz şekilde devrini talep ettiklerini, davacının bunu kabul etmemesi üzerine bu kez düşük bedel ödemeyi talep ettiklerini, bu doğrultuda Karşıyaka … Noterliği’ nin 08/11/2016 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edilerek davacıya şirket hisseleri karşılığında 45.000,00-TL ödeneceği, 7 gün içinde banka hesap numarası verilmesi gerektiği, banka hesap numarasının verilmesinden sonra 30 gün içinde bildirilen hesaba havale işleminin yapılacağı ayrıca miras bırakanın davalı şirkete olan borçları nedeniyle her türlü talep ve dava haklarının saklı tutulduğunun bildirildiğini, ihtarnameye cevaben Karşıyaka … Noterliği’ nin 29/1/2016 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edilerek gönderilen ihtarname içeriğinin kabul edilmediği, davacının vefat eden eşinin borcu olmadığı gibi şirketten alacaklı olduğu, şirket muhasebe kayıtlarının gerçeğe uygun hale getirilmesi, sahte belgeler ile gerçek dışı kayıt oluşturulması halinde CBS’ ye suç duyurusunda bulunulacağı, davacıya intikal eden şirket hisselerinin gerçek değerinin hesaplanması gerektiğinin bildirildiğini, ihtarnamelerden sonra davalı şirket adına ve davacı aleyhine İzmir … İcra Müdürlüğü’ nün … E. Sayılı dosyası üzerinden 225.000,00-TL asıl alacak, 2.496,58-TL faiz olmak üzere toplam 227.496,58-TL’ lik alacak üzerinden icra takibi başlatıldığını, takibe itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, miras bırakanın şirketin % 60 oranında hissedarı olduğunu ancak şirketin uzun süredir yönetiminin davalılardan … ve kardeşlerinin elinde olduğunu, miras bırakanın 5-6 sene kadar önce kanser hastalığına yakalandığını, tedavi gördüğünü, özellikle kemoterapi aldığı dönemlerde evden veya hastaneden dışarı çıkamadığını, davacının da o dönemde miras bırakanın tedavisi ilgilendiğini, doğal olarak miras bırakanın şirkete gidemediğini, davalı şirket müdürünün muhtemelen sahte kayıt ve evrak tanzim etmek suretiyle babası … aleyhine borç yarattığını, onun ölümünden sonra da oluşturulan sahte kayıtlarda yaratılan hayali borç üzerinden davacının üzerine gelindiğini, davalı şirketin muavin kayıtlarının incelemesinde; miras bırakan adına 976.077,16-TL borç yaratıldığı ancak 11/10/2016 tarihinde düzeltme kaydı yaratılmak suretiyle 954.627,05-TL’ nin kayıtlardan çıkarıldığı ve 21.450,11-TL bakiye borcun bırakıldığını, buna rağmen davacı hakkında icra takibi yapıldığının anlaşıldığını, davalı … ve kardeşleri ile diğer şirket ortaklarına karşı İzmir CBS’ ye suç duyurusunda bulunulduğunu, soruşturmanın halen … sayılı dosyası üzerinden devam ettiğini, mahkemece ,davalı şirket kayıt ve belgeleri üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile tüm gerçeklerin ortaya çıkacağını, şirket müdürü olan davalıya bu aşamadan sonra güven duyulamayacağının açık olduğunu belirtmiş , davalı şirkete bundan böyle özellikle yapılacak her türlü borçlandırıcı işlemlerin ve diğer yönetimsel işlemlerin denetlenmesi amacıyla kayyım tayin edilmesine, müdürlük görevini açıkça kötüye kullanan …’ ın müdürlük görevinden azline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … .ŞTİ . vekili Mahkememize verdiği 13/01/2017 tarihli cevap dilekçesinde; şirket ana sözleşmesinin 11. Maddesi ve TTK’ nın 596. Maddesi hükümleri gereğince davacının miras yolu ile şirket ortağı olması konusunda diğer ortakların onay vermediğini, davacının şirket ortaklığı sıfatını kazanmadığını, bu nedenle davada aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, miras bırakanın vefatından sonra davalı şirketin muhasebe kayıtlarının incelemesinde tespit edilebildiği kadarı ile 30/06/2016 tarihi itibariyle miras bırakanın farklı zamanlarda davalı şirketten 976.077,16-TL aldığının tespit edildiğini, miras bırakanın şirkete olan ve miras yolu ile mirasçılara intikal eden borçlarının tahsili için Bornova … Noterliği’ nin 28/09/2016 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini, ihtarnamede; ihtarnamenin tebliğinden itibaren 7 gün içinde davacının miras hissesine tekabül eden borcunun ödenmesi, aksi halde yasal yollara başvurulacağının ihtar edildiğini, ihtarnamenin davacının oğlu …’ a 30/09/2016 tarihinde tebliğ edildiğini, ihtarname ile tanınan 7 günlük sürede davacı tarafça ödeme yapılmadığını, söz konusu süreçte davacı tarafın davalı şirkete İzmir … Noterliği’ nin 23/09/2016 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesini göndererek davalı şirketin mali durumu ile ilgili incelemede bulunmak istediğini bildirdiğini, bu talebe istinaden davacıya 14/10/2016 tarihli mail gönderildiği ve 18/10/2016 tarihinde davalı şirket ile ilgili tüm belgelerin şirket SMMM’ nin ofisinde 10.00 -11.00 saatleri arasında incelenebileceğinin bildirildiğini, davacının avukatı ve SMMM’ ile birlikte gelerek belgeleri inceleyip örnek aldığını, incelemeden sonra şirkete her hangi bir bildirimde bulunulmadığını, bunun üzerine davacı vekilinin telefon ile aranarak toplantı talep edildiğini, 26/10/2016 tarihinde davacı ve avukatının katıldığı bir toplantının daha gerçekleştirildiğini, toplantı sonunda davacının düşünmek istediğini, beyan ettiğini, şirket tarafından bir süre daha beklenerek davacı vekilinin tekrar arandığını, ödeme yapılmayacağının bildirilmesi üzerine İzmir … İcra Müdürlüğü’ nün … E. Sayılı dosyası ile miras bırakanın davalı şirkete olan borçlarından davacının hissesine düşen 225.000,00-TL ile işlemiş faize ilişkin icra takibine geçildiğini, davacının takibe itiraz ettiğini, bunun üzerine İzmir … Ahm’ nin … E. sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, dava dilekçesindeki iddiaların gerçekten uzak olduğunu, davacıya davalı şirket ortaklarınca karşılıksız pay devri yapılması için baskı yapıldığı iddiasının hayal ürünü olduğunu, davalı şirket tarafından şirketin reel değeri tespit edilerek davacının payına düşen bedelin kendisine ödenmesi için Karşıyaka … Noterliği’ nin 08/11/2016 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini, davacı tarafça Karşıyaka … Noterliği’ nin 29/11/2016 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiğini, ihtarnamede hukuken temeli olmayan beyan ve taleplerde bulunulduğunu, miras bırakanın şirkete sokulmadığı, bu suretle şirket müdürü … tarafından sahte kayıt oluşturularak miras bırakanın borçlu gösterildiği iddiasının da gerçekten uzak beyan olduğunu, miras bırakanın 2016 yılı Mayıs ayına kadar şirkete gelip gittiğini, işlerin idaresinde bizzat bulunup söz sahibi olduğunu ayrıca miras bırakanın banka kayıtlarının sahte şekilde oluşturulmasının mümkün olmadığını, davalı şirketin sonuçta aile şirketi olup, mirasçıların miras bırakanı ne saikle borçlandıracağı hususun merak uyandırıcı olduğunu, zira mirasçıların miras payları oranında borçlardan sorumlu olduklarını, şirketin içinin boşaltıldığı ve kötü yönetildiği iddiasının da hayatın olağan akışına aykırı olduğunu ayrıca davacı ile mirasçılar arasında davacının davalı konumda olduğu İzmir … Shm’ nin … Tereke numaralı tereke tespit dosyası ile yine mirasçıların davacı olduğu İzmir … Ahm’ nin … E. Sayılı dosyası ile mirasçılardan mal kaçırma amacı ile yapılan kazandırmalar nedeni ile alacak davası bulunduğunu, davacı tarafça bu davalar nedeni ile asılsız ithamlarda bulunulduğunu, şirkete kayyım atanmasına ilişkin koşulların oluşmadığını ayrıca kayyım atanması halinde şirketin ticari itibarının zarar göreceğini belirtmiş , davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili Mahkememize verdiği 20/01/2017 tarihli cevap dilekçesinde; davacının şirket ortağı olması konusunda diğer ortaklar tarafından 31/10/2016 tarihli genel kurul toplantısında onay verilmediğini, davacının TTK’ nın 596/2 ve şirket ana sözleşmesinin 11. Maddesi gereğince ortaklığa kabul edilmediğini, davacının şirket ortağı olmadığını, bu sebeple davanın husumet yokluğundan reddinin gerektiğini, davacının miras bırakan ile evlenmesinden sonra mal varlığının arttığını, miras bırakanın ölümünden sonra davacının 23/06/2016 tarihli ihtarı ile davalı şirket defter kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırmak istediğini bildirdiğini , 14/10/2016 tarihinde davacının avukatı ve SMMM ile birlikte şirket defter ve kayıtları üzerinde inceleme yaptığını ve belgelerin fotokopisini aldığını, miras bırakanın muvazaalı olarak davacı adına almış olduğu taşınır ve taşınmaz mallar ile davacı adına bankalarda açmış olduğu mevduat hesaplarından dolayı muvazaaya dayalı olarak İzmir … Ahm’ nin … E. Sayılı dosyasında alacak davası açıldığını, 28/09/2016 tarihinde şirket tarafından miras bırakana yapılan ödemelerden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla davacıya ihtar keşide edilerek miras payına düşen borcun ödenmesinin istenildiğini, davacı, davacı vekili, davalı şirket vekili ve mirasçılar vekilinin 26/12/2016 tarihinde toplantı yaptıklarını, toplantıda sorunun dava yoluna gidilmeden çözülmesinin talep edildiğini, davacının düşüneceğini bildirerek toplantıdan ayrıldığını ancak geri dönüş yapmadığını, davacının aranması üzerine anlaşma istemediğini beyan ettiğini, bunun üzerine şirketin alacağın tahsili için İzmir … İcra Müd’ nün … E. sayılı dosyası ile icra takibine giriştiğini, davacının yapılan takibe itiraz ettiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu, itirazı iptali için İzmir … Ahm’ nin … E. Sayılı dosyası ile dava açıldığını, miras bırakanın mal varlığının tespiti amacı ile İzmir … Shm’ nin … Tereke sayılı dosyası ile tereke tespitinin talep edildiğini, tespitte; Çankaya’ daki dükkanın 04/04/2014 tarihinde satıldığının öğrenildiğini, davacının uzlaşmaya yanaşmaması üzerine şirket genel kurulunun 30/06/2016 tarihinde toplanarak davacının miras yolu ile şirket ortağı olmasına onay vermediklerini ayrıca davacının miras payı olan % 15 hissenin şirkete devri ile reel değeri olan 45.000,00-TL’ nin tediyesi amacıyla banka hesap numarasının bildirilmesinin istenilmesine karar verildiğini, kararın davacıya tebliğ edildiğini, davacının banka hesap numarasını bildirmediğini, davacının dava dilekçesinde davalıyı sahte belge üretmek, sahtekarlık yapmak ile suçladığını ancak bu konuda her hangi bir belge sunulamadığını, şirketin defter ve kayıtlarının gerçekleri yansıttığını, icra takibinin de haksız ve dayanaksız olmadığını, bu konuda kararın İzmir … Ahm’ ce verileceğini, davacının kendisine hisse bedeli ödenmek istenilmesine rağmen hisse bedelini almayarak alacaklının temerrütüne düştüğünü, hisse bedelinin az olduğu iddiası var ise bu konuda yasal yollara başvurulması gerektiğini, miras bırakanın hastalığının son zamanlarına kadar işinin başına geldiğini, şirketi yönettiğini, davacının miras bırakanın 5-6 yıldır şirkete uğramadığı iddialarının doğru olmadığını, davacı tarafça ileri sürülen iddiaların hiç birisinin davalının şirket müdürlüğünden azline ve şirkete kayyım atanmasına yasal gerekçe olmadığını, şirkete kayyım atanmasını gerektirecek hiç bir sebebin bulunmadığını, davalının şirket müdürü olarak şirketin başarısı için çalıştığını , şirketin sürekli yukarıya dönük başarılı bir grafik çizdiğini, davalı şirketin kamu kurum ve kuruluşları ihalesine giren ve ihale alan bir firma olduğunu, davacının ortaklığa kabul edilmediği şirkete ve ortaklarına zarar vermeyi amaçladığını, davacının miras bırakanın banka hesabında bulunan 550.000,00-TL paranın tamamının kendisine bırakılmasını talep ettiğini ancak diğer mirasçılar tarafından davacının bu talebinin kabul edilmediğini, davacının taleplerinin kabul edilmemesi üzerine savcılığa şikayet yaptığını ve dava açtığını belirtmiş ,davanın husumet nedeni ile usulden aksi takdirde esasdan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize UYAP üzerinden gönderdiği 10/11/2021 tarihli dilekçesinde; taraflar arasında imzalanan 19/08/2021 tarihli gereği davadan feragat ettiklerini, akdedilen protokol gereği davalı yanın yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinin bulunmadığını, bu hususta beyanları da alınarak davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili Mahkememize UYAP üzerinden gönderdiği 10/11/2021 tarihli dilekçesinde; davacı tarafça 10/11/2021 tarihli dilekçe ile davadan feragat edildiğinin beyan edildiğini ,taraflar arasındaki protokol gereği masraf ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını, bu şekilde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. Ltd. Şti. vekili Mahkememize UYAP üzerinden gönderdiği 11/11/2021 tarihli dilekçesinde; taraflar arasında imzalanan 19/08/2021 tarihli protokol gereği davacı tarafın davadan feragatini kabul ettiklerini, davacı taraftan vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığını belirtmiştir.
Toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; davacı tarafça davalı … Ltd. Şti. müdürü davalı …’ ın müdürlük görevini kötüye kullandığından bahisle …’ ın müdürlük görevinden azline ve davalı şirkete kayyım tayin edilmesine karar verilmesine yönelik olarak davalılar hakkında Mahkememize dava açıldığı, davacı vekilinin Mahkememize UYAP üzerinden gönderdiği 10/11/2021 tarihli dilekçesi ile açtığı davadan feragat ettiği, feragatın davaya son veren taraf işlemlerinden olduğu, davacı vekilinin vekaletnamesinin incelemesinde davadan feragat yetkisinin bulunduğu, tarafların karşılıklı olarak birbirlerinden yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri bulunmadığı incelenen tüm dosya kapsamıyla anlaşılmış, vaki feragate binaen davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Vaki feragate binaen davanın REDDİNE,
2-Eksik kalan 30,10-TL harcın davacı tarafça tamamlanmasına,
3-Taraflarca talep edilmediğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Taraflarca yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
Dair tebliğden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi . 12/11/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …