Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1024 E. 2022/31 K. 12.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1024 Esas
KARAR NO : 2022/31

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 04/09/2015
KARAR TARİHİ : 12/01/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıya 2015 yılında % 15 oranında rapora dayanılarak 19.08.2013 tarihinde 26.041,20 TL ödeme yapıldığı ve davalı … şirketinin yapmış olduğu bu ödemeye ilişkin olarak İzmir 1 ATM nin … E sayılı dava dosyasında açtığı rücu davasında % 15 oranındaki maluliyet oranına göre alınması gereken tazminat miktarının 64.185,19 TL olarak hesaplandığı , yapılan ödemenin buna göre yetersiz olduğu ve ek ödeme yapılmasının istenildiği ancak talebin mükerrer olduğundan bahisle reddedildiği, bu nedenle dava açılmak zorunda kalındığı belirtilerek fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak şimdilik 15.000 TL’lik tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;davalı taraf zamanaşımı itirazında bulunmuş esas yönünden ise müvekkil şirketin sorumluluğu sigortalısının sorumluluğu ve sigorta limiti ile sorumlu olduğu davacıya tazminat daha önce ödendiğinden mükerrir talebin reddi gerektiği ayrıca müvekkil şirketyapmış olduğu ödeme sonucu ibraz edilmiş olup fahişlik söz konusu olmadığından ibranamenin iptalinin talep edilemeyeceği , davacının maluliyet halinin teminat altına alınmış olup sürekli sakatlık olup olmadığının Adli Tıp Kurumunun 3.ihtisas dairesinedn alınacak rapor ile ispatlanması gerektiği , kabul anlamına gelmemek kaydı ile yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucunda yapılan ödemenin güncellendikten sonra tazminat hesabının yapılması gerektiği, davacının müterafik kusurunun tazminattan düşülmesi gerektiği , hatır taşıması nedeni ile indirim yapılması gerektiği bildirilerek davanın reddine karar verilmesi istenmiştir.
DAVA:
Dava, 6098 Sayılı TBK’nın 71 ve 2918 Sayılı KTK’nın 85 ve devamı maddeleri kapsamında açılan motorlu araç işletilmesinden kaynaklanan maddi tazminat (sürekli iş göremezlik) isteğine ilişkindir.

DELİLLER:
-Burhaniye Sulh Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası,
-İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası,
-…’nin 03/08/2017 tarihli cevabı yazısı ve eki,
-Davacıya ait tedavi evrakları,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 111. maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar, yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasa’nın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Yasada belirtilen 2 yıllık süre hak düşürücü süre olup, mahkemece re’sen dikkate alınmalıdır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının, 08/03/2013 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde yaralandığı, %15 malul kaldığı, bu sebeple davalı sigortadan dava öncesinde 19/08/2013 tarihinde 26.041,00 TL ödeme aldığı, ancak davalı … tarafından söz konusu ödeme sonrası dava dışı yasal sorumlular aleyhinde İzmir 1 Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında açılan rücu davasında belirtilen maluliyet oranı üzerinden yapılan hesaplamada davacıya yapılması gereken ödemenin 64.185,19 TL olarak tespit edildiği, davalı tarafından yapılan ödemenin davacının gerçek zararını karşılamadığı ve eksik olduğu, bakiye zararının karşılanması gerektiği iddiası ile iş bu davada 15.000,00 TL maddi tazminat talebinde bulunduğu, mahkememizce 14/03/2016 tarihinde ön inceleme duruşmasının yapıldığı, 23/09/2016 tarihli celse ve sonrasında davacının dava dilekçesinde bahsi geçen mahkememizin … Esas … karar sayılı dosyasının iş bu dava yönünden bekletici mesele yapılmasına karar verildiği ve bu durumun 14/10/2020 tarihli celseye kadar devam ettiği, davacının tahkikat aşamasında 14/04/2017 tarihli dilekçesi ile eksik ödeme dışında maluliyet oranının artmasının da söz konusu olduğu ve davacının maluliyetinin %21’e yükseldiğini ileri sürdüğü, mahkememizce 14/10/2020 tarihli celsede davacı vekiline maddi tazminat talebinin hangi zarar kalemlerine ilişkin olduğunu açıklamak ve talebini somutlaştırmak üzere kesin süre verildiği, davacı vekilinin 28/10/2021 tarihli dilekçesi ile geçici iş göremezlik tazminatı, geçici bakıcı gideri tazminatı ve sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin olduğunu beyan ettiği, her ne kadar davacı tarafından yargılama aşamasında davacının maluliyet oranının arttığı ileri sürülmüş ise de dava dilekçesinde davacının bu yönde bir iddiası bulunmadığı gibi gelişen zarar iddiasının da söz konusu olmadığı, dava tarihi itibariyle yazılı yargılama usulüne tabi olan somut uyuşmazlıkta iddianın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağının ön inceleme duruşmasının tamamlanması ile başladığı, hal böyle olunca iş bu uyuşmazlıkta davacının dava dilekçesindeki eksik ödeme iddiası üzerinden talebin değerlendirilmesi gerektiği, somut olayda 08/03/2013 tarihli kazada yaralanan davacıya davalı tarafından 19/08/2013 tarihinde 26.041,20 TL ödeme yapıldığının davalı yanca savunulduğu ve bu hususun davacı yanın da kabulünde olduğu, davalının anılan tarihte davacıya ödeme yaptığının ve davacıdan imzalı olarak ibraname aldığının dosyadaki belgelerle de sabit olduğu, bu ibranameye göre davacının poliçe kapsamındaki tüm hakları yönünden davalı sigortayı ibra ettiği, eldeki davanın ise 04/09/2015 tarihinde açıldığı, bu durumda KTK’nun 111. maddesi gereği ibradan sonraki 2 yıllık hak düşürücü süre içerisinde davanın açılmamış olmasına göre ibranamenin geçerli hale geldiği, bu nedenle davacı tarafça imzalı 02/08/2013 tarihli ibranamenin iptali şartlarının somut olayda gerçekleşmediği, dava tarihi itibariyle 2 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, hak düşürücü sürenin mahkememizce resen göz önünde bulundurulması gerektiği anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.(Benzer yöndeki kararlar için bkz. Yargıtay 4. H.D’nin 18/10/2021 tarih ve 2021/5509 esas 2021/6959 karar, Yargıtay 17. H.D’nin 04/02/2020 tarih ve 2019/1232 esas 2020/713 karar sayılı ilamları)
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan 51,24 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 29,46 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Mahkememizce bu yargılama nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’nin 13. maddesi uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ÖDENMESİNE,
5-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
6-Kararın kesinleşmesinden sonra Burhaniye Sulh Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası ve İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyasının mercilerine İADESİNE,
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere tarafların yokluklarında açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/01/2022

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA