Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1107 E. 2021/364 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1107 Esas
KARAR NO : 2021/364

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

DAVA TARİHİ : 18/09/2015
KARAR TARİHİ : 01/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği 18/09/2015 tarihli dilekçesinde; davacıların … hissedarları iken dava dilekçesi ekinde sunulan 28/03/2014 tarihli hisse devir sözleşmesi ile hisselerini davalıya sattıklarını, davacıların sahibi olduğu %58 hissenin devri karşılığında davalının davacılara 5.100.000,00 TL ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, bu bedelin bir kısmını bankadan nakit olarak ödendiğini, kalan bakiye içinde 01/08/2014 tarihli … numaralı … Bankasına ait 1.137.931,03 TL bedelli çek ve 01/05/2014 tarihli … numaralı çekin davacılara teslim edildiğini, hisse devir sözleşmesinin Ticaret Sicile tescil edildiğini ve devrin Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığını, davalının devir sözleşmesinin 3. Maddesindeki tarafların hak ve yükümlülükleri gereğince davacılara teslim etmiş olduğu 1.137.931.,03 TL bedelli çeki iade aldığını, davacılar tarafından sözleşmeye göre yaptırılan muhasebe kayıtları incelemesinde davalıdan devir bedeli alacaklısı olduklarının tespit edildiğini, davacı ile davalı arasında sayısız görüşme ve değerlendirme yapıldığını ancak davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, sözleşmenin 3. Maddesinin e bendine göre ” devir tarihi itibariyle bilançoda görülen alacaklar ve borçlar satıcılara aittir ” yine aynı maddenin o bendi gereğince de ” hisse devir öncesi işlemlerden doğabilecek Vergi Daireleri, Sosyal Güvenlik Kurumu, Sağlık Müd’den doğabilecek idari para cezalarından alıcılar sorumludur, satıcılar sorumlu değildir ” düzenlemesinin bulunduğunu, devir sözleşmesinin ekler bölümünde de yazıldığı üzere sözleşme ile birlikte davalıya bilanço, mizan, vergi dairesinden alınan borcu yoktur belgesi, SGK ‘dan alınan borcu yoktur belgesinin teslim edildiğini, taraflar arasında yapılan sözleşmeye göre davalının davacıdan iade aldığı 1.137.931,03 TL lik çek sebebiyle devir bedeli borcu bulunduğunu belirtmiş, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile hisse devir sözleşmesi gereğince şimdilik 20.000,00 TL nin davalıdan alınarak davacılara ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize verdiği 24/11/2015 tarihli cevap dilekçesinde; HMK 119. Maddesi uyarınca dava dilekçesinin yasal unsurlarının eksik olduğunu, bu sebeple öncelikle davanın usulden reddinin gerektiğini HMK 109. Maddesi uyarınca harcın eksik yatırıldığını, davanın zamanaşımına uğradığını öncelikle zamanaşımı sebebiyle reddinin gerektiğini, müvekkili şirketin davacıların dava dışı şirket olan … de sahip olduğu payları bedeli karşılığında satın alarak devir aldığını, dava dilekçesinde davacıların dava dışı şirkette sahip oldukları % 58 oranındaki payı karşılığında toplamda 5.100.000,00 TL sine anlaşıldığını, bu bedelin bir kısmının nakit bir kısmının 01/08/2014 tarih ve … numaralı … Bankasına ait 1.137.931,03 TL bedelli çek ve 01/05/2014 tarihli … numaralı çekin davacılara teslim edildiğini beyan ettiğini, söz konusu beyanın eksik olduğunu, davacı … bakımından davacının 960 payının cevap dilekçesine ekli hisse devir sözleşmesinde belirtildiği üzere 4.220.689,65 TL bedel karşılığında davalı şirkete devredildiğini, devir bedelinin 2.668.965,00 TL sinin nakit, 1.137.931,03 TL sinin … Bankasına ait 01/082014 tarih. … numaralı çek ve 413.793,10 TL sinin … Bankasına ait 01/05/2014 tarih ve … numaralı çek teslim edilerek ödendiğini, davacı …’dan bu hususta ibraname alındığını, hisse devir sözleşmesinde tüm bedelin ödendiğinin açıkça imza altına alındığını, davacı … bakımından davacının 200 payının cevap dilekçesine ekli hisse devir sözleşmesinde belirtildiği üzere 879.310,35 TL bedel karşılığında davalı şirkete devredildiğini, devir bedelinin 431.035,00 TL sinin nakit, 362.068,97 TL sinin … Bankasına ait 01/08/2014 tarih ve … numaralı çek, 86.206,90 TL sinin … Bankasına ait 01/05/2014 tarih ve … numaralı çek ile ödendiğini, davacı …’dan bu hususta ibraname alındığını, hisse devir sözleşmesinde tüm bedelin ödendiğinin açıkça imza altına alındığını, davacıların müvekkili şirketten herhangi bir alacakları olmadığının açık olduğunu bu sebeple davanın reddinin gerektiğini, dava dilekçesinde hisse devir sözleşmesi gereğince davacıya teslim edilen 01/08/2014 tarih ve … numaralı … Bankasına ait 1.137.931,03 TL bedelli çekin iade alındığını iddia edildiğini, söz konusu çekin davacı tarafından iade edilmesinin sebebinin davacının devir sonrası dava dışı olup devre konu şirket kayıtlarında yapılan inceleme sonucu ortaya çıkan ve davacıların sorumluluğu bulunan bedellerin mahsup edilmesi sonucu çekin bedelsiz kalması olduğunu, hiç bir sebep olmaksızın söz konusu yüksek miktarlı çekin hiç bir karşı ödeme aracı almadan veya alacağı sona ermeden teslim edilmesinin hayatın olağan akışına ters olduğu gibi ticari teamüllere de uymadığını, davacıların dava dilekçesinde sözleşme gereği muhasebe kayıtlarında yapılan inceleme sonrası hisse devir bedeli sebebi ile alacaklı olduklarını tespit ettiklerini bu sebep ile defalarca talepte bulunduklarını ancak kendilerine ödeme yapılmadığını iddia ettiklerini bu iddianın da yerinde olmadığını, iddianın aksine şirket kayıtlarında yapılan kontrollerde davacıların borçlu olduklarının tespit edildiğini ve bu sebeple çekin iade edildiğini dava dilekçesinde taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 3. Maddesi uyarınca belli başlı borçlardan alıcıların sorumlu olduğu satıcıların sorumlu olmadığının iddia edildiğini , devir işlemi sonrası devre konu şirketin kayıtlarında yapılan kontrollerde kayıtların gerçeği yansıtmadığı, kayıtlarda var görünen mal varlığının , alacağın ve sair aktif varlığın aslında olmadığı, devir öncesi kayıtlarda gerçek durumdan farklı durum yaratıldığı, bu sebeple şirketin mali durumu hakkında gerçeğe aykırı durum yaratıldığı ve alıcı davalının bilerek zarara uğratıldığının ortaya çıktığını, davacıların devrettiği payların ait olduğu şirket kayıtlarında kasa mevcudunun 1.174.407,16 TL olarak görünmekte iken yapılan inceleme sonrası kasa mevcudunun 8.568,63 TL olduğunun tespit edildiğini, bu durumun davacılara İzmir … Noterliğinin 11/07/2014 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile bildirildiğini, satış sözleşmesinin 3. Maddesinde şirket kayıtlarında gerçeğe aykırı durumdan satıcıları hisseleri oranında sorumlu tuttuğunu, ihtarnamenin davacılara 16/07/2014 tarihinde tebliğ edildiğini, ihtarnamenin kabul edilerek çekin iade edildiğini belirtilen örneğin yalnızca kasa mevcudu hakkında olduğunu, kayıtlarda ayrıca ortaklara borç, stoklar, ticari alacaklar, diğer çeşitli alacaklar , verilen sipariş avansları, verilen depozito ve teminatlar hesaplarına da gerçeğe aykırılıklar ve eksiklikler tespit edildiğini, davacılara hisseleri oranında yansıtıldığını, söz konusu işlemlerin şirket kayıt ve belgelerinde mevcut olduğunu, dava dilekçesinde satış sözleşmesinin ekleri arasında borcu yoktur yazılarının olduğu ve davalıya teslim edildiğinin iddia edildiğini, davacıların iddiasının aksine kayıtların gerçeği yansıtmadığının davalı tarafından davacılara bildirildiğini, bunun üzerine çekin iade edildiğini, dava dilekçesinde davacının 1.137.931,03 TL devir bedelinden alacaklı olduklarının iddia edildiğini, iddianın aksine dava dışı şirketin kayıtlarında yapılan kontrollerde davacıların borçlu olduğu tespit edildiği için çekin iade edildiğini belirtmiş, davanın öncelikle ilk itirazlar sebebiyle reddine, Mahkemenin aksi kanaatte olması halinde eksik harcın tamamlatılmasına ve sonrasında davanın tümüyle esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya ve davalı şirket ile dava dışı … AŞ ‘ye ait ticari defter ve dayanakları üzerinde uyuşmazlık konularında bilirkişi incelemesi yaptırılmış , alınan 10/09/2019 tarihli SMMM bilirkişi raporunda; davalı ile dava dışı … AŞ. defterlerinin noter açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yaptırıldığı, dava konusu sözleşme eki … AŞ. ‘ye ait 13/03/2014 tarihli bilanço, gelir tablosu, mizan ve 31/03/2014 tarihli mizanların davacı vekilinin 21/12/2019 tarihli dilekçe ekinde Mahkemeye sunulduğu, davalı vekilinin 22/04/2019 tarihli dilekçesinde söz konusu mali tabloların gerçek durumu yansıtan evrak olarak devir esnasında ibraz edildiği ancak bu evraka dayalı olarak yapılan hesaplama ve denetimler sonrasında ibraz edilen 13/03/2014 tarihli bilanço, gelir tablosu ve mizan başlıklı 31/03/2014 tarihli mizan başlıklı evrakın gerçek durumu yansıtmadığının tespit edildiğinin belirtildiği ve tespit edildiği iddia edilen gerçek dışı kayıtlardan 11/05/2016 ve 21/02/2019 tarihli dilekçelerde belirtilen kayıtlara ilişkin yapılan inceleme sonucu değerlendirmelerin maddeler halinde açıklandığı, 1. maddede ibraz edilen 31/03/2014 tarihli mizan başlıklı evrakta 100 hesap kodu ile tutulan kasa hesabına 1.178.923,29 TL olduğu yazılmasına ve davalılara bu bedel taahhüt edilmesine rağmen yapılan kasa incelemesinde kasa mevcudunun 8.686,00 TL olduğu tespiti ile ilgili olarak 31/03/2014 tarihli kasa raporu başlıklı belgede imza tatbiki ve … isminin bulunduğunun görüldüğü, bu belgenin devir işlemlerinde olması gereken kasa devir tutanağı niteliğinde bir belge olmadığı, 31/03/2014 tarihinde davacı ve davalı şirket yetkililerince şirketin fiili kasa sayımı yapılarak kasa devir tutanağının düzenlenmiş olmasının gerektiği, davalının kasa tutarına ilişkin yasal dayanak sunmadığı kanaatine varıldığı, ibraz edilen 31/03/2014 tarihli mizan başlıklı evrakta 136 hesap kodu ile tutulan diğer çeşitli alacaklar hesabına 352.212,82 TL olduğu yazılmasına rağmen dosyaya sunulan cari hesap mutabakatları sonucunda bu kaydın gerçekte 0 olduğunun tespiti yönünden sunulan cari mutabakatlar başlıklı 4 sayfalık belgede 320 nolu satıcılar hesabının 31/03/2014 tarihinde 633.156,42 TL bakiye verdiği, doğrulanan tutarın 621.441,97 TL olduğu, tespit edilen fark tutarının 11.714,51 TL olarak, 10/04/2014 tarihinde de fark tutarının 29.318,62 TL hesaplandığının görüldüğü söz konusu cari hesap mutabakatlarının ilgili dönemde davacının dayısı olan şirket müdürü
… tarafından imzalandığının iddia edildiği, belgede isimsiz bir imza tatbikinin bulunduğu, bu imza dışında davacılara ait bir bilginin bulunmadığının görüldüğü, davalı yanca davacının dayısı olan şirket müdürü tarafından imza edilen cari hesap mutabakatı başlıklı belgedeki fark tutarının davacının borcu olarak kabul edilip edilmeyeceğinin takdirinin Mahkemeye ait olduğu, ibraz edilen 31/03/2014 tarihli mizan başlıklı evrakta 120 hesap kodu ile tutulan alıcılar hesabına 2.354.315,87 TL olduğunun yazılmasına rağmen aslında bu bedelin 2.099.139,13 TL olduğuna ilişkin iddia yönünden 31/03/2014 tarihli mizanda 120 alıcılar hesabında 2.354.315,87 TL görüldüğü, davalı tarafça sunulan 31/03/2014 tarihli ” … Hastanesi SGK Futarı Katılım Payı KEsintileri ” başlıklı belgede Ocak , Şubat ve Mart dönemine ilişkin SGK dan olan alacağa ilişkin hesaplamalar sonucu 2.099.139,13 TL tutarın hesaplandığı bu hesaplama belgesinde mutabıkız ibaresi ile isimsiz bir imza tatbikinin mevcut olduğu, söz konusu belgede davacıların isim ve imza tatbiklerinin bulunmadığının görüldüğü, davalı vekili tarafından söz konusu fark tutarının SGK dan olan alacak tutarından kaynaklandığının belirtildiği, ilgili dönemde SGK dan olan alacağın gerçekte ne tutarda olduğunun tespitinin sağlık sektöründe uzmanlık gerektirdiğinden bu hususta sağlık sektöründe uzman bir mali müşavir ile SGK müfettişinin görevlendirilmesinin gerektiği kanaatine varıldığı, ibraz edilen 31/03/2014 tarihli mizan başlıklı evrakta 150 hesap kodu ile tutulan ilk madde ve malzeme hesabına 181.482,98 TL olduğunun yazılmasına rağmen devir sonrası 10/04/2014 tarihinde sarf malzeme için yapılan stok sayımını gösterir ” Özel … Hastanesi Sayım Cetveli Tutanağı ” ve eczane için yapılan ” Stok Listesi ” başlıklı evraklarda kayıtlarda 181.483,00 TL görünen stoğun gerçekte 101.483,00 TL olarak tespit edildiği ve kayıtların bu şekilde düzeltildiği iddiası ile ilgili olarak ibraz edilen belgede sayımın kimler tarafından yazıldığı bilgisi ve bunların isim ve imza tatbikleri ile davacıların da isim ve imza tatbiklerinin bulunmadığı ayrıca her zaman düzenlenebilir nitelikteki söz konusu belgenin sayım tutanağı olmadığının görüldüğü, davalının stoklarda fark olduğuna dair iddiasının dayanağı yasal belgenin ibraz edilmediği, ibraz edilen 31/03/2014 tarihli mizan başlıklı evrakta 159 hesap kodu ile tutulan verilen sipariş avansları hesabına 7.874,11 TL olduğu yazılmasına rağmen yapılan tespitlerde bu tip bir kayda rastlanılmadığından kaydın bu şekilde düzeltildiği iddiası ile ilgili 31/03/2014 tarihli mizanda 159 verilen sipariş avanslarında kayıtlı tutarın 7.374,11 TL olup bu tutara ilişkin bu tutarda bir kayda rastlanmadı şeklindeki açıklama dışında yasal dayanak sunulmadığı, devre konu şirketin devir öncesi ödemesi gerekli ancak daha sonra ödenmediği tespit edilip te ödenen gelir vergisi stopajı, gerçek usulde katma değer vergisi, kurumlar vergisi ve bu vergilere dair damga vergisi bedellerinin 28/04/2014 tarihinde ödendiğini gösterir evrakın evrak ile belirlendiği üzere devir öncesi ödenmesi gereken vergi borçlarının ödenmediği, bu borçların daha sonra davalı şirket tarafından banka yolu ile ödendiği, bu şekilde ödenen bedelin toplam 430.197,55 TL olduğu, devre konu şirketin devir öncesi ödemesi gerektiği ancak daha sonra ödenmediği tespit edilip ödenen Sosyal Güvenlik Prim Borcunun 30/04/2014 tarihinde ödendiğini gösterir evrak ile belirlendiği üzere devir öncesi ödenmesi gereken SGK prim borçlarının ödenmediği, bu borcun daha sonra davalı şirket tarafından banka yolu ile ödendiği, bu şekilde ödenen bedelin 76.950,33 TL olduğu iddiası ile ilgili sunulan belgelerdeki vergi ve SGK primlerinin 2014-3. Aya devir sözleşmesi tarihinden sonraki 2014 Nisan ayında tahakkuk edip yine aynı zamanda ödenmesi gereken ödemeler olup bu vergilerin davalının iddia ettiği gibi devir sözleşmesi tarihinde beyan edilip ödenmesinin vergi ve SGK yasaları gereği mümkün olmadığı, bu vergilerin bir sonraki ayda beyan ve taahhuk edilerek ödenmesi gerektiği bu ödemelerin sözleşme kapsamındaki hukuki değerlendirilmesinin Mahkemeye ait olduğu, devre konu şirketin devir öncesi sağlık uygulama tebliği dayanak alınarak imzalanan SGK özel sağlık hizmeti sunucularından sağlık hizmeti satın alma sözleşmesini ihlal etmiş olması sebebiyle kesilen sözleşmesel cezai şart bedelini gösterir ” T. C . Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Borç Tablosu ” başlıklı evrakta gösterdiği üzere devir öncesi hukuka aykırı ve gerçek dışı yapılan portör muayeneleri sebebiyle SGK dan haksız yere elde edilen gelir sebebiyle kesilen cezai bedelin bulunduğu ve bu bedelden davacıların sorumlu olduğu bu şekilde kurum tarafından şirket hak edişinden kesinti yapılarak tahsil edilen bedelin 96.000,00 TL olduğu iddiası ile ilgili bu konunun SGK müfettişi bilirkişi tarafından incelenmesi gerektiği , devre konu şirketin çalışanlarının devir öncesi ödenmesi gereken Ocak , Şubat ve Mart ayı maaş ve diğer hak edişlerinin ödenmemesi sebebiyle devir sonrası ödendiğini gösterir evrakta da belirtildiği üzere devir öncesi ödenmesi gereken Ocak , Şubat ve Mart 2014 aylarına ait personel maaşı ev diğer hak edişlerin ödenmediği, bu bedellerin devirden sonra ödenmek zorunda kalındığı iddiası ile ilgili olarak davalının iddiaları kapsamında tüm personelin iddia konusu döneme ilişkin bordrolarındaki hangi tutarların ödenmediğine ilişkin dayanak yasal belge ibraz edilmediği, davalı tarafça sunulan tediye makbuzlarında bu ödemelerin söz konusu kişilere hangi dönem ücretine ilişkin ödendiğini gösteren maaş bordrosu, SGK prim ve hizmet listeleri tahakkuk ve ödemeleri ile bankadan yapılan ücret ödemelerine ilişkin listeler üzerinden tek tek somutlaştırılmadığı, sadece dilekçe ekinde ne olduğu belli olmayan ve yasa gereği banka aracılığıyla ödenmesi gereken personel ücretlerine ilişkin tediye makbuzu sunulduğu, öncelikle personel ücretlerinin banka aracılığıyla ödenmesi yasal bir zorunluluk iken tediye makbuzları ile personele hangi yasal gerekçe ile ödeme yapıldığının yasal dayanakları ile açıklanması gerektiği ve hangi personelin hangi maaş bordrosundan kalan ücretinin ödenmediğinin tek tek yasal belgelere dayanılarak açıklama yapılmadığı takdirde bu kısımda iddia edilen tutarın yasal dayanağının olmayacağı kanaatine varıldığı ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir.
Rapora taraflarca itiraz edildiğinden itirazların değerlendirilerek raporda eksik bırakılan hesaplamanın yapılabilmesi için Mali Müşavir bilirkişi ile birlikte bilirkişi heyetine Sağlık Sektörü Bilirkişi ve SGK Uzmanı bilirkişi eklenerek ek rapor düzenlenmesi için dosya bilirkişi kuruluna tevdi edilmiş, alınan 10/06/2020 tarihli bilirkişi kurulu raporunda davalı kurumun davacı hakkında uyguladığı ceza işleminin uygun olup olmadığının takdirinin Mahkemeye ait olduğu görüş ve kanaatine varıldığı ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir.
Ek raporun alınmasından sonra davacı tarafça 01/07/2020 tarihinde ıslah dilekçesi sunulmuş, ıslah dilekçesinde 20.000,00 TL olarak açılan davanın 1.117.931,03 TL daha arttırılarak 1.137.931,03 TL olarak ıslah edildiği belirlenmiştir.
Taraflarca rapor ve ek rapora itiraz edildiğinden ve ayrıca rapor ve ek raporda alacak isteğinin haklı olup olmadığı ve haklı ise talep edilebilecek alacak miktarı konusunda ayrıntılı bir değerlendirme yapılmadığı anlaşıldığından taraf itirazları değerlendirilerek ve taraflar arasında imza altına alınan 28/03/2014 tarihli sözleşmenin 3 nolu maddesi hükümleri de göz önüne alınarak dava dışı … AŞ ve davalı kayıt ve belgeleri ile dosyaya sunulan tüm belgeler de incelenerek dava konusu edilen alacak isteğinin haklı olup olmadığı haklı ise talep edilebilecek alacak miktarının belirlenmesine yönelik olarak ek rapor düzenlenmesi için dosya ikinci kez bilirkişi heyetine tevdi edilmiş alınan 12/01/2021 tarihli bilirkişi kurulu raporunda; davalı … Ltd Şti’nin ticari defterlerinin noter açılış ve kapanış tasdiklerine sahip olduğu, davacı vekilinin 26/09/2019 tarihli dilekçesinde kök raporda yer alan mali incelemelere itirazının olmadığı, mali müşavir bilirkişinin uzmanlık alanına girmeyen SGK ve idari para cezaları bölümü ile ilgili konuları değerlendirmek üzere başka bir bilirkişinin görevlendirilmesinin talep edildiği, davaya konu 01/08/2014 tarihli … numaralı … Bankası Şubesine ait 1.137.931,03 TL bedelli çekin davalı şirket defterinde 01/04/2014 tarih … fiş numarası ile 242 iştiraklar hesabına davacılardan …’dan çek iade kaydının düzenlendiğinin görüldüğü dolayısıyla defter kayıtlarında söz konusu çekin ödenmeyerek iade edildiğinin görüldüğü, mahkemenin 27/04/2016 tarihli duruşmasında da belirlendiği üzere dava konusu çekin ödeme amacı ile önce davacı …’a verildiği sonrasında bu çekin çek bedeli karşılığında nakit ödeme yapılmadığı halde davalı tarafa iade edildiği hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, davalı tarafın devrolunan şirketin daha sonra çıkan borçları devralan şirketçe ödeme yükümlülüğü bulunduğu ve yapılan görüşme ve anlaşmalar neticesinde davacı tarafın borçlu olduğu dolayısıyla dava konusu çekin iade edildiği yönündeki iddialarını bilirkişiliğin uzmanlık alanına giren kısmının incelenmesi sonucu raporun önceki bölümünde maddeler halinde açıklanan konular kapsamı ile sınırlı olmak üzere davalı şirketin iddialarının mali kayıtlarla somutlaştırılamadığı kanaatine varıldığı , davalı yanın iddialarına dayanak kök ve ek raporda ayrıntılarıyla açıklanan belgelerin hukuki değerlendirme gerektirmesi nedeniyle bu konudaki değerlendirme ve takdirin Mahkemeye ait olduğu SGK alacağı ve SGK ceza bedeli konuları yönünden katılım payının özel hastanelerin zaten kendilerine ait olmayan SGK adına tahsil ettikleri bir alacağı içerdiği ve özel hastanenin SGK ‘dan alacağı olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı yine avans ödemesinin ilerideki alacaklara mahsuben SGK tarafından önceden yapılan bir ödeme olduğu ve özel hastanenin SGK dan alacağı olarak dikkate alınamayacağı, kesinti tutarlarının ise yapılan örnekleme incelemesi sonrası tespit edilen usulsüzlüklere ilişkin SGK mevzuatı gereği faturalardan yapılması gerekli kesintileri kapsadığı ve özel hastanenin SGK dan alacağı olarak değerlendirilemeyeceği, bu alacakların düşülmesine müteakip tespit edilen tutarın özel hastanenin SGK ‘dan olan alacağı olarak kabul edilmesinin yerinde olacağı, bu kapsamda ek raporda belirtildiği şekilde davalı vekilince sunulan SGK Fatura Katılım Payı Kesintileri başlıklı belgenin Mahkemece geçerli bir belge kabul edilmesi halinde 2014 yılı Ocak, Şubat ve Mart ayları için SGK ‘ya verilen toplam fatura tutarlarından alınan avanslar, katılım payı ve kesintilerin düşülmesi sonrasında bu dönem hastanenin SGK ‘dan 2.099.139,13 TL alacağı bulunduğunun hesaplandığı yine davalı dilekçesi ekinde sunulan Sosyal Güvenlik Kurum Borç Tablosunun Mahkemece kabulü halinde davacılar tarafından işletilen Özel … Hastanesinin 2012 yılı işlemleri kaynaklı 96.000,00 TL cezai işlemden taraflar arasında imza altına alınan sözleşmenin 3 e maddesi gereğin davacıların sorumlu olduklarının analiz edildiği, davalı şirketin mali yönden iddialarının mali kayıtlarla somutlaştırılamadığı kanaatine varılmış olup takdiri Mahkemeye ait olmak üzere mali analiz bölümünde incelenen tutarların davacı tarafından talep edilen alacaklardan düşülemeyeceği ancak SGK analizi bölümünde yer verilen hususlar doğrultusunda Sayıştay raporu kapsamında SGK tarafından devir öncesi döneme ilişkin olarak kesilen 96.000,00 TL ceza işlem bedeli ile SGK fatura kesintileri tutarı 255.176,74 TL’den davacıların sorumlu olmaları nedeniyle alacak talebinden düşülmesi gerektiğinin analiz edilmesi gerektiği bu kapsamda uyuşmazlık konusu 1.137.931,03 TL tutardan SGK analizi bölümünde tespit edilen tutarlar toplamı olan 351.176,74 TL ‘nin düşülmesi ile 786.754,29 TL tutarın davalıdan talep edilebileceğinin hesaplandığı, davacının alacak talebinin yerinde olup olmadığı varsa miktarı ile faiz takdirinin Mahkemeye ait olduğu görüş ve kanaatine varıldığı ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir.
Toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; davacı tarafça taraflar arasında imza altına alınan sözleşmeden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olarak davalı hakkında Mahkememizde dava açıldığı, taraflar arasında davacıların dava dışı … ‘deki hisselerinin devrine yönelik olarak 28/03/2014 tarihli ” Satış Sözleşmesi ” nin imza altına alındığı, sözleşme ile davacıların şirketteki %58 hisselerinin 5.100.000,00 TL bedelle davalıya devrinin kararlaştırıldığı, devir bedelinin bir bölümünün nakit olarak ödendiği, geriye kalan bölüm için … Bankası’na ait 01/08/2014 tarihli … numaralı 1.137.931,03 TL bedelli , … Bankası’na ait 01/05/2014 tarih … numaralı 413.793,10 TL bedelli , … Bankasına ait 01/08/2014 tarih ve … numaralı 362.068,97 TL bedelli ve … Bankasına ait 01/05/2014 tarih ve … numaralı 86.206,90 TL bedelli çeklerin verildiği, 01/08/2014 tarih … numaralı çekin daha sonra çek karşılığı herhangi bir bedel ödenmeksizin davacı tarafından davalıya iade edildiği, davacı tarafça söz konusu çek iade edildiğinden ve sözleşme bedelinin bir bölümü ödenmemiş olduğundan sözleşme bedelinin ödenmesine yönelik olarak davalı hakkında kısmi dava açıldığı, davanın daha sonra 01/07/2020 tarihli dilekçe ile ıslah edildiği, taraflar arasında imza altına alınan 28/03/2014 tarihli ” Satış Sözleşmesi ” nde tarafların üzerlerine yüklenen edimlerin ayrı ayrı belirtildiği , sözleşme içeriğinde ayrıca devir bilançosu ve devir envanterinin sözleşmenin mütemmim cüzü olarak sözleşmeye ekleneceğinin belirtildiği ,davalı tarafça 13/03/2014 tarihli bilanço, gelir tablosu ve mizan başlıklı ve 31/03/2014 tarihli mizan başlıklı evrakın gerçek durumu yansıtmadığının iddia edildiği , bu iddialar kapsamında 31/03/2014 tarihli mizan başlıklı evrakta 100 hesap kodu ile tutulan kasa hesabına 1.178.923,29 TL olduğunun yazıldığı ancak yapılan kasa incelemesinde kasa mevcudunun 8.686,00 TL olduğu iddiasıyla ilgili olarak , bilirkişi kurulu raporunda da belirtildiği üzere 31/03/2014 tarihinde davacı ve davalı şirket yetkililerince şirketin fiili kasa sayımı yapılarak kasa devir tutanağının düzenlenmiş olmasının gerektiği, davalının kasa tutarına ilişkin yasal dayanak sunmadığı ve iddianın yerinde olmadığı, 31/03/2014 tarihli mizan başlıklı evrakta 136 hesap kodu ile tutulan diğer çeşitli alacaklar hesabına 352.212,82 TL olduğunun yazıldığı ancak bu kaydın gerçekte 0 olduğu iddiasıyla ilgili olarak bilirkişi kurulu raporunda da belirtildiği üzere 136 hesaba ilişkin defter kayıtlarının kapanış tasdikine kadar her an düzenlenmesi ve düzeltilmesi mümkün olduğundan davalının iddiası kapsamında günümüz itibariyle bir tespit ve değerlendirme yapmanın mümkün görünmediği ve iddianın yerinde olmadığı, 31/03/2014 tarihli mizan başlıklı evrakta 120 hesap kodu ile tutulan alıcılar hesabına 2.354.315,87 TL olduğunun yazıldığı ancak bu bedelin 2.099.139,13 TL olduğu iddiasıyla ilgili olarak bilirkişi kurulu raporunda da belirtildiği üzere aradaki farkın katılım payı , avans tutarı ve kesinleşmiş kesinti tutarlarından kaynaklandığı ve fark tutarı olan 255.176,74 TL nin davacı alacağından mahsubunun gerektiği , 31/03/2014 tarihli mizan başlıklı evrakta 150 hesap kodu ile tutulan ilk madde ve malzeme hesabına 181.482,98 TL olduğunun yazıldığı ancak görünen stoğun gerçekte 101.483,00 TL olarak tespit edildiği iddiasıyla ilgili olarak , bilirkişi kurulu raporunda da belirtildiği üzere davalının stoklarda fark olduğuna dair iddiasının dayanağı yasal belgenin ibraz edilmediği, iddia ile ilgili davalı tarafından sunulan belgenin her zaman düzenlenebilir nitelikte bir belge olup söz konusu belgenin sayım tutanağı olmadığı, 150 hesaba ilişkin defter kayıtlarının kapanış tasdikine kadar her an düzenlenmesi ve düzeltilmesi mümkün olduğundan davalının iddiası kapsamında günümüz itibariyle bir tespit ve değerlendirme yapmanın mümkün görünmediği ve iddianın yerinde olmadığı, 31/03/2014 tarihli mizan başlıklı evrakta 159 hesap kodu ile tutulan verilen sipariş avansları hesabına 7.874,11 TL olduğunun yazıldığı ancak yapılan tespitlerde bu tip bir kayda rastlanılmadığı iddiasıyla ilgili olarak davalı tarafça yasal dayanak sunulmadığı ve iddianın yerinde olmadığı, devre konu şirketin devir öncesi ödemesi gereken vergi borçlarının ödenmediği, bu borçların daha sonra davalı şirket tarafından banka yolu ile ödendiği, bu şekilde ödenen bedelin toplam 430.197,55 TL olduğu, devre konu şirketin devir öncesi ödemesi gereken SGK prim borçlarının ödenmediği, bu borcun daha sonra davalı şirket tarafından banka yolu ile ödendiği, bu şekilde ödenen bedelin 76.950,33 TL olduğu iddiası ile ilgili olarak bilirkişi kurulu raporunda belirtildiği üzere sunulan belgelerdeki vergi ve SGK primlerinin 2014-3. Aya ait devir sözleşmesi tarihinden sonraki 2014 Nisan ayında tahakkuk edip yine aynı zamanda ödenmesi gereken ödemeler olup bu vergilerin davalının iddia ettiği gibi devir sözleşmesi tarihinde beyan edilip ödenmesinin vergi ve SGK yasaları gereği mümkün olmadığı, bu vergilerin bir sonraki ayda beyan ve taahhuk edilerek ödenmesi gerektiği ve bu iddianın yerinde olmadığı, devre konu şirketin devir öncesi Sağlık Uygulama Tebliği dayanak alınarak imzalanan SGK özel sağlık hizmeti sunucularından sağlık hizmeti satın alma sözleşmesini ihlal etmiş olması sebebiyle kesilen sözleşmesel cezai şart bedelini gösterir ” T. C . Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Borç Tablosu ” başlıklı evrakta gösterdiği üzere devir öncesi hukuka aykırı ve gerçek dışı yapılan portör muayeneleri sebebiyle SGK dan haksız yere elde edilen gelir sebebiyle kesilen cezai bedelin bulunduğu ve bu bedelden davacıların sorumlu olduğu bu şekilde kurum tarafından şirket hak edişinden kesinti yapılarak tahsil edilen bedelin 96.000,00 TL olduğu iddiası ile ilgili olarak bilirkişi kurulu raporunda belirtildiği üzere ” T. C . Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Borç Tablosu ” nda borcun kaynağının 2012 yılı Sayıştay portör incelemesi olarak belirtilmesi nedeniyle davacılar tarafından devirden önce işletilen Özel … Hastanesinin 2012 yılı işlemlerinden kaynaklanan bir cezai işlem olduğu , her ne kadar bilirkişi kurulu raporunda söz konusu cezai işlemden taraflar arasında imza altına alınan sözleşmenin 3 e maddesi gereğince davacıların sorumlu oldukları belirtilmiş ise de taraflar arasında imza altına alınan sözleşmenin 3 o bendindeki ” hisse devir öncesi işlemlerden doğabilecek Vergi Daireleri, Sosyal Güvenlik Kurumu, Sağlık Müd’den doğabilecek idari para cezalarından alıcılar sorumludur, satıcılar sorumlu değildir …” düzenlemesi göz önüne alındığında söz konusu cezai işlemden davalı alıcının sorumlu olması gerektiği ve bu iddianın da yerinde olmadığı , devre konu şirketin çalışanlarının devir öncesi ödenmesi gereken Ocak , Şubat ve Mart 2014 aylarına ait personel maaşı ev diğer hak edişlerin ödenmediği, bu bedellerin devirden sonra ödenmek zorunda kalındığı iddiası ile ilgili olarak bilirkişi kurulu raporunda da belirtildiği üzere davalının iddiaları kapsamında tüm personelin iddia konusu döneme ilişkin bordrolarındaki hangi tutarların ödenmediğine ilişkin dayanak yasal belge ibraz edilmediği, davalı tarafça sunulan tediye makbuzlarında bu ödemelerin söz konusu kişilere hangi dönem ücretine ilişkin ödendiğini gösteren maaş bordrosu, SGK prim ve hizmet listeleri tahakkuk ve ödemeleri ile bankadan yapılan ücret ödemelerine ilişkin listeler üzerinden tek tek somutlaştırılmadığı ve bu iddianın da yerinde olmadığı , tüm bu hususlar göz önüne alındığında davacı tarafa sözleşme konusu borcun ödenmesi için verilen ve daha sonra davacı tarafça herhangi bir bedel alınmaksızın davalı tarafa iade edilen … Bankası’na ait 01/08/2014 tarihli … numaralı çek bedeli olan 1.137.931,03 TL den davalı iddiaları doğrultusunda mahsup edilmesi gerektiği belirlenen SGK fatura kesintileri tutarı olan 255.176,74 TL nin mahsubu ile bulunan 882.754,29 TL alacağın hüküm altına alınması gerektiği , davalının dava ve ıslah tarihinden önce temerrüde düşürüldüğünün davacı tarafça ispat edilemediği incelenen tüm dosya kapsamıyla anlaşılmış davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın Kısmen Kabulü ile 882.754,29 TL’nin 20.000,00 TL’lik bölümüne dava tarihi olan 15/09/2015 geriye kalan 862.754,29 TL ‘lik bölümüne ıslah tarihi olan 02/07/2020 tarihinden itibaren işletilecek ticari avans faizleri ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazla ilişkin isteğin reddine,
2-Alınması gereken 60.300,95-TL harçtan peşin alınan 341,55 TL ile ıslah sırasında alınan 19.091,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 40.867,90 TL harcın davalı tarafça tamamlanmasına,
3-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Hükümlerine göre hesap ve takdir edilen 61.188,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Hükümlerine göre hesap ve takdir edilen 26.312,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 13 davetiye bedeli 169,10-TL , bilirkişi inceleme ücreti 3.050,00 TL olmak üzere toplam 3.219,10-TL yargılama giderinin red ve kabule göre 2.497,00-TL ‘ lik bölümünün davalıdan alınarak davacılara verilmesine, kalan bölümünün davacılar üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafından yapılan 19.464,85 TL harç giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
Dair tebliğden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. … ‘ın yüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/04/2021

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır