Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1406 E. 2022/904 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1406
KARAR NO : 2022/904

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 15/12/2015
KARAR TARİHİ : 01/11/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; alacaklı olan …Bank A.Ş nin davalı borçlulardan olan alacağını, alacağın temliki sözleşmesi ile TMSF ‘ye devrettiğini, TMSF nin de kredi alacağı temlik sözleşmesi ile bu alacağı RCT Varlık Yönetim A.Ş ye devrettiğini, takip konusu alacak …Bank .A.Ş ‘ye ait olduğundan ve temlik edildiğinden alacağın kamu alacağı niteliğinde olduğunu, davalıların genel kredi sözleşmesine istinaden kredi kullandıklarını, müşterek borçlu müteselsil kefil olduklarını, şirkete ait hesabın kat edildiğini ve noterden ihtar gönderildiğini, borç ödenmediğinden, İzmir 12.İcra dairesinin … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, takibe itiraz üzerine, takibin durduğunu bildirerek davalıların itirazlarının iptali ile takibin devamına, faize itirazın iptali ile faizin takip tarihinden itibaren %13,75 olarak hesaplanmasına, davalılardan %20’den az olmamak üzere inkar tazminatı alınmasına, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalılar …, … vekili cevap dilekçesinde özetle; alacağın zamanaşımına uğradığını, sözleşmedeki …’a ait olduğu iddia edilen imzanın … ‘a ait olmadığını, kefilin sorumlu olduğu miktarın belli olması gerektiğini, icra inkar tazminatı talep edilemeyeceğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
İstanbul Adli Tıp Kurumu Fiziki İhtisas Dairesi’nin 20/05/2021 Tarih, … Sayılı Raporunda; Tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından yapılan incelemede, inceleme konusu sözleşmelerdeki imzalar ile …’ın mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği bildirilmiştir.

Bankacı Bilirkişi …’in 22/08/2022 Tarihli Bilirkişi Raporunda; Kök raporda … yönünden, Davalı …’ın Kredilerin dayanağı Genel Kredi Sözleşmesindeki imzaların eli ürünü olmadığının bilirkişi raporları ile tespit edilmesi nedeniyle müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile sorumluluğunun bulunmadığı, Muris …’ın kredi sözleşmesindeki müşterek borçlu ve müteselsil kefaletinin bulunduğu, davalı

…’ın murisin varisi olduğu, ancak İzmir 9. Sulh Hukuk Mahkemesi … E. Sayılı dosyasında Mirasın Gerçek Reddi ile açtıkları davada mirasın reddine karar verilmesi nedeniyle varis sıfatıyla da sorumluluğunun bulunmadığı, Kefillerin imza kısmında tarih bölümü bulunmadığı, kefillerin ad soyad ,kefalet limiti ve imzalarını ihtiva ettiği, davalıların imzasının bulunduğu 30. Sayfa 58. Maddede: Müşterek Borçlu ve müteselsil kefiller Bankanın … tarih ve …. Sayılı 58 maddeden oluşan Genel Kredi Sözleşmesinin tamamını ve eklerini okuduğunu, sözleşmenin her sahifesine imzalamaya gerek olmadığını, tüm sözleşme hükümleri ile ekleri olan taahhütname, rehin sözleşmesi ve benzeri belgeler hakkında geçerli olacağını kabul, beyan ve taahhüt eder hükmü bulunduğu belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davalıların müteselsil kefil oldukları davaya konu kredinin kullandırılma tarihi, hesap kat ihtarı ve buna göre alacağın muaccel hale gelmesi, Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun yürürlükte olduğu dönemde gerçekleştiği, ancak 01.07.2012 tarihinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girdiği, Türk Borçlar Kanunu’nun Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 sayılı Kanun’un 1. maddesinin son cümlesinde ”….Ancak Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra bu fiili ve işlemlere ilişkin olarak gerçekleşecek temerrüt, sona erme ve tasfiye Türk Borçlar Kanunu’nun hükümlerine tabidir” denildiği, bu durumda somut olayda borcun sona ermesiyle ilgili olarak 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun hükümlerinin uygulanması gerektiğinin açık olduğu, Türk Borçlar Kanununun 598/4. maddesinde ”Kefalet 10 yıldan fazla bir süre için verilmiş olsa bile uzatılmış veya yeni bir kefalet verilmiş olmadıkça kefil, ancak 10 yıllık süre doluncaya kadar takip edilebilir.” şeklinde düzenleme yapıldığı, davalıların müteselsil kefil olduğu sözleşmelerin tarihinin 04/02/1998 olduğu, Türk Borçlar Kanunu’nun 598/3. maddesi uyarınca, sözleşmelerin kurulduğu tarihten 10 yılın geçmesiyle kefaletin sona ereceğinin kabul edilmesi gerektiği, Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden önce 2008 tarihine kefalet için öngörülen 10 yıllık sürenin dolduğu, buna göre yasayla tanınan sürenin dolmasında sonra yapılan bu takibe dayalı olarak açılan davanın dinlenmesinin mümkün bulunmadığı, zira davacının artık kefilleri takip etme hakkının ortadan kalktığı, ayrıcı imza incelemesinde sözleşmede yer alan imzanın davalılardan …’ a ait olmadığı, bu haliyle davalı …’ ın kefil sıfatının bulunmadığı, davalı … vekilince icra inkar tazminatı talebinde bulunulduğu anlaşılmakla la davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Hakkında davaya konu edilen alacak miktarı olan 202.314,52 TL’ nin %20’si oranında icra inkar tazminatının(40.462,90 TL) davacıdan alınarak davalı …’a VERİLMESİNE,
3-)Mahkememizce bu yargılama nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-)Alınması gerekli 80,70 TL peşin harcının davacı tarafından yatırılan 3.455,05 TL peşin harçtan mahsubu ile 3.374,35 TL harcın karar kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya İADESİNE,
5-)Davalılar … ve … dava ve duruşmalarda kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-4 maddesine göre hesap ve takdir edilen 31.324,03 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılar … ve …’a ÖDENMESİNE,

6-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
Dair, 6100 sayılı yasanın 343. ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde mahkememize yahut mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine verilecek bir dilekçe ile istinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı-davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalı tarafların yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.01/11/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır