Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/142 E. 2021/530 K. 04.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/142 Esas
KARAR NO : 2021/530

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 05/02/2016
KARAR TARİHİ : 04/06/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’nın … plakalı aracıyla 17/09/2015 tarihinde müvekkillerinin yolcu olarak bulundukları … plakalı araca arkadan çarptığını, çarpma neticesinde müvekkillerinin ağır derecede yaralandıklarını, vücutlarının bir çok yerinde kırıklar meydana geldiğini, psikolojilerinin bozulduğunu, olay ile ilgili İzmir … Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılamada davalının mahkumiyetine karar verildiğini belirterek … için 1.000 TL, maddi, 30.000 TL manevi, … için 1.000 TL maddi, 15.000 TL manevi olmak üzere toplam 47.000 TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile davalı … arasında zmms poliçesi bulunduğu, bu poliçede kaza başına tedavi giderleri de klozlar arasında yer aldığı, müvekkilinin tedavi giderlerinden sorumluğunun bulunmadığını, davacıların talep ettikleri manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde trafik sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, davacı tarafın dava öncesinde sigorta şirketlerne başvuruda bulunmadığını, geçici iş göremezlik tazminatı taleplerinin poliçe limitine dahil olmadığını, sigortalı aracın kusurunun bulunması halinde dahi poliçe teminatı kapsamında bir sorumluluk doğması için davacının maluliyet oranının ATK raporu ile tespit e dilmesi gerektiğini, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, 6098 Sayılı TBK’nın 71 ve 2918 Sayılı KTK’nın 85 ve devamı maddeleri kapsamında açılan motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan maddi tazminat(sürekli iş göremezlik ve geçici iş göremezlik tazminatı) ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
– Ege Üniversitesi t Hastanesinin bila tarihli yazıları ve eki tedavi evrakları,
-İzmir … Ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosya sureti,
-Poliçe, Hasar dosyası
-Bornova İlçe Emniyet Müdürlüğünün 16/06/2016 tarihli yazısı,
-İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünün 15/03/2016 tarihli yazısı,
-… Sigorta A.Ş nin 10/10/2016 ve 18/04/2016 tarihli yazısı,
– Bilirkişi …’ün 14/12/2016 tarihli kusur kök raporu ve 09/02/2017 tarihli ek raporu,
-Ege Üniversitesi ATK’nın 28/03/2017 tarihli raporları,
– İstanbul ATK nun 15/05/2018 tarihli raporu,
-SGK’nun 17/03/2020 ve 24/03/2016 tarihli yazıları,
-…’e ait veraset ilamı,
-İstanbul ATK nun 04/01/2021 tarihli raporları
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Sorumluluk hukukunun amacı, zarar görenin uğramış olduğu gerçek zararı gidermek, kaybolan bir değerin yerine, nitelik veya nicelikçe benzer bir değer koymaktır.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesinde, “İşletenlerin, bu Kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1.maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanunun 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir. Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir. Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hakimin takdirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
TBK’nın 54. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ile tedavi giderleri de bu zarar türleri arasında yer almaktadır.
Bedensel zarara uğrayan kimse, çalışma gücünü sürekli veya geçici olarak yitirmesinden ve ileride edineceği kazançtan yoksun kalmasından doğan zarar ile bütün giderlerini isteyebilir. Çalışamamaktan kaynaklanan zarar ise geçici iş göremezlik nedeniyle olabileceği gibi; sürekli iş göremezlik biçiminde de olabilir. Geçici iş göremezlik zararı, zararı görenin yaptığı iş ve gelir durumu itibariyle iyileşme süresinde elde edemediği kazançtan ibarettir. Sürekli iş göremezlik zararı ise beden gücü kaybına uğrayan kişinin, zarar görmeden önce yapmakta olduğu iş için daha fazla bir güç (efor) harcaması nedeniyle doğan zarardır.
Manevi tazminatın kişinin ruh ve vücut bütünlüğünün bozulması, sosyal kişilik değerlerinin saldırıya uğraması gibi durumlarda istenebileceği yasal ve yerleşmiş yargı kararlarıyla kabul edilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu´nun 01.03.2006 tarih ve 2006/2-14 E, 2006/26 K. sayılı kararında ifade edildiği üzere, manevi tazminatın amacı, zarar görenin kişilik değerlerinde ve bedensel bütünlüğünün iradesi dışında ihlali hallerinde meydana gelen eksilmenin (manevi zararın) giderilmesi, tazmin ve telafi edilmesidir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 56. Maddesi gereğince; hakimin, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat, bozulan ruh huzurunun, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nisbetinde iadesini amaçladığından hâkim, TMK’nın 4.maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tesbit etmelidir.
Hakim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, tarafların kusur oranını, desteğin kaybı nedeniyle duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir (Hukuk Genel Kurulunun 28.05.2003 gün 2003/21-368-355 ve 23.06.2004 gün 2004/13-291-370 sayılı kararları)
Yukarıda yapılan açıklamalar ve dosya kapsamında toplanan tüm deliller bir arada değerlendirildiğinde; 17/09/2015 tarihinde … plakalı araç ile davacıların yolcu olarak bulundukları … plakalı aracın karıştığı çift taraflı, yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, davacıların bu kaza neticesinde yaralandığı iddiası ile iş bu davada geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile manevi tazminat talebinde bulunduğu, tazminatın zmms sigortacısı olan davalı ile diğer davalı sürücü ve işletenden karşılanmasının talep edildiği, mahkememizce öncelikle taraf sürücüleri ile dava dışı 3. kişilerin kusuruna ilişkin kusur raporu alındığı,14/12/2016 tarihli kusur raporuna göre, davalı sürücü …’nın %100 kusurlu olduğu, davacıların yolcu olarak bulunduğu … plakalı araç sürüsünün kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun olmadığı görüş ve kanaatinin bildirildiği, dosya içerisinde bulunan kaza tespit tutanağı ve mahkememizce alınan kusur raporunun uyumlu olduğu anlaşılmakla kusur yönünden başkaca bir inceleme yapılmasına lüzum görülmemiştir.
Davacı vekilinin 15/07/2016 tarihli duruşmada maddi tazminat talebini geçici ve sürekli iş gücü kaybı olarak bildirdiği ayrıca yargılama aşamasında davacı … için 30.000,00 TL, davacı … için ise 15.000,00 TL olmak üzere toplam 45.000,00 TL tazminatın davalı … şirketinden ferileri ile birlikte tahsil ettiğini bildirdiği görülmüştür.
Mahkememizce davacı … yönünden Ege ATK dan alınan 28/03/2017 tarihli raporda davacı …’in sürekli iş göremezlik kaybına uğramadığı geçici iş göremezlik süresinin ise 3 ay olduğu, davacı … yönünden ise yine sürekli iş göremezlik durumunun söz konusu olmadığı, geçici iş göremezlik süresinin 6 ay olduğunun bildirildiği, davacı vekilinin itirazları üzerine mahkememizce dosyanın İstanbul ATK ya gönderildiği, İstanbul ATK’dan alınan 30/12/2020 tarihli raporda davacı …’in sürekli iş göremezlik oranının %17.2, geçici iş göremezlik süresinin ise 1,5 ay olarak bildirildiği, davacı … yönünden ise İstanbul ATK’nun 30/12/2020 tarihli raporuna göre sürekli iş göremezlik oranının %17.2, geçici iş göremezlik süresinin ise 6 ay olduğu yönünde görüş bildirildiği görülmüştür.
Davacı vekilinin 18/06/2016 tarihli dilekçesi ile davalılar … ve … Sigorta yönünden maddi tazminat taleplerinden feragat ettiği, davacı vekilinin davacı … yönünden 07/12/2018 tarihli dilekçesi ile davayı takip etmeyeceğini bildirdiği ancak adı geçenin 07/08/2017 tarihinde vefat ettiği, vekalet ilişkisi ölümle son bulduğundan mahkememizce davacı vekilinin 07/12/2018 tarihli beyanına göre işlem tesis edilmediği, davanın …’in mirasçılarına bildirildiği, davacı vekilinin mirasçılar adına düzenlenmenmiş olan vekaletnameyi sunduğu ve böylece … mirasçılarının davayı takip ettiği, davacılar vekilinin 04/03/2020 tarihli dilekçesi ile de davacı … yönünden sadece sigorta şirketi yönünden maddi tazminattan feragat ettiği diğer davalılar yönünden maddi ve manevi tazminat taleplerinin devam ettiği, davacı … yönünden ise tüm davalılardan maddi tazminat talepleri yönünden feragat ettikleri manevi tazminat taleplerinin ise devam ettiği yönünde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
A-)Davacı …’in maddi tazminat talebi yönünden;
Davacı vekilinin davacı … yönünden maddi ve manevi tazminat talebinde bulunduğu, maddi tazminat talebini geçici ve sürekli iş göremezlik olarak açıkladığı, yargılama aşamasında davalı sigortadan 30.000,00 TL ödeme aldığı, Ege ATK dan alınan 28/03/2017 tarihli rapor Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre düzenlenmiş ise de itiraz üzerine İstanbul ATK dan alınan 30/12/2020 tarihli rapora göre 03.08.2013 tarih, 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğinin, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin sadece Ek-1 bölümünü içerdiği, Ek-3 ve diğer cetvelleri ve meslek grupları bölümünü içermediğinden, sadece çalışma gücünün en az %60’ını kaybedip kaybetmediğine ilişkin olduğu (hangi hastalık ve arızaların beden çalışma gücünün en az %60’ının kaybına neden olacağı), bu nedenle bu yönetmeliğe göre meslekte kazanma gücü kaybı belirlenemeyeceği görüş ve kanaatinin bildirildiği, benzer mahiyetteki uyuşmazlıklarda mahkememizce İstanbul ATK … Üst Kurulundan çelişki bulunduğundan bahisle rapor tanzimi talep edilmiş ise de Üst Kurul tarafından yönetmeliklerin birbirinden farklı olduğu, raporlar arasında çelişki bulunmadığı ve bu durumun Üst Kurul tarafından değerlendirmeyi gerektirmediğinden bahisle dosyalarımızın iade edildiği, bu sebeple davalı vekilinin soyut beyan ve itirazlarına mahkememizce itibar edilmediği, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre düzenlenen 30/12/2020 tarihli İstanbul ATK raporunun yeterli, gerekçeli, objektif, denetim ve hükme esas almaya elverişli olduğu, mahkememizce alınan aktüer bilirkişi raporuna göre davacı …’in %17.2 maluliyet oranı ve 6 ay geçici iş göremezlik süresine göre sigorta tarafından yapılan ödeme mahsup edildikten sonra talep edebileceği sürekli iş göremezlik tazminatının 17.733,03 TL, geçici iş göremezlik tazminatının ise 6.130,15 TL olduğu, davacı vekilinin 18/06/2016 tarihli dilekçesine göre davalılar … Sigorta ile … yönünden maddi tazminat talebinden feragat ettiği, her ne kadar davacı vekili 04/03/2020 tarihli dilekçesinde davalı … yönünden feragatın söz konusu olmadığı ve bu davalı yönünden maddi tazminat taleplerinin devam ettiğini bildirmiş ise de, 6100 sayılı HMK nun 307 vd. Maddeleri uyarınca feragat beyanının tek taraflı bildirim ile hüküm ve sonuç doğurduğu, davacı vekilinin irade sakatlığı iddiası söz konusu olmadığından davacının davalı … yönünden feragatinin geçerli olduğunun kabulü gerektiği, mahkememizce alınan kusur, İstanbul ATK’dan alınan maluliyet ve aktüerya bilirkişi raporlarının oluşa ve dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu, davalı …’in haksız fiil faili olarak kaza tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, bu sebeple davacı …’in maddi tazminat talebi yönünden davalılar … sigorta ile … yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, mahkememizce alınan kusur raporuna göre kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu olan davalı sürücü … yönünden ise davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
B-Davacı …’in maddi tazminat talebi yönünden ;
Davacı vekilinin davacı … yönünden maddi ve manevi tazminat talebinde bulunduğu, maddi tazminat talebini geçici ve sürekli iş göremezlik olarak açıkladığı, yargılama aşamasında davalı sigortadan 15.000,00 TL ödeme aldığı, davacı vekilinin 18/06/2016 tarihli dilekçesi ile davalılar … ve … Sigorta yönünden maddi tazminat taleplerinden feragat ettiği, davacı vekilinin davacı … yönünden 07/12/2018 tarihli dilekçesi ile davayı takip etmeyeceğini bildirdiği ancak adı geçenin 07/08/2017 tarihinde vefat ettiği, vekalet ilişkisi ölümle son bulduğundan mahkememizce davacı vekilinin 07/12/2018 tarihli beyanına göre işlem tesis edilmediği, davanın …’in mirasçılarına bildirildiği, davacı vekilinin mirasçılar adına düzenlenmenmiş olan vekaletnameyi sunduğu ve böylece … mirasçılarının davayı takip ettiği, davacılar vekilinin 04/03/2020 tarihli dilekçesi ile davacı … yönünden tüm davalılardan maddi tazminat talepleri yönünden feragat ettikleri manevi tazminat taleplerinin ise devam ettiği yönünde beyanda bulunduğu, dava konusu üzerinde tarafların serbestçe tasarruf edebileceği, davacı vekilinin mahkememizce onaylanan 04/03/2020 tarihli dilekçesiyle feragat beyanında bulunduğu, davacı vekilinin dava dosyasına sunmuş olduğu vekaletnamesinde davadan feragate ilişkin özel yetkisinin bulunduğu, davadan feragat beyanın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla … mirasçılarının maddi tazminat talebi yönünden feragat nedeniyle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
C-)Davacı … ve …’in manevi tazminat talepleri yönünden;
Manevi acıyı bir dereceye kadar yumuşatmak, bozulan manevi dengeyi onarıp düzeltmek, bir teselli, bir savunma ve ruhu tatmin etmek amacıyla insan yaşamının kutsallığı çevresinde olayın oluş şekline, tarafların kusur oranlarına, husule gelen elem ve ızdırabın derecesine (İstanbul ATK’dan alınan 30/12/2020 tarihli raporda davacı …’in sürekli iş göremezlik oranının %17.2, geçici iş göremezlik süresinin ise 1,5 ay olarak bildirildiği, davacı … yönünden ise İstanbul ATK’nun 30/12/2020 tarihli raporuna göre sürekli iş göremezlik oranının %17.2, geçici iş göremezlik süresinin ise 6 ay olduğu) yaşanan olaydan doğrudan etkilenmelerine, hayatları boyunca bu olayın ve eksikliğin etkisiyle yaşamalarına, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına özellikle 26.6.1966 gün ve 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının içeriğine ve öngördüğü koşulların somut olayda gerçekleşme biçimine, oranına, niteliğine, günün ekonomik koşullarına, hak ve nesafet kurallarına göre manevi tazminat miktarının olayın ağırlığını ortaya koyması, hukuka aykırılığı özendirmemesi ve caydırıcı fonksiyonu bulunması gerektiği, mahkememizce alınan kusur ve İstanbul ATK maluliyet raporunun oluşa ve dosya kapsamına uygun, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu, 6098 Sayılı TBK’nın 71 ve 2918 Sayılı KTK’nın 85 ve devamı maddeleri kapsamında mahkememizce alınan kusur raporuna göre davalı …’in meydana gelen kazada sürücü ve haksız fiil faili olarak %100 kusurlu olduğu, ayrıca davalı …’nin de adı geçen sürücünün kullandığı aracın işleteni olduğu, bu nedenle davalılar … ve …’nin davacıların uğradığı manevi zarardan sorumluluğu bulunduğu ve kaza tarihi itibariyle temürrüde düştükleri anlaşılmakla davacı …’in manevi tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddine, davacı …’in manevi tazminat talebinin kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı …’in maddi tazminat talebinin feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Davacı …’ın geçici iş göremezlik talebinin KABULÜ ile, 6.130,15 TL tazminatın trafik kaza tarihi olan 17/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
3-Davacı …’ın sürekli iş göremezlik talebinin KABULÜ ile, 17.733,03 TL tazminatın trafik kaza tarihi olan 17/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı …’ın geçici ve sürekli iş göremezlik talebinin davalı … ve davalı … yönünden feragat nedeniyle REDDİNE,
5-Davacı …’ın manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile, 20.000,00 TL manevi tazminatın trafik kaza tarihi olan 17/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’ den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
6-Davacı …’in manevi tazminat talebinin KABULÜ ile, 15.000,00 TL manevi tazminatın trafik kaza tarihi olan 17/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’ den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
7-Alınması gerekli 4.020,94 TL karar ve ilam harcından davacılar tarafından yatırılan 160,53 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 3.860,41 TL’nin davalılar … ve …’ den müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDEDİLMESİNE,
8-Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvurma harcı, 160,53 TL peşin harç, 206,30 TL keşif harcı, 4.916,50 TL bilirkişi ücreti ve ATK rapor ücreti, 349,97 TL muayene ücreti 120,00 TL araç ücreti ve 342,33 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 6.124,83 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabulü ile kısmen reddi sebebiyle tarafların haklılık oranına göre (58.863,18/69.863,18=0,84) 5.160,47 TL’sinin davalılar … ve …’ den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, bakiye kısmın davacılar üzerinde BIRAKILMASINA,
9-Davacı … mirasçıları manevi tazminat yönünden kendilerini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan 2021 Yılı AAÜT’nin 10. Maddesi uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’ den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı … mirasçılarına ÖDENMESİNE,
10-Davacı … manevi tazminat yönünden kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan 2021 Yılı AAÜT’nin 10. Maddesi uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’ den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’e ÖDENMESİNE,
11-Davacı … maddi tazminat yönünden kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan 2021 Yılı AAÜT’nin 13/1-2. Maddesi uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan tahsili ile davacı …’e ÖDENMESİNE,
12-Davalı … dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden davacı …’in maddi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan 2021 Yılı AAÜT’nin 13/1-2. fıkraları uyarınca 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den tahsili ile davalı …’ye ÖDENMESİNE,
13-Davalı … ve … dava ve duruşmalarda kendilerini vekille temsil ettirdiğinden davacı …’in maddi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan 2021 Yılı AAÜT’nin 13/1-2. fıkraları uyarınca 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacı … mirasçılarından tahsili ile davalılara ÖDENMESİNE,
14-Davalı … ve … dava ve duruşmalarda kendilerini vekille temsil ettirdiğinden davacı … yönünden reddolunan manevi tazminat talebi için karar tarihinde yürürlükte bulunan 2021 Yılı AAÜT’nin 13/1-2. fıkraları uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den tahsili ile davalılara ÖDENMESİNE,
15-Davalı … Sigorta vekilinin vekalet ücreti talebi olmadığından bu konuda karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
16-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacılar vekilinin ve davalı … ve … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/06/2021

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA