Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1436 E. 2022/1217 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1436 Esas
KARAR NO : 2022/1217
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 22/01/2016
KARAR TARİHİ : 29/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05.01.2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Urla Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği 22.01.2016 tarihli dava dilekçesinde: davacının babası …, ağabeyi … ve üvey annesi …’ un 19/09/2013 tarihinde saat 04.00′ da davalılardan … Tur Taş. … Ltd. Şti’ ne ait …’ ın sevk ve idaresinde olan … plaka sayılı yolcu otobüsü ile Gölcük’ den Antalya istikametine seyir halinde iken Sandıklı Dinar Karayolu üzerinde içinde yolculuk yapmakta oldukları otobüsün … plaka sayılı kamyona arkadan çarpması sonucu kaza anında yaşamlarını kaybettiklerini, davacının kaza sonucu ailesini tamamen kaybettiğini, ağır ölçüde maddi ve manevi zarara uğradığını, trafik kazasının davalı araç sürücüsü …’ ın asli ve tamamen kusuru ile meydana geldiğini ve sürücünün Afyon 1. ACM’ nin … E. sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucu kusuru ve suçu sabit görülerek 14 yıl hapis cezası ile cezalandırıldığını, sürücünün kaza öncesi hız ve hatalı sollamalarından endişe duyan bazı yolcular tarafından aracı tehlikesiz kullanması konusunda uyarıldığını ancak sürücünün bu uyarılara dikkat etmediğini, kaza sonrası 7 kişinin yaşamını yitirdiğini, çok sayıda yolcunun yaralandığını, davacının kaza tarihinde 33 yaşında Hava Kuvvetleri Komutanlığında görevli bir yüzbaşı olduğunu, davacının 18 yaşlarında annesini kaybettiğini, babası ve ağabeyi ile kenetlenmiş bir aile olarak yaşamını sürdürmeye devam ettiğini, kazada hayatını kaybeden …’ un da 2003 yılında davacının babası ile evlendiğini, bu durumun aile ortamını daha da pekiştirdiğini, çok sevdiği ve hayat desteği olan tüm ailesini bir anda yitiren davacının acısının büyük olduğunu, davacının olay sonucunda huzur ve yaşama isteğini kaybettiğini, normal yaşantısını sürdüremez hale geldiğini, kaza sonrası ağır psikolojik sorunlar yaşayan ve çalışamaz hale gelen davacının bir sene boyuncu süre gelen raporlar ile TSK tarafından gözlem altında tutulduğunu, GATA tarafından düzenlenen 25/06/2014 tarihli depresif nöbet teşhisli TSK’ da görev yapamaz kararlı rapor sonucu mesleğinden 2014 yılı Ekim ayında malulen emekliye sevk edildiğini , davacının halen çalışmadığını, davacının bu manevi zararının giderilmesinin gerektiğini, davacının kaza sonucu 33 yaşında malulen emekliye sevk edildiğini, psikolojik sorunları devam ettiğinden başka bir işte de çalışamadığını, kaza sebebiyle davacının uğramış olduğu maddi zararın 500.000,00-TL’ nin üzerinde olduğunu, davacıya maluliyet nedeniyle bağlanan emekli maaşının 1.555,00-TL olduğunu, çalışan olarak aldığı maaşın emeklilik tarihi itibariyle aylık 3.500,00-TL’ nin üzerinde olduğunu, her ikisi arasındaki farkın yüksek rakamlara ulaştığını ayrıca miras bırakan …’ ın cenaze masraflarının da SGK tarafından karşılanmadığını ve bu masrafların davacı tarafından karşılandığını belirtmiş , davacının babasının ölümünden ötürü 600.000,00-TL, ağabeyinin ölümünden ötürü 400.000,00-TL, …’ un ölümünden ötürü 50.000,00-TL olmak üzere toplam 1.050.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve … Tur Taş. Ltd. Şti’ den olay tarihi olan 19/09/2013 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, şimdilik 1.500,00-TL maddi tazminatın tüm davalılardan olay tarihi olan 19/09/2013 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta vekili Urla Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği 15.02.2016 tarihli cevap dilekçesinde; davacının, davasını Urla Ahm’ de açtığını, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, davanın yetkisizlik sebebiyle reddinin gerektiğini, davacı tarafın maddi tazminat talebinin teminat dışı olduğunu, davacının emekli olması ile dava konusu kaza arasında illiyet bağı bulunmadığını, davacının yakınlarının kaybı nedeniyle üzüntü duyması ve psikolojinin bozulması sonucu uğradığı zararın manevi zarar kapsamında olduğunu, KTK’ nın 92/f maddesi gereğince her türlü manevi tazminat talebinin teminat haricinde olduğunu, davacının dava konusu kaza sırasında malül kalma gibi bir durumunun söz konusu olmadığını, davacının trafik kazasına karışmadığını, davacının uğradığı kazanç kaybı nedeniyle davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunmadığını, sigorta şirketinin cenaze ve defin giderleri sebebiyle de her hangi bir sorumluluğun bulunmadığını, KTK ve ilgili yönetmeliklere göre … plaka sayılı aracın Ulaştırma Bakanlığı tarafından verilen taşıt kartı ve yetki belgesi olmasının zorunlu olduğunu, öncelikle bunun ibrazının gerektiğini, davacının araçta yolcu olarak bulunduğunu ve yolcu bileti olduğunu ispatlaması gerektiğini, davacının sigortalının kusurunu ve zararını usulen ispat etmesi gerektiğini, ceza dosyasının celbinin gerektiğini, davanın kabulü anlamına gelmemek üzere sigorta şirketinin faizden dava tarihinden itibaren yasal faiz ile sorumlu olduğunu, sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçede yazılı 250.000,00-TL limit ile sınırlı olduğunu belirtmiş , davanın öncelikle yetki yönünden reddine, esasa girilmesi halinde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Tur … Ltd. Şti vekili Urla Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği 19.02.2016 tarihli cevap dilekçesinde; kazanın Afyon ili sınırları içinde meydana geldiğini, davalı şirketin adresinin İzmit Kocaeli olduğunu, davanın yetkili mahkemede açılmadığını, yetki yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın ticaret mahkemesinde görülmesi bu sebeple görevsiz kararı verilmesi gerektiğini, KTK hükümleri gereğince davanın 2 yıllık zaman aşımı süresine tabi olduğunu, bu sürenin de 19/09/2015 tarihinde dolduğunu, davalının tüzel kişiliğe haiz şirket olması sebebiyle davalı yönünden ceza zaman aşımının göz önüne alınamayacağını, davalının kaza nedeniyle her hangi bir kusurunun bulunmadığını, davacı tarafın maddi ve manevi tazminata ilişkin taleplerinin fahiş olup sebepsiz zenginleşmeye mahal verebilecek nitelikte olduğunu, kazanın meydana geliş sebebinin kazaya karışan kamyon şöförü …’ ın seyir halinde iken trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suretiyle şerit değiştirmesinden ileri geldiğini, kazanın meydana gelmesinde davalı şirket şöförünün her hangi bir kusurunun bulunmadığını, dolayısıyla KTK’ nın 86/1. Maddesinde getirilen kurtuluş karinesi gereğince davalı şirketin sorumluluğuna gidilmesinin hukuken mümkün olmadığını, davalının sorumlu olduğu var sayılsa dahi davacının öncelikle sigortaya başvuru yapması, husumetini sigortaya yöneltmesi gerektiğini, davacının maddi tazminat talebinde bulunduğunu ancak söz konusu maddi tazminat talebinin şartları oluşmadığı gibi iddia edilen maddi zararında ispatının gerektiğini, talep edilen 1.050.000,00-TL’ lik manevi tazminat miktarın fahiş olduğunu, Afyonkarahisar 1. Acm’ nin … E. Sayılı ceza dosyasının henüz kesin olarak sonuçlanmadığını, bu dosyanın bekletici mesele yapılması gerektiğini belirtmiş , davanın öncelikle yetki yönünden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Urla Asliye Hukuk Mahkemesince 27.09.2016 tarihinde davanın ticari dava olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş, karar kesinleştirilerek dosya Mahkememize tevzi edilmiştir.
Davalı …’a …’ın vasi olarak atanmasına karar verildiği belirlenmiş, vasiye usulüne uygun tebligat yapılmış, davalı vasisi Mahkememize herhangi bir cevap dilekçesi ibraz etmediği gibi duruşmalara da katılmamıştır.
Davalı tarafça yetki ilk itirazı ileri sürülmüş ise de ; HMK 16. Md gereğince zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinin de yetkili olduğu anlaşıldığından davalıların yetki ilk itirazlarının reddine karar verilmiş yargılamaya Mahkememizce devam olunmuştur.
Afyonkarahisar 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı ilamının incelemesinde; ölenlerin …, …, …, …, …, … ve …, mağdurların … ve …, müştekilerin …, …, …, …, …, …, …, …, … ve …, katılan sanıkların … ve …, suçun taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma, suç tarihinin 19.09.2013 olduğu, mahkemece 02.04.2015 tarihinde katılan …’a yüklenen taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma suçu açısından kusurunun bulunmaması dolayısıyla atılı suçtan 5271 sayılı CMK’nun 223/2-c madde ve fıkrası gereğince beraatine, katılan sanık …’ın müsnet taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve birden fazla kişi,nin yaralanmasına neden olma suçundan eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nun 85/2 md gereğince cezalandırılmasına, TCK’nun 62 ve 50/4 md uygulanmasına yer olmadığına karar verildiği ve kararın 18.09.2015 kesinleştiği belirlenmiştir.
Davacının malulen emekliye ayrılmasına gerekçe gösterilen rahatsızlığı ile davacının dava konusu edilen kazada yakınlarını kaybetmesi arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığının belirlenmesine yönelik olarak İstanbul ATK’dan rapor istenilmiş, alınan 19.04.2019 tarihli Adli Tıp 2. İhtisas Kurulu raporunda ; mevcut belge ve bulgulara göre kişinin 19.09.2013 tarihli trafik kazasında yakınlarını kaybettiği, 25.06.2014 tarihinde kronik depresif bozukluk tanısı ile erken emekli edildiği, 19.12.2018 tarihinde kurulda yapılan muayenesinde aktif psikopataloji saptanmadığı, olay öncesine ait kişinin ruhsal durumunu gösteren tıbbi belge bulunmadığından sorulduğu üzere davacının malulen emekliye ayrılmasına gerekçe gösterilen rahatsızlığı ile davacının dava konusu edilen 19.09.2013 tarihli kazada yakınlarını kaybetmesi arasında illiyet bağı olup olmadığını bilinemeyeceğinin mütalaa olunduğu belirlenmiştir.
Taraf vekillerince rapora itiraz edildiğinden itirazlar doğrultusunda ATK Genel Kurulundan yeniden rapor istenilmiş, alınan İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. Üst Kurulu’nun 31.10.2019 tarihli raporunda; mevcut belge ve bulgulara göre kişinin 19.09.2013 tarihli trafik kazasında yakınlarını kaybettiği, 25.06.2014 tarihinde kronik depresif bozukluk tanısı ile erken emekli edildiği,19.12.2018 tarihinde Adli Tıp Kurumu 2. Adli Tıp İhtisas Kurulunda yapılan yapılan muayenesinde aktif psikopataloji saptanmadığı, olay öncesine ait kişinin ruhsal durumunu gösteren tıbbi belge bulunmadığından sorulduğu üzere davacının malulen emekliye ayrılmasına gerekçe gösterilen rahatsızlığı ile davacının dava konusu edilen 19.09.2013 tarihli kazada yakınlarını kaybetmesi arasında illiyet bağı olup olmadığı hususunun bilinemeyeceğinin oy birliği ile mütalaa olunduğu belirlenmiştir.
Üst Kurul raporuna da itiraz edildiğinden davacının talebi doğrultusunda Türk Silahlı Kuvvetleri Genel Kurmay Personel Başkanlığı’na ve SGK İl Müdürlüğü’ne yazı yazılarak davacı ile ilgili 2010-2015 tarihleri arasındaki tüm tıbbi bilgi ve belgelerin birer örneğinin gönderilmesi istenilmiş, belgeler temin edildikten sonra son gönderilen tüm belgeler ile dosyadaki tüm belgeler incelenip değerlendirilerek davacının malulen emekliye ayrılmasına gerekçe gösterilen rahatsızlığı ile davacının dava konusu edilen kazada yakınlarını kaybetmesi arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığını belirlenmesine yönelik ek rapor düzenlenmesi ile davacının bu durum sebebi ile maluliyete uğrayıp uğramadığı konusunda kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümleri gözetilerek rapor düzenlenmesi için yeniden İstanbul ATK’ya yazı yazılmış, alınan İstanbul ATK 2. İhtisas Kurulunun 29.01.2021 tarihli raporunda ; 03.08.2018 tarih 28727 sayılı Resmi Gazatede yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği ‘ nin, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazatede yayımlanan Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit Tespiti İşlemleri Yönetmeliği’nin sadece ek-1 bölümünde yapılan değişiklikleri içerdiği, ek-3 ve diğer cetvelleri meslek grupları bölümünü içermediği, dolayısıyla 03.08.2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği ile sadece beden çalışma gücünün en az %60’ını kaybedip kaybetmediğine ilişkin değerlendirme yapılabileceği, bu nedenle söz konusu yönetmeliğe göre meslekte kazanma gücü kaybı belirlenemeyeceği, mahkemenin 04.12.2020 tarih ve 2016/1436 Esas nolu yazısı ekinde gönderilen dosya ve yeni eklendiği bildirilen belgelerin değerlendirildiği, mevcut belge ve bulgulara göre kişinin 19.09.2013 tarihli trafik kazasında yakınlarını kaybettiği , 25.06.2014 tarihinde kronik depresif bozukluk tanısı ile erken emekli edildiği, 19.12.2018 tarihinde kurulda yapılan muayenesinde aktif psikopataloji saptanmadığı, sorulduğu üzere davacının malulen emekliye ayrılmasına gerekçe gösterilen rahatsızlığı ile davacının dava konusu edilen 19.09.2013 tarihli kazada yakınlarını kaybetmesi arasında illiyet bağı olup olmadığını bilinemeyeceği oy birliği ile mütalaa edildiği belirtilmiştir.
Dosyaya gönderilen son belgeler ve dosyadaki tüm belgeler de incelenip değerlendirilerek davacının malulen emekliye ayrılmasına gerekçe gösterilen rahatsızlığı ile davacının dava konusu edilen kazada yakınlarını kaybetmesi arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı konusunda ATK Üst kurulundan ek rapor istenilmiş, alınan İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. Üst Kurulu’nun 28/07/2021 tarihli raporunda ; dosyanın mevcut haliyle Cumhurbaşkanlığı ‘ nın 4 sayılı kararnamesinin 16. Maddesi 1 nolu fıkrası kapsamında değerlendirilmediğinden İkinci Üst Kurulu gündemine alınmasını gerektirecek özellikler taşımadığı ve bu nedenlerle tekrar üst kurul gündemine alınamayacağı anlaşıldığından herhangi bir işlem yapılmaksızın iadesinin uygun görüldüğü belirtilmiştir.
Bilecik Bozüyük Devlet Hastanesi ve Ankara Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesine ayrı ayrı müzekkere yazılarak, davacı …’un 2010-2015 yılları arasındaki gördüğü tüm tedavilere ilişkin çekilen tüm grafilerin (BT, MR, direkt grafi) DICOM formatında CD kopyaları ile birlikte, genel adli muayene raporu, muayene bulguları, konsultasyon notları, epikriz raporları, hemşire gözlem notları, tetkik ve tedavi evrakları dahil tüm tıbbi belgelerin mahkememize gönderilmesi istenilmiş , yazı cevapları geldikten sonra dosyanın İstanbul ATK 2.İhtisas kuruluna yeniden gönderilerek , Mahkememizce ATK 2.İhtisas Kurulunun 29.01.2021 tarih ve … karar sayılı raporu sonrasında dosyaya kazandırılan davacıya ait tedavi belgeleri de gözetilmek suretiyle; 19.09.2013 tarihinde davacının babası … ve ağabeyi …’un ölümü ile neticelenen trafik kazası sebebiyle davacının ruh sağlığının bozulduğu ve bu sebeple yüzbaşı olarak görev yaptığı TSK’dan malulen emekliye ayrıldığı iddia edildiğinden meydana gelen ölüm olayıyla davacının ruh sağlığının bozulması arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı, illiyet bağı var ise uğramış olduğu geçici ve sürekli iş göremezlik oran ve süresinin kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan Maluliyet Tespit işlemleri yönetmeliği hükümlerine göre belirlenmesi ,bu yönetmelik hükümlerine göre maluliyetin karşılığı bulunmuyorsa Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre geçici ve sürekli iş göremezlik kaybının değerlendirilip, kıyas yoluyla gerekçelendirmek suretiyle davacının daimi ve geçici iş gücü kaybının tespitin istenilmesine, illiyet bağı tespit edilemiyorsa illiyet bağının bulunmadığına ilişkin görüşün mahkememize bildirilmesine yönelik ATK dan yeniden rapor istenilmiş, alınan 31.01.2022 tarihli Adli Tıp 2. İhtisas Kurulu raporunda; mahkemenin 07.12.2021 tarih 2016/1436 Esas sayılı yazısı ekinde gönderilen dosya ve yeni eklendiği bildirilen belgeler değerlendirilmiş olup, mevcut belge ve bulgulara göre kişinin 19.09.2013 tarihli trafik kazasında yakınlarını kaybettiği, 25.06.2014 tarihinde kronik depresif bozukluk tanısı ile erken emekli edildiği, 19.12.2018 tarihinde kurulda yapılan muayenesinde aktif psikopataloji saptanmadığı anlaşılmakla sorulduğu üzere meydana gelen ölüm olayı ile davacının ruh sağlığının bozulması arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı hususunun tıbben ayrımının yapılamadığı, Adli Tıp uygulamalarında illiyet bağı bilinmeyen olgularda Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre değerlendirilmesinin yapılamadığının oy birliği ile mütalaa olunduğu belirlenmiştir.
Davalı tarafça Mahkememizin 03.06.2021 tarihli celsesinde; manevi tazminat yönünden davacıya baba … için 20.12.2013 tarihinde 175.000,00 TL, kardeş … için 06.12.2013 tarihinde 175.000,00 TL ödeme yapıldığını, yapılan ödemelerin dikkate alınarak manevi tazminat talebinin reddinin gerektiğini belirtmiş, davalı vekilinin beyanı doğrultusunda … Sigorta AŞ.’ye yazı yazılmış, alınan yazı cevabında dava konusu kazaya yönelik olarak şirket nezdinde açılan … nolu hasar dosyası kapsamında …’a 06.12.2013 tarihinde hasardan 175.000,00 TL, …’a 20.12.2013 tarihinde hasardan 175.000,00 TL ödeme yapıldığı belirtilmiş, yapılan ödemelere ilişkin belgelerin onaylı bir örneğinin gönderilmesi ayrıca yapılan ödemenin manevi zarar kapsamında kalıp kalmadığı … Sigorta AŞ.’ye yeniden sorulmuş, söz konusu müzekkereye cevap verilmemiştir.
Davacı vekiline müteveffa …’un defin işlemlerinin hangi ilde yapıldığı konusunda yazılı beyanda bulunmak üzere Mahkemenizin 30.09.2021 tarihli celsesinde 2 haftalık süre verilmiş, davacı vekili Mahkememize verdiği 13.10.2021 tarihli dilekçesinde müteveffanın Bilecik ilinde defnedildiğini belirtmiş, beyan doğrultusunda Bilecik Belediye Başkanlığı mezarlıklar müdürlüğüne 2013 yılında cenaze ve defin gideri olarak müteveffa yakınlarından tahsil edilen herhangi bir bedel olup olmadığı, var ise bunun miktarının bildirilmesine yönelik olarak yazı yazılmış, alınan yazı cevabında 2013 yılında ve halen belediyede erkek gassal bulunmadığı, yıkama hizmetinin verilmediği ve ücret tahsil olunmadığı, diğer cenaze hizmetlerinin de ücret talep edilmeksizin yürütüldüğü belirlenmiştir.
Toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda davacı tarafça; davacının babası …, ağabeyi … ve üvey annesi …’u 19.09.2013 tarihinde trafik kazası sonucu kaybettiği, söz konusu kayıplar dolayısıyla davacının yaşadığı psikolojik sorunlar sonucu malulen emekliye sevk edildiğinden bahisle oluşan maddi ve manevi zararın giderilmesine yönelik olarak davalılar hakkında Mahkememize dava açıldığı, davacı …’un babası …, ağabeyi … ve üvey annesi …’un 19.03.2013 tarihinde davalılardan …’ın sevk ve idaresindeki davalı …Tur Ltd Şti’ne ait ve davalı … sigorta AŞ nezdinde 24/01/2013- 24/01/2014 tarihleri arasında geçerli … nolu ZMMS poliçesi ile sigortalı … plaka sayılı araçta yolcu olarak bulundukları, söz konusu araç ile dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın trafik kazasına karıştığı , davalı …’ın trafik kazası oluşumunda arkadan çarpma kuralını ihlal ettiğinden asli kusurlu olduğu, diğer sürücü …’ın trafik kazasının oluşumunda herhangi bir kusurunun bulunmadığı, davacının trafik kazasından sonra GATA tarafından düzenlenen 25.06.2014 tarihli rapor ile ; depresif nöbet(kronik nitelik kazanmış depresif bozukluk) teşhisli “TSK’da görev yapamaz” kararlı rapor sonucu 2014 yılı Ekim ayında malulen emekliliğe sevk edildiği, davacı tarafça davacının emekliye ayrılmış olmasına kazada yakınlarını kaybetmesinin sebeb olduğu belirtilerek , erken emeklinin sebebiyle davacının maddi açıdan zarara uğradığı bu zararın giderilmesi gerektiği , bunun yanında miras bırakan …’un cenaze masraflarının da davacı tarafından karşılandığından bahisle oluşan maddi zarar ile cenaze masrafının tahsilinin ve ayrıca davacının yakınlarını kaybetmiş olması sebebi ile manevi zarara uğradığından bahisle manevi tazminatın tahsilinin talep edildiği , davacının maddi tazminat talebi yönünden meydana gelen ölüm olayı ile davacının ruh sağlığının bozulması arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı konusunda ATK’dan muhtelif raporlar ve ek raporlar alındığı, alınan raporlarda illiyet bağı bulunup bulunmadığı konusunda bu hususun bilenemeyeceği ve bu hususun tıbben ayrımının yapılamadığının belirtildiği, ölüm olayı ile davacının ruh sağlığının bozulması arasında illiyet bağı kurulamadığı , bunun yanında ölüm nedeni ile uğranılan manevi zararların sonucu olarak oluşacak dolaylı maddi zararların tazmini gereken zararlar arasında kalmadığı, söz konusu zararların en fazla manevi tazminatın takdirinde dikkate alınabileceği ve davacının erken emeklilik sonucu oluştuğu belirtilen maddi tazminat talebinin reddinin gerektiği, davacının cenaze masrafı talebi yönünden de , davacı tarafça cenaze ve defin giderleri yönünden defin işleminin yapıldığı Bilecik Belediyesine herhangi bir ödeme yapılmadığı ve söz konusu hizmetin ücretsiz verildiği belirlendiğinden davacının söz konusu maddi tazminat talebinin de reddinin gerektiği, davacının baba, kardeş ve üvey annesini kaybetmiş olması sebebi ile manevi olarak zarar gördüğü, bu zararın, olayın niteliği, kusur oranı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ve paranın satın alım gücü gözetilerek giderilmesinin ve davacı lehine uygun miktarda manevi tazminatın hüküm altına alınmasının gerektiği, dava dışı … Sigorta AŞ. tarafından davacıya yapılan baba … için 20.12.2013 tarihinde 175.000,00 TL, kardeş … için 06.12.2013 tarihinde 175.000,00 TL lik ödemenin zorunlu koltuk sigortası kapsamında kaldığı ve Otobüs Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigorta Poliçesi ‘ nden tahsil edilen bedelin davacı taraf yararına verilmesi gereken manevi tazminattan mahsubunun mümkün olmadığı incelenen tüm dosya kapsamı ile anlaşılmış, davacının maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat talebinin ise kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının maddi tazminat talebinin REDDİNE,
2-Davacının manevi tazminat talebinin davalılar … ve … San.Ve Tic.Ltd.Şti. yönünden KISMEN KABULÜ ile; 150.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 19/09/2013 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve … .San.Ve Tic.Ltd.Şti. den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Manevi tazminat talebi ile ilgili fazlaya ilişkin isteğin REDDİNE,
3-Alınması gereken 10.246,50 TL harcın peşin alınan 3.591,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 6.655,10 TL harcın davalılar … ve … … Taşımacılık Pet. Oto.Yed.Par.Tur.San.Ve Tic.Ltd.Şti. tarafından tamamlanmasına ,
4-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 23.500,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve … … Taşımacılık Pet. Oto.Yed.Par.Tur.San.Ve Tic.Ltd.Şti. den alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalılar … … Taşımacılık Pet. Oto.Yed.Par.Tur.San.Ve Tic.Ltd.Şti. Ve … Sigorta AŞ. kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden red edilen maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 1.500,00 TL tek vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … … Taşımacılık Pet. Oto.Yed.Par.Tur.San.Ve Tic.Ltd.Şti. ve … Sigorta AŞ.ne verilmesine,
6-Davalı … … Taşımacılık Pet. Oto.Yed.Par.Tur.San.Ve Tic.Ltd.Şti.kendisini vekille temsil ettirdiğinden red edilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 23.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … … Taşımacılık Pet. Oto.Yed.Par.Tur.San.Ve Tic.Ltd.Şti. ne verilmesine,
7-Davacı tarafından davalılar … ve … … Taşımacılık Pet. Oto.Yed.Par.Tur.San.Ve Tic.Ltd.Şti.yönünden yapılan 46 davetiye gideri 539,20.-TL, Adli Tıp inceleme ücreti 3.127,00 TL , posta masrafı 71.25 TL olmak üzere toplam 3.737,45 TL yargılama giderinin red ve kabule göre 533,00 TL lik bölümünün davalılar … ve … … Taşımacılık Pet. Oto.Yed.Par.Tur.San.Ve Tic.Ltd.Şti. den alınarak davacıya verilmesine, kalan bölümü ile davacı tarafça davalı … Sigorta AŞ. yönünden yapılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafça yatırılan 3.624,90 -TL harç giderinin davalılar … ve … … Taşımacılık Pet. Oto.Yed.Par.Tur.San.Ve Tic.Ltd.Şti. den alınarak davacıya verilmesine,
Dair tebliğden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar Davacı vekili Av … ile davalı … Tur vekili Av … ile ihbar olunan … Sigorta vekili Av …’nın yüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/12/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip