Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/947 E. 2022/1047 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/947 Esas
KARAR NO : 2022/1047

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/08/2015
KARAR TARİHİ : 23/11/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkilinin iş ilişkisi olan … Tarım Ltd Şti’nden 3 adet çek aldığını, 12/07/2015 günü Bayındır ilçesinde dövülerek kaçırıldığını ve üzerindeki cep telefonunun, paralarının ve iki adet çekin gaspedildiğini ayrıca müvekkilinin üzerinde bulunan ve lehdarı … olan cirolanmış haldeki … Tarım ve Gıda Ürünleri Üretim Paz. San ve Tic.Ltd Şti tarafından keşide edilmiş iki adet çekin davalı tarafından gaspedildiğini, olayla ilgili Bayındır Cumhuriyet Başsavcılığınca açılan soruşturmanın sürdüğünü, müvekkilinin adı geçen çeklerden dolayı davalıya hiçbir borcunun olmadığını tüm bu nedenlerle öncelikle tedbiren çeklerin ilgili bankaya ibraz edilmeleri halinde karşılıksız işlemi yapılmaması için çeklerle ilgili ödeme yasağı konulmasına, müvekkilin lehdarı … olan cirolanmış haldeki … Tarım ve Gıda Ürünleri Üretim Paz. San. Ve Tic. Ltd Şti tarafından keşide edilen çeklerden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalının davaya cevap vermediği, davalı vekilinin duruşmalardaki beyanlarında davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DAVA:
Dava, yağma iddiasına dayalı çek nedeniyle menfi tespit isteğine ilişkindir.
DELİLLER:
-İzmir 6. İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyası,
-İzmir 10. Hukuk Mahkemesinin …/… esas sayılı dosyası,
-… A.Ş’nin 10/12/2015, 29/12/2015,18/02/2016, 26/05/2022, 30/06/2022
tarihli yazısı,
-İzmir 3 Ağır Ceza Mahkemesinin …/… esas sayılı dosya sureti,
-… Bankası A.Ş nin 10/10/2022 tarihli yazısı ve eki.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun “Menfi tespit ve istirdat davaları” başlıklı 72. Maddesi: “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.” düzenlemesini içermektedir.
Anılan maddeden anlaşıldığı üzere borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir ve takip konusu alacağın borçlusu olmadığının tespiti isteyebilir.
Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar ve bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur.
Bu noktada, konuyla ilgisi bakımından “ispat yükü”ne ilişkin açıklama yapılmasında yarar vardır:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun “İspat yükü” başlığını taşıyan 190.maddesi; “(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” hükmünü içermektedir.
Yukarıda belirtilen maddenin birinci fıkrasında, ispat yükünün belirlenmesine ilişkin temel kural vurgulanmıştır. Buna göre, bir vakıaya bağlanan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran taraf ispat yükünü taşıyacaktır. İspat yükünün belirlenebilmesi için önce ilgili maddî hukuk kuralındaki koşul vakıaların doğru bir şekilde tespit edilmiş olması ve buna uygun somut vakıaların ortaya konulmuş olması gerekir. Her bir vakıa bakımından lehine hak çıkarma çerçevesinde ispat yükü kuralları belirlenir. Ancak kanunda özel olarak ispat yükünün belirlendiği hallerde, genel kurala göre değil, kanunda belirtilen şekilde ispat yükü belirlenecektir. İkinci fıkrada ise, karinelerin varlığı halinde ispat yükünün nasıl belirleneceği düzenlenmiştir. Karine söz konusu olduğunda, karine temeli ile karine sonucunu birbirinden ayırt etmek gerekir. Karineye dayanan taraf, sadece karine sonucunu ispat yükünden kurtulmuş olur, ancak karine temelini ispat etmek yükü altındadır. Bu durumu vurgulamak için, fıkrada açık düzenleme yapılmıştır. Kesin kanunî karineler dışında, karşı taraf karinenin aksini ispat edebilir. Fıkrada, özellikle aksini ispat kavramına yer verilmiştir. Zira, aksini ispat ve karşı ispat farklı kavramlardır. Karine söz konusu olduğunda, karşı ispat faaliyetinden değil, karine ile kabul edilen durumun aksini ispat etmek gerekir (6100 sayılı HMK. 190. madde gerekçesi).
Menfi tespit konulu eldeki davada ispat yükünün özellikleri üzerinde de durulmalıdır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir. Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi).
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürebilir. Borçlu borcun varlığını inkar ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürüyorsa, bu durumda doğal olarak ispat yükü kendisine düşecektir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının, dava dışı … Tarım Ltd Şti’den 3 adet çek aldığı, kendisinin 12/07/2015 tarihinde dövülerek kaçırıldığı, üzerindeki cep telefonu, para ve 2 adet çekin gasp edildiği, cirolanmış haldeki çeklerin kendisinden zorla alındığı, bu olaya ilişkin adli soruşturma yürütüldüğü, çekler nedeniyle davalıya borçlu olmadığını iddia ettiği, davalının ise davaya cevap vermediği, bunun yasal sonucu olarak davacının iddialarını inkar etmiş sayıldığı, taraflar arasında davaya konu çeklerin zorla davacının elinden alınıp alınmadığı ve davacının bu çekler nedeniyle borçlu olup olmadığı hususunda ihtilaf bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacının dava dilekçesinde … 4. Sanayi Sitesi şubesine ait …ve … nolu çeklere ilişkin menfi tespit talebinde bulunduğu, ön inceleme aşamasında 24/11/2015 tarihli dilekçesi ile … nolu çekin bilgisinin yanlış verildiği, iptali istenilen çeklerin … ve …nolu çekler olduğunu beyan etmiştir.
Davacının tanık olarak … ve … isimli kişileri bildirdiği, mahkememizce söz konusu kişilerin dinlenilmesi için mahal mahkemesine talimat yazıldığı ancak adı geçenler hakkında zorla getirme emri düzenlenmesine rağmen söz konusu kişilerin hazır olmadığı ve bu nedenle talimatların yerine getirilemediği görülmüştür.
Davacının dava konusu gasp olayına ilişkin olarak …, …, … ve … isimli kişilerden şikayetçi olduğu, adı geçen kişiler hakkında nitelikli yağma, cebir, tehdit veya hile kullanılarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak suçlarından kamu davası açıldığı, buna ilişkin yürütülen yargılama neticesinde İzmir 3 Ağır Ceza Mahkemesinin 28/06/2021 tarih ve …/… esas, …/… karar sayılı ilamı ile katılan …’ın beyanlarının çelişkili, tutarsız olduğu, sanıkların üzerine atılı suçları işlediklerine ilişkin mahkumiyetlerine yeterli, inandırıcı ve kesin delil elde edilemediği gerekçesi ile beraat kararı verildiği anlaşılmıştır.
Dava konusu … 4. Sanayi Sitesi Şubesine ait … seri nolu çekin keşidecisinin … Tarım ve Gıda Ürünleri Üretim Paz. San ve Tic. Ltd Şti, lehtar ve cirantasının …, hamilinin …, keşide tarihinin 28/11/2015, bedelinin 20.000,00 TL olduğu, söz konusu çekin hamil … tarafından muhattap bankaya ibraz edildiği ve çek bedelinin ilgilisine 01/12/2015 tarihinde ödendiği anlaşılmıştır.
Dava konusu … 4. Sanayi Sitesi Şubesine ait … seri nolu çekin keşidecisinin … Tarım ve Gıda Ürünleri Üretim Paz. San ve Tic. Ltd Şti, lehtar ve cirantasının …, cirantasının …, hamilinin …, keşide tarihinin 21/11/2015, bedelinin 20.000,00 TL olduğu, söz konusu çekin hamil … tarafından muhattap bankaya takas yoluyla ibraz edildiği ve çek bedelinin mahkememizce konulan tedbir nedeniyle ödenmediği anlaşılmıştır.
Davacının dava konusu uyuşmazlıkta kendisinin lehtar ve hamili olduğu ve cirolanmış vaziyetteki 2 adet çekin davalı tarafından kendisinden zorla alındığı iddiası ile iş bu davada menfi tespit isteğinde bulunduğu, ispat külfetinin davacıda olduğu, mahkememizce dosyaya kazandırılan bilgi ve belgelere göre davalının söz konusu çekler üzerinde herhangi bir cirosunun bulunmadığı, ayrıca davalı hakkında yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma iddiası ile açılan davada İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde beraat kararı verildiği, davacının iş bu davada tanık olarak bildirdiği …’ın yargılama sırasında 08/07/2019 tarihinde vefat ettiği bu nedenle adı geçenin dinlenilmesinin mümkün olmadığı, diğer davacı tanığı …’nün ise Ağır Ceza Mahkemesi huzurunda beyanının alındığı, mahkememizce adı geçen hakkında beyanı alınmak üzere talimat yazıldığı ancak talimata bila ikmal cevap verildiği, tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde davacının dava konusu çeklerin zorla davalı tarafından elinden alındığı veya davalıya geçtiği olgusunu ispat edemediği, iddianın ileri sürülüş biçimi, savunmanın kapsamı ve davacı tarafından sunulan delillerin nitelik ve mahiyetine göre araştırılacak başka bir husus bulunmadığı anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan 683,10 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 602,40 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Mahkememizce bu yargılama nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı dava ve duruşmalarda kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-4 maddesine göre hesap ve takdir edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ÖDENMESİNE,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
6-Kararın kesinleşmesinden sonra İzmir 10 İcra Hukuk Mahkemesinin …/… ve …/… esas sayılı dosyasının mercilerine İADESİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yokluklarında açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/11/2022

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA