Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1363 E. 2022/30 K. 12.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1363 Esas
KARAR NO : 2022/30

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Alım Sözleşmesinden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 17/11/2016
KARAR TARİHİ : 12/01/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Hizmet Alım Sözleşmesinden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul Avrupa Yakası PTT Baş Müdürlüğü ıle davalılar arasında hizmet alımına ait sözleşme gereği, İstanbul Avrupa Yakası PTT Baş Müdürlüğüne bağlı Beyoğlu Posta Dağıtım Merkezi Müdürlüğü hizmetlerinde …..,…..plaka nolu kiralık taşıtların, mesai saatleri dışında davalı şirket ve çalışanları tarafından usulsüz kullanımı nedeniyle 2339 km fazladan yol yapıldığı, ve bu mesafenin yakıt bedeli olarak 1.004,93 TL yakıt bedeli sarf edildiği hesaplanmış olup, buna ilişkin hesaplama modülü ve kurum içi yazışmalar ve belgelerinin dilekçe ekinde sunulduğu, yapılan inceleme neticesinde, tanzim edilen ve ekte delil listesinin bir örneği sunulan 16.04.2014 tarihli yazı ve şirketleri alacağının tahsili ile ilgili olarak, Yamanlar firması aleyhine İzmir ……İcra Müd. ……….. E. s. dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, borca borçlu tarafından itiraz edildiğini, belirterek yukarıda arz olunduğu gibi İzmir ……. İcra Müd. ……….E. s. dosyası üzerinden gönderilen ödeme emrine yapılan haksız yapılan itirazın kaldırılarak takibin devamını ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı Yamanlar vekili cevap dilekçesinde özetle; Zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazları olduğunu, davacı tarafça icra takibine konu oan ………. plakalı araçların hizmet dışında kullanıldığı, 2.359 km için 1.004,93 TL hesaplandığı talebinin tamamen haksız olduğunu, 21.05.2012 tarihli sözleşmenin hizmet alım sözleşmesi olduğunu, personel çalıştırılması işi olduğunu, araç kullanımı ve bu araçların yakıtı ile tek bir hüküm olmadığını, plakaları belirtilen 4 araç ile ilgili müvekkili şirket ile, mülkiyet ve veya kiralama anlamında herhangi bir bağ ve ilgi bulunmadığını, söz konusu araçların sevk ve idaresi hakkında müvekkili şirketin bir görev, yetki ve sorumluluğu olmadığını, hizmet alım sözleşmesi ve ihale alım dökümanın da araçların kullanımı, muhafazası, yakıt miktarı, yakıt miktar sınırı, hangi hallerde aşkın ve usulsüz yakıt sayılacağı, park yeri, personelin uyması gereken haller ve diğer hususlarda hiçbir hüküm bulunmadığını, iddiaların tahmine dayalı olduğunu, somut olarak hangi gün ve tarihte ve saatlerde mesai saatlerinde araçların çalıştırıldığının ya da hizmet dışı kullanıldığının ortaya konması gerektiğini, delil olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, hizmet alım sözleşmesi kapsamında sözleşmeye aykırılık iddiası ile uğranılan zararın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-Taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmeleri,
-İzmir ……….İcra Müdürlüğünün …………. esas sayılı dosyası,
-Bilirkişi ……….’ün 11/12/2020 tarihli raporu,
-İzmir 3 ATM’nin ……. esas sayılı dava dosyası,
-Bahçelievler İlçe Emniyet Müdürlüğünün cevabı yazısı,
-Bilirkişiler ………,………..’nun 13/07/2020 tarihli raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İtirazın iptali davasının koşullarını; ilamsız bir icra takibine girişilmesi, bu takip nedeniyle çıkarılan ödeme emrine 7 günlük itiraz süresi içinde itiraz edilmiş olması, borçlunun itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde mahkemeden itirazın iptalinin talep edilmesi şeklinde sıralamak mümkündür.
İtirazın iptali davası icra takibi ile sıkı sıkıya bağlıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2004 tarih 2004/19-410 Esas, 2004/471 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, itirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Ortada geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. Bu husus dava şartıdır ve mahkemece re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
2004 Sayılı İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatına, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. İİK 67/2. madde hükmünün amacı, borçlu olduğu miktarı bilebilecek veya bilebilecek durumda olan borçlunun icra takibine konu alacağın varlığına haksız olarak itiraz etmesini önlemektir. (Prof.Dr.B.Kuru İ.İ.Huk.2008.İst.sh.230-231).
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının, hizmet alım sözleşmesi kapsamında sözleşmeye aykırılık iddiası ile uğranılan zarardan kaynaklanan alacağa istinaden davalı aleyhinde İzmir…. İcra Müdürlüğünün ……. esas sayılı dosyasında ilamsız takip başlattığı, ödeme emrinin davalı borçluya 30/06/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 01/07/2016 tarihinde yasal süresi içerisinde borca ve ferilerine itiraz ettiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği, davacının, davalı ile aralarında koli/kargo ve diğer gönderilerin kabulü, işlenmesi, sevki ve dağıtımına dair hizmet alım sözleşmesi bulunduğu, bu sözleşme kapsamında dava dışı üçüncü kişilerden kiralama yoluyla temin edilen araçların davalı şirket çalışanlarının kullanımına tahsis edildiği, bu araçlardan 4 adetinin mesai saatleri dışında davalı şirket çalışanları tarafından usulsüz kullanıldığının ve fazladan yol yapılmak suretiyle yakıt sarfına sebebiyet verdiğinin tespit edildiğini, bu kapsamda uğranılan zararın tahsili için davalı aleyhinde takip yapıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini iddia ettiği, davalının ise zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazında bulunduğu, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre davacının talebinin farazi varsayımlara dayandığı ve davacıya borçlu olmadığını savunduğu, taraflar arasında davalının sözleşmeye aykırı davranıp davranmadığı, davacının bu nedenle zarara uğrayıp uğramadığı, zarara uğramış ise uğramış olduğu zarar miktarının ne olduğu hususlarında ihtilaf bulunduğu, davalının takibe itirazının davacıya 11/07/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davanın 17/11/2016 tarihinde ikame edildiği, davacının 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde işbu davayı ikame ettiği ve davalının takibe itirazının iptalini talep ettiği, ayrıca taraflar arasında hizmet alım sözleşmesi bulunduğundan takip ve dava tarihi itibariyle 10 yıllık zamanaşımı süresinin somut olayda gerçekleşmediği, davalının hak düşürücü süre ve zamanaşımı definin yerinde olmadığı, mahkememizce dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi heyetinin 13/07/2021 tarihli raporuna göre dava konusu olayda 3 aracın usulsüz kullanımından bahsedilebileceği, araçların niteliğine göre talep edilebilecek zararın 914,52 TL olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, dosya arasına alınan hizmet alım sözleşmelerine göre davalının 2012 yılında davacıya koli/kargo ve diğer gönderilerin kabulü, işlenmesi, sevki ve dağıtımına dair hizmet alım sözleşmesi ile hizmet sunduğu, bu kapsamda dava dışı şirketten kiralama yoluyla şoförsüz ve yakıtsız olarak temin edilen araçların davalı şirket çalışanların kullanımına tahsis edildiği, davacı şirket görevlilerinin mesai başı ve mesai sonrası yaptığı denetimlerde bu araçlardan üçünün davalı şirket çalışanları tarafından mesai dışı saatlerde özel maksatlarla kullanıldığının tespit edildiği, buna ilişkin tespit tutanakları düzenlendiği, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre davalı çalışanlarının kişisel maksatlarla söz konusu araçları kullanmaması gerektiği, mahkememizce alınan bilirkişi raporuna göre söz konusu araçların usulsüz kullanımı sebebiyle davacı şirketin yakıt giderine ilişkin zararının oluştuğu, bu nedenle davalının takibe itirazının kısmen haksız olduğu, davacı tarafından takip öncesi işlemiş faiz talep edilmiş ise davalının takip öncesi temerrüde düşürülmediği bu nedenle davacının takip tarihinden itibaren faiz talep edebileceği, takip talebinde yasal faiz talep edildiğinden taleple bağlı kalınarak takip tarihinden itibaren işleyecek faizin yasal faiz olarak hüküm altına alınması gerektiği, mahkememizce alınan bilirkişi raporunun usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu, ayrıca uyuşmazlığa konu alacak miktarı likit olmadığından ve yargılamayı gerektirdiğinden davacının icra inkar tazminatı talebinin yasal şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla davanın kısmen kabul kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, İzmir ….. İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 914,52 TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte takibin DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Yasal koşulları oluşmadığından icra inkar tazminat talebinin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 29,20 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 51,50 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvurma harcı, 29,20 TL peşin harç, 1.400,00 TL bilirkişi ücreti ve 283,10 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 1.741,50 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabulü ile kısmen reddi sebebiyle tarafların haklılık oranına göre (914,52/1.100=0,83) 1.447,85 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı tarafından yapılan 100,00 TL müzekkere-tebligat giderinin davanın kısmen kabulü ile kısmen reddi sebebiyle tarafların haklılık oranına göre (185,48/1.100=0,17) 17,00 TL’sinin davacıdan tahsili ile davalıya ÖDENMESİNE, bakiye kısmın davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-2. fıkraları uyarınca 914,52 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
7-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
8-İzmir 4. İcra Müdürlüğünün 2016/4456 esas sayılı dosyasının mercine İADESİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 341 vd. Maddeleri uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/01/2022

Katip ….
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA