Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/931 E. 2022/1156 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/931 Esas
KARAR NO : 2022/1156
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 15/09/2014
KARAR TARİHİ : 20/12/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 10.01.2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili sunmuş olduğu dava dilekçesiyle; müvekkili ile davalı şirket arasında 08.02.2012 tarihinde Ege Bölge Müdürlüğü acentelik sözleşmesi imzalandığı, müvekkili şirketin sözleşme tarihinden bu yana davalı şirketin yetkili acentesi olarak faaliyet gösterdiği, davalı tarafın Beşiktaş 15.Noterliği’nin 04.03.2013 tarihli ihtarname ile kanuna aykırı iş paylaşımı yapıldığı iddiasıyla ihtarname keşide edildiği, bu konuda müvekkili şirketle yapılan görüşme içerisinde sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiği, müvekkili şirketin ek protokol gereğince sözünde durduğunu ve üretim taahhüdünü büyük oranda tamamlamak üzere sözleşmesini haksız feshedildiğinden bahisle şimdilik 10.000,00 TL denkleştirme tazminatı, 5.000,00 TL ek komisyon bedeli ve 2.000,00 TL yatırım giderinin ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA DEĞERİNİN ARTTIRILMASI : Davacı vekili sunmuş olduğu 08.11.2022 tarihli dilekçe ile; maddi tazminat alacağına ilişkin 16.010,37 TL denkleştirme tazminatı, ek komisyon tazminatı olarak 5.000 TL ve kazanç kaybı olarak 6.016,86 TL olmak üzere toplam 27.027,23 TL’nin hasarı ret tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesiyle; müvekkili şirketin davacı acenteye gönderdiği Beşiktaş 15.Noterliği’nin 04.03.2013 tarihli ihtarnamesine davacı tarafça cevap verilmediği ve sigortacılık mevzuatına aykırı uygulamalara devam edildiği, ayrıca davacı şirketin sahte evrak düzenlemek ve dolaylı yoldan müvekkili şirket adının kullanılmasının söz konusu olması üzerine davacının acenteliği 22.03.2013 tarihinde feshedilmesine karar verildiği ve fesih sürecinin başlatıldığı, davacı şirket yetkilileri hakkında evrakta sahtecilik suçundan dava açılmış olup, yargılamanın halen devam ettiği, ayrıca davacı şirketin fesih halinde acente, portföy mülkiyeti veya başka bir tazminat talebinde bulunamayacağından açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
1-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında Nazilli 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı dosyasının aslı getirtilmiş olup, dosyamız arasına delil olarak eklenmiştir.
2-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davacı tarafa ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde talimat ile bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, mali müşavir bilirkişi … tarafından düzenlenen raporda; Davacının yıllık ticari karı (son beş yıl ortalamasına göre) 68.368,18 TL olduğu, son yıl baz alınırsa 2013 yılı ticari karının 52.767,79 TL olduğu bildirilmiştir.
3-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi açısından sigortacı bilirkişi …’den rapor alınmış olup, düzenlenen 09.03.2015 tarihli raporda; Davacı acentenin denkleştirme tazminatı talep hakkının bulunduğu, acentelik sözleşmesinin feshi nedeniyle yıllık ticari karının 14.417,28 TL olduğu, ticari kaybının 57.669,12 TL olduğu, bu nedenle faiz indirimi uygulanması yapılmasının gerektiği, davacının 51.613,86 TL denkleştirme tazminatı talep edebileceği bildirilmiştir.
Aynı bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, düzenlenen 13.07.2015 tarihli ek raporda bilirkişi kök rapordaki görüşlerin aynen muhafaza edildiği bildirilmiştir.
4-Yine mahkememizce yapılan yargılama sırasında davacı tarafın itirazlarının değerlendirilmesi açısından yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, ticaret hukuku konusunda uzman bilirkişi Doç Dr …tarafından düzenlenen 15.01.2016 tarihli raporda; Davacı sigorta acentesi ile davalı sigorta şirketi arasında 08.02.2012 tarihinde akdedilen belirsiz süreli acentelik sözleşmesinin 22.03.2013 tarihinde sigorta şirketi tarafından haklı bir nedene dayanmaksızın derhal feshedildiği, belirsiz süreli acentelik sözleşmesinin acentenin kusuru olmaksızın derhal feshi durumunda acentenin denkleştirme talep etmesinin mümkün olduğu, 01.04.2012 tarihli acentelik ek protokolünden belirlenen hasar prim oranları ve miktarlarının gerçekleşmiş olması halinde acentenin ek komisyon ödenmesini talep etmesinin mümkün olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin süresinin kısalığı ve amorti edilemeyen yatırımlara ilişkin dosyada yeterli veri bulunmadığı için davacının bu talebinin şu aşamada yerinde olmadığı, gerek yoksun kalınan kar, gerekse denkleştirme miktarının tespiti için davacı ve davalı şirket defterleri üzerinde raporda belirtilen esaslara uygun olarak hesaplama yapılmasının gerektiği sonucuna varıldığı bildirilmiştir.
5-Yine mahkememizce yapılan yargılama sırasında davalı tarafa ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, mali müşavir bilirkişi … tarafından düzenlenen 30.12.2016 tarihli raporda; Davacı yanca 10.000 TL denkleştirme tazminat talebinde bulunulsa da fesih tarihi ile dava tarihi arası davacının talep edebileceği denkleştirme tazminat tutarının 35.245,17 TL olduğu, ancak davacının talebi ile bağlı kalınabildiği, davacı yanca 5.000 TL ek komisyon kaybı talebinde bulunulsa da yapılan hesaplamada 774,16 TL ek komisyon kaybı tespit edildiği, ayrıca 20.431,98 TL kar kaybının tespit edildiği bildirilmiştir.
Aynı mali müşavir bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, düzenlenen 08.05.2017 tarihli ek raporda bilirkişi kök rapordaki görüşlerini muhafaza edildiği bildirilmiştir.
6-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davacı tarafın itirazlarının değerlendirilmesi açısından yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, sigortacı bilirkişi … ile mali müşavir … tarafından 24.09.2018 tarihli düzenlenen raporda; davacı şirketin acentelik sözleşmesinin feshinde herhangi bir kusuru veya ağır ihlali olmadığı, davalının acentelik sözleşmesi feshini gerektirecek herhangi bir nedene sahip olmadığı,davacı şirketin TTK 122.maddesi kapsamında davalı sigorta şirketinden denkleştirme tazminatı, kar kaybı ile ek komisyon primlerini talep edebileceği, davacı tarafın denkleştirme tazminatı alacağının 5.408,00 TL olduğu, davacı tarafın toplam 6.016,86 TL kar kaybının olduğu, davalı şirketin ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu 01.04.2012 tarihli acentelik ek protokolünde belirtilen hasar/prim oranları ve miktarlarının gerçekleşmiş olduğunun tespit edilmesi halinde davacı acentenin ek komisyon ödemesini talep etmesini mümkün olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin kısalığı ve amorti edilemeyen yatırımlara ilişkin dosyada yeterli veri bulunmadığı için davacının bu talebinin bu aşamada yerinde olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Aynı bilirkişi heyetinden ek rapor alınmış olup, düzenlenen 19.03.2019 tarihli ek rapor dosyaya eklenmiş olup, kök rapordaki görüşlerin muhafaza edildiği görülmüştür.
7-Mahkememizce yapılan yargılama sırasında dosyanın incelenmesinden, mahkememizce yapılan yargılama sırasında en son rapor tanzimi için dosyanın mali müşavir … ve sigorta hesap uzmanı …’a tebliğ edildiği, bilirkişi heyetti tarafından düzenlenen 24/09/2018 tarihli raporda davacı acentenin ek komisyon istemine ilişkin talebiyle ilgili mali müşavirin uzmanlık alanına girmediğini belirterek bir hesaplama yapılmadığı, mahkememizce ilgili hesaplamanın yapılması yönünde aynı bilirkişi heyetinden ek rapor istendiği ancak sunulan 19/03/2019 tarihli ek raporda da aynı görüş belirtilerek bir hesaplama yapılmadığı gibi işbu bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen kök ve ek raporda sonuç olarak davacı tarafın dava dilekçesindeki talepleriyle ilgili olarak yapılan hesaplamalar ile yine bu bilirkişi heyetinden önce hesaplamalarla ilgili rapor alınan mali müşavir bilirkişi … tarafından dosyaya sunulan 30/12/2016 tarihli kök ve 08/05/2017 tarihli ek raporda davacı talepleriyle ilgili yapılan hesaplamalar arasında çelişki bulunduğu anlaşılmakla işbu raporlar arasındaki çelişki giderilmek ve yine davacı vekilinin en son bilirkişi heyeti tarafından hesaplanmayan ek komisyon talebiyle ilgili hesaplamalarında yapılması suretiyle davacı tarafın dava dilekçesindeki talepleriyle ilgili olarak Mahkememiz, Yüksek Yargı ve taraf denetimine uygun hüküm kurmaya elverişli rapor tanzimi için dosyanın daha önce dosyada rapor düzenleyen ve yanında mali müşavir olarak atanan bilirkişi bulunmadığından davacı talepleriyle ilgili hesaplama yapılamadığını bildiren Doç. Dr. …ve yanında Mali Müşavir …’a tevdii ile ara kararı doğrultusunda ek rapor düzenlenmese karar verilmiş olup;
Bilirkişi Doç Dr …ile mali müşavir … tarafından düzenlenen 06.07.2021 raporda; Davacı sigorta acentesi ile davalı sigorta şirketi arasında 08.02.2012 tarihinde akdedilen belirsiz süreli acentelik sözleşmesinin 22.03.2013 tarihinde sigorta şirketi tarafından haklı bir nedene dayanmaksızın derhal feshedildiği, belirsiz süreli acentelik sözleşmesinin acentenin kusuru olmaksızın derhal feshi durumunda acentenin denkleştirme talep etmesinin mümkün olduğu, acentenin 16.610,37 TL denkleştirme tazminatı talep edebileceği, acentelik sözleşmesinin davalı sigorta şirketi tarafından 3 aylık fesihe uyulmaksızın derhal ve haksız feshi dolayısıyla sözleşmenin 3 aylık fesih süresinden önce sona ermesi nedeniyle acentenin bu üç aylık süredeki yoksun kaldığı kazancın tazminini talep edebileceği, bu 3 aylık süre için hesaplanan yoksun kalınan karın 6.016,86 TL olduğu, 01.04.2012 tarihli acentelik ek protokolünde belirlenen miktarların gerçekleşmiş olması halinde acentenin ek komisyon talep edebileceği ve 358,72 TL talepte bulunabileceği bildirilmiştir.
Aynı bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup 06.10.2020 tarihli ek rapor dosyaya eklenmiştir.
Yine mahkememizce yapılan yargılama sırasında en son rapor düzenleyen bilirkişi heyetinden 2.kez ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, düzenlenen 07.02.2022 tarihli ek raporda; davacı acente ile davalı sigorta şirketi arasında 08.02.2012tarihinde akdedilen belirsiz süreli acentelik sözleşmesinin 22.03.2013 tarihinde davalı sigorta şirketi tarafından haklı bir nedene dayanmaksızın feshedildiği, belirsiz süreli acentelik sözleşmesinin acentenin kusuru olmaksızın derhal feshi nedeniyle acentenin denkleştirme talep etmesinin mümkün olduğu, acentenin 16.610,37 TL denkleştirme tazminatı talep edebileceği, acentelik sözleşmesinin davalı sigorta şirketi tarafından 3 aylık feshe uyulmaksızın derhal ve haksız feshi ve dolayısıyla sözleşmenin 3 aylık fesih süresinden önce sona ermesi nedeniyle acentenin 3 aylık süredeki yoksun kaldığı kazancın tazminin talep edebileceği, bu 3 aylık süre için hesaplanan yoksun kalınan karın 6.016,86 TL olduğu, 01.04.2013 tarihli acentelik ek protokolünde belirlenen hasar/prim oranları ve miktarlarının gerçekleşmiş olması nedeniyle acentenin ek komisyon ödemesini talep etmesinin mümkün olduğu ve 177,41 TL ek komisyon ödemesi talep edebileceği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ / KABUL:
Dava; taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin davalı sigorta şirketi tarafından haksız olarak feshedildiği iddiasıyla denkleştirme tazminatı, ek komisyon ücreti ve haksız fesih nedeniyle davacının uğradığı iddia olunan kar kaybına ilişkin maddi tazminatın davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesiyle, taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin davalı sigorta şirketi tarafından hiçbir gerekçe gösterilmeksizin tek taraflı olarak haksız ve hukuka aykırı feshi nedeniyle davacı şirketin uğradığı iddia olunan kar kaybı, ek komisyon ücreti ve denkleştirme tazminatından ibaret dava dilekçesinde belirtilen maddi tazminatın davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesiyle, davalı tarafça davacıya gönderilen Beşiktaş 15.Noterliği’nin 04.03.2013 tarihli ihtarnamesindeki uyarıya rağmen davacı tarafça ihtarnameye cevap verilmediği gibi sigortacılık mevzuatına aykırı uygulamalara devam edildiği, ayrıca davacı acente tarafından dava dışı … Çimento San. A.Ş adına sahte genel kurul toplantı tutanağı düzenlenmek suretiyle dolaylı yoldan davalı şirketin adının kullanılmasının söz konusu olması nedeniyle taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin 22.03.2013 tarihinde feshedilmesine karar verildiği, fesih sürecinin başlatıldığı, Beşiktaş 15.Noterliği’nin 23.03.2013 tarihli “Azilname ve Fesih” ihtarnamesiyle davacının tüm acentelik sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinden bahisle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında 08.02.2012 tarihli Acentelik Sözleşmesi ve 01.04.2012 tarihli “Acentelik Ek Protokolü” ile 08.02.2012 tarihli “Zorunlu Deprem Sigortasına İlişkin Ek Sözleşme”nin imzalandığı ve iş bu sözleşmelerin Beşiktaş 15.Noterliği’nin 22.03.2013 tarihli “Azilname ve Fesih İhtarı” başlıklı ihtarnamesiyle davalı sigorta şirketi tarafından feshedildiği konusunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki ihtilaf, davalı sigorta şirketi tarafından acentelik sözleşmesinin haklı nedene dayalı olarak feshedilip edilmediği, bu kapsamda davacının haksız fesihten kaynaklı portföy tazminatı, ek komisyon ve kar kaybına ilişkin maddi tazminat istemlerinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Taraflar arasında düzenlenen acentelik sözleşmesinin “Sözleşmenin Feshi” başlıklı 18.maddesinde “İş bu acentelik sözleşmesi 08.02.2012 tarihinden itibaren süresiz olarak yapılmıştır. Taraflardan her biri 1 ay evvel noter aracılığıyla veya iadeli taahhütlü bir mektupla bildirmek kaydıyla sözleşmeyi her zaman feshedebilir. Ancak, acente sözleşme hükümlerine kanun ve nizamlara ve şirketçe verilecek talimatlara uymazsa veya diğer herhangi bir sebep varsa şirket, sözleşmeyi 1 aylık ihbar müddeti aramaksızın derhal feshedebilir.” hükmünün yer aldığı görülmüştür. Yine acentelik sözleşmesinin “Acentenin Yükümlülükleri” başlıklı maddesinde “…. Acente, şirketin veya diğer acentelerin ve sigortalıların hak ve menfaatlerine zarar vermeyecek şekilde hareket etmek zorundadır.” şeklinde düzenleme bulunduğu görülmüştür.
Dosyada bir sureti bulunan Beşiktaş 15.Noterliği’nin 22.03.2013 tarihli fesih ihtarnamesinin incelenmesinden, davacı acentenin sigortacılık mevzuatına aykırı hareketlerinden dolayı taraflar arasındaki acentelik sözleşmesi ve eklerinin feshedildiğinin davacı tarafa bildirildiği görülmüştür. İş bu ihtarnameye karşı davacı tarafça davalıya keşide edilen Karşıyaka 5.Noterliği’nin 25.04.2013 tarihli ihtarnamesiyle ” acentelik sözleşmesinin tek taraflı feshinin yerinde olmadığı, sözleşmenin feshinin öğrenilmesi amacıyla şifahi taleplerin uygun görülmemesi nedeniyle davacının ihtarname ile görüşme talep ettiği ve uygun bir tarihe randevu verilmesini istediği” görülmüştür. Davalı şirket tarafından iş bu ihtarnameye karşılık tekrardan Beşiktaş 15.Noterliği’nin 10.05.2013 tarihli cevabi ihtarnamesiyle “taraflar arasındaki sözleşmenin sigortacılık mevzuatına aykırı hareketlerden dolayı 22.03.2013 tarihinde feshedildiği, iş bu fesih işlemi öncesinde Beşiktaş 15.Noterliği’nin 04.03.2013 tarihli ihtarnamesinin davacı acenteye gönderildiği ve davacı acentenin sigorta mevzuatına aykırı olarak iş paylaşımı yapıldığının tespit edildiği ve ilgili uygulamanın acilen sonlandırılmasını ve aksi halde acenteliğin feshedileceğinin bildirildiği, iş bu ihtarnamenin davacıya tebliğ edilmesine rağmen bu konuda herhangi bir geri bildirimin yapılmadığı gibi ayrıca davacı acente hakkında … Çimento San. A.Ş adına sahte genel kurul toplantı tutanağı düzenlenmesi ve şirket adının dolaylı olarak kullanılmasının söz konusu olması nedeniyle davacı hakkında suç duyurusunda bulunulduğunun” belirtildiği bildirilmiştir.
Yine dosya içerisinde bulunan ve davalı tarafça cevap dilekçesi ekinde sunulan belgelerin incelenmesinden, Hazine Müsteşarlığı tarafından … Sigorta A.Ş’ye gönderilen 31.01.2013 tarihli yazı ile “…. Müsteşarlığımıza intikal ettirilen bir şikayet dilekçesinde; şirketinizin yetkili acentesi … Sigorta Aracılık Hizmetleri Ltd. Şti.’nin bilgisayar yazılımı vasıtasıyla Türkiye çapında bazı acenteler ile sigortacılık mevzuatına aykırı olarak iş paylaşımında bulunduğu ve Aksaray ilinde faaliyette bulunan ve levha kaydı bulunmayan Sıla Sigorta unvanlı firma ile diğer bazı firmalara sigorta acenteliği yetkisi ve unvanını kullandırdığı iddia edilmektedir. Söz konusu yazılım vasıtasıyla … Sigorta Aracılık Hizmetleri Ltd. Şti.’nin yetkili acentesi olduğu şirketiniz ve diğer sigorta şirketlerinden teklif alındığı, yetki kullanan levhaya kayıtlı/kayıtsız acenteler poliçe tanzimi yaparken anılan acentenin IP numarasının otomatik olarak sisteme girdiği ve statik IP uygulamasının devre dışı bırakıldığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla şirketiniz tarafından sigortacılık mevzuatına aykırı bahsi geçen uygulamanın sonlandırılması konusunda ivedilikle gerekli tedbirlerin alınması ve konu hakkında Müsteşarlığımıza bilgi verilmesi gerekmektedir.” şeklinde bildirimde bulunulduğu görülmüştür. Hazine Müsteşarlığı tarafından davalı şirkete gönderilen bu uyarı yazısı üzerine davalı sigorta şirketi tarafından da davacıya keşide edilen tarihli Beşiktaş 15.Noterliği’nin 04.03.2013 tarihli ihtarnamesiyle “T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı tarafından şirketimize tebliğ edilen yazıda ve gerekse muhatabın internet sitesinde başka acentelerle sigorta mevzuatına aykırı olarak iş paylaşımı yaptığı belirlenerek bahse konu uygulamanın acilen sonlandırılması, aksi halde sözleşmenin feshedileceğinin” davacı acenteye bildirildiği görülmüştür. Davalı tarafından davacıya keşide edilen iş bu ihtarnameye karşı davacı acente tarafından davalıya cevap verildiğine dair bir cevabi ihtarnamenin dosya kapsamı belgeler arasında yer almadığı görülmüştür. Daha sonrasında davalı sigorta şirketi tarafından davacıya keşide edilen Beşiktaş 15.Noterliği’nin 22.03.2013 tarihli ihtarnamesiyle “Sigorta mevzuatına aykırı hareketlerden dolayı sözleşmenin feshedildiğinin davacı tarafa bildirildiği ve fesih ihtarnamesiyle aynı tarih olan 22.03.2013 tarihinde T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü’ne hitaben yazılan yazı ile de “Davacı acenteye sigortacılık mevzuatına aykırı olarak iş paylaşımı yaptığı yönünde Müsteşarlığınıza intikal eden şikayet üzerine şirketimiz tarafından acenteye ihtarname gönderilerek ilgili uygulamanın acilen sonlandırılmasının ihtaren bildirildiği, konu hakkında acente tarafından şirketimize herhangi bir geri bildirim yapılmadığı, ayrıca aynı acente hakkında sahte evrak düzenlemek ve dolaylı yoldan şirket adının kullanılmasının söz konusu olması nedeniyle acentelik sözleşmesinin feshine karar verildiği ve sürecin başlatıldığının bildirildiği” görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında Nazilli 3.Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı dosyasının aslı getirtilmiş olup incelenmesinden; müştekiler … Sigorta A.Ş, müşteki … Sigorta Aracılık Hizmetleri Ltd. Şti ve yine müşteki … Çimento San. A.Ş tarafından yapılan şikayetler üzerine Nazilli Cumhuriyet Bassavcılığı tarafından yapılan soruşturma neticesinde şüpheli … hakkında “Özel Belgede Sahtecilik Dolandırıcılığa Teşebbüs Suçu”ndan düzenlenen 19.07.2013 tarihli iddianamede “Müşteki …’in … Sigorta Aracılık Ltd. Şti.’nin sahibi ve yetkilisi olduğu, bu şirket ile … Sigorta A.Ş arasında acentelik sözleşmesinin bulunduğu, 2013 yılı Nisan ayı içerisinde müşteki …’ın yanında çalışan …’nun eşi olan şüphelinin müştekinin yanına gelerek müşteki olan … Çimento San. A.Ş’de tanıdıklarının olduğunu ve tanıdıkları vasıtasıyla şirketin sigorta işlerinde müşteki …’a aracılık yapabileceğini söylediği, müşteki …’ın da bu teklifi kabul ettiği, şüpheli ile müştekinin işler olursa şüpheliye kazanç payı vermek üzere anlaştıkları, şüphelinin daha sonra müşteki …’a nakliyat poliçeleri ve yangın poliçeleri kesilerek nasıl çalışılacağına dair bilgi verdiği, müşteki …’ın da şüpheliye inanarak … A.Ş için teklifler oluşturduğu, bu sırada şüphelinin müştekiye Adli Emanetin 2013/1203 Sırasında kayıtlı … Çimento San. A.Ş’ye ait sahte olarak düzenlenmiş olağan genel kurul toplantı tutanağının fotokopisini verdiğini, evrakın tamamen sahte nitelikte olduğu, ancak altındaki imza ve isimlerin gerçek olduğu, şüphelinin muhtemelen KAP’tan taranan evrakın imza ve isimlerini kopyalayarak söz konusu belgeyi düzenlediği, müşteki …’ın bu belgeye inanarak daha uygun teklif alabilmek için şirkete gönderdiği görülmekle müşteki … Çimento San. A.Ş’nin durumdan haberdar olması sonucu sahteliğin ortaya çıktığı, şüphelinin sahte belgeyi düzenleyerek müşteki …’a verdiğini kabul ettiği, kazanç payı almak amacıyla sahte belge düzenlemek suretiyle dolandırıcılığa teşebbüs ve özel belgede sahtecilik suçunu düzenlediği tüm dosya kapsamı belgelerden anlaşılmakla” ilgili hakkında kamu davası açıldığı, yapılan yargılama neticesinde sanık …’nun “Özel Belgede Sahtecilik” suçunu işlediğinden mahkumiyetine karar verildiği ve iş bu kararında kesinleştiği, gerekçeli karar başlığında … Çimento San. A.Ş ile davacı şirket yetkilisi …’in müşteki, … Sigorta A.Ş’nin ise katılan olarak gösterildiği görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı belgelerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde, taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin devamı sırasında Hazine Müsteşarlığı tarafından davalı sigorta şirketine gönderilen 31.01.2013 tarihli bildirim ile “davacı acente hakkında alınan şikayet dilekçesi kapsamında söz konusu yazılım vasıtasıyla davacı acentenin diğer sigorta şirketlerinden teklif aldığı, yetki kullanan levhaya kayıtlı/kayıtsız acentelerin poliçe tanzimi yaparken anılan acentenin IP numarasını otomatik olarak sisteme girdiği ve statik IP numarasının devre dışı bırakıldığının” anlaşıldığı belirtilerek sigortacılık mevzuatına aykırı bahsi geçen uygulamanın sonlandırılması için ivedilikle tedbir alınmasının istendiği, davalı sigorta şirketi tarafından da bu yazı kapsamında Beşiktaş 15.Noterliği’nin 04.03.2013 tarihli ihtarnamesiyle Hazine Müsteşarlığı’nın yazısında bahsi geçen uygulamanın acilen sonlandırılmasının davacı acenteden istendiği, ancak davacı tarafça iş bu ihtarnameye karşı davalı sigorta şirketine gönderilmiş herhangi bir yazılı ihtarnamenin dosya kapsamı belgeler arasında yer almadığının görüldüğü, daha sonrasında davalı sigorta şirketi tarafından davacıya keşide edilen Beşiktaş 15.Noterliği’nin 22.03.2013 tarihli ihtarnamesiyle davacı acentenin “sigortacılık mevzuatına aykırı hareketlerinden dolayı” taraflar arasındaki acentelik sözleşmesi ve eklerinin feshedildiğinin davacı acenteye bildirildiği ve 22.03.2013 tarihli Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü’ne hitaben düzenlenen yazıyla da Hazine Müsteşarlığı tarafından yapılan bildirim üzerine davacı acenteye sigorta mevzuatına aykırı iş paylaşımına son vermesi için gönderilen ihtarnameye rağmen herhangi bir geri bildirim olmadığı, ayrıca davacı acente hakkında sahte evrak düzenlemek ve dolaylı yoldan davalı şirket adının kullanılmasının söz konusu olması üzerine sözleşmenin feshedilmesine karar verildiği ve fesih sürecinin başlatıldığının bildirildiği görülmüştür.
Davacı tarafça taraflar arasındaki sözleşmenin haklı bir nedene dayanmaksızın davalı sigorta şirketi tarafından tek taraflı olarak feshedildiği iddia edilmiştir. Davalı sigorta şirketi tarafından ise, davalı tarafça davacı acenteye gönderilen Beşiktaş 15.Noterliği’nin 04.03.2013 tarihli ihtarnamesinde belirtildiği üzere “sigorta mevzuatına aykırı iş paylaşımı” ve yine dava dışı … Çimento San. A.Ş adına sahte genel kurul toplantı tutanağı düzenlenmesi sebebiyle dolaylı yoldan davalı sigorta şirketinin adının kullanılmış olması nedeniyle taraflar arasındaki güven ilişkisinin zedelendiği bu nedenle taraflar arasındaki sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği savunulmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporlarında Hazine Müsteşarlığı’nın 31.01.2013 tarihli uyarı yazısı kapsamında davalı … Sigorta A.Ş tarafından davacı şirkete keşide edilen 04.03.2013 tarihli ihtarname ile sigortacılık kanununa aykırı bu uygulamaya son verilmesinin ihtar edildiği, ancak ihtardan sonra davacı acentenin bu faaliyete devam ettiğine dair herhangi bir tespitin dosya kapsamı belgeler arasında yer almadığından ve yine alınan bilirkişi raporlarında dava dışı … A.Ş ile ilgili olarak sahte genel kurul düzenlenmesi olayıyla ilgili olarak evrakta sahtecilik eyleminin davacı acente yetkilileri tarafından yapıldığına dair bir delilin bulunmadığı, her ne kadar davacı şirket çalışanı tarafından söz konusu suçların işlendiği Nazilli 3.Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasıyla sabit ise de, cezadaki şahsilik ilkesi uyarınca şirket çalışanının cezayı gerektiren eyleminden acentenin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığından bahisle davalı sigorta şirketinin taraflar arasındaki acentelik sözleşmesini feshinde haklı bir nedene dayanmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir. Ancak taraflar arasındaki sözleşmenin 4.maddesinde acentenin şirketin veya diğer acentelerin ve sigortalıların hak ve menfaatlerine zarar vermeyecek şekilde hareket etmek zorunda olduğunun taraflarca kararlaştırılmış olması karşısında her ne kadar bilirkişi raporlarında belirtildiği üzere davacı acentenin statik IP adresini yetkisiz kişilere kullandırdığı ve yine davalı ihtarından sonra eylemlerine devam ettiği yönünde bir delil tespiti dosya kapsamı belgeler arasında bulunmamakta ise de, Hazine Müsteşarlığı tarafından davalı sigorta şirketine gönderilen 31.01.2013 tarihli yazı içeriğinde davacı acente ile ilgili olarak alınan bir şikayet dilekçesi kapsamında Hazine Müsteşarlığı tarafından “Davacı acentenin söz konusu yazılım vasıtasıyla davalı şirketten ve diğer sigorta şirketlerinden teklif aldığı, yetki kullanan levhaya kayıtlı/kayıtsız acenteler poliçe tanzimi yaparken anılan acentenin IP numarasının otomatik olarak sisteme girdiği, statik IP uygulamasının devre dışı bırakıldığı anlaşılmaktadır.” tespit ve ibaresinin yer aldığı, bu şekilde Hazine Müsteşarlığı tarafından yapılan tespitin davalı sigorta şirketine bildirildiği ve davalı sigorta şirketi tarafından da davacı acentenin yazılı ihtarla uyarıldığı gibi dosyamız içerisine celp edilen Nazilli 3.Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dışı … Çimento San. A.Ş ve davacının müşteki ve davalı … Sigorta’nın katılan olarak yer aldığı dava dosyasından yapılan yargılama neticesinde davacı şirket çalışanı …’nun dava dışı … Çimento San. A.Ş ile ilgili olarak sadece sigorta konusu kapsayan sahte olağan genel kurul toplantı tutanağı düzenlenmesi nedeniyle mahkumiyetine karar verildiği ve iş bu kararın da kesinleştiği, bu kapsamda … Çimento San. A.Ş tarafından davalı … Sigorta A.Ş’ye gönderilen 25.03.2013 tarihli ihtarnamede … Çimento A.Ş adına sadece sigorta konusu kapsayan sahte olağan genel kurul toplantı tutanağı düzenlendiği ve bu sahte toplantı tutanağının davacı acente tarafından davalı sigorta şirketi ve diğer sigorta şirketlerinde çalışma için kullanıldığı veya kullanılmaya çalışıldığının öğrenildiğinin bildirildiği veyine davalı sigorta şirketi tarafından ceza dosyasına sunulan 24.12.2013 tarihli davaya katılma istemli dilekçesinde davacı acentenin sahte genel kurul tutanağı tanzim ederek bu tutanağı davalı şirketle çalışmak için kullandığını bildirmiş olması karşısında her ne kadar evrakta sahtecilik eylemini gerçekleştiren kişi davacı şirketin yetkilisi değil ise de, davacı şirketin çalışanı olduğunun ihtilafsız olduğu, bu kapsamda davacının çalıştırdığı personelin eylemlerinden de adam çalıştıranın sorumluluğunu düzenleyen TBK 66. maddesi gereğince sorumlu olduğu düşünülmüştür. Bu kapsamda sadece sigorta konusunu kapsayan ve dolaylı da olsa davalı sigorta şirketinde de kullanılabilecek nitelikte sahte genel kurul toplantı tutanağının düzenlenmiş olmasının davalı sigorta şirketi açısından taraflar arasındaki güven ilişkisini zedeleyeceği, bu kapsamda davacı acentenin taraflar arasındaki sözleşmenin 4.maddesinde düzenlenen, acentenin sigorta şirketinin hak ve menfaatlerine zarar vermeyecek şekilde hareket etmek zorunda olduğu yönündeki sözleşme maddesine aykırı davrandığının ve bu nedenle davalı sigorta şirketi tarafından yine taraflar arasındaki sözleşmenin 8.maddesi gereğince sözleşmenin haklı olarak feshedildiğinin kabulü gerekmiştir.
Yukarıda anlatılan tüm gerekçelerle dava konusu acentelik sözleşmesinin davalı sigorta şirketi tarafından haklı nedenle feshedildiği sonucuna varılmıştır. Bu kapsamda davacının davalıdan sözleşmenin feshi nedeniyle dava dilekçesinde belirtiği şekilde talepte bulunamayacağının kabulü gerekmiştir. Sonuç olarak davacı tarafça sözleşmenin haksız nedenle feshedildiği iddiasına dayalı olarak açılan iş bu davanın yerinde görülmediğinden reddine karar verme gereği doğmuştur.
HÜKÜM / Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının başlangıçta mahkememize yatırılan 462,35 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 381,65 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücreti Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 20/12/2022

Katip

Hakim