Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1403 E. 2021/466 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1403 Esas
KARAR NO : 2021/466

A-MAHKEMEMİZİN 2016/1403 ESAS SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN;

DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/11/2016

B-MAHKEMEMİZ DOSYASI İLE BİRLEŞTİRİLEN İZMİR 1. ATM’NİN 2017/857 ESAS 2018/320 KARAR SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN;

DAVA : Ticari Şirket ( Genel Kurul Kararının İptali İstemli )
DAVA TARİHİ : 25/07/2017

C-MAHKEMEMİZ DOSYASI İLE BİRLEŞTİRİLEN İZMİR 6. ATM’NİN 2019/693 ESAS 2019/598 KARAR SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN;

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/03/2018

D-MAHKEMEMİZ DOSYASI İLE BİRLEŞTİRİLEN İZMİR 3. ATM’NİN 2020/539 ESAS 2020/529 KARAR SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN;

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 28/09/2020
KARAR TARİHİ : 20/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan), İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan), Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan), Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği 29/11/2016 tarihli dava dilekçesinde; davacının, davalı bankanın uzun süredir ticari ve vadeli mevduat müşterisi olduğunu, davalı bankadan 21/01/2016 tarihli genel kredi sözleşmesi ile … müşteri/kredi risk no ile 660.000,00-TL ticari krediyi nakit rehin/blokaj sözleşmesi imzalamak suretiyle kullandığını ve böylece … İBAN nolu 660.000,00-TL mevduatın rehinli hale geldiğini, davacının işin aciliyetine binaen nakit para bloke vermek suretiyle kullandığı kredinin teminatını taşınmaz ipoteğine çevirmek istediğini ve davalı bankanın ve diğer tüm bankaların uyguladığı yöntem olarak 3. kişi konumunda olan …’ ın maliki olduğu İzmir ili … nolu bağımsız bölüm numaralı taşınmazın tapu kaydı üzerine kredinin teminatı olarak davalı banka lehine 21/02/2016 tarih ve … yevmiye numarası ile 990.000,00-TL tutarında ipotek tesis edildiğini, böylece davacının davalı bankadan kullandığı kredinin teminatının nakit bloke olmaktan çıktığını, ortada tek kredi ancak 2 ayrı teminatın hasıl olduğunu, nakit blokenin çözülmesinin davacı tarafından talep edildiğini ancak talebin davalı bankaca dikkate alınmadığını, borç devam ettiği için davalı tarafça bu hususun üzerinde o an itibariyle durulmadığını ayrıca davacı tarafından kullanılan … hesap numaralı kredi ara ödemelerinin de yapıldığını, daha sonra davalı bankaca 2016 yılı Haziran ayı başında ipoteğin … isimli 3. Şahıs tarafından temlik alınmak istendiği belirtilerek davacıdan bu işleme muvafakat vermesinin istenildiğini, davacının da davalı bankaya verdiği 20/06/2016 tarihli dilekçesi ile 21/01/2016 tarihli kredi genel sözleşmesi kapsamında kullandığı rotatif krediden kaynaklanan borçlarının dava dışı … tarafından ödenmesi ile davalı bankanın ipotek haklarının devrine muvafakat ettiğini bildirdiğini, davacının bu işleme muvafakat vererek rehin tutulan paranın iadesi yapılacağını düşündüğünü, davalı banka ile temlik alan … arasında imzalanan Bornova … Noterliği’ nin 24/06/2016 tarih ve … yevmiye numaralı temlik sözleşmesi kapsamında …’ ın 27/08/2016 tarihinde davacının 580.000,00-TL’ lik kredi borcunun tamamını ödediğini, borcun ödenmesini takiben davalı bankanın 21/01/2016 tarihli kredi sözleşmesi çerçevesinde davacıdan hiç bir alacağının kalmadığını, davacının davalı bankaya bireysel kredi, ticari kredi, kredi kartı veyahut her hangi bir isim altında hiç bir borcu ve başkaca taahhüdü bulunmadığını, davalı banka şube müdürü … tarafından borcun ödenmesi ve ipoteğin temlikine müteakip davacıya rehinli mevduatının üzerindeki rehnin kaldırıldığı ve istediği zaman parasını çekebileceğinin bildirildiğini, müvekkilinin iş yoğunluğu sebebiyle nakit blokeyi teslim almak için bankaya gidemediğini, daha sonraki başvurusunda davalı bankanın talebi savsakladığını, daha sonra iade edilmeyeceğinin sözlü olarak beyan edildiğini, davacı tarafça yazılı olarak müracaat edildiğini, davalı bankanın Bornova … Noterliği’ nin 09/08/2016 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile kredi borcunun teminatı olan ipotekli taşınmaz malikinin TMK’ nın 884/2. Maddesi kapsamındaki hakları nedeniyle davacıya ödeme yapılmayacağını belirttiğini, taşınmazın tapu maliki … tarafından …’ e satıldığını, …’ in taşınmazı ipotek ile yükümlü olarak satın aldığını, davacı tarafından davalı bankanın teftiş kurulu başkanlığına başvuruda bulunulduğunu ancak halen bir yanıt verilmediğini, davacının 660.000,00-TL’ lik mevduatını kullanamaması sebebiyle maddi ve manevi zarara uğradığını, davalı bankanın davalıdan alacağı bulunmadığı gibi taşınmaz ipoteği ile ilgisinin de kalmadığını, ipoteğin temlik alan hak sahibi …’ ın davacının davalı banka nezdindeki mevduat hesabındaki rehnin kaldırılarak mevduat hesabındaki bedelin davacıya ödenmesine Karşıyaka … Noterliği’ nin 28/11/2016 tarih ve … yevmiye numaralı muvafakatnamesi ile muvafakat ettiğini belirtmiş , davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalı banka nezdindeki … İBAN nolu mevduat hesabındaki rehin/blokenin kaldırılarak hesapta bulunan 660.000,00-TL’ nin dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize verdiği 03/02/2017 tarihli cevap dilekçesinde; davanın menfi tespit davası şeklinde açıldığını ancak davacının davalı bankaya borçlu olduğu hususunda davalı bankanın bir iddiasının bulunmadığını, davanın menfi tespit davası olarak gösterilmesinin hatalı olup, davanın usulden reddinin gerektiğini, davanın dava dışı ipotekli taşınmaz maliki …’ e yönetilmesi gerektiğini , bu sebeple davanın husumet yönünde reddinin gerektiğini, davalı bankanın dava konusu mevduat hesabı üzerindeki rehni kaldırmamasının yasal dayanağının davacının davalı bankaya borcunun bulunması olmayıp TMK’ nın 884. Maddesinde yer alan kanuni düzenleme uyarınca taşınmazın yeni maliki …’ in durumunun ağırlaştırılarak aleyhine olacak şekilde bankaca teminat azaltımına sebebiyet verilmesinin önüne geçilmesi olduğunu, temlik sözleşmesinin düzenlenmesini müteakip davacının davalı bankaya olan borçlarının … tarafından ödenip kapatıldığını, karşılıklı olarak tarafların iradesi ile ipotek teminatın temlik edildiğini, davacının davalı bankaya olan borçlarının … tarafından ödendiği ve kapatıldığı hususlarında her hangi bir niza bulunmadığını, davalı banka ile dava dışı … arasında yapılan temlik sözleşmesinde mevduat rehninin temlik kapsamı dışında bırakılsa dahi TMK’ nın 884. Maddesi kapsamı uyarınca halefiyet hükümlerine istinaden ipotekli taşınmaz maliki …’ in …’ a ödeme yapması halinde bankadan temlik sözleşmesi dışında kalan mevduat rehni teminatının kendisine devrini talep etme hakkı olacağını belirtmiş , davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin talebi doğrultusunda … ve … ‘e ihbar dilekçesi tebliğ edilmiş , ihbar olunan … vekili tarafından Mahkememize verilen 23/11/2017 tarihli dilekçede davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği belirlenmiştir.
Dosyamız ihbar olunanı … vekili tarafından Mahkememizin 2017/857 Esas sayılı dosyasında davalılar …. … ve … hakkında davalı banka ile diğer davalılar arasında muvazalı şekilde yapılmış temlik sözleşmesinin iptaline karar verilmesine yönelik olarak dava açıldığı, açılan davada davacı vekili, Mahkememize verdiği 25/07/2017 tarihli dilekçesinde; davacı tarafından 16/03/2016 tarihinde İzmir ili … parselde kain … dubleks mesken niteliğindeki taşınmazın …’dan satın alındığını, ancak evin satın alınması için teklifte bulunan kişinin … isimli kişi olduğunu, …’ın davacının eşi …’i arayarak … sitesinde güzel bir villası olduğunu, bu evin amcaoğlu …’ın arkadaşı olan …’ ın üzerinde olduğu ve bu evi satmak istediğini beyan ettiğini davacı ve eşinin evi gezip beğendikten sonra 750.000,00-TL bedelli satışı konusunda anlaştıklarını, satıcı konumdaki …’ ın evin üzerinde …’ ın … Bankası … Şubesi’ nden kullandığı kredi nedeni ile ipotek tesis edilmiş olduğunu ancak bunun sorun olmadığı ve ipoteğin fek edileceğini beyan ettiğini, bunun üzerine davacı ve eşinin taşınmazı satın almadan önce … Şube Müdürü … ile görüşme yaptıklarını ve taşınmazın kendileri tarafından satın alınacağı ipoteğin fekki ile ilgili bir sorun olup olmadıklarını sorduklarını, şube müdürünün görüşme sırasında taşınmaz üzerinde ipotek tesis edilmiş olmasına rağmen kredi kullanan …’ ın kullanmış olduğu kredinin teminatında riski karşılayacak ölçüde nakit karşılık olduğunu, herhangi bir risk endişesi olmadığını ve kredi tahsilatında herhangi bir sorun olması halinde bankacılık uygulaması çerçevesinde ve hukuki gereklilik noktasında öncelikle nakit teminattan bankanın krediyi tasfiye edeceğini beyan ettiğini, bu görüşme çerçevesinde taşınmazın davacı tarafça satın alındığını, ipoteğin fekki beklenirken fek işleminin uzaması üzerine davacı tarafından bankanın … şubesine Çeşme Noterliği’ nin 28/06/2016 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesinin gönderildiğini ve ipoteğin fekkinin istendiğini ancak kredi ile herhangi bir gecikme , ödenmemiş faiz bulunmamasına karşın kredi kat edilmemişken ve davacı tarafa herhangi bir tebligat, ihbar ve ihtarname keşide edilmeden … Şube Müdürlüğünün kredi bakiyesini ödediğinden bahisle … isimli kişiye banka alacağını temlik ettiğini ve bu temlikle birlikte ipotekten kaynaklı haklarında …’ a devredildiğini, yapılan işlemin bankacılık yerleşik uygulamasına ve hukuki gerekçelere aykırı olduğunu, yapılan işlemlerden haberdar olduğunu bildikleri şube müdürünün Bornova … Noterliği’ nin 18/07/2016 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesini keşide ettiğini, ihtarnamede; şubelerinden kredi kullanan …’ ın asaleten ve kefaletin kullandığı kredilerin … tarafından ödendiğini, …’ ın kullandığı kredilerin doğmuş ve doğacak borçlarının karşılığında teminat teşkil eden ipoteğin ve tüm banka alacaklarının TBK’ nin 127. maddesi çerçevesinde kanuni halefiyet ilkesi gereğince … ‘ a geçtiği bu aşamadan sonra söz konusu ipoteğe dayalı olarak banka tarafından herhangi bir borç doğurucu işlem yapılamayacağının bildirildiğini, icra takibine karşılık İzmir … İcra Hukuk Mahkemesi’ nin … E. sayılı dosyası ile dava açıldığını, icranın geri bırakılmasına karar verilmesinin talep edildiğini, mahkemece bu isteğin kabul edildiğini, davanın derdest olduğunu, olaylardan sonra davacı ve eşinin … ile görüştüklerini ve görüşme sonucu …’ ın işlerinin bozulması üzerine kendi adına kayıtlı olan ve davacılara satılan evin …’ ın arkadaşı olan …’ ın üzerine devrettiğini, bu devir çerçevesinde … tarafından kredi kullanılarak para verileceğinin taahhüt edildiğini, ancak cüzi bir miktar para verildiğini, paranın … tarafından geri ödendiği ancak evin … üzerinde kalmaya devam ettiğini, …’ ın borçlarını ödemek amacıyla evi satışa çıkardığı ve bu aşamada evin alınmasının önerildiğinin anlaşıldığını, … kredisinin … tarafından ödendiği işleminin muvazaalı olduğunu, banka ile diğer davalılar arasında yapılan alacak temlik işleminin muvazaalı olduğunu, temlik sözleşmesindeki ” 3. Maddede temlik alan …’ ın temlik sözleşmesi kapsamında yer alan … nolu hesap üzerindeki mevduat rehninin temlik kapsamında olmadığını, bu teminatların temlik kapsamında kendisine temlik edilmesini istemediğini, diğer teminatlara ilişkin bir talebinin olmadığı ve olmayacağı ” şeklindeki düzenleme göz önüne alındığında …’ ın …’ ın borcunu öderken yalnızca davacının taşınmazı üzerindeki ipoteği devraldığı diğer teminatların hiçbirisinden herhangi bir talebi olmadığını peşinen kabul ve taahhüt ettiğini, söz konusu olayla ilgili olarak İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’ nın … soruşturma sayılı dosyası ile soruşturmanın devam ettiğini, bu konuda … Teftiş Kurulu Başkanlığı’ na müracaat edildiğini, banka tarafından yapılan soruşturma sonucu işlemin normal olduğu ve soruşturulacak bir husus bulunmadığı sonucuna varılarak bu hususun davacıya yazılı olarak bildirildiğini belirtmiş, muvazaalı olarak davalı banka ile davalılardan … arasında akdedilen temlik sözleşmesinin muvazaa nedeni ile iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili Mahkememizin … Esas sayılı dosyasına verdiği 02/10/2017 tarihli cevap dilekçesinde ; dava konusu edilen ipotekli alacağın temlik işleminde davalı …’ın taraf olmadığını, davalıya husumet yöneltilemeyeceğini, davacı tarafın dava dilekçesinde … tarafından kendisine satılan evin, dava dışı tuttuğunu belirttiği …’a ait olduğunu iddia ederek, …’ın eşi …’le samimi olduğunu açıkladığı ve buna inanarak evin alımına karar verdiklerini ileri sürdüğünü, davacının 750.000,00-TL ödeyerek satın aldığını iddia ettiği bir taşınmaz üzerindeki ipotekle ilgili olarak dava dışı tuttuğu bir kişiye güvenmesi, yine banka yetkilisi ile görüşüp onun dediğine göre hareket etmiş olduğu iddialarının gerçek dışı olduğunu, davacı …’in kötü niyetli olduğunu, haksız kazanç elde etmek için davalı banka ve davalı … hakkında şikayette bulunduğunu, yapılan soruşturma neticesinde İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 05/06/2017 tarih ve … Soruşturma no … K.nolu kararı ile şüphelilerin tümü hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, davalının söz konusu temlik işleminden sonra daha da mağdur olduğunu, davalı bankanın davalının nakit hesabı üzerine koymuş olduğu blokajı kaldırmayarak davalının 660.000,00-TL sini kullanmasına engel olduğunu ,bu nedenle davalı banka aleyhine İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1403 E. nosunda dava açıldığı ve halen yargılamanın devam ettiğini, iptali istenen temlik işleminin usul ve yasalara uygun olarak yapıldığını belirtmiş, davanın öncelikle husumet yönünden aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili Mahkememizin 2017/857 Esas sayılı dosyasına verdiği 03/10/2017 tarihli cevap dilekçesinde ; görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, öncelikle görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, harcın eksik yatırıldığı ve tamamlanması gerektiğini, davacı tarafın dava dilekçesindeki iddialarının tamamen gerçeğe aykırı olup kesinlikle kabulünün mümkün olmadığını, davacı tarafın muvazaa olgusunda işlem tarafı olarak iddia ettiği … nun , Bankacılık ve Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından her işlemi her daim denetlenen yıllardır bu sektörde güvenilir bir şekilde hizmet veren bir banka olup, davalı bankanın bir şahısla son derece sıradan bankacılık açısından meblağı fahiş derecede yüksek olmayan bir kredi işlemi için böyle bir durumda tüm banka yetkilileri hakkında ceza kamu davası açılacağını bile bile muvazaalı işlemlere girişmiş olduğu iddiasının hayatın olağan akışına hiçbir şekilde uymadığını, davalı bankanın davalı …’ dan olan alacağının 580.000,00-TL’ nin davalı …’ a Bornova … Noterliği’ nin 24/06/2016 tarih ve … numaralı temlik senedine istinaden temlik edildiğini, davalılardan … tarafından davalı bankadan kullanılan … nolu Rotatif Kredisinin gecikmiş taksitlerinin ve kalan borcu olan 580.000,00-TL’ nin davalı …’ ya 27/06/2016 tarihinde davalı … tarafından nakden ve defaten ödenmesi şartıyla davalılardan …’ ın borcunun teminatı olarak davalı banka … lehine üzerine ipotek tesis edilmiş olan davacı …’ in ( … T.C. Kimlik Numaralı ) maliki olduğu İzmir ili … Mahallesinde kain ve tapuda …parselde kayıtlı … nolu bağımsız bölüm üzerindeki 1. derecedeki ipotek hakkı ödenecek olan 580.000,00-TL ile sınırlı olarak davalıya temlik edileceğini, temlik alan davalı …’ ın söz konusu taşınmaz üzerindeki ipotek haklarını ödediği 580.000,00-TL ile sınırlı olduğunu bilerek ödeme yapmayı kabul etmiş sayılacağı ve alacağı temlik almış olacağı yönünde tarafların Bornova … Noterliği’ nin 24/06/2016 tarih ve … numaralı temlik senedini akdederek anlaştıklarını, davalı bankaya ait 27/06/2016 tarihli ödeme dekontunda görüldüğü üzere Bornova … Noterliği’ nin 24/06/2016 tarih ve … numaralı temlik senedi’ne istinaden davalı …’ ın 580.000,00-TL’ lik kredi borcunu ödediğini, davacının davalı … tarafından davalı bankaya ödenen bir bedel olmadığı yönündeki iddiasının gerçeğe aykırılığının ve davanın haksızlığının bu belge ile açıkça ortaya konulduğunu, davacı tarafın davasını davalı … ile davalı banka arasındaki banka işlemlerinin muvazaalı olduğu olgusuna dayandırdığını, hiçbir şekilde muvazaalı işlem olmadığını, davalı … ve diğer davalı bankanın ne davacıyı ne de diğer davalıları işlemlerinde aldatma kastı ile hareket etmediğini, davalı ile davalı banka yetkilileri arasında herhangi bir akrabalık tanışıklık özel ilişki bulunmadığı gibi herhangi bir menfaat ilişkisi de bulunmadığını, davalı …’ un ödediği bedel ile temlik aldığı alacak bedelinin aynı olup muvazaanın hiçbir koşulunun gerçekleşmediğini ayrıca 6098 sayılı Borçlar Kanunu’ nun 19. maddesinde de yazılı bir borç tanımasına güvenerek alacağı kazanmış olan üçüncü kişiye karşı bu işlemin muvazaalı olduğu savunmasında bulunulamayacağını, davacı …’ in kötüniyetli olduğunu, haksız kazanç elde etmek için davalı banka ve diğer davalılar hakkında şikayette bulunduğunu, yapılan soruşturma neticesinde İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’ nın 05/06/2017 tarih ve … Soruşturma … Karar numaralı kararı ile şüphelilerin tümü hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini belirtmiş, davanın reddine karar verilmesinin talep etmiştir.
Davalı … Bankası vekili Mahkememizin 2017/857 Esas sayılı dosyasına verdiği 06/11/2017 tarihli cevap dilekçesinde ; davalı banka … Şubesi tarafından davalı …’ a 21/01/2016 tarihli kredi sözleşmesine istinaden 550.000,00-TL rotatif kredi kullandırıldığını, kredinin teminatı olarak …’a ait taşınmaz üzerinde 900.000,00-TL bedelli ipotek tesis edildiğini ayrıca davacıya ait 660.000,00-TL mevduata taraflar arasında düzenlenen mevduat rehin sözleşmesine istinaden rehin konulduğunu, diğer davalı …’ ın bankaya hitaben verdiği 17/06/2016 tarihli dilekçesinde 21/01/2016 tarihli GKS’ den kaynaklanan borçlarının … tarafından ödeneceğini ve bu duruma muvafakat ettiğini, yapılan ödemelerin borçlarına mahsup edilmesini ve sözleşmelerin ipotek resmi senetlerinin vs. her türlü belgenin bir örneğinin ödemeyi yapacak olan …’ a verilmesini ve bu kişinin bankanın haklarına halef olacağını kabul ettiğini yazılı olarak bildirdiğini ayrıca bu talebini 20/06/2016 tarihli dilekçesi ile de yinelediğini, davalı …’ın bankayı muhatap aldığı 24/06/2016 tarihli dilekçesi ile de, …’ ın 21/01/2016 tarihli GKS’ den kaynaklanan tüm borçlarının nakden ve defaten kapatılmak istendiğini, yapacağı ödeme ile bankanın alacak haklarının ve …’ın kredilerinin teminatında yer alan 21/01/2016 tarihli ipotek hakkının kendisine devir ve temlik edilmesini istediğini, 24/06/2016 tarihinde Bornova … Noterliği’ nin … yevmiye numarası ile temlik senedi düzenlendiğini, 27/06/2016 tarihinde ise … tarafından …’ a ait kredi borcunun kapatıldığını, temlik sözleşmesinin 3. maddesi ile bankanın … numaralı mevduata ilişkin rehin hakkının … ve …’ ın talebi ile temlik sözleşmesi kapsamı dışında bırakıldığını, ipotek hakkının ise temlik sözleşmesi kapsamında …’ a devredildiğini, … tarafından bankaya teslim edilen 03/08/2016 tarihli dilekçe ile dava konusu 660.000,00-TL üzerindeki mevduat rehninin kaldırılması talebinde bulunulduğunu ayrıca … tarafından …’ a ait borcun ödenmesini müteakip, davacı …’ ın 660.000,00-TL tutarındaki mevduatı üzerinde yer alan ve temlik sözleşmesi dışında tutulan banka rehninin kaldırılmasının Karşıyaka … Noterliği’ nin 28/11/2016 tarihli ve … yevmiye nolu ihbarnamesi ile bankadan talep edildiğini, talebin kabul edilmediğini, davalı bankanın ipotekli taşınmazın yeni maliki davacı …’ in durumunun ağırlaştırılarak aleyhine olacak şekilde bankaca teminat azaltımına sebebiyet verilmesinin önüne geçilmesi adına davalı …’ ın mevduat hesabı üzerindeki teminatını kaldırmadığını, bu sebeple aleyhine İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nde 2016/1403 E. sayılı dosyası ile menfi tespit davasının ikame edildiğini, davalı …’ a kredi kullandırılırken mevduat rehninin yanı sıra …’ a ait taşınmaz üzerinde ipotek tesis edildiğini, kredi riski devam ederken ipotekli taşınmaz maliki … tarafından taşınmazın ipotek yükü ile birlikte davacı …’e satıldığını, rehinli alacağın temlikinin TBK’ nin alacağın iradi temlikini düzenleyen m.183/f.1 maddesinde “ Kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklı, borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebilir. ” şeklinde ifade edildiğini, davalı banka tarafından kanuni düzenlemelere uygun şekilde ve hatta davalı/borçlu …’ ın da yazılı irade beyanı alınmak suretiyle banka alacağının davalı temlik alacaklısı …’ a temlik edildiğini, dava dilekçesinde bahsedilen İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’ nın … Soruşturma numarası ile suç duyurusunda kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verildiğini, banka teftiş kurulu tarafından yapılan soruşturmada; soruşturulacak bir husus olmadığı neticesinin davacıya yazılı olarak bildirildiğini, davacının iddialarının aksine sözleşme serbestisi gereğince bankaların risklerinin kapatılması şartıyla alacaklarını temlik edebilme hürriyetine sahip olduklarını, TBK’ nin 189. Maddesine göre; alacağın devredilmesi ile alacağa bağlı ipoteğin de yeni alacaklıya kendiliğinden geçtiğini, dava konusu olayda da; alacağın temliki ile birlikte alacağın fer’isi niteliğindeki ipotek hakkının da alacakla birlikte temlik alan …’ a geçtiğini, davalı banka ile davalı … arasında mevduat rehninin alacak ile birlikte temlik edilmediğine ilişkin yapılan sözleşmenin, sözleşmeye taraf olmayan ve alacak hakkını elde eden/edecek olan taşınmaz maliki davacı …’ i bağlamayacağını, davacı …’ in taşınmazı ipoteği bilerek satın almış olup, alım satıma davalı bankanın taraf olmadığını, dava dilekçesinin 21. Maddesinde; açıkça muvazaalı işlemi gerçekleştirenlerin taşınmazı satan …, temlik eden … ve temlik alan … olduğunun beyan edildiğini, davalı bankanın muvazaalı olduğu iddia edilen işlemin gerçekleştirilmesinde hiçbir ilgisi bulunmadığını, bu durumun davacı tarafından da ikrar edildiğini, taşınmazı satan … ve taşınmazın gerçek sahibi olduğu iddia edilen …’ ın hangi sebeple davaya dahil edilmemiş olduğunun anlaşılamadığını belirtmiş, davanın esastan reddine karar verilmesinin talep etmiştir.
Mahkememizin 2017/857 Esas sayılı dosyasında 05/04/2018 tarihinde dosyanın dosyamız ile aralarında bağlantı bulunduğundan bahisle birleştirilmesine karar verildiği belirlenmiş, birleşen dosya ile ilgili birleştirme tensibi yapılarak yargılamaya Mahkememiz ana dava dosyası üzerinden devam olunmuştur.
İzmir … İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyasının incelemesinde; davacının …, davalının …, davanın İzmir … İcra Müd’nün … sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibin iptali davası olduğu, Mahkemece 19/04/2017 tarihinde şikayetin kabulü ile davacı borçlu hakkındaki takibin iptaline karar verildiği belirlenmiştir.
İzmir CBS’nin … soruşturma sayılı evrakının incelemesinde; müştekinin …, şüphelilerin …, …, …, … ve …, suçun dolandırıcılık iddiası, suç tarihinin 16/03/2016 olduğu, 05/06/2017 tarihinde olayda dolandırıcılık suçunun unsuru olan nitelikli yalan unsurunun gerçekleşmediği, konunun taraflar arasında sebepsiz zenginleşme – sözleşmeye aykırılık mahiyetinde kaldığı, Hukuk Mahkemeleri ve İcra daireleri yolu ile halli mümkün hukuki ihtilaf mahiyetinde olduğu kanaatine varıldığından bahisle müsnet iddia üzerinden şüpheliler hakkında kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, karara müşteki tarafından itiraz edildiği , itiraz üzerine İzmir … Sulh Ceza Hakimliği ‘ nin 28/11/2017 tarih , … D. İş sayılı kararıyla itirazın kabulüne karar verdiği, dosyanın İzmir CBS’nin … sayılı evrak üzerinden devam ettiği ve 06/06/2018 tarihinde şüpheliler hakkında İzmir … ACM’nin … Esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı belirlenmiştir.
İzmir … ACM’nin … Esas … Karar sayılı ilamının incelemesinde; katılanın …, sanıkların …, …, … ve … , suçun dolandırıcılık , suç tarihinin 16/03/2016 olduğu, Mahkemece 24/10/2019 tarihinde her ne kadar sanıklar …, …, …, … ve … hakkında dolandırıcılık suçundan cezalandırılması için kamu davası açılmış ise de müsnet suçun unsurları itibariyle oluşmadığı anlaşıldığından CMK 223/2-a maddesi gereğince sanıkların atılı suçtan ayrı ayrı beraatlerine karar verildiği, kararın 05/05/2020 tarihinde kesinleştiği belirlenmiştir.
Birleşen dosya davalısı …’ın birleşen dosya davacısı … hakkında İzmir … İcra Müd’nün … sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline karar verilmesine yönelik olarak İzmir … AHM’nin … Esas sayılı dosyasında dava açtığı belirlenmiş, davacı vekili 02/03/2018 tarihli dava dilekçesinde ; dava dışı … Bankası … Şubesi’nin dava dışı diğer takip borçlusu olan …’tan olan alacağının 580.000,00.-TL’lik bölümünün davacıya Bornova … Noterliği’nin 24/06/2016 tarihli temlik senedine istinaden temlik edildiğini, buna göre, …’ın dava dışı … Bankası’ndan kullandığı kredinin kalan borcu olan 580.000,00.-TL’sinin davacı tarafından nakden ve def’aten bankaya ödenmesi şartıyla dava dışı diğer takip borçlusu olan …’ın borcunun teminatı olarak … Bankası lehine üzerine ipotek tesis edilmiş olan ve hali hazırda davalı …’in maliki olduğu taşınmaz üzerindeki 1.derece ipotek hakkının 580.000,00.-TL ile sınırlı olmak üzere davacıya temlik edileceğinin kararlaştırıldığını, davacının 580.000,00.-TL’lik kredi borcunu ödediğini, 27.06.2016 tarihli banka yazısında da açıkça Bornova … Noterliği’ni 24.06.2016 tarih ve … nolu temlik senedine istinaden davacı tarafından 27.06.2016 tarihinde …’ın 580.000,00 TL’lik kredi borcunun ödendiğinin belirtildiğini, davacının davalı … ve dava dışı …’a Karşıyaka … Noterliği kanalıyla 03/11/2017 tarihli ihtarnameyi keşide ettiğini ve ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içerisinde 27/06/2016 tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte borcun ödenmesini talep ettiğini, ihtarnamenin davalıya 20/11/2017 tarihinde tebliğ edildiğini, ancak, davalının yasal süresi içerisinde ihtarnameyle istenilen hususları yerine getirmediğini, davalıdan olan alacağın gerçek ve muaccel olduğunu, İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip borçlusu ve dava dışı …’a icra takibi yapıldığını, davalının alacağın İzmir 1 ATM’nin 2018/857 Esas sayılı dosyasıyla nizalı olduğu, muaccel olmadığı gerekçesiyle itiraz ettiğini belirtmiş , davalının İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasındaki itirazının iptaliyle, takibin 663.138,63 TL üzerinden devamına ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili İzmir … AHM’nin … Esas sayılı dosyasına verdiği 11/04/2018 tarihli cevap dilekçesinde ; davaya bakmakta Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olduğundan bahisle görev itirazında bulunmuş, esas yönünden de, dava dışı …’ın … Bankası … Şubesi’nden 21/01/2016 tarihinde 550.000,00.-TL tutarında ticari kredi kullandığını ve ticari kredi kapsamında doğmuş ve doğacak tüm borçlarının teminatı olarak … adına kayıtlı taşınmaz üzerine 990.000,00.-TL limitli, 1. derece üst sınır ipoteği tesis edildiğini, bu taşınmazın 16/03/2016 tarihinde … tarafından satın alındığını, taşınmazın …’dan satın alındığını, ancak satıştan önce müvekkilesine evi satın alması için teklifte bulunan kişinin, davalının eşiyle aynı sektörde çalışan ve samimi olmasa da tanıştığı … olduğunu, davalı ve eşinin … çevresinde bir yer aradıklarını duyan …’ın 2016 yılı Mart ayında davalının eşini arayarak amcasının oğlu …’ın arkadaşı …’ın …’de bir villası olduğunu ve satmak istediğini bildirdiğini, davalının eşiyle birlikte evi gezerek beğendiğini, 750.000,00.-TL satış bedeli üzerinden anlaştıklarını, …’ın evin üzerinde …’ın borcu nedeniyle ipotek bulunsa da bunun sorun olmadığını, ipoteğin kaldırılacağını beyan ettiğini, davalının eşinin … … Şubesi müşterisi olması nedeniyle aynı bankanın … şube müdürüyle görüştüğünü, şube müdürünün krediyi kullanan …’ın kredisinin teminatında riski karşılayacak ölçüde (660.000,00.-TL civarında) nakit karşılığının bulunduğunu, kredi tahsilatında herhangi bir sorun olması halinde önce bu nakit teminattan bankanın krediyi tasfiye edeceğini bildirdiğini, bunun üzerine davalının bedelini ödeyerek taşınmazı satın aldığını, taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasında gecikilmesi nedeniyle Çeşme Noterliği kanalıyla 28/06/2016 tarihinde ihtarname gönderildiğini, davacı tarafından müvekkilesine gönderildiği iddia edilen ihtarnamenin davalıya tebliğ edilmediğini, davalının gelişen olaylardan İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile başlatılan takip üzerine haberdar olduğunu, takipten kısa süre sonra … Şube Müdürü’nün alelacele bir ihtarnameyi davalıya göndererek alacağın davacıya geçtiğini bildirdiğini, İzmir … İcra Müdürlüğü’nce başlatılan takibin davalının başvurusu üzerine İzmir … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası üzerinden iptal edildiğini, davalının daha sonra gelişen olayları değerlendirdiğinde dolandırıldığını anladığını, nitekim, temlik senedi incelendiğinde davacının diğer teminatlara ilişkin bir talebinin olmadığını ve olmayacağını bildirdiğini, sadece davalının aldığı taşınmaz üzerindeki ipoteği devraldığını, İzmir C.Başsavcılığı’na şikayette bulunduklarını ancak takipsizlik kararı verildiğini, itirazları üzerine kararın kaldırılmasına karar verildiğini, öte yandan, davacının muvazaalı işlemlere giriştiğinin kanıtlarından bir tanesinin de İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında asıl borçlu … aleyhine ödeme emri göndermemesi olduğunu, taraflarınca İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2017/857 Esas sayılı muvazaalı temlik sözleşmesinin iptali istemiyle dava açtıklarını bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İzmir … AHM davanın ticari dava olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş , dosya İzmir 6. ATM nin 2019/693 Esasına kaydedilmiş , İzmir 6. ATM’ce dosyanın Mahkememiz dosyası arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğundan bahisle birleştirme kararı verilmiş, dosya Mahkememize gönderilerek yargılamaya Mahkememizce ana dava dosyası üzerinden devam olunmuştur.
İzmir … İcra Müd’nün … sayılı dosyasının incelemesinde; alacaklının …, borçluların … ve …, borç miktarının 580.000,00 TL ipotek temlik alacağı, 31.701,37 TL 24/06/2016- 30/012/2016 arasında işlemiş faiz, 51.437,26 TL 31/12/20-16 – 28/11/2017 arasında işlemiş faiz olmak üzere toplam 663.138,63 TL, takibin ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip olduğu, ödeme emrinin borçlu …’e 06/12/2017 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 13/12/2017 tarihli dilekçesi ile borca itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin … yönünden durdurulmasına karar verildiği, takibin icra müdürlüğü tarafından düşürüldüğü, alacaklı tarafından takibin yenilendiği ve … İcra Müd’nün … Esasını aldığı, borçlu … vekilinin icra müdürlüğüne verdiği 10/06/2020 tarihli dilekçesi ile itirazdan vazgeçtiğini bildirdiği ve borçlu … tarafından 10/06/2020 tarihinde 886.744,00 TL borcun ödenerek ipoteğin terkinine karar verildiği belirlenmiştir.
Ana dava dosyası yönünden yapılan temlik işleminin bankacılık mevduatına uygun olup olmadığı ile birleşen 6 ATM dosyası yönünden alacağın varlığı ve miktarının belirlenmesine yönelik olarak dosya ve davacı banka kayıtları üzerinde bankacı bilirkişi vasıtası ile bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan 20/10/2020 havale tarihli bilirkişi raporunda; dava konusu olayda …’in satın aldığı gayrimenkulün … lehine ipotekli olduğunu bilmesine ve bunu tapu kayıtları üzerinden de teyit edebilme imkanının varlığına rağmen satın alma işlemini yaptığı, ipotek yükü ile satın aldığı taşınmaz üzerinde ipotek miktarı kadar borcun ödenmesinden hukuken sorumlu olduğu, … ‘nun … ile … arasında yapılan borç ödeme işleminin muvazalı olduğuna dair iddiası bakımından banka kayıtları ve dosya içerisindeki bilgi ve belgeler çerçevesinde değerlendirme yapıldığında bunu kanıtlayıcı bir bilgi ve delile rastlanılmadığı, bankaca yapılan işlemlerin hukuken yasaya ve mevcut mevzuata uygun olduğu için muvaza iddiasının varlığının ispattan yoksun olduğu, kişiler arasında yapılan hukuki ya da muvazalı işlemlerin banka çalışanlarınca bilinmesi takip edilmesinin yoğun bankacılık işlemleri arasında mümkün olmadığı, bu iddiayı sürdürse bile üzerinde ipotek olan bir gayrimenkulü satın alan kişinin hukuken borçtan sorumlu olduğu ayrıca ipotekli gayrimenkülü satın alırken şubede …’in kredi riski için bankada bulunan mevcut mevduat rehnine güvendiğini idida ettiği ancak bankaların kullandırdıkları krediler için aldıkları teminatları borç tamamen sona ermeden serbest bırakma yoluna gitmedikleri, kredinin geri dönüşünü garantiye almak suretiyle ortaklarına, mevduat sahiplerine ve ülke ekonomisine karşı sorumlulukları bulunduğu, riskin tasfiye edilmesi için uygun gördükleri teminatı tutup, uygun gördüklerini serbest bırakabileceklerini, üzerinde ipotek bulunan bir gayrimenkulü satın alan kişinin lehine ipotek verilen kişinin bankada ne kadar kredi limitinin olduğu, bu kredi limiti için hangi tür teminatların alındığının öneminin bulunmadığı, ipotek miktarı kadar riski de kabul etmiş olduğu, dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgelerin incelemesinde Cumhuriyet Savcılığına … tarafından yapılan nitelikli dolandırıcılık şikayetinin beraat ile sonuçlandığını, …’nun satın aldığı gayrimenkul üzerindeki ipoteği bildiği yani ipotek yükü ile satın aldığı, ipotek miktarı kadar borçtan sorumlu olduğu, …’nun yapılan işlemlerde iddia ettiği gibi muvaza var ise de bankaca bu muvazalı işlemlerin bilinmesine olanak bulunmadığı, muvazaya dair bir kanıt gösterge olmadığı, banka çalışanlarının herhangi bir menfaat temin ettiklerine dair bilgi ve belgenin bulunmaması, banka çalışanlarının ifade ve beyanlarının da dikkate alınması sonucunda hileli yada kişileri hataya düşürmek gibi bir davranış içerisinde olmadıkları, banka çalışanlarının banka ve banka ile ilgili iş yapan kişilerin hak ve menfaatlerini korumak üzere tüm iş ve işlemlerinde hukuk müşavirliğinin yönlendirmeleri ile hareket etmeye çalıştıklarının anlaşıldığı, …’in bankada blokeli hesabı üzerindeki blokenin kaldırılıp kaldırılmayacağı hususuna gelince de Bankacılık Mevzuatı ve uygulamaları çerçevesinde değerlendirildiğinde bankaya asaleten ve kefaleten herhangi bir borcu bulunmayan, kredi limiti dolmayan bir kişinin tüm teminatlarının serbest bırakılması gerektiği, borçlunun banka ile borç ilişkisinin sona erdiğinin düşünülebileceğini ancak dava konusu olayda farklı bir durumun söz konusu olduğu, dava konusu olayda borcun sona ermesinin banka ile … arasında yapılan temlik işlemi nedeniyle borcun … tarafından ödenmesinden kaynaklandığı, bu konuda TMK 884. Maddesine göre değerlendirme yapılabileceği, TMK’nun 884. Maddesinde ” Borçtan şahsen sorumlu olmayan rehinli taşınmaz maliki borçluya ait koşullar içinde borcu ödeyerek taşınmazın üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını isteyebilir, alacak borcu ödeyen malike geçer ” hükmünün yer aldığı, dava konusu somut uyuşmazlıkta …’in borcunu temlik işlemi nedeniyle ödeyen …’un … hakkında ipotekten kaynaklanan borcu nedeniyle takip yapma hakkı bulunduğu, bu hüküm çerçevesinde …’un … aleyhine yaptığı, ipotekten kaynaklanan takip işlemleri sonucunda …’nun borcu ödemesi halinde tüm teminatlara halefiyet durumunun ortaya çıkıp çıkmayacağının Mahkemenin takdirinde olduğu, Mahkemece …’in bankaya hiçbir borcunun kalmaması nedeniyle … ile banka arasında alacaklı borçlu ilişkisinin sona erdiği, … ile banka arasında yapılan temlik sözleşmesinin geçerli olduğu ve … ‘yu da bağlayıcı yönünden karar verilecek olursa mevduat rehninin serbest bırakılacağı, … ile banka arasında yapılan temlik sözleşmesinin geçerli olduğu ancak … ‘yu bağlamayacağı yönünde karar verilecek olursa mevduat rehninin tutulması gerektiği kanısına varıldığı, … tarafından 28/11/2017 tarihinde … ve … aleyhine İzmir … İcra Müd’nce takip talebine başlandığı, ipotek temlik alacağının 655.690,00 TL olarak tespit edildiği görüş ve kanatine varıldığı ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir.
Birleşen dosya davacısı … tarafından davalı … hakkında İzmir 3 ATM’nin 2020/539 Esas sayılı dosyasında alacak davası açıldığı belirlenmiş, davacı vekili Mahkemeye verdiği 28/09/2020 tarihli dava dilekçesinde; davacı … tarafından 16.03.2016 tarihinde İzmir İli, … parselde kain, … arsa paylı … nolu dublex mesken niteliğindeki taşınmazın satın alındığını , söz konusu taşınmazı … isimli kişi vasıtası ile bulduklarını, taşınmaz üzerinde davalı … ‘ın … Bankası … Şubesinden kullandığı kredi nedeni ile ipotek tesis edildiğini, davacının ilgili banka şubesi ile görüştüğünü, ipoteğin fekki için herhangi bir sıkıntı yaşanmayacağını öğrenmesi üzerine taşınmazı satın aldığını, davacının taşınmazı aldıktan bir süre sonra bankanın … Şubesine 28.06.2016 tarihinde Çeşme Noterliğinin … yevmiye nolu ihtarnamesi gönderilerek ipoteğin fek edilmesi gerektiğini bildirdiğini ancak kredide herhangi bir gecikme, ödenmemiş faiz vb.bulunmamasına karşın kredi kat edilmemişken, davacıya herhangi bir tebligat, ihbar ve ihtarname keşide edilmeden bankanın … Şubesinin kredi bakiyesinin ödendiğinden bahisle banka alacağının … isimli kişiye temlik ettiğini, bu temlik ile ipotekten kaynaklı hakların da bu kişiye devredildiğini, bu işlemin bankacılık yerleşik uygulamasına ve hukuki gerekçelere aykırı olarak gerçekleştiğini, davacının 13.07.2016 tarihinde İzmir … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takip üzerine bu durumu öğrendiğini, İzmir … İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası üzerinden itiraz ettiklerini ve söz konusu takibin geçici olarak durdurulmasına karar verildiğini, bu gelişmeler üzerine İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile … ve … hakkında temlik sözleşmesinin iptali davası açıldığını, banka tarafından ipotek fek edilmediğinden, … tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip işlemlerine devam edildiğini, itirazları üzerine takibin durduğunu, İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/693 Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, diğer yandan … tarafından … aleyhine İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1403 Esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açıldığını, gerek kendileri tarafından açılan davanın gerekse de … tarafından açılan davaların bu dava dosyası ile birleştirildiğini, turizm işi ile uğraşan davacının tüm bu yargılama süreçleri boyunca sıkıntılar yaşadığını, tüm dünyayı etkileyen salgın hastalık nedeni ile ekonomik sıkıntılar yaşadığını, bankalara kredi çekmek için müracaat ettiğinde karşısına sürekli dava konusu edilen takiplerin çıktığını, bu takip dosyası nedeni ile kredi alamaz duruma geldiğini,davacının ticari hayatını devam ettirebilmesi için 10.06.2020 tarihinde İzmir … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına 886.744,00-TL ödediğini, ipotek limit tutarının kalan 104.000,00-TL sinin de davacı tarafından ödendiğini , sonuçta ipoteğin fek edildiğini, davacının davalı …’ın bankaya olan borcundan şahsen sorumlu olmadığı halde, sahibi olduğu taşınmaz üzerinde bulunan ipotek nedeni ile borcu ödemek zorunda kaldığını belirtmiş , öncelikle davalı …’ın ihbar olunan … Bankası nezdinde mevduat hesapları ile diğer tüm alacakları başta olmak üzere, borca yeter miktarda menkul ve gayrimenkulleri ile 3. Şahıslardaki hak ve alacakları üzerinde, dava değeri olan 886.744,00-TL ile teminat olarak yatırılan 104.000,00-TL sini kapsayacak şekilde teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesini, davanın kabulü ile davalının borcunu ödemek zorunda kalan davacının , davalının tüm alacaklarının TMK 884. Maddesi uyarınca kendisine intikal ettiğinden alacağa yeter miktarda ve dava konusu edilen tutarın ihbar olunan bankadaki nakit hak ve alacaklarının davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İzmir 3 ATM’nce dosya ile Mahkememiz dosyası arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğundan bahisle birleştirme kararı verilmiş, dosya Mahkememize gönderilerek yargılamaya Mahkememizce devam olunmuştur.
Davalı vekili birleşen İzmir 3 ATM’nin 2020/539 Esas sayılı dosyası yönünden Mahkememize verdiği 26/10/2020 tarihli cevap dilekçesinde ; mahkemede devam eden ve davacısı oldukları davanın konusunun … ‘ ın davalı banka nezdindeki hesabına konulan haksız blokajın kaldırılarak, zararının önlenmesi talebi olduğunu ,birleşen davada ise dava konusunun TMK. m.884 gereğince ipotekli taşınmazı satın alan ve asıl davadaki davalı banka tarafından davadan önce temlik edilmiş ipotek alacaklısı …’a ödemek suretiyle, onun haklarına halef olduğunu iddia eden davacı tarafından açılmış alacak davası olduğunu , … ‘ ın dava konusu etmiş olduğu alacağın ise davalı banka ile arasındaki kredi sözleşmesinin gereği olarak konulan rehin hakkının borçlu olmadığının tespiti ile hesabı üzerindeki haksız blokajın kaldırılması talebi olduğunu ,dava konusunun farklı olduğunu , birleşen dosya davacısı … ‘ in birleştirilen dosyada ihbar edilen olarak yargılamaya katıldığını , … ‘ in , asıl davada ihbar edilen olan … aleyhine bankanın …’a temlik ettiği alacak sebebiyle İzmir 6.Asliye Ticaret Mahkemesinde ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine karşı itirazın iptali davası açtığını ve bu davada 10.10.2019 tarihinde , 2019/693 E.-598 K.sayılı karar ile birleşme kararı verildiğini ,yapılan itiraza rağmen bu dosyanın tefrik edilmeyerek gereksiz yere davanın uzamasına sebebiyet verildiğini ayrıca mahkemenin … E.nosunda davacı … tarafından …,… ve … aleyhine açılan temlik işleminin iptaline dair davanın da 2018/320 K.nosu ile birleştirilmesine karar verildiğini ,gelinen aşamada, yukarıda tarih ve nosu belirtilen birleştirme kararı verilen İzmir 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin ve İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin birleştirilen dosyalarının dava konusunun kalmadığını , …’ in muvaaza iddiasında bulunduğu temlik işlemini kabul ederek ipotek borcunu ödediğini belirttiğini , davacı … ‘ in hem davalı … hem de diğer davalılar hakkında haksız yere suç duyurusunda bulunduğunu , açılan ceza davası sonucunda davalı … ve diğer davalıların herhangi bir suç işlemediklerinin ortaya çıktığını , İzmir …Asliye Ceza mahkemesinin … E.-… K.sayılı ilamıyla beraat kararı verildiğini ,davacının haksız ve kötüniyetli olarak yaptığı tüm yasal başvurularda mahkemedeki bu davaya etki ettiğini , mahkemece davacının tüm talepleri kabul edilmek suretiyle asıl konudan sürekli uzaklaşılmak suretiyle davalının adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini , dosyaya sunulu uzman bilirkişi raporu da dikkate alınmak suretiyle yaklaşık 4 yıldır bekleyen davanın esası hakkında inceleme yapılarak karar verilmesinin artık zorunlu olduğunu belirtmiş , birleştirme kararına karşı itirazının kabulüyle dosyadan tefrikine karar verilerek, … ‘ ın daha fazla mağduriyetine sebep olunmaması açısından davacı … ‘ ın davasının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflarca bilirkişi raporuna itiraz edildiğinden itirazlar değerlendirilerek ve ayrıca birleşen 3 ATM dosyası yönünden de inceleme yapılarak ek rapor düzenlenmesi için dosya yeniden bilirkişiye tevdi edilmiş, alınan 31/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda; taraf vekillerinin rapora yönelik itirazlarına cevap verildiği, dosya içerisine yeni bir bilgi ve belge konulmuş olmadığı da dikkate alındığından muvazaya dair önceki rapordan farklı bir değerlendirme yapılmadığı, birleşen dosya yönünden de inceleme yapıldığı bu konuda TMK 884. Maddesi ve TBK 127. Maddesi hükümleri çerçevesinde değerlendirme yapılabileceği, TMK’nun 884. Maddesinde ” Borçtan şahsen sorumlu olmayan rehinli taşınmaz maliki borçluya ait koşullar içinde borcu ödeyerek taşınmazın üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını isteyebilir, alacak borcu ödeyen malike geçer ” hükmünün yer aldığı, bu madde hükmü çerçevesinde borçtan şahsen sorumlu olmayan rehinli taşınmaz malikine borcu ödemek yoluyla taşınmazını takipten kurtarma ve alacaklıya halef olma hakkı verildiği, … tarafından 28/06/2016 tarihinde … yevmiye nosu ile Çeşme noterliği aracılığıyla … Şubesine ihtarname çekilerek ipoteğin fekkinin talep edildiği ancak bu ihtarnamede bir mevduat rehni ve buna ilişkin paranın kendisine ödenmesine ilişkin ve durumunun ağırlaşmış olduğuna dair herhangi bir ihbarına rastlanılmadığı, …’in borcu ödemesi nedeniyle tüm teminatlara halefiyet durumunun ortaya çıkıp çıkmayacağı hususunda Türk Borçlar Kanununun 127. Maddesinin de dikkate alınmasının gerektiği, maddede ” Alacaklıya ifada bulunan üçüncü kişi, aşağıdaki hâllerde ifası ölçüsünde alacaklının haklarına halef olur:1. Başkasının borcu için rehnedilen bir şeyi rehinden kurtardığı ve bu şey üzerinde mülkiyet veya başka bir ayni hakkı bulunduğu takdirde. 2. Alacaklıya ifada bulunan üçüncü kişinin ona halef olacağı, borçlu tarafından ifadan önce alacaklıya bildirildiği takdirde. Diğer halefiyet hâllerine ilişkin kanun hükümleri saklıdır.” hükmünün yer aldığı, dolayısıyla olaydaki uyuşmazlığın çözümünün hukuki bir değerlendirmeyi gerektirdiği, Mahkemece borcu ödeyen davacı …’in TMK’nun 884. Maddesi gereği alacak borcu ödeyen malike geçer hükümleri çerçevesinde değerlendirme yapılacak olur ise ödediği 886.744,00 TL için alacaklının yerine geçtiği, davalıya rücu edebileceği, Mahkemece TBK’nun 127. Maddeleri çerçevesinde davacının talebinin olmadığı, TBK 127. Madde hükümlerinin gereğinin yerine getirilmediği dikkate alınarak halefiyet hakkının kullanılabilme şartlarının oluşmadığı yönünde değerlendirme yapılacak olursa alacaklının yerine geçilemeyeceği bu nedenle de davalıya rücu edilemeyeceği görüş ve kanaatine varıldığı ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir.
Toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda davacı … tarafından davalı … Bankası hakkında davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalı banka nezdindeki … İBAN nolu mevduat hesabındaki rehin/blokenin kaldırılarak hesapta bulunan 660.000,00-TL’ nin dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmesine yönelik olarak ana dava dosyasında dava açıldığı, ana dava dosyası ihbar olunanı … vekili tarafından Mahkememizin 2017/857 Esas sayılı dosyasında davalılar …. … ve … hakkında davalı banka ile diğer davalılar arasında muvazalı şekilde yapılmış temlik sözleşmesinin iptaline karar verilmesine yönelik olarak dava açıldığı, açılan dosyanın aradaki hukuki ve fiili irtibat nedeniyle Mahkememiz dosyası ile birleştirildiği ve yargılamaya Mahkememiz ana dava dosyası üzerinden devam edildiği , birleşen Mahkememizin … Esas sayılı dosya davalısı … tarafından birleşen Mahkememizin … Esas sayılı dosya davacısı … hakkında İzmir … İcra Müd’nün … sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe yapılan itirazın iptaline karar verilmesine yönelik olarak İzmir 6. ATM’nin 2019/693 Esas sayılı dosyasında dava açıldığı, açılan davanın da aradaki hukuki ve fiili irtibat sebebiyle dosyamızla birleştirilmesine karar verildiği ve yargılamaya Mahkememiz ana dava dosyası üzerinden devam edildiği ,… tarafından ana dosya davalısı … hakkında da davacının davalı …’ın bankaya olan borcundan şahsen sorumlu olmadığı halde, sahibi olduğu taşınmaz üzerinde bulunan ipotek nedeni ile borcu ödemek zorunda kaldığından bahisle davalının tüm alacaklarının TMK 884. Maddesi uyarınca davacıya intikal ettiğinden alacağa yeter miktarda ve dava konusu edilen tutarın ihbar olunan bankadaki nakit hak ve alacaklarının davacıya ödenmesine karar verilmesine yönelik olarak İzmir 3. ATM ‘nin 2020/539 Esas sayılı dosyasında dava açıldığı , açılan bu davanın da aradaki hukuki ve fiili irtibat sebebiyle dosyamızla birleştirilmesine karar verildiği ve yargılamaya Mahkememiz ana dava dosyası üzerinden devam edildiği ,
Ana dosya davacısı … ‘ ın ana dosya davalısı …. dan 21/01/2016 tarihli genel kredi sözleşmesi ile … müşteri/kredi risk no ile 660.000,00-TL ticari krediyi nakit rehin/blokaj sözleşmesi imzalamak suretiyle kredi kullandığı ve davacının … İBAN nolu 660.000,00-TL mevduatın rehinli hale geldiği , söz konusu kredinin teminatı olarak dava dışı 3. kişi konumunda olan …’ ın maliki olduğu İzmir ili … nolu bağımsız bölüm numaralı taşınmazın tapu kaydı üzerine davalı banka lehine 21/02/2016 tarih ve … yevmiye numarası ile 990.000,00-TL tutarında ipotek tesis edildiği, … ‘ ın … ‘ ın kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcunu ipotek hakkının kendisine devir edilmesine karşılık kapatma isteğini davalı bankaya 24/06/2016 tarihli dilekçesi ile bildirdiği , söz konusu temlike davalı …’ ın da muvafakat ettiği ve … ile davalı …. nı temsilen … şubesi arasında Bornova … Noterliğinin 24/06/2016 tarih … yevmiye numaralı temlik senedinin düzenlendiği , … tarafından 27/06/2016 tarihinde davalı … ‘ ın 21/01/2016 tarihli kredi sözleşmesi çerçevesindeki kredi borcunun kapatıldığı , davacı … ‘ ın davalı …. ya borcunun kalmadığının davalı cevap dilekçesinde de açıkça belirtildiği bu hususlar göz önüne alındığında ana dava dosyası yönünden davacının davalıya borçlu olunmadığının tespitine yönelik talebinin kabulünün gerektiği ,
İzmir ili … nolu bağımsız bölüm numaralı taşınmazın Güzelbahçe Tapu Müdürlüğünün 26/03/2016 tarih 1021 yevmiye nolu Resmi Senet ‘ i ile … tarafından tapu kaydı maliki … ‘ dan satın alındığı , … ‘in …. ile … arasında yapılmış temlik sözleşmesinin muvazaalı olduğunu belirterek temlik sözleşmesinin iptalini talep ettiği ,bilirkişi raporunda da ayrıntılı olarak belirtildiği üzere …’in satın aldığı gayrimenkulün … lehine ipotekli olduğunu tapu kayıtları üzerinden teyit edebilme imkanının varlığına rağmen satın alma işlemini yaptığı, ipotek yükü ile satın aldığı taşınmaz üzerinde ipotek miktarı kadar borcun ödenmesinden hukuken sorumlu olduğu, … ‘nun … ile … arasında yapılan borç ödeme işleminin muvazalı olduğuna dair iddiası bakımından banka kayıtları ve dosya içerisindeki bilgi ve belgeler çerçevesinde değerlendirme yapıldığında bunu kanıtlayıcı bir bilgi ve delile rastlanılmadığı, bankaca yapılan işlemlerin hukuken yasaya ve mevcut mevzuata uygun olduğu için muvazaa iddiasının varlığının ispattan yoksun olduğu bunun yanında kesinleşen İzmir … ACM’nin … Esas … Karar sayılı dosyasındaki sanıklar …, …, …, … ve … hakkında dolandırıcılık suçundan açılan kamu davası ile ilgili müsnet suçun uns…rı itibariyle oluşmadığı anlaşıldığından bahisle CMK 223/2-a maddesi gereğince sanıkların atılı suçtan ayrı ayrı beraatlerine dair verilen kararında muvazaa iddiasının yerinde olmadığına delil niteliğinde olduğu , … ‘ in muvazaa sebebiyle temlik sözleşmesinin iptaline karar verilmesine yönelik talebi ve bu talep ile ilgili açılan İzmir 1. ATM’nin 2017/857 Esas 2018/320 Karar sayılı davanın reddinin gerektiği ,
… ‘ in satın aldığı gayrimenkul üzerindeki ipoteği bildiği yani ipotek yükü ile taşınmazı satın aldığı ve ipotek miktarı kadar borçtan sorumlu olduğu bu sebeble … tarafından başlatılan İzmir … İcra Müdürlüğünün … ( … den yenilenmekle ) sayılı dosyasında başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe yaptığı itirazın haksız ve yersiz olduğu , söz konusu icra dosyasına yapılan itirazın iptaline yönelik olarak … tarafından İzmir 6. ATM nin 2019/693 Esas sayılı dosyasında açılan davanın kabulünün gerektiği , … tarafından itirazın iptali davası devam ederken 10.06.2020 tarihinde ipotek konusu borç ödenerek ipoteğin fek edildiği , ödeme sebebiyle itirazın iptali davasının konusunun kalmadığı ancak davalı … ‘ in dava açılmasından sonra icra takibi ve dava konusu edilen borcu davacı … ‘ a ödediği ve davanın açılmasına sebebiyet verdiği bu sebeble davalının yargılama gideri , vekalet ücreti ve takip konusu alacak miktarı üzerinden hesaplanacak inkar tazminatından sorumlu olduğu,
… ‘ in … ‘ a yaptığı ödeme ile ilgili yapılan ödeme tutarının … ‘ ın …. nezdindeki nakit hak ve alacaklarından alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesine yönelik talebi ve bu talep ile ilgili açılan İzmir 3. ATM ‘nin 2020/539 Esas sayılı dava dosyasındaki talebi yönünden ; … tarafından ana dosya davalısı … hakkında da davacının davalı …’ın bankaya olan borcundan şahsen sorumlu olmadığı halde, sahibi olduğu taşınmaz üzerinde bulunan ipotek nedeni ile borcu ödemek zorunda kaldığından bahisle davalının tüm alacaklarının TMK 884. Maddesi uyarınca kendisine intikal ettiğinin iddia edildiği ,6098 sayılı TBK’nın 127. Maddesinde “Alacaklıya ifada bulunan üçüncü kişi, aşağıdaki hâllerde ifası ölçüsünde alacaklının haklarına halef olur:1. Başkasının borcu için rehnedilen bir şeyi rehinden kurtardığı ve bu şey üzerinde mülkiyet veya başka bir ayni hakkı bulunduğu takdirde. 2. Alacaklıya ifada bulunan üçüncü kişinin ona halef olacağı, borçlu tarafından ifadan önce alacaklıya bildirildiği takdirde. Diğer halefiyet hâllerine ilişkin kanun hükümleri saklıdır.” düzenlemesinin bulunduğu , maddedeki diğer halefiyet haline TMK ‘ nun TMK’nın 884. maddesinde yer verildiği söz konusu madde de “Borçtan şahsen sorumlu olmayan rehinli taşınmaz maliki, borçluya ait koşullar içinde borcu ödeyerek taşınmazın üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını isteyebilir. Alacak, borcu ödeyen malike geçer.” düzenlemesinin bulunduğu söz konusu yasal düzenleme uyarınca, ipoteğin teminat altına aldığı borcun, borçtan şahsen sorumlu olmayan malik tarafından ödenmesi halinde, alacağın borcu ödeyen malike geçeceği , borcu ödeyen malikin bu durumda, borç ilişkisinde alacaklının yerine aldığı ve alacağa bağlı tüm fer’i haklar ve bu arada alacağı güvence altına alan tüm teminatların ödemede bulunan malike geçtiği , borçtan şahsen sorumlu olmayan davacı … ‘in … ‘ a yaptığı ödeme ile onun yerini aldığı, alacağın, asıl alacak, fer’ileri ve güvenceleri ile birlikte ödeme yaptığı miktar kadar davacı … ‘ e geçtiği, davacının asıl borçlu … ‘ a rücu edebileceği bu husus göz önüne alındığında birleşen İzmir 3. ATM ‘nin 2020/539 Esas sayılı davasının da kabulünün gerektiği ,
… ‘ ın asıl dava dosyası kapsamındaki davalı banka nezdindeki … İBAN nolu mevduat hesabındaki rehin/blokenin kaldırılarak hesapta bulunan 660.000,00-TL’ nin dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmesine yönelik talebi yönünden ise söz konusu mevduat hesabındaki bedelin İzmir 3. ATM ‘nin 2020/539 Esas sayılı dosyası kapsamında … ‘ e ödenmesine karar verilmesi gerektiği belirlendiğinden … ‘ ın asıl dava dosyası kapsamındaki söz konusu talebinin reddinin gerektiği incelenen tüm dosya kapsamıyla anlaşılmış , asıl dava dosyası yönünden davanın kısmen kabulüne , birleşen 1.ATM 2017/857 Esas , 2018/320 Karar sayılı dosyası yönünden davanın reddine , birleşen 6. ATM 2019/693 Esas, 2019/598 Karar sayılı dosyası yönünden davanın konusunun kalmadığı anlaşıldığından karar verilmesine yer olmadığına, birleşen 3. ATM 2020/539 Esas , 2020/529 Karar sayılı dosyası yönünden davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A-MAHKEMEMİZİN 2016/1403 ESAS SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, davacı … ‘ ın davalı …. ya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
Davacının davalı banka nezdindeki … İBAN nolu mevduat hesabındaki rehin/blokenin kaldırılarak hesapta bulunan 660.000,00 TL nin ödenmesine yönelik talebinin REDDİNE ,
2-Peşin alınan harç fazla olduğundan 11.211,85 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine ,
3-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Hükümlerine göre hesap ve takdir edilen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Hükümlerine göre hesap ve takdir edilen 50.050,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 23 davetiye bedeli 243,00-TL, posta masrafı 5,10-TL, bilirkişi inceleme ücreti 500,00 TL olmak üzere toplam 748,10-TL yargılama giderinin red ve kabule göre 374,05 TL lik bölümünün davalıdan alınarak davacıya verilmesine , kalan bölümünün davacı üzerinde bırakılmasına ,
B-MAHKEMEMİZ DOSYASI İLE BİRLEŞTİRİLEN İZMİR 1. ATM’NİN 2017/857 ESAS 2018/320 KARAR SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN;
1-Davanın REDDİNE ,
2-Peşin alınan ve daha sonra tamamlanan harç fazla olduğundan 9.877,10 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine ,
3-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Hükümlerine göre hesap ve takdir edilen 46.050,00-TL tek vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına ,
C-MAHKEMEMİZ DOSYASI İLE BİRLEŞTİRİLEN İZMİR 6. ATM’NİN 2019/693 ESAS 2019/598 KARAR SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN;
1-Davanın konusunun kalmadığı anlaşıldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
İzmir … İcra Müdürlüğünün … ( … den yenilenmekle ) sayılı dosyasında takip konusu edilen alacak miktarı olan 663.138,63 TL üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatı 132.627,73 TL davalıdan tahsiline,
2-Peşin alınan harç fazla olduğundan 7.949,76 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine ,
3-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden 50.207,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine ,
4-Davacı tarafça yapılan 11 davetiye gideri 138,50-TL yargılama gideri ile davacı tarafça yatırılan 100,40-TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine
D-MAHKEMEMİZ DOSYASI İLE BİRLEŞTİRİLEN İZMİR 3. ATM’NİN 2020/539 ESAS 2020/529 KARAR SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN;
1-Davanın KABULÜ ile, dava konusu edilen 886.744,00 TL alacak miktarının davalı … ‘ ın ihbar olunan …. nezdindeki … İBAN nolu mevduat hesabından alınarak davacıya ÖDENMESİNE ,
2-Alınması gereken 60.573,48 TL harçtan peşin alınan 15.143,38 TL harcın mahsubu ile bakiye 45.430,10 TL harcın davalı tarafça tamamlanmasına ,
3-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Hükümlerine göre hesap ve takdir edilen 61.387,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 6 davetiye bedeli 33,00 TL ,bilirkişi inceleme ücreti 500,00 TL olmak üzere toplam 533,00-TL yargılama gideri ile davacı tarafça yatırılan 15.295,18 TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine ,
1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına ,
Dair tebliğden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar ana dosya davacısı … vekili Av. .., Birleşen dosya davacısı … vekili Av. …, Birleşen dosya davacısı … vekili Av. … ile davalı … Bankası vekili Av. … ‘ın yüzlerine karşı açıkça okunup anlatıldı. 20/05/2021

Başkan …
E – İMZA

Üye …
E – İMZA

Üye …
E – İMZA

Katip …
E – İMZA