Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1276 E. 2021/704 K. 15.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1276 Esas
KARAR NO : 2021/704

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/10/2016
KARAR TARİHİ : 15/09/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 07/09/2015 tarihinde davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu … plakalı aracın karıştığı trafik kazasında yaralandığını, kaza sonrası tedavi gördüğünü, ancak buna rağmen kaza sebebiyle kendisinde kalıcı sakatlık oluştuğunu belirterek 100,00 TL maddi tazminatın aracın zmss sigortacısı olan davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemelerin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, davacının ise dava öncesi başvuru yapmadan davayı ikame ettiğini, davanın usulden reddi gerektiğini, zararın zorunlu taşıyıcı mali mesuliyet sigortası teminatı kapsamında olduğunu, aracın bu sigortası bulunmadığından mesuliyetin güvence hesabında olduğunu, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, aksi kanaat hainde davacının zararını ve zararın kapsamını ve sigortalının kusurunu ispatlaması gerektiğini, müvekkilinin sorumluğunun teminat sınırı ve gerçek zararla sınırlı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, 6098 Sayılı TBK’nın 71 ve 2918 Sayılı KTK’nın 85 ve devamı maddeleri kapsamında açılan motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan maddi tazminat(sürekli iş göremezlik) isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin 15/11/2016-09/04/2019 ve 31/05/2019 tarihli yazısı ve eki,
– … Sigorta A.Ş nin 03/03/2017 tarihli yazısı ve eki poliçe
-İzmir CBS nin … sayılı soruşturma dosyası sureti,
-Kusur bilirkişi …’ün 25/07/2017 tarihli kusur raporu,
-ATK … İhtisas Kurulu’nun 12/07/2019 ve 29/06/2020 tarihli maluliyet raporları,
-İzmir İl Emniyet Müdürlüğünün 21/02/2020 tarihli yazısı ve eki
-Aktüer bilirkişi Av. …’ın 14/12/2020 tarihli kök raporu ile 28/07/2021 tarihli ek raporu.
-SGK İzmir İl Müdürlüğünün 11/12-29/12/2020 tarihli yazıları
-… Belediye Başkanlığının 03/03/2021-07/04/2021 tarihli yazıları
-Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezinin 23/02/2021 tarihli yazısı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Sorumluluk hukukunun amacı, zarar görenin uğramış olduğu gerçek zararı gidermek, kaybolan bir değerin yerine, nitelik veya nicelikçe benzer bir değer koymaktır.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesinde, “İşletenlerin, bu Kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1.maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanunun 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir. Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir. Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hakimin takdirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
TBK’nın 54. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ile tedavi giderleri de bu zarar türleri arasında yer almaktadır.
Bedensel zarara uğrayan kimse, çalışma gücünü sürekli veya geçici olarak yitirmesinden ve ileride edineceği kazançtan yoksun kalmasından doğan zarar ile bütün giderlerini isteyebilir. Çalışamamaktan kaynaklanan zarar ise geçici iş göremezlik nedeniyle olabileceği gibi; sürekli iş göremezlik biçiminde de olabilir. Sürekli iş göremezlik zararı ise beden gücü kaybına uğrayan kişinin, zarar görmeden önce yapmakta olduğu iş için daha fazla bir güç (efor) harcaması nedeniyle doğan zarardır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve dosya kapsamında toplanan tüm deliller bir arada değerlendirildiğinde; davacının, 07/09/2015 tarihinde dava dışı …’un sevk ve idaresindeki … Belediyesi … Genel Müdürlüğüne ait … plakalı şehir içi yolcu otobüsünün içerisinde yolcu olarak bulunduğu sırada bu aracın dava dışı …’ya ait … plakalı araca arkadan çarpması neticesinde çift taraflı yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, davacının bu kazada yaralandığı ve sürekli iş göremez hale geldiği iddiası ile kazaya sebebiyet verdiğini iddia ettiği … plakalı aracın zmms sigortacısı olan davalıya iş bu dava ile husumet yönelttiği, davalı tarafından mahkememizin yetkisine itiraz edilmiş ise de kazanın İzmir ili … ilçesinde meydana geldiği, 6100 sayılı HMK’nun 16.maddesi uyarınca mahkememizin iş bu davada yetkili olduğu, davalının yetki itirazının yerinde olmadığı, yine davalı tarafça … plakalı aracın yolcu otobüsü olduğu, zorunlu karayolu taşımacılık sigortası yaptırması gerektiği ve bu sigortasının bulunmadığı, zorunlu taşımacılık sigortası ile zorunlu karayolu mali mesuliyet sigortası arasında sıralı sorumluluk esası belirlendiği, zorunlu taşımacılık sigortasının bulunmadığı hallerde husumetin güvence hesabına yönetilmesi ve teminat limitinin aşılması halinde zmss sigortasının devreye gireceği ve sorumluluğun gündeme geleceği savunulmuş ve husumet itirazında bulunulmuş ise de dosyaya ilgili kurumlardan kazandırılan belgelere göre davalı sigortanın davacının yolcu olarak bulunduğu ticari şehir içi belediye yolcu otobüsünün zorunlu trafik sigortacısı olduğu hususunun çekişmesiz olduğu, karayolu zorunlu taşımacılık sigorta türü ile sigortacının, poliçede belirtilen motorlu taşıtta seyahat eden yolcuların, duraklamalar da dahil olmak üzere, kalkış noktasından varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelebilecek bir kaza sonucu bedeni zarara uğraması halinde, sigortalının 10.07.2003 tarih ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Yasası’ndan doğan sorumluluğunu, poliçede yazılı limitlere kadar sigorta örtüsüne aldığı, 4925 sayılı Kanun’un 18. maddesi uyarınca taşımacıların, yolcuya gelebilecek bedeni zararlar için bu Yasa’nın 17. maddesinde düzenlenen sorumluluklarını sigorta ettirmek zorunda olduğu, anılan Yasa’nın 19/son ve Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.8. maddeleri hükümlerine göre meydana gelen zararın öncelikle taşımacının sorumluluk sigortasından karşılanması gerektiği, ancak bu sigortanın hiç yapılmamış olması, yapılmış fakat geçersiz hale gelmiş olması, süresinin bitmiş olması veya meydana gelen zararın bu sigorta teminatlarının üzerinde bulunması halinde teminatların üzerinde kalan kısım için, sırasıyla zorunlu mali sorumluluk sigortasına ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortasına başvurulacağı, bahse konu düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, yasa koyucunun yolcuların uğradığı bedeni zararlar bakımından taşımayı yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortacısı, trafik sigortacısı ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı bakımından müştereken ve müteselsilen bir sorumluluk öngörmediği, sıralı bir sorumluluk düzenlediği, başka bir anlatımla yolcunun uğradığı bedeni zararların, taşımayı yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortası kapsamında ise bu aracın trafik veya ihtiyari mali mesuliyet sigortacısının sorumluluğunun doğmayacağı, ancak limit aşımında sırasıyla zorunlu ve ihtiyari mali mesuliyet sigortacılarının sorumluluğu söz konusu olacağı, somut olayda ise, taşımanın İzmir ili merkez ilçeleri arasında olduğu, taşımanın şehirler arası olmadığı, 4925 Sayılı Kanunun 2/3.maddesinde mahalli idarelere bırakılan il sınırları içerisindeki taşımalar ile 100 km’ye kadar olan dava konusu taşımanın, Karayolu Taşıma Kanunu ve Yönetmeliği kapsamında taşıma olmadığı, bu nedenle aracın zorunlu taşımacılık sigortası yapılması zorunlu araçlardan olmadığı gibi güvence hesabına gidilmesinin de zorunlu olmadığı, nitekim … Belediyesi … Başkanlığının cevabı yazısına göre şehir içi yolcu otobüslerinde sadece zmms poliçesi düzenlenmesinin yeterli olduğu, bu durumda kaza yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortası bulunmadığından, yukarıdaki açıklamalar ışığında sıralı sorumluluk gereği davacının bu halde aracın kaza tarihinde geçerli zorunlu mali mesuliyet sigortacısına (zmms’sine) de karşı dava açabileceği, kazaya sebebiyet veren aracın davalı sigorta şirketi nezdinde 19/06/2015-19/06/2016 tarihleri arasında motorlu kara taşıtları zorunlu mali sorumluluk poliçesinin olduğu, davaya konu trafik kazasının sigorta poliçesi ile teminat altına alınan dönem içerisinde 07/09/2015 tarihinde meydana geldiği, mahkememizce alınan kusur raporuna göre davalı nezdinde sigortalı olan … plakalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusurunun bulunduğu, Adli Tıp Kurumu … İhtisas Kurulu’nun 29/06/2020 tarihli maluliyet raporuna göre kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre davacının dört(4) ay geçici iş göremez olduğu ile çalışma gücü kaybının %2 olarak tespit edildiği, aktüer bilirkişi tarafından 28/07/2021 tarihli raporla davacının sürekli iş göremezlik zararının ise 29.358,05 TL olarak hesaplanmış olduğu, davacı vekilinin 22/02/2021 tarihli dilekçesiyle sürekli iş göremezlik tazminatı talebi yönünden değer artırım dilekçesi sunduğu ve talebini 19.900,35 TL olarak bildirdiği, değer artırım dilekçesinin davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, mahkememizce alınan 25/07/2017 tarihli kusur, 29/06/2020 tarihli maluliyet ve 28/07/2021 tarihli aktüer ek bilirkişi raporlarının oluşa ve dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetime ve hükme esas alınmaya elverişli olduğu (Kaza tespit tutanağındaki maddi vakıalar ile ceza soruşturma dosyası kapsamının dikkate alındığı, maluliyet ve hesaplama yönünden Yargıtay’ın 2021 yılında vermiş olduğu yerleşik kararlara göre, kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan yönetmelik uyarınca maluliyetin belirlendiği, yine yerleşik yakın tarihli Yargıtay kararlarına göre yapılacak hesaplamalarla TRH 2010 yaşam tablosunun dikkate alındığı, ayrıca Anayasa Mahkemesinin iptal kararına göre kaza tarihine göre teknik faizin hesaplamada kullanılamayacağı, progresif rant yöntemine göre aktüer hesabının yapıldığı v.s) 6098 sayılı TBK’nın 71, 2918 Sayılı KTK’nın 85, 86 ve 91. maddeleri ile Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarında belirtildiği üzere davalının sürekli iş göremezlik tazminatından zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olarak sorumlu olduğu, dava öncesi davalı sigorta şirketine yapılan başvuru ile başvuru tarihinden itibaren 8. iş günü olan 16/10/2016 tarihi itibariyle davalının temerrüde düştüğünün kabulü gerektiği, mahkememizce alınan PMF ve TRH 2010 (teknik faizli) yaşam tablolarına göre seçenekli olarak tazminat hesabı yapılan 14/12/2020 tarihli aktüer raporuna davacı vekilinin itirazda bulunmadığı bu durumun davalı yararına usuli kazanılmış hak doğurduğu, bu nedenle davacıya ek rapor doğrultusunda değer arttırım veya ıslah konusunda ikinci kez imkan tanınmasının yasal olarak olanaklı olmadığı anlaşılmakla taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile, 19.900,35 TL’nin 16/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
2-Alınması gerekli 1.359,39 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan 28,00TL peşin harç ile 68,00 TL ıslah harcı toplamı 96,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.263,39 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan 28,00 TL peşin harç, 68,00 TL ıslah harcı, 1.050,00 TL bilirkişi ücreti ve 466,06 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 1.576,46 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı kendisini dava ve duruşmalarda vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan 2020 Yılı AAÜT’nin 13/1. maddesi uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
6-Adli Tıp Kurumu … İhtisas Dairesi’nin 29/06/2020 tarihli rapor ücreti olan 687,00 TL’nin suçüstü ödeneğinden KARŞILANMASINA, Adli Tıp Kurumu hesabına ödeme yapılmak üzere İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı İdari İşler Müdürlüğüne müzekkere YAZILMASINA,
7-Mahkememizce suçüstünden karşılanan 687,00 TL ATK rapor ücretinin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDEDİLMESİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı.
15/09/2021

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA