Emsal Mahkeme Kararı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2005/61 E. 2022/375 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2005/61
KARAR NO : 2022/375

A- MAHKEMEMİZİN 2005/61 ESAS SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN:

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 07/02/2005

B-MAHKEMEMİZİN 2005/61 E. SAYILI DOSYASI İLE BİRLEŞTİRİLEN İZMİR 5.
ATM’ NİN …/… E. …/… K. SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN:

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 09/09/2005
KARAR TARİHİ : 12/04/2007

C-MAHKEMEMİZİN 2005/61 E. SAYILI DOSYASI İLE BİRLEŞTİRİLEN İZMİR 5.
ATM’ NİN …/… E. …/… K. SAYILI DOSYASINDAKİ KARŞI DAVA YÖNÜNDEN;
KARŞI DAVA TARİHİ : 25/10/2005
KARAR TARİHİ : 21/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı … Holding AŞ. vekili Mahkememize verdiği 07.02.2005 tarihli dilekçesinde; müvekkili şirketlerin TMSF Yönetim kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile fon alacaklarının tahsili bakımından yarar görüldüğünden 4389 sy. Bankalar Kanunun 15-7/a md uyarınca temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetiminin devir alındığını ve yine BDDK TMSF Yönetim kurlunun aynı tarih ve sayılı kararı ile yeni yönetim ve denetim kurulu üyelerinin atandığını, TMSF tarafından atanan denetçi tarafından rapor hazırlandığını, düzenlenen 01.01.2001 -31.12.2003 dönemine ilişkin denetçi raporunda yapılan bazı tasarruflar sonucu … Holding AŞ.’nin önemli ölçüde zarara uğradığı belirtilerek 01.01.2001-17.05.2022 döneminde görev yapan yönetim kurulu üyeleri …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ile denetim kurulu üyeleri …, …, …, …, …, …, … ve …’in gerek kendi dönemlerinde yapmış oldukları tasarruf ve işlemler nedeniyle gerekse kendilerinden önceki dönemlerde seleflerinin yapmış oldukları işlemler ile ilgili olarak gerekli aksiyon ve önlemleri almamaları nedeniyle ibra edilmemeleri ve şirketin uğramış olduğu her türlü zarardan dolayı mali sorumlulukların aranması, daha önce 1999 ve 2000 yıllarında şirkette görev yapan ve ilgili dönemlere ilişkin genel kurullarda ibra edilen yönetim kurulu üyeleri …, …, …,…, …, …, …., …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ile ilgili dönemlerdeki denetim kurulu üyeleri …, … ve …’ın şirket zararının oluşmasında gerek kanunların gerekse esas mukavelenin yüklediği vazifeleri gereğince yerine getirmemeleri nedeniyle sorumluluklarının tespit edilerek haklarında gerekli mali ve hukuki yaptırımların uygulanabilmesi için belirtilen yönetim ve denetim kurulu üyelerinin 1999 – 2000 yılları olağan genel kurullarındaki ibralarına ilişkin kararların hükümsüz sayılmasının uygun olacağı, sonuç olarak 31.12.2003 tarihi itibariyle şirketin 2001 yılı 121.737 milyar TL, 2002 Yılı 5.645 milyar TL, 2003 yılı 17.981 milyar TL olmak üzere toplam dönem ve geçmiş yıllar zararının 145.363 milyar TL olduğu, sermayesinin 210.000 milyar TL’den 75.707 milyar TL’ye düştüğü, şirketin bu duruma gelmesinde gerek kanunun, gerekse esas mukavelenin yüklediği vazielerin gereğince yerine getirmemeleri nedeniyle şirketin zarar uğratılmasında sorumlu oldukları kanaatine varılan ve ibra edilmemeleri talep edilen yönetim ve denetim kurulu üyeleri ile geçmiş yıllarda yapılan genel kurullarda verilen ibraların kaldırılması talep edilen yönetim ve denetim kurulu üyeleri hakkında şrkete veriş oldukları zararlardan dolayı mali sorumlulukların aranmasının uygun olacağı tespiti yapıldığından sorumluluk davasının açılmasının sonucunun hasıl olduğunu, davacıların geçmiş yıllar genel kurullarında ibra edilmiş olmalarının davacıların şirket zararından dolayı sorumluluğunu bertaraf etmediğini, TTK’nın 336. 342. 346. 359. Md’lerinin yönetim kurulu üyelerinin ve denetçilerinin sorumluluk hallerini düzenlediğini, öngörülen sorumluluğun üyelerin ortaklığa verdikleri zararları tüm mal varlıkları ile birlikte ve sınırsız biçimde ödemelerini gerektirdiğini, doktrinde ve uygulamada yönetim kurulu üyeleri ile ortaklık arasında bir sözleşme ilişkisi bulunduğu, bu itibarla yönetim kurulu üyeleri aleyhine kusur karinesinin mevcut bulunduğunun ittifakla kabul edildiğini, denetçiler ile ortaklık arasındaki ilişkinin de sözleşme ilişkisi olduğunu, denetçiler lehinde de kusur karinesinin bulunduğunu , TTK’nın 359. Md uyarında şirket denetçileri aleyhine açılacak davalardaki usul ve esaslara tabi olacaklarının kabul edildiğini, TTK’nın 317. Md’sinin yönetim kurulu üyelerine ortaklığı yasanın öngördüğü biçimde yönetmek ve temsil etmek görevini yüklediğini ve yine TTK’nın 320. Md nin özen ve sadakat borcunu düzenleyerek özen ve sadakat borcu altında olan yönetim kurulu üyelerine aksi halin varlığı halinde hukuki ve cezai müeyyideler getirdiğini, hazırlanan raporlarda şirketin toplam zararının trilyonlara ulaştığı ve bu zararın oluşumunu davalıların kusurlu ve kasıtlı idare şekillerinin oluşturduğunun görüldüğünü, yönetim kurulu üyelerinin kural olarak kurul halinde çalıştıkları, kanun ve ana sözleşmeden doğan hak ve ödevleri yerine getirme sırasında doğacak zararlardan müteselsilen sorumlu olacakları ve ayrıca yönetim kurulu üyeleri aleyhine usul karinesinin var olduğunu kabul edildiğini, denetçi raporunda ayrıntıları sıralanan olaylar sebebi ile 1999-2002 tarihleri arasında görev yapmış yönetim kurulu üyelerinin ve denetim kurulu üyelerinin sorumlu olduklarının görüldüğünü, sorumlulukları görülen davalılar hakkında fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.500 YTL zararın görev tarihleri ve sorumlulukları oranında davalılardan müştereken ve müteselsilen tazmini talebi için dava ikamesi zorunluluğu doğurduğunu belirtmiş, yönetim kurulu başkanı, yönetim kurulu üyesi ve denetçi sıfatı ile kanunların ve şirket ana sözleşmesini kendilerince yükledikleri görevleri ve sorumluluklarını yerine getirmeyerek müvekkili … Holding AŞ .’nin büyük ölçüde zarara uğramasına sebebiyet veren davalılardan fazlaya dair talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.500 YTL’nin zararın meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek TC. Merkez Bankası’nca ilan edilen avans faizi ile birlikte davalılardan sorumlulukları oranında müşterek ve müteselsil alınarak davacı şirkete verilmesine karar verilesini talep etmiştir.
TMSF tarafından sunulan 07.02.2005 tarihli temliknamenin incelemesinde; temlik edenin … Holding AŞ., temellük edenin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, davalıların …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, temlik konusunun temlik edenin temlik borçlusundan olan 145.363.000 YTL tutarındaki alacağının kısmi davaya konu edilen 5.500 YTL tutarlı kısmının tahsili istemi ile açılan İzmir 1. ATM’nin 2005/61 sayılı dosyası ile görülen mali sorumluluk davasından kaynaklanan doğmuş ve doğacak tüm tazminat alacakları olduğu belirlenmiştir.
TMSF vekili Mahkememize verdiği 13.12.2005 tarihli dilekçesinde; sunulan alacak temlik sözleşmesine istinaden fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile 5.500 YTL’si olarak ikame edilen davanın 145.363.000 YTL’si olarak ıslah edildiğini, ıslahı istenen 145.363.000 YTLsi ortaklık zararının zararın meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek TC. Merkez Bankası’nca ilan edilen en yüksek avans faiz ile birlikte davalılardan sorumlulukları tutarında müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili Mahkememize verdiği 28.02.2005 tarihli cevap dilekçesinde; davalının dinlenme yeteneği zaman aşımı vs. itirazların dahil savunmaların sunulması için iki ay ek süre talep etmiştir.
Davalı … vekili Mahkememize verdiği 02.03.2005 tarihli cevap dilekçesinde; anonim ortaklıklarda ortaklık adına yönetim kurulu başkan ve üyelerine karşı eylemlerinden ötürü açılacak sorumluluk davasının ön koşulunun genel kurulun bu hususta karar almış olması olduğunu ,dava dilekçesi içeriğinden belirtilen deliller arasında genel kurul kararının varlığının yazılı olmadığını, … Bank Aş tarafından tüm davalılar aleyhine aynı istemi içeren davanın İstanbul 1. ATM’nin …/… esasa kayıtlı ve derdest olduğunu, derdestlik itirazında bulunduklarını, tarihsiz 5.500 YTL harca esas değerli dava dilekçesinin … Holding AŞ. denetçisi tarafından açıldığını, … Bank AŞ. zararı için bu denetçilerin davacı olarak dava açamayacaklarını, ıslah dilekçesi veren TMSF’nin davaya katılma isteminde bulunmadıklarını, TMSF’nin davacı sıfatı olmadığını, müvekkilinin hiçbir zaman yönetim kurulu üyeliği yapmadığını bu nedenle kendisine husumet yönetilemeceğini, müvekkilinin denetçi olduğu süreden sonra yapılan genel kurul toplantılarında ibra edildiğini, ibranın varlığı nedeniyle TTK 309/son gereğine sorumluluk davası açılması ile ilgili iki yıllık zaman aşımı süresinin dolduğunu, davanın zaman aşımından reddini gerektiğini, HUMK 87. Md. gereği müddeabihin ıslah ile artırılamayacağını belirtmiş, ön koşulun yokluğu nedeniyle davanın reddine, derdestlik ile ilgili itirazın kabulüne, davacı sıfatı ve husumet itirazının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili Mahkememize verdiği 02.03.2005 tarihli cevap dilekçesinde; dava dilekçesinin konu kısmının altında bulunan açıklamalar bölümünde tarih tarih zarara mucip olan fiillerin açıklandığının görüldüğünü, müvekkilinin 16.10.1997 – 08.02.2000 tarihleri arasında görev yaptığının belirtildiğini, sayılan açıklamalar içinde bu döneme ait müvekkilinin içinde bulunduğu yönetim kurulunun davacı şirketi zarara sokacak herhangi bir açıklama getirilmediğini, bu nedenle öncelikle her yönetim kurulunun hangi tarihte hangi zararlandırıcı karara imza attıkları muhalefet şerhi verilip verilmediği özellikle müvekkili açısından bütün evraklar davacıların elinde bulunduğu için açıklamalarını zorunlu ve belgelerinin tebliğinin gerektiğini, müvekkilinin tahsili itibari ile … Bank bünyesinde hiçbir görev almadığını yalnız Holdingde görev aldığını, TTK 309. Md. gereğince davanın iki ve beş yıl içerisinde açılmasının gerektiğini, gerek TMSF gerekse şirket alacaklılarının dava haklarının müvekkili yönünden iki ve beş yıllık süreler geçtiğinden zaman aşımına uğradığını, müvekkilinin görev süresi içerisinde gerek murakıp raporlarında gerekse genel kurulda ibra edilmiş olduğundan ve dava dilekçesinde murakıpların ve genel kurulun ibraların iptalide istenmediğinden davacının müvekkilinden tazminat isteme hakkı bulunmadığını belirtmiş, öncelikle davanın zaman aşımı yönünden reddine ve davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili Mahkememize verdiği 16.03.2005 tarihli cevap dilekçesinde; davanın aktif husumet yönünden reddinin gerektiğini, davanın zaman aşımına uğradığını , eski yönetim kurulu üyelerinin dönemine ilişkin denetçi raporunun bulunmadığını, yeterli olmadığını, bu haliyle dava koşulunun oluşmadığını, müvekkilinin yaklaşık bir ay süre ile geçici yönetim kurulu üyeliğinde bulunduğunu, davanın genel kurulda ibra olunmayan yahut ibraları kaldırılan ve haklarında dava açılmasına karar verilen kişilerin tümüne yöneltilmenin zorunlu olduğunu, davacının öncelikle müvekkilinin görev yaptığı dönemde şirketinin zarara uğradığını zarar varsa bunda kasıt veya ihmali bulunduğunun kanıtlaması gerektiğini, ileride doğacak zarar için dava açılamayacağını, iddia olunan zararın oluşma dönemlerinin müvekkilinin yönetim kurulu üyeliği öncesi yahut sonrasına ait olup bu durumdaki üyenin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını , müvekkilinin bilançolarda hesapları incelenip tartışıldığı ve de kar ile kapatılmış bir dönem sonunda ibra edildiğini ,TTK 336/son gereğince vazifelerden birisi 319. Md gereğince idare meclisi azalarından birine bırakılmış ise mesuliyetin ancak ilgili azaya yükletilmesi lazım gelip o muameleden dolayı müteselsilen mesuliyetin cari olamayacağını, temerrüt oluşmadığından avans faizi istenemeceğini, davacının dava dilekçesinde zarar kalemleri ile sorumluluk gerekçelerini sınırlamış olup bundan sonra bunları genişletilmesine muvafakat etmediklerini, davacının tedbir taleplerinin reddinin gerektiği belirtmiş , davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili Mahkememize verdiği 18.03.2005 tarihli cevap dilekçesinde ; dava dilekçesinin özellikle her bir davalı yönünden müphem ve yetersiz bulunduğunu, davalıların her birinin hangi karar işlem ve fiillerinden dolayı hukuki sorumluluklarının olduğunu bilme hakları bulunduğunu , davalının savunma hakkını kullanabilmesi için dava konusuna ilişkin bilgi ve belgelerin dosyaya ibrazının gerektiğini, yönetim kurulu üyelerinin hukuki sorumluluğuna ilişkin koşulların gerçekleşmediğini, müvekkilinin davacı şirkette 16.10.1997 -08.02.2000 tarihleri arasında yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığını, müvekkili yönünden dava zaman aşımı sürelerinin dolduğunu, davacının ortaklık zararının meydana geldiği tarihten itibaren faizin işletilmesi talebinin yolsuz olduğunu, davanın davalının yerleşim yeri olan Bursa Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılması gerektiğini, eldeki davanın görülmesi için önceden yapılan genel kurullarda ibra edilen müvekkili hakkında yeniden yapılacak genel kurulda ibra kararının kaldırılarak sorumluluk davasının açılması hususunda karar alınması gerektiğini, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararının yasal şartlarının oluşmadığını belirtmiş , davanın öncelikle zaman aşımı defi nedeniyle reddine, davanın esastan reddine, dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …, …, … ve … vekili Mahkememize verdiği 28.03.2005 tarihli cevap dilekçesinde; temliğin müvekkiline bildirilmeden temlik yönü ve taraf değişikliği ve ıslahın usule aykırı olduğunu, ıslah yoluyla müddeabihin artırılması için önce taraf teşkili ve TMSF’nin davaya dahil olmasına karar verilmesi gerektiğini, sorumluluğun kişiselleştirilmediğini, dava dilekçesinin usulsuz olduğunu, … Holding AŞ.nin davayı açmasının hukuken mümkün olmadığını, ibraların kaldırılması yönündeki genel kurul kararının usulsüz ve hukuka aykırı olduğunu, TMSF’nin davası temlike dayalı olduğundan TMSF’nin … Holding AŞ’nin sahip olduğu, haktan fazlasını kullanamayacağını, TTK’nın 309. Md.’sindeki iki ve beş yıllık zaman aşımı sürelerinin dolduğunu, davanın zaman aşımı süresi dolduktan açıldığını ve davanın zaman aşımı nedeniyle dinlenemeyeceğini müvekkilinin basiretli bir tacir gibi davranıp kusurlu olmadığını, dava dilekçesinde dava sebepleri konusunda yeterli açıklık bulunmadığını, davacı TMSF’nin kusurunun da ayrıca tespit konusu yapılması gerektiğini, davanın diğer yönetim ve denetim kurulu üyelerine ihbar edilmesi gerektiğini belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili Mahkememize verdiği 28.03.2005 tarihli cevap dilekçesinde; davacı şirket ile TMSF arasında düzenlenen temlik sözleşmesi ve buna dayanarak müddeabihin ıslahının muvazaalı ve usule aykırı olup kabulünün mümkün olmadığını, var olmayan bir alacağın temlik edilemeyeceğini, işin niteliğinin temlike engel olduğunu , temliğin muvazaalı ve kötü niyetli olduğunu, taraf teşkili yapılmadan ıslah yapılmayacağını, ihtiyati haciz ve tedbir şartlarının oluşmadığını, TTK 309. Md iki ve beş yıllık sürelerin dolduğunu , kesinleşmiş ibra kararının kaldırılmasının hukuka aykırı olduğunu , sorumluluğu gerektiren fiil veya davranış bulunmadığını, şirket hesaplarının bağımsız denetimden geçtiğini, mali sorumluluk davası açılabilmesi için sorumluluk gerektiren yönetim kurulu kararları veya işlemlerin somut olarak ortaya konulması gerektiğini, ne dava dilekçesinde ne de denetçi raporunda müvekkili yönünden bu konuda yeterli bir açıklama bulunmadığını belirtmiş , davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar …, …ve … vekili Mahkememize verdiği 28.03.2005 tarihli cevap dilekçesinde; alacağın temlikinin dava açılmadan önce yapılmış ise ortada husumet yönünden geçersiz bir davanın söz konu olduğunu, alacağın temliki dava açıldıktan sonra yapılmış ise henüz taraf konumunu kazanıp kazanmadığı konusunda mahkemece karar verilmeyen yeni taraf TSMF’nin ıslah talebinde bulunamayacağını, davacının kamu gücünü dürüstlük kurallarına aykırı olarak kullanmadığını ve görevini ihmal ettiğini, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığını, TTK 341. Md. gereğince sorumluluk davasının dinlenme şartı olan ihtilafsız bir genel kurul kararının bulunmadığını, müvekkillerinin görev yaptığı dönemlere ilişkin olarak genel kurul tarafından alınmış lehine açık ibra kararları bulunduğunu, ibra kararlarının teknik anlamda yenilik doğuran bir hukuki muamele olduğunu ve bir kez geçerli olarak kullanıldıktan sonra bundan geri dönülemeyeceğini, davacının taleplerinin zaman aşımına uğradığını, davacının iddialarının TMSF tarafından atanan denetçi tarafından düzenlenen 01.01.2001 – 31.12.2003 dönemine ilişkin rapora dayandığını ,müvekkillerinin döneminin ise 08.02.2000 tarihinde sona erdiğini, müvekkillerinin sorumlu tutulabilmesi için davacının ortaya çıkan zararın müvekkilinin hangi fiilinden kaynaklandığını, zarar ile fiil arasında uygun illiyet bağının ispat etmek durumunda olduğunu, sorumluluğun kabul edilmediğini, sorumlu olunsa dahi zarar ispatının davacıya ait olmasına rağmen davacının ne kadar zarar ettiğini açık ve net bir biçimde ispatlayamadığını, bunun yanında ortaya çıkan zararın gerçekleşmesinde müvekkillerinin kusurunun bulunmadığını, davacının talep ettiği faizin yerinde olmadığını belirtmiş , davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili Mahkememize verdiği 28.03.2005 tarihli cevap dilekçesinde; müvekkillerinin davacı şirkette yönetim kurulu üyeliği yaptığı dönem içerisinde hiçbir zaman holdingi zararına yola açacak kusurlu davranış ve eylemlerinin söz konusu olmadığını, müvekkillerinin yönetim kurulu üyeliği yaptığı dönemlere ilgili olarak yapılan genel kurullarda ibra edildiğini, müvekkili …’nun son yaptığı görev olan denetim kurulu üyeliğinin çok kısa sürdüğünü, bu dönem içinde müvekkilinin zarara uğratıcı bir işlemi olmadığını, davacı sıfatı olmayan üçüncü kişinin ıslah talebinde bulunmasının yasal olmadığını, davanın zaman aşımına uğradığını, tedbir talebinin yerinde olmadığını, müvekkillerinin görev yaptıkları dönem içinde basiretli bir tacir gibi davranıp şirketin ticari karı için çaba gösterdiklerini belirtmiş , davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili Mahkememize verdiği 29.03.2005 tarihli cevap dilekçesinde; davanın açılabilmesi için mesuliyet davası açılmasına yönelik genel kurul kararı gerektiğini, davacı … Holding AŞ. iken TMSF tarafından ıslah dilekçesi verilmesinin usulsüz olduğunu, dava dilekçesinin taşıması gereken unsurlar yönünden eksik olduğunu, iddia edilen işlemlerin işlem ve davalar yönünden zaman aşımına uğradığını, dava dilekçesinden iddia edilen işlemlere yönelik yönetim kurulu karalarında müvekkilinin imzasının bulunmadığını, müvekkilinin içinde bulunduğu yönetim kurulu ve denetim kurulunun 08.02.2000 tarihinde yapılan genel kurulda ibra edildiğini, dava dilekçesinde yer alan iddiaların tümünün oluşturan işlemlerin mevzuata ve ticari hayatın gereklerine uygun olarak yapıldığını, dava dilekçesinde yer alan iddiaların bir kısmının icra kurulu üyeleri ile müdürler tarafından gerçekleştirildiğini belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili Mahkememize verdiği 14.10.2005 tarihli cevap dilekçesinde; davanın usulen yanlış açıldığını, ibranın geçersiz sayılabilmesi için gerekli şartların TTK’nın 380. Md açık olarak düzenlendiğini, öncelikle mahkemeden ibranın geçersizliğine ilişkin karar alınması gerektiğini, müvekkilinin kendi dönemi içerisinde ibra edildiğini, bu sebeple hakkında mesuliyet davası açılamayacağını, müvekkili hakkında verilen ibra kararının bilançodan ayrı olarak bir gündem maddesi olarak verildiğini ,TTK’nın 381. md’de genel kurul kararının iptali hususunun açıkça düzenlendiğini, maddede bahsi geçen üç aylık hak düşürücü sürenin çoktan geçtiğini, TTK’nın 309. md. gereğince mesul olan kimselere karşı tazminat isteme hakkının davacının zararı ve mesul olan kimseyi öğrendiği tarihten itibaren iki yıl geçmekle mürüru zamana uğrayacağını, davanın zaman aşımından reddinin gerektiğini, dava dilekçesinin d bölümünde açıkça “yukarıdan beri anlatılan ve ekli teftiş raporlarında ayrıntıları sıralanan her bir olay sebebi ile 1999-2001 tarihleri arasında görev yapan yönetim kurulu üyelerinin ve denetçilerin sorumlu oldukları görülmüş” dendiğini, buna göre müvekkilinin zararın doğduğu iddia edilen dönemlerde yönetim kurulunda görev yapmadığını, davanın müvekkili ile bir alakası bulunmadığını, davacının söz konusu talebine bağlı kalınarak davanın reddinin gerektiğini, bunun yanında müvekkilinin söz konusu doğduğu iddia edilen zararlara ilişkin olarak sorumluluğunun ne kadar olduğu ve ne zamanlarda bu sorumluluğun doğduğu ve sonlandığını belirtilmediğini, dava açılırken müvekkili açısından hangi fiillerinin iddia edilen zarara sebebiyet verdiği ve bu zararın ne kadarından sorumlu olduğunun belirlenmesi gerektiğini, bu husus tamamlanmadan dava açılmış olması nedeni ile bu konuda açıklayıcı bir bilgi davacı tarafından verilmeden bu konuda cevap verilebilmesinin mümkün olmadığını belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili Mahkememize verdiği 28.12.2005 tarihli cevap dilekçesinde; müvekkilinin 16.10.1997- 08.02.2000 arası dönemde yönetim kurulu üyeliği yaptığını, iki yıllık zaman aşımı süresi dolduğunu, davanın zaman aşımından reddinin gerektiğini, sorumluluk davasının dayanağını oluşturan 07.02.2005 tarihli genel kurulun iptali yönünde açılan davalının ön sorun olarak sonuçlandırılması gerektiğini, temlik sözleşmesi, temlike dayanılarak yapılan taraf değişikliği ve ıslahın usul ve yasalara aykırı olup ıslah ile artırılan müddeabihin de zaman aşımına uğradığını, davacının müvekkilinin hangi fiil ve eylemleri ile ne miktarda zarara yol açtığını açıklaması gerektiğini, bu açıklandıktan sonra ayrıntılı cevap verme hakkının saklı tutulduğunu, müvekkilinin görev yaptığı dönemlere ilişkin genel kurul kararları ile ibra edildiğini, ibra edildiği genel kurul kararlarının dava konusu edilmediğini ve kesinleştiğini, daha sonraki genel kurul kararının bunu ortadan kaldırmasının hukuken mümkün olmadığını, şirkette oluştuğu iddia edilen zararda müvekkiline izafe edilebilecek bir kusur ve ihmal bulunmadığını belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı … Holding AŞ. vekili İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… sayılı dosyasına verdiği 09.09.2005 tarihli dava dilekçesinde; müvekkili şirketin TMSF Yönetim kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile fon alacaklarının tahsili bakımından yarar görüldüğünden 4389 sy. Bankalar Kanunun 15-7/a md uyarınca temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetiminin devir alındığını ve yine BDDK TMSF Yönetim kurulunun aynı tarih ve sayılı kararı ile yeni yönetim ve denetim kurulu üyelerinin atandığını, TMSF tarafından atanan denetçi tarafından rapor hazırlandığını, düzenlenen 01.01.2001 -31.12.2003 dönemine ilişkin denetçi raporunda yapılan bazı tasarruflar sonucu … Holding AŞ.’nin önemli ölçüde zarara uğradığı belirtildiğini , 01.01.2001-17.05.2002 döneminde görev yapan yönetim kurulu üyeleri …, … , …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ile denetim kurulu üyeleri …, …, …, …, …, …, … ve …’in gerek kendi dönemlerinde yapmış oldukları tasarruf ve işlemler nedeniyle gerekse kendilerinden önceki dönemlerde seleflerinin yapmış oldukları işlemler ile ilgili olarak gerekli aksiyon ve önlemleri almamaları nedeniyle ibra edilmemeleri ve şirketin uğramış olduğu her türlü zarardan dolayı mali sorumlulukların aranması, daha önce 1999 ve 2000 yıllarında şirkette görev yapan ve ilgili dönemlere ilişkin genel kurullarda ibra edilen yönetim kurulu üyeleri …, …, …, …, …, …, …., …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ile ilgili dönemlerdeki denetim kurulu üyeleri …, … ve …’ın şirket zararının oluşmasında gerek kanunların gerekse esas mukavelenin yüklediği vazifeleri gereğince yerine getirmemeleri nedeniyle sorumluluklarının tespit edilerek haklarında gerekli mali ve hukuki yaptırımların uygulanabilmesi için belirtilen yönetim ve denetim kurulu üyelerinin 1999 – 2000 yılları olağan genel kurullarındaki ibralarına ilişkin kararların hükümsüz sayılmasının uygun olacağı sonucuna varıldığını , şirketin 07.02.2005 tarihinde yapılan 2001 -2002 ve 2003 yılı olağan genel kurul toplantısında denetçi raporu doğrultusunda karar alındığından yönetim ve denetim kurulu üyeleri , …, … …, …, …, …, …., …, …, … ,…, …, …, …, …, …, …, … ve … hakkında İzmir 1. ATM’nin …/… Esas numaralı dosyasında dava açıldığını, haklarında sorumluluk davası açılmasına karar verilen yönetim ve denetim kurulunun diğer üyeleri için de eldeki davanın açıldığını, gerek 1 ATM’de hakkında dava açılan yönetim ve denetim kurulu üyeleri ve gerekse bu davada husumet yöneltilen yönetim ve denetim kurulu üyelerinin şirket zararlarından TTK’nın 336, 342, 346 ve 359. Md. gereğince müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, İzmir 1. ATM’de …/… Esas sayılı dosya ile açılan davada fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 5.500 YTL zarar üzerinden dava açıldığını o davadaki hak ve alacakların TMSF’ye temlik edildiğini, TMSF’nin davayı ıslah ederek müddeabihi 145.363.000 YTL yükselttiğini ancak şirketin 2004 faaliyet yılına ilişkin olağan genel kuruluna sunulmak üzere hazırlanan denetçi raporunda şirket zararının 22.508.571,43 YTL daha arttığının tespit edildiğini, aynı denetçi raporunda denetim kurulu üyelerinin sorumlu olduğu zarar miktarının, zarar doğuran işlemler bazında görevde bulundukları dönem esas alınarak … yönünden 244.868.239.907.916 TL, 37.266.685 USD , 10.471.123 DEM, 470.687 EURO, … yönünden 244.868.239.907.916 TL , 37.266.685 USD , 10.471.123 DEM, 470.687 EURO, … yönünden 202.542.019.379.076 TL, 37.216.685 USD , 10.471.123 DEM, 470.687 EURO, … yönünden 241.304.239.907.916 TL, 37.266.685 USD, 10.471.123 DEM, 470.687 EURO, … yönünden 202.542.019.379.076 TL , 37.216.685 USD, 10.471.123 DEM, 470.687 EURO, … yönünden 241.304.239.907.916 TL , 37.266.685 USD , 10.471.123 DEM , 470.687 EURO, … yönünden 244.868.239.907.916 TL , 37.266.685 USD , 10.471.123 DEM , 470.687 EURO, … yönünden 241.304.239.907.916 TL, 36.884.762 USD , 10.471.123 DEM, 470.687 EURO,
… yönünden 176.715.631.608.598 TL, 33.834.762 USD, 10.471.123 DEM, 470.687 EURO, … yönünden 147.041.934.336.485 TL , 36.834.762 USD , 10.471.123 DEM, 470.687 EURO, … yönünden 171.776.351.223.476 TL, 36.834.762 USD , 10.471.123 DEM , 470.687 EURO, … yönünden 184.712.183.981.838 TL, 33.884.672 USD , 10.471.123 DEM, 470.687 EURO, … yönünden 184.712.183.981.838 TL , 33.884.672 USD , 10.471.123 DEM., 470.687 EURO, … yönünden 145.949.963.452.998 TL , 33.834.762 USD , 10.471.123 DEM, 470.687 EURO, … yönünden 145.949.963.452.998 TL, 33.834.762 USD , 10.471.123 DEM, 470.687 EURO, … yönünden 145.949.963.452.998 TL, 33.834.762 USD, 10.471.123 DEM, 470.687 EURO, … yönünden 184.712.183.981.838 TL, 33.884.672 USD , 10.471.123 DEM , 470.687 EURO, … yönünden 184.712.183.981.838 TL , 33.884.672 USD , 10.471.123 DEM , 470.687 EURO, … yönünden 181.148.183.981.838 TL, 33.884.672 USD , 10.471.123 DEM., 470.687 EURO, … yönünden 181.148.183.981.838 TL, 33.884.672 USD , 10.471.123 DEM, 470.687 EURO, … yönünden 181.148.183.981.838 TL, 33.884.672 USD , 10.471.123 DEM, 470.687 EURO, M…. yönünden 177.534.102.492.085 TL , 37.216.685 USD , 10.471.123 DEM, 470.687 EURO, … yönünden 181.148.183.981.838 TL , 33.884.672 USD, 10.471.123 DEM. 470.687 EURO, … yönünden 11.510.394.264.653 TL , 10.317.512 USD , … yönünden 50.272.614.793.493 TL , 10.317.512 USD , … yönünden 50.272.614.793.493 TL , 10.317.512 USD, … yönünden 50.272.614.793.493 TL, 10.317.512 USD , … yönünden 50.272.614.793.493 TL , 10.317.512 USD , … yönünden 50.272.614.793.493 TL , 10.317.512 USD ,… yönünden 50.272.614.793.493 TL , 10.317.512 USD , …. yönünden 50.272.614.793.493 TL, 10.317.512 USD , … yönünden 50.272.614.793.493 TL, 10.317.512 USD, … yönünden 50.272.614.793.493 TL , 10.317.512 USD ,… yönünden 50.272.614.793.493 TL , 10.317.512 USD , … yönünden 50.272.614.793.493 TL, 10.317.512 USD, … yönünden 50.272.614.793.493 TL , 10.317.512 USD ,… yönünden 50.272.614.793.493 TL, 10.317.512 USD, … yönünden 50.272.614.793.493 TL, 10.317.512 USD , … yönünden 11.510.394.264.653 TL , 10.267.512 USD , … yönünden 11.510.394.264.653 TL, 10.267.512 USD olarak belirlendiğini, davacıların geçmiş yıllar genel kurullarda ibra edilmiş olmalarının davalıların şirket zararlarından dolayı sorumluluğunu bertaraf etmediğini, TTK’nın 336. 342. 346. 359. Md’lerinin yönetim kurulu üyelerinin ve denetçilerinin sorumluluk hallerini düzenlediğini, öngörülen sorumluluğun üyelerin ortaklığa verdikleri zararları tüm mal varlıkları ile birlikte ve sınırsız biçimde ödemelerini gerektirdiğini, doktrinde ve uygulamada yönetim kurulu üyeleri ile ortaklık arasında bir sözleşme ilişkisi bulunduğu, bu itibarda yönetim kurulu üyeleri aleyhine kusur karinesinin mevcut bulunduğunun ittifakla kabul edildiğini, denetçiler ile ortaklık arasındaki ilişkinin de sözleşme ilişkisi olduğu, denetçiler aleyhinde de kusur karinesinin bulunduğu TTK’nın 359. Md uyarınca şirket denetçileri aleyhine açılacak davalardaki usul ve esaslara tabi olacaklarının kabul edildiğini, TTK’nın 317. Md’sinin yönetim kurulu üyelerine ortaklığı yasanın öngördüğü biçimde yönetmek ve temsil etmek görevini yüklediği ve yine TTK’nın 320. Md nin özen ve sadakat borcunu düzenleyerek özen ve sadakat borcu altında olan yönetim kurulu üyelerine aksi halin varlığı halinde hukuki ve cezai müeyyideler getirdiğini, hazırlanan raporlarda şirketin toplam zararının trilyonlara ulaştığı ve bu zararın oluşumunu davalıların kusurlu ve kasıtlı idare şekillerinin oluşturduğunun görüldüğünü, yönetim kurulu üyelerinin kural olarak kurul halinde çalıştıkları, kanun ve ana sözleşmeden doğan hak ve ödevleri yerine getirme sırasında doğacak zararlardan müteselsilen sorumlu olacakları ve ayrıca yönetim kurulu üyeleri aleyhine kusur karinesinin var olduğunu kabul edildiğini belirtmiş, fazlaya dair talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.100 YTL’nin zararın meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan sorumlulukları oranında müşterek ve müteselsilen tahsiline, davalıların 2001-2002 ve 2003 faaliyet yılı zararlarından müşterek ve müteselsil sorumlu olduklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
TMSF tarafından İzmir 5 .ATM ye sunulan temliknamenin incelemesinde; temlik edenin … Holding AŞ., temellük edenin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, davalıların …, …, …, …, …, …, …, …, … mirasçıları, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, temlik konusunun temlik edenin temlik borçlusundan kısmi davaya konu edilen 5.100 YTL tutarlı kısmının tahsili istemi ile açılan İzmir 5. ATM’nin …/… sayılı dosyası ile görülen mali sorumluluk davasından kaynaklanan doğmuş ve doğacak tüm tazminat alacakları olduğu belirlenmiştir.
TMSF vekili İzmir 5 .ATM ye verdiği dilekçesinde ; sunulan alacak temlik sözleşmesine istinaden müvekkili TMSF’ye verilen yetkiye istinaden fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile 5.100 YTL’si olarak ikame edilen davanın 244.868.240 YTL, 37.266.685 USD, 10.471.123 DEM ve 470.687 EURO olarak ıslah edildiğini, ıslahı istenen 244.868.240 YTL, 37.266.685 USD, 10.471.123 DEM ve 470.687 EURO ortaklık zararının zararın meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek TC. Merkez Bankası’nca ilan edilen en yüksek avans faiz ile birlikte davalılardan sorumlulukları tutarında müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı asil … İzmir 5. ATM’ye verdiği 04.10.2005 tarihli cevap dilekçesinde; 1997-28.06.2001 yılları arasında yönetim kurulu üyeliği yaptığını, bu sebeple hiç para almadığını, … Holding AŞ. yönetim kurulunda bulunduğu ve katıldığı toplantılarda bürokratlardan gelen muhtelif iş tekliflerinin icra kurulu komitesince değerlendirildiğini, projelerin o günün şartlarında muhtelif holdinglerin uyguladıkları teamüller de dikkate alınarak tartışıldığını ve karara bağlandığını, … Holding AŞ. de yapılmış olan tasarruf ve işlemler neticesinde çıkan bilançoların bağımsız denetim şirketleri ve yeminli mali müşavirlerce değerlendirildiğini ve İMKB ve SPK’ya anında bildirildiğini, sorumluluğunun bu bilançolara onay vermekten ibaret olduğunu belirtmiş ,davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar …, … ve … vekili İzmir 5. ATM’ye verdiği 11.10.2005 tarihli cevap dilekçesinde; davanın holding için zaman aşımına uğradığını, sorumluluğun kişiselleştirilmediğini, dava dilekçesinin usulsüz olduğunu, müvekkillerinden
…’nin yönetim kurulu üyesi olmadığını, kendisine husumet yöneltilemeyeceğini müvekkili …’ın da atama yoluyla denetim kurulu üyesi yapılmış olup bu husustan haberdar olmadığını, bu sebeple husumet yöneltilemeyeceğini , müvekkili …’ın güvenilir dürüst bir yönetici olduğunu, ibra etmeme yönündeki genel kurul kararının usulsüz ve hukuka aykırı olduğunu, 2004 yılında bilanço zararı doğmasından müvekkillerinin değil olsa olsa 17.05.2005 tarihinde yönetime gelen TMSF Yöneticilerinin sorumlu tutulabileceğini, müvekkillerinin basiretli bir tacir gibi davranmış olup kusurlu olmadıklarını, davaya ilişkin olarak muğlak hususların açıklanması gerektiğini ihtiyati tedbir kararının yerinde olmadığını belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar …, …, …, … ve … vekili İzmir 5. ATM’ye verdiği 25.10.2005 tarihli cevap dilekçesinde ; TTK 309. Md’de ön görülen iki ve beş yıllık zaman aşımı sürelerinin dolduğunu, davanın zaman aşımından reddinin gerektiğini, kesinleşmiş ibra kararlarının kaldırılmasının hukuka aykırı olduğunu, sorumluluğu gerektiren fiil veya davranış bulunmadığını, şirket hesaplarının bağımsız denetimden geçtiğini, şirketin bozuk mali durumunun 2002 yılı ve daha sonra da artarak devam ettiğine ve başkaca bir sebep gösterilmediğine göre TMSF tarafından atanan denetim kurulu üyelerinin de aynı oranda sorumluluklarının bulunduğunu, mali sorumluluk davası açılabilmesi için sorumluluğu gerektiren yönetim kurulu kararları veya işlemlerinin somut olarak ortaya konulması gerektiğini, ne dava dilekçesinde ne de denetçi raorunda müvekkilleri yönünden bu konuda yeterli açıklamada bulunmadıklarını belirtmiş, davanın reddine karar verilmeini talep etmiştir.
Davalı … vekili İzmir 5. ATM’ye verdiği 25.10.2005 tarihli cevap dilekçesinde; TTK’nın 336. Md son bendindeki ayrım yapılmadan müteselsil sorumluluk esasına dayandırılan davanın hukuki mesnetten yoksun olduğunu, davanın TTK’nın 336. Md sayılan hallerden hangisine göre açıldığının belirtilmediğini, TTK 346. Md. göre sorumluluğun ikinci derecede sorumluluk olduğunu, müvekkilinin genel kurullarda ibra edildiğini, dava dilekçesinde müvekkilinin kusuruna dair hiçbir tespit ve tanımlama bulunmadığını, TTK 309 md göre davanın zaman aşımına uğradığını belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili İzmir 5. ATM’ye verdiği 25.10.2005 tarihli cevap aynı zamanda karşı dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı olarak gösterilmesinin olanaksız olduğunu, iki ve beş yılık zaman aşımı sürelerinin dolduğunu, davacı tarafın dilekçesinde ifade ettikleri hususların gerçeği yansıtmadığı gibi mevcut duruma da aykırı olduğunu, TTK’nın 336/2 md gereğince müvekkilinin murahhas azanın muamelelerinden müteselsilen sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, şirketin herhangi bir zararı söz konusu ise bu zararın yürütme kurulundan talep edilmesi gerektiğini, müvekkilinin davacı şirket genel kurulu tarafından ibra edildiğini, davacının davasını dayandırdığı ve müvekkilinin de içinde bulunduğu kimi üyelerin ibrasını kaldıran genel kurul kararının kanun ve usule aykırı olduğunu belirtmiş davanın reddine karar verilmesini talep etmiş , karşı dava dilekçesinde de … Holding AŞ.’nin 07.02.2005 tarihinde yapılan 2001-2002-2003 yıllarına ait olağan genel kurul toplantısında alınan 6 nolu kararın TTK 381 md göre kanuna , ana sözleşme hükümlerine ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu belirtmiş, davalının 07.02.2005 günü alınan ve geçmişe yönelik olarak müvekkili hakkında ibra kararlarının hükümsüz kılınması ve müvekkili aleyhine sorumluluk davası açılmasına ilişkin genel kurul gündemi uyarınca 6. Md alınan kararın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili İzmir 5. ATM’ye verdiği 27.10.2005 tarihli cevap dilekçesinde; davacının taleplerinin zaman aşımına uğradığını, davacı tarafın dava açma hakkının bulunmadığını, ihtilafsız bir genel kurul kararı bulunması şartının mevcut olmadığını, davacı şirketin 07.02.2005 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 1999-2000 yıllarında görev yapan yönetim kurulu ve denetim kurulu üyelerinin ibra kararlarının hükümsüz sayılmasına ilişkin kararın mutlak butlanla batıl olduğunu, müvekkilinin görev dönemlerindeki faaliyetleri hakkında davacı şirket genel kurulu tarafından alınmış açık ibra kararları mevcut olduğunu ve ibra kararlarının sorumluluk davası açma hakkını ortadan kaldırdığını, müvekkilinin şahsi sorumluluğunu gerektirecek iş ve eylemlerine ilişkin kararlarda imzasının mevcut olmadığını, genel olarak anlatımlarda bulunulan dava dilekçesinde müvekkilinden istenilen bedelin nasıl oluştuğu, bu tutarın hangi eylem ve davranışı nedeniyle talep edildiği ve müvekkili ile illiyet bağı ve bunların sebeplerinin belli olmadığını, 2000 yılında yönetim kurulu üyeliğinden alınan müvekkilinin 2004 yılı bilanço zararından sorumlu tutulmaya çalışılmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, ihtiyati haciz zımnında ihtiyati tedbir konulması talebinin hukuka uygun olmadığını belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili İzmir 5. ATM’ye verdiği 07.11.2005 tarihli dava dilekçesinde; TTK’nın 309. Md belirtilen iki ve beş yıllık süreler dolduğundan davanın zaman aşımına uğradığını, evvelki yıllara ilişkin ibraların hükümsüz sayılmasına dair kararın hukuka ve kanuna aykırı olduğunu, davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, dosyada bulunan davacı bankanın teftiş kurulu tarafından hazırlanan … tarih ve …/… sayılı raporun eksik hatalı ve taraflı olarak hazırlandığını, davacı tarafından ikame olunan ve … Bank AŞ. eski yönetim kurulu üyelerinin şahsi sorumluluğuna ilişkin davada müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davacının ihtiyati tedbir talebinin yerinde olmadığını belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili İzmir 5. ATM’ye verdiği 05.12.2005 tarihli cevap dilekçesinde; davacının müvekkili hakkında istemiş olduğu taleplerinin zaman aşımına uğradığını, dava dilekçesinde belirtilen sorumluluk ve istenen miktarların muğlak olduğunu, geçmişe dönük genel kurul kararları alınması ve ibraların kaldırılmasının mümkün olmadığını, ihtiyati tedbir kararının yerinde olmadığını belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili İzmir 5. ATM’ye verdiği 03.02.2006 tarihli cevap dilekçesinde; davacının tüm zararının İzmir 1. ATM’nin …/… esas sayılı dosyası ile talep edildiğini, davanın bu sebeple derdestlikten reddi gerektiğini, davacının talep ve davasının zaman aşımına uğradığını, dava dilekçesinde müvekkilinin sorumluluğunun neden kaynaklandığı, hangi kararlarda müvekkilin imzasının olduğu ile imzasının bulunduğu hangi karar nedeniyle davacının ne gibi bir zarara uğratıldığının ve müvekkili ile bu eylemin illiyet bağının açıkça gösterilmediğini, dilekçenin usul ve kanuna aykırı olduğunu , dava açılabilmesi için fiili zarara uğramasının dava şartı olduğunu , davacının dava açma hakkı bulunmadığını ,müvekkilinin murahhas aza icra komitesi üyesi olmadığı gibi kendisine hiçbir zaman temsil ve ilzam yetkisi verilmediğini ,müvekkilinin yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığı sürelerdeki işlemlerinden dolayı ibra edildiğini, TTK’nın 336/5 md gereği müvekkilinin sorumlu tutulabilmesi için kastının veya ihmalinin bulunması gerektiğini belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili İzmir 5. ATM’ye verdiği 27.03.2006 tarihli cevap dilekçesinde; davacının taleplerinin zaman aşımına uğradığını, davacının dava açma hakkı bulunmadığını , ihtilafsız bir genel kurul kararı bulunması şartı mevcut olmadığını, davacı şirketin 07.02.2005 tarihli genel kurul toplantısında alınan 1999 ve 2000 yıllarında görev yapan yönetim kurulu ve denetim kurulu üyelerinin ibra kararlarının hükümsüz sayılmasına ilişkin kararının mutlak butlanla batıl olduğunu, müvekkilinin görev yaptığı 1999 ve 2000 dönemlerindeki faaliyetleri hakkında davacı şirket genel kurulunda hem TTK’nın 380. Md yer alan bilanço ibrası ile ibra edildiğini hem de ayrı bir gündem maddesi ile borçlar hukuku anlamında açık ibra ile ibra edildiğini, TTK’ya göre anonim şirketlerin genel kurulunca alınmış geçerli bir genel kurul kararının iptali ya da hükümsüzlüğünün tespitinin ancak mahkeme tarafından yapılabileceğini, 01.01.2001-17.05.2002 döneminde görev yapan yönetim ve denetim kurulu üyelerinin ibra edilmemeleri yönündeki genel kurul kararının usulsüz ve hukuka aykırı olduğunu, dava dilekçesinde müvekkilinden istenen bedelin nasıl oluştuğu, bu tutarın müvekkilinin hangi eylem ve davranışı nedeniyle talep edildiği ve müvekkili ile illiyet bağı ve bunların sebeplerinin belirli olmadığını, 2002 yılında yönetim kurulu üyeliğinden ayrılan müvekkilinin 2004 yılı bilanço zararından sorumlu tutulmaya çalışılmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, ihtiyati haciz zımnında ihtiyati tedbir konulması talebinin hukuka uygun olmadığını belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … mirasçıları …, …, …(KES) ve … vekili İzmir 5. ATM’ye verdiği 21.06.2006 tarihli cevap dilekçesinde; davacı istemlerinin zaman aşımına uğradığını, davanın zaman aşımı yönünden reddinin gerektiğini, dava dilekçesinde müvekkillerinin miras bırakanının sorumluluğu ve ondan istenen miktarın muğlak olduğunu, sorumluluk konusu eylem ve işlemlerin açıkça saptanması gerektiğini belirtmiş, davanın öncelikle zaman aşımı yönünden sonuçta esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili İzmir 5. ATM’ye verdiği 21.08.2006 tarihli cevap dilekçesinde; davacının taleplerinin zaman aşımına uğradığını, alacağın davadan evvel ve davadan sonra temlik edilmesi nedeniyle de husumet sorunu ortaya çıktığını, müvekkilinin yönetim kurulu üyesi olduğu dönemlerde hukuka aykırı ve şirketi zarar sokan herhangi bir işlem yapılmadığını, dava ve ıslah dilekçesinde müvekkilinin özen borcuna aykırı hareket ettiğine ilişkin somut olay ve delil bulunmadığını, müvekkilinin kastı ve kusurunun söz konusu olamadığını, davacı şirketin esas yönetiminin murahhas aza ve icra kuruluna bıraktığını, müvekkilinin hiçbir zaman temsil ve ilzam yetkisi olmadığını, davacı şirketin 2002 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan 1997-1998-1999-2000-2001 yıllarında görev yapan yönetim kurulu ve denetim kurulu üyelerinin ibra kararlarının hükümsüz sayılmasına ilişkin kararının mutlak butlanla batıl olduğunu, davacının müvekkilini TTK 336/5 337 md. hükmüne göre sorumlu tutmasının hukuki dayanağı bulunmadığını belirtmiş , davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili İzmir 5. ATM’ye verdiği 10.10.2006 tarihli cevap dilekçesinde; davanın holding için zaman aşımına uğradığını, sorumluluğun kişiselleştirilmediğini, dava dilekçesinin usulsüz olduğunu , sorumluluğun doğduğu iddia edilen dönemlerin müvekkilinin görev yaptığı döneme rastlamadığından sorumluluğuna hükmedilemeyeceğini, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, ibra etmeme yönündeki genel kurul kararının usulsüz ve hukuka aykırı olduğunu, 2004 yılında bilanço zararı doğmasından müvekkilinin değil olsa olsa 17.05.2005 tarihinde yönetime gelen TMSF Yöneticilerinin sorumlu tutulabileceğini, müvekkilinin basiretli bir tacir gibi davranmış olup kusurlu olmadığını davaya ilişkin olarak muğlak hususların açıklanması gerektiğini, ihtiyati tedbir kararının yerinde olmadığını belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İzmir 5. ATM’since dosya ile İzmir 1. ATM’nin …/… sayılı dosyası arasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğundan bahisle 12.04.2007 tarihinde dosyanın İzmir 1. ATM’nin …/… sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiş, dosya dosyamız içerisine alınarak yargılamaya ana dosya üzerinden devam edilmiştir.
Birleşen dosyada karşı davacı … vekili Mahkememize verdiği 21.08.2008 tarihli dilekçesinde; TMSF ile ççç AŞ. arasında 25.01.2008 tarihinde imzalanmış olan protokol uyarınca müvekkili … adına asıl davayı kabul ettiklerini ve karşı davadan da feragat ettiklerini belirtmiş, davalı karşı davacı vekilleri Mahkememizin 16.09.2008 tarihli celsesinde kabul ve feragat dilekçelerini tekrar ettiklerini, açılan davayı kabul ettiklerini, karşı davadan da feragat ettiklerini beyan etmişler, bu beyanlarını imzaları ile tasdik etmişlerdir.
Davacı TMSF vekili Mahkememize verdiği 21.07.2009 tarihli dilekçesinde; … grubu ile TMSF arasında 25.01.2008 tarihinde grubun borçlarının tasfiyesine yönelik protokol imzalandığını, protokolün yürürlüğe girdiğini, söz konusu protokolün “Mali sorumluluk davaları” başlığını taşıyan 9.3 maddesinde “Mülga 4389 sy. Bankalar kanunun 15/7-a maddesi kapsamında yönetim ve denetimi devralınan şirketler tarafından TTK hükümlerine göre açılarak fona temlik edilen İzmir 1. ATM’nin …/… esas ve bu dosya ile birleşen İzmir 5. ATM’nin …/… esas sayılı mali sorumluluk davaları ise protokol yürürlükte bulunduğu sürece ve borçluların temerrüdü oluşmadıkça protokolün eki olan kefalet taahhütnamelerini imzalayan kefiller hakkında tüm dava tutarları üzerinden ihtiyati tedbirler baki kalmak kaydı ile durdurulması için fon adına ilgili mahkemelerden talepte bulunulacaktır. Protokolde imzası bulunmayan kişiler hakkında mali sorumluluk davalarına devam edilecektir… ” ” …Mali sorumluluk davalarının durdurulması yönündeki talep protokolün yürürlüğe girmesinden sonra yapılacaktır. Protokol hükümlerinden herhangi birinini ihlali halinde durdurulan mali sorumluluk davalarına kaldığı yerden devam edilecektir…” ” …Taraflar bu davalarda durdurulan kısım ile ilgili olarak birbirlerinden herhangi bir masraf, vekalet ücreti, tazminat vs. taleplerde bulunmayacaktır. ” şeklinde düzenlendiğini, 5411 sy. yasanın 132/10. Fıkrasındaki düzenleme ve 25.01.2008 tarihli protokolün yürürürlüğe girmiş olması hususlarının dikkate alınarak protokolde bahsi geçen İzmir 1. ATM’nin …/… esas sayılı davada protokolü ve/veya protokolün eki ve ayrılmaz parçası olan kefalet taahhütlerini imzalayan davalılar …, …, …,…, …, … …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … hakkında ve dosya ile birleşen İZMİR 5. ATM’nin …/… Esas sayılı davada protokolü ve/veya protokolün eki ve ayrılmaz parçası olan kefalet tahhütlerini imzalayan davalılar …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … …, …, …, … hakkında davanın durdurulması talep zorunluluğu hasıl olduğunu belirtmiş, dilekçede ve dilekçe ekinde mahkemeye sunulan listede yazılı protokolü ve/veya protokolün eki ve ayrılmaz parçası olan kefalet taahhütlerini imzalayan davalılar bakımından protokolde yer alan alacak kalemleri yönünden davanın durdurulmasına ilişkin beyan ve taleplerinin kabulüne, protokolü imzalamayan davalılar bakımından ise yargılamanın kaldığı yerden devam etmesi hususunda karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 19.02.2010 tarihli celsesinde Mahkememizin …/… Esas sayılı davası yönünden davalılar …, … ve … hakkında davanın devamına diğer davalılar hakkında açılan davanın 5411 sy. yasanın 132/10 maddesi hükmü gereğince taraflar arasındaki anlaşma süresinde protokol hükümleri uyarınca durdurulmasına, birleştirilen İzmir 5. ATM’nin …/… Esas sayılı dava dosyası yönünden davalılar …, …, …, …, …, …, …, … haklarında açılan davanın devamına, diğer davalılar hakkında açılan davanın 5411 sy. yasanın 132/10 md. hükmü gereğince taraflar arasındaki anlaşma süresinde protokol hükümleri uyarınca durdurulmasına karar verildiği belirlenmiştir.
Mahkememizin 02.04.2010 tarihli celsesinde davalı … hakkında açılan davanın 5411 sy. yasanın 132/10 md. hükmü gereğince taraflar arasındaki anlaşma süresinde protokol hükümleri uyarınca durdurulmasına karar verildiği belirlenmiştir.
Davalılardan …’ın 17.11.2005 tarihinde vefat ettiği, belirlenmiş mirasçıları davaya dahil edilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizin 18.09.2013 tarihli celsesinde TSMF 1. Tahsilat Dairesine dosyada mevcut protokoller doğrultusunda ibra edilen davalıların dava konusu alacak ile ilgili yapmış olduğu ödeme miktarının ayrıntılı şekilde bildirilmesi için yazı yazılmış, alınan yazı cevabında BDDK’nın 09.07.2001 tarih ve 384 sayılı kararı ile 4389 sayılı Bankalar Kanununun 14. Maddesinin üç ve dört numaralı fıkraları uyarınca temettü hariç ortaklık hakları ile yönetimi ve denetimi TMSF’ye devredilen … Giyim Sanayicileri Bankası AŞ. nin sermayesine hakim … Grubunun ve grup ile birlikte değerlendirilen şirketlerin fona ve fon bankalarına olan borçlarının tasfiyesi amacıyla fon kurulunun 06.12.2007 tarih ve 2007/627 sayılı kararı uyarınca 25.01.2008 tarihinde … AŞ. ile fon arasında protokol imzalandığı, protokolde öngörülen ödemelerin gerçekleşmemesi üzerine … Grubu ile fon kurulunun 14.04.2011 tarih ve 2011/123 sayılı kararı doğrultusunda 08.06.2011 tarihli yeni bir protokol imzalandığı, bu protokolde belirtilmeyen hususlar açısından 25.01.2008 tarihli protokol hükümlerinin geçerli olduğu, yapılan ödemelerin tablo ekinde sunulduğu, davalılardan …, …, …, …, … ve … ile ibralaşıldığı, … ve … tarafından da protokol hükümleri doğrultusunda belirlenen rakamın tamamen ödendiği belirtilmiştir.
Dava ve birleşen dava yönünden alacağı varlığı ve miktarın belirlenmesi yönelik olarak davacı … Holding AŞ.’nin defter kayıt ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına yönelik olarak İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılmış, alınan 29.04.2015 havale tarihli bilirkişi kurulu raporunda; mahkemenin …/… sayılı dosyası ile anılan dosya ile birleşen …/… sayılı esas sayılı dosyasında iki farklı davalı grubu bulunduğu, bir davalı grubunun 25.08.2008(ve 08.06.2011) tarihli TMSF ile … Grubu arasında akdedilmiş protokole müşterek borçlu ve müteselsil kefil ya da kefil olarak taraf olduğu ve davacı kuruma ödeme taahhüdünde bulunduğu, protokol hükümleri gereği davacı kurumun söz konusu davalılar hakkında durdurma talebinde bulunduğu, mahkemece talebin kabul edilerek görülmekte olan davayı protokole taraf olan davalar açısından durdurduğu, davacı kurumun akdedilen protokole taraf olan ve ödeme taahhüdünde bulunan davalılar hakkında yine protokol gereği görülmekte olan dava dışında açmış olduğu davalarda da durduruma talep ettiği, söz konusu davalıların 25.01.2008(08.06.2011) tarihli protokol çerçevesinde taahhütte bulundukları tutarları davacı kuruma ödemek sureti ile ibra edilmelerinin olası olduğu, taahhütname imzalamayan ve haklarında davanın devamı kararı alınan davalılar açısından yapılan incelemede; davalı …’ın ödeme taahhüdünde bulunduğu ve taahhüdünü yerine getirerek davacı kurum tarafından ibra edildiği, davalı …’nin ödeme taahhüdünde bulunduğu ve taahhüdünü kısmen yerine getirdiği, davacı kurum tarafından hakkında durduruma talep edildiği, davalı …’ün ödeme taahhüdünde bulunmadığı ve fakat ödemede bulunduğu, aynı şekilde davalı M….’nin de ödeme taahhüdünde bulunmadığı halde ödemede bulunduğu, davacı kurumun dava dilekçesindeki iddialarını kanıtlayamadığı, mevcut dava dilekçesi ve eki denetçi raporları ile bilahare dosyaya sunulan dilekçe eki listelerin Hukuk Muhakemeleri Kanunun ön gördüğü içeriği taşımadığı, oysa davacının alacağını ispatla mükellef olduğu, davalıların genel kurullarda alınan mevcut ibra kararlarının kesinleşmiş olduğu, bazı davalılar açısından ise davanın zaman aşımı süresi sonrası açılmış olduğu, bazı davalılara dava dilekçesi ve eki denetçi raporları veya dilekçe eki listelerde sorumluluk belirlenmemiş olduğu, davalıların görevde bulundukları sürenin dışındaki karar ve işlemlerinden dolayı hukuka aykırı şekilde sorumlu tutulduklarının tespit edildiği, davacı kurum ile akdedilen protokoller ile … Grubu firmalarının sahip olduğu gayrimenkullerin veya iktisadi değerlerin de satılarak ya da birlikte projelendirilerek protokol borcuna mahsup edileceği hükmünün bulunduğu, bu kapsamda protokol borcunun ne ölçüde karşılandığının da önem arz ettiği ancak gerek kefillerin taahhütlere olan ödemeler ile gayrimenkullerin satılarak protokol borcuna mahsubu sürecinin neticelenmemiş olup protokol uygulamalarının halen devam ettiği, bu nedenlerden dolayı davada ileri sürülen hususların kanıtlanamadığı dikkate alındığında davalıların hukuki sorumluluklarını gerektirir bir durumun bulunmadığının mahkemenin takdirinde olduğu, heyetçe haklarında durdurma kararı verilen davalıların yanı sıra raporda açıklanan gerekçelerden dolayı haklarında davaya devam kararı alınan davalılar açısından da davalıların sorumluluklarının davacı tarafından somut şekilde kanıtlanamadığı belirtilerek, davanın reddi yada bekletici neden olarak sayılmasının takdirinin mahkemeye ait olduğu görüş ve kanaatine varıldığı ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir.
Rapora itiraz edildiğinden dosya kapsamı ve tüm beyanlar değerlendirilerek dava dosyası ile İzmir 5. Atm’nin …/… Esas …/… Karar sayılı dosyası yönünden alacağın varlığı ve miktarının belirlenmesine yönelik olarak yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması için İstanbul ATM’ne talimat yazılmış, alınan bilirkişi kurulu raporunda esas dava dosyası yönünden dava konusu oluşturan eylemlerin denetçi raporlarında ayrıntılı bir biçimde açıklanmış olmasına karşın bu iddiaların … Holding AŞ. kayıtlarının ibraz edilememesi nedeniyle doğrulanamadığı, denetçi raporunda da değinilen işlemlerin ne için zarar doğurdukları ve hangi miktar zarara sebebiyet verdikleri açıklamaları yapılmadığı, davacı tarafın 2001 yıl sonu zararı olan 121.737.247 YTL, 2002 yılı zararı olan 5.645.790 YTL ve 2003 yılı zararı olan 17.981.392 YTL’nin toplamı olan 145.363.000 YTL tutarında talepte bulunduğu, davacı tarafın denetçi raporunda öne sürdüğü hususları belgeler ile desteklememiş olması hususunun 2002 ve 2003 yılları için de geçerli olduğu, şirket 17.05.2002 tarihinde TMSF’ye devredilmiş olduğundan davalıların 2003 yılı ve 2002 yılının tamamına ilişkin zarardan sorumlu tutulmalarının mümkün görülmediği, TMSF 1. Tahsilat Dairesi Başkanlığının 04.11.2013 tarihli yazısında davalılardan …, … ve … ile ibralaşıldığını belirtildiğinden adı geçen davalıların sorumluluklarının sona erdiği, diğer davalılardan yönetim kurulu üyeleri …, …, …, …, S…., …, …, …, …, …, …, denetim kurulu üyeleri …, …, … isimli davalıların görev sürelerinin 08.02.2020 tarihi itibariyle sona erdiği, dosyadaki bilgilerden şirketin 2000 yılında zarar etmediği, kar ettiğinin anlaşıldığı, 2001 ve 2002 yıllarındaki zararlarından önceki yıllarda alınmış olan kararlar ve bu kararlar nedeniyle oluşan olumsuzlukların neden olabileceği/olduğunun açık olduğu ancak dosyada hangi tarihte alınan kararın 2001 yılında hangi zarara ve nasıl neden olduğu konularında herhangi bir bilgi ve belge bulunamadığı, bu nedenle davalıların sorumluluğu hakkında bir kanaate varılamadığı, … ve …’nin 2001 yılı sonunda oluşan 121.737.247 YTL’den sorumlu tutulabilmelerinin ise mahkemenin takdirinde olduğu ancak bu davalılar hakkında da gerek denetçi raporlarında ve gerekse dava dilekçesi ve ekinde yer alan tablolarda belirtilen sorumluluk doğurucu işlemlerin incelenmesine olanak verecek bilgi belge ve kayıtlara rastlanılmadığı, davalılardan …, … ve …’ın TMSF ile yapılan 25.01.2008 tarihli protokolü imzalamadıkları protokolü imzalayan davalılardan ibralaşıldığı ve borçlarının tamamını ödediği bildirilenlerin dışında kalanların sorumluluklarının protokolün imzalanmasının ikrar sayılması durumunun ise mahkemenin takdirinde olduğu, birleşen dava yönünden birleşen İzmir 5. ATM’nin …/… Esas sayılı dosyasının 2004 yılı bilançosunda tespit edildiği ileri sürülen 22.508.571,43 YTL tutarındaki ek zarar ile ilgili olduğu, başlangıçta 5.100 YTL olarak ikame edilen davanın 244.868.240 YTL , 37.266.685 USD , 10.471.123 DEM ve 470.687 EURO olarak ıslah edildiği, birleşen dosyada 2004 yılı bilançosu ve denetçi raporu ile bağımsız denetim raporu bulunmadığı, incelemede temin edilen 01.01.2004 ile 31.04.2004 dönemi denetçi raporu ve aynı döneme ilişkin ek denetçi raporlarının incelendiği, mahalinde yapılan incelemede … Holding defter ve kayıtlarının ibraz edilmediği, dosyada 2004 yılı bilanço ve eklerinin de bulunmadığı, bu nedenle denetçi raporunda öne sürülen hususların mali incelemesinin yapılması en azından zararın var olup olmadığının bilinmesinin mümkün olmadığı, öte yandan şirketin 17.05.2002 tarihinde TMSF tarafından devralındığı , 2004 yılı sonunda uğranılan zararın gerçekte daha önceki dönemlerde alınmış ve uygulanmış kararlar neticesinde oluşmuş olabileceği ancak bu olguların davacı tarafından açık bir biçimde ve belgeleri ile ortaya konulması gerektiği, incelenen olayda davacının iddialarını bu yönde açık ve kesin olarak kanıtlayamadığı , faaliyeti duran şirketin var olan zararlarının devir sonrası dönemlerde önlem alınmadığı sürece devam edeceğinin tabi olduğu, bu şekilde birikmiş zararın sebep olacağı ilave zararlardan iki yıl öncesinde görevde bulunan yönetim ve denetim kurulu üyelerinin sorumlu tutulmalarının mükerrerliğe de neden olacağı, birleşen dava ile ilgili olarak davalılardan dosyadaki bilgilerden …, … ve …’ın TMSF ile ibralaştığı, …’ın ise borcunun tamamını ödediğinin anlaşıldığı, davalılardan …, …, …, …, …, … ve …’nun TMSF ile yapılan 25.01.2008 tarihli protokolü imzalamadıkları, diğer davalılar …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve …’un TMSF ile yapılan 25.01.2008 tarihli protokolü imzaladıkları, bu davalıların sorumluluklarının protokolün imzalanmasının ikrar sayılması durumunda ise mahkemenin takdirinde olduğu görüş ve kanaatine varıldığı ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir.
Davalılardan …’un vefat ettiği ve … mirasçılarının Urla Sulh Hukuk Mahkemesinin …/… ESAS …/… Esas sayılı dosyası ile mirası reddettiği belirlenmiş, … hakkında TMK’nın 612 md uyarınca tasfiye memur ataması yapılmış, tasfiye memuruna tebligat yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.
Son alınan bilirkişi kurulu raporunda davacı … Grup AŞ. defterlerinin incelenmediği belirlendiğinden … Holding Aş. adına defter ibrazı için usulüne uygun defter ibraz davetiyesi çıkartılmış, yapılan tebligata rağmen defterlerin ibraz edilmediği belirlenmiştir.
Davacı vekili Mahkememize verdiği 25.05.2017 tarihli dilekçede; davalılardan … hakkındaki davanın tefrik edilerek dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiş, davacı vekilinin talebi doğrultusunda Mahkememizin 13.07.2017 tarihli celsesinde ,davalı … hakkındaki davanın yenileninceye kadar TMKnın 150/1 md gereğince işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili Mahkememize verdiği 04.12.2017 tarihli dilekçede ; davalılardan … hakkındaki davanın tefrik edilerek dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiş, davacı vekilinin talebi doğrultusunda Mahkememizin 25.01.2018 tarihli celsesinde ,davalı … hakkındaki davanın yenileninceye kadar TMK’nın 150/1 md gereğince işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.
Protokolün yürürlükte bulunup bulunmadığı, yürürlükte ise kimler ile ilgili yürürlükte olduğu ve dava konusu edilen olay ile ilgili bu güne kadar yapılan tahsilatların bildirilmesi için TMSF Tahsilat Dairesine yeniden yazı yazılmış alınan 23.03.2018 tarihli yazı cevabında ; kurum tarafından davalılardan …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … ile ibralaşıldığı ve bunlar hakkındaki davanın HMK 150. Md gereğince takip edilmediği belirtilmiştir.
Davalılardan …’ın vefat ettiği , mirasçıların İzmir 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin …/… sayılı dosyası ile mirası reddettikleri, mahkemece mirasın iflas hükümlerine göre tasfiyesine ve tasfiye memuru olarak …’ın görevlendirilmesine karar verildiği belirlenmiş, tasfiye memuruna tebligat yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.
… mirasçıları vekili Mahkememize verdiği 06.03.2019 tarihli dilekçesinde tereke tasfiye memuru yanında davaya katılma taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiş, Mahkememizce 13.06.2019 tarihli celsede … mirasçılarının feri müdahale talebini kabulüne karar verilmiştir.
Davalılardan …’nin vefat ettiği ve mirasçılarının Denizli 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin …/… sayılı dosyası ile mirası reddettikleri belirlenmiş, tasfiye memuruna tebligat yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.
Davalılardan …’ün vefat ettiği belirlenmiş , mirasçıları davaya dahil edilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Davalılardan … ‘ in vefat ettiği belirlenmiş , mirasçıları davaya dahil edilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Davalılardan …’nun vefat ettiği , mirasçılardan …ve …’nun mirası reddettiği belirlenmiş, diğer mirasçılar davaya dahil edilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; davacı tarafça, … Holding AŞ.’nin Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu Üyeleri olan davalıların yaptıkları bazı tasarruflar sonucu … Holding AŞ.’nin önemli ölçüde zarara uğradığından bahisle oluşan zararın faizi ile birlikte davalılardan tahsiline yönelik olarak Mahkememize dava açıldığı, davacı tarafça … Holding AŞ.’nin Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu Üyeleri olan davalıların yaptıkları bazı tasarruflar sonucu … Holding AŞ.’nin ilk davada talep edilen de fazla zarara uğradığından bahisle oluşan zararın faizi ile birlikte davalılardan tahsiline yönelik olarak İzmir 5. ATM …/… Esas sayılı dosyada dava açıldığı, İzmir 5. ATM’since dosya ile İzmir 1. ATM’nin …/… sayılı dosyası arasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğundan bahisle 12.04.2007 tarihinde dosyanın İzmir 1. ATM’nin …/… sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilerek dosyanın Mahkememize gönderildiği , yargılamaya ana dosya üzerinden devam edildiği , uyuşmazlığın , 6762 sayılı TTK’ nin anonim ortaklıkta yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna ilişkin 336 vd. 340 ve 342. maddenin yollaması ile 309. maddesine tabi olduğu,
Ana dosya davalıları …’nun 16.10.1997-16.07.2001, …’ün 16.10.1997-18.02.2000, …’nun 16.10.1997- 08.02.2000, …’ın 16.10.1997- 08.02.2000, …’un 16.10.1997- 08.02.2000, …’in 16.10.1997- 08.02.2000, S….’ün 16.10.1997- 08.02.2000, …’un 16.10.1997- 08.02.2000, …’nun 16.10.1997- 08.02.2000, …’ın 16.10.1997- 08.02.2000, …’ün 16.10.1997- 08.02.2000, …’nın 16.10.1997- 08.02.2000, …’nin 16.10.1997- 08.02.2000,18.05.2001.10.01.2003, …’in 16.10.1997- 08.02.2000, …’nın 02.06.1999- 08.02.2000, …’ın 28.10.1999- 08.02.2000 tarihleri arasında … Holding AŞ’nin yönetim kurulu üyesi , ana dosya davalıları …’in 16.10.1997 – 08.02.2000, …’in 16.10.1997 – 08.02.2000, …’ın 15.07.1998 – 08.02.2000 tarihleri arasında … Holding AŞ’nin denetim kurulu üyesi olarak görev yaptıkları,
Birleşen dosya davalıları …’ın 16.10.1997-28.06.2001, …’ın 16.10.1997-31.07.2002, …’ün 16.10.1997 – 21.04.2003, …’nun 15.07.1998-20.06.2003, …’ın 15.07.1998 – 17.07.2001, …’nın 15.07.1998 -18.07.2001, …’nın 08.02.2000-23.11.2001, …’ın 14.09.2000.17.05.2002, …’nun 18.02.2001 – 08.05.2001, …’un 18.05.2001- 28.06.2001,23.11.2001-09.01.2002, …’nin 18.05.2001-01.08.2001, …’nun 16.10.1997-10.01.2000,29.06.2001-17.05.2002, …’nın 15.11.2001-17.05.2002, …’nun 15.11.2001-17.05.2002, …’ün 16.10.1997-08.02.2000, 23.11.2001-17.05.2002, …’ın 16.10.1997-28.10.1999, 23.11.2001-20.06.2003, …’ın 22.11.1999-14.09.2000, …’nin 22.11.1999-16.11.2000, …’in 08.02.2000-02.11.2000 tarihleri arasında yönetim kurulu üyesi, …’un 15.07.1998-17.05.2001, …’nun 15.07.1998-16.05.2001, …’ın 08.02.2000, 25.07.2001, …’ın 23.07.2001-17.05.2002 …’nun 17.01.2001-16.07.2001, …’ün 16.05.2001-28.06.2001, …’ın 08.02.2002-17.05.2002, …’in 08.02.2002-17.05.2002 tarihleri arasında denetim kurulu üyesi olarak görev yaptıkları,
Kural olarak yönetim kurulu üyelerinin şirket adına yaptıkları işlemlerden dolayı kişisel olarak sorumlu tutulamayacakları ancak 6762 sayılı TTK’ nin 336. maddesinde belirtilen hallerde ortaklığa ve ortaklık alacaklılarına karşı kusursuz olduklarını ispat etmedikçe tüm yöneticilerin oluşan zarardan müteselsilen sorumlu olacakları, yönetim kurulu üyelerinin görevlerini ifaları sırasında bir zarar oluşmuşsa, bu zararın üyelerin kusurlu eylemi sonucunda meydana geldiğinin kabulünün gerektiği, Türk Ticaret Kanunu’ nun yönetim kurulu üyeleri için ispat yükü ters çevrilmiş kusur esasına dayanan bir sorumluluk öngördüğü ve yönetim kurulu üyeleri aleyhine kusur karinesi kabul ettiği, TTK’ nin 338. maddesinde; yönetim kurulu üyelerinin kusur ve sorumluluklarının bulunmadığını ispat edemedikleri takdirde zarardan sorumlu olduklarının düzenlendiği,
Sorumluluk davasının açılabilmesi için; 6762 sayılı TTK’ nin 341. Maddesi gereğince genel kurulca yönetim kurulu üyeleri aleyhine sorumluluk davası açılmasına karar verilmesi gerektiği , … Holding AŞ .nin 07.02.2005 tarihinde yapılan 2001,2002 ve 2003 faaliyet yılına ilişkin Olağan Genel Kurul toplantısında sorumluluk davası açılmasına karar verildiği ve söz konusu karara dayalı olarak eldeki davaların açıldığı ,
Alınan her iki bilirkişi kurulu raporunda da belirtildiği üzere , esas dava dosyası yönünden dava konusu oluşturan eylemlerin denetçi raporlarında ayrıntılı bir biçimde açıklanmış olmasına karşın bu iddiaların … Holding AŞ. kayıtlarının ibraz edilememesi nedeniyle doğrulanamadığı, denetçi raporunda değinilen işlemlerin ne için zarar doğurdukları ve hangi miktar zarara sebebiyet verdikleri açıklamalarının yapılmadığı, davacı tarafın 2001 yıl sonu zararı olan 121.737.247 YTL 2002 yılı zararı olan 5.645.790 YTL ve 2003 yılı zararı olan 17.981.392 YTL’nin toplamı olan 145.363.000 YTL tutarında talepte bulunduğu, davacı tarafın denetçi raporunda öne sürdüğü hususları belgeler ile desteklememiş olması hususunun 2002 ve 2003 yılları için de geçerli olduğu, şirket 17.05.2002 tarihinde TMSF’ye devredilmiş olduğundan davalıların 2003 yılı ve 2002 yılının tamamına ilişkin zarardan sorumlu tutulmalarının mümkün görülmediği, şirketin 2000 yılında zarar etmediği, kar ettiğinin anlaşıldığı, 2001 ve 2002 yıllarındaki zararlarından önceki yıllarda alınmış olan kararlar ve bu kararlar nedeniyle oluşan olumsuzlukların neden olabileceği ancak dosyada hangi tarihte alınan kararın 2001 yılında hangi zarara ve nasıl neden olduğu konularında herhangi bir bilgi ve belge bulunamadığı,
Birleşen İzmir 5. ATM’nin …/… Esas sayılı dosyası yönünden dosyanın 2004 yılı bilançosunda tespit edildiği ileri sürülen 22.508.571,43 YTL tutarındaki ek zarar ile ilgili olduğu, başlangıçta 5.100 YTL olarak ikame edilen davanın 244.868.240 YTL , 37.266.685 USD , 10.471.123 DEM ve 470.687 EURO olarak ıslah edildiği, birleşen dosyada 2004 yılı bilançosu ve denetçi raporu ile bağımsız denetim raporu bulunmadığı, incelemede temin edilen 01.01.2004 ile 31.04.2004 dönemi denetçi raporu ve aynı döneme ilişkin ek denetçi raporlarının incelendiği, mahalinde yapılan incelemede … Holding defter ve kayıtlarının ibraz edilmediği, dosyada 2004 yılı bilanço ve eklerinin de bulunmadığı, bu nedenle denetçi raporunda öne sürülen hususların mali incelemesinin yapılması en azından zararın var olup olmadığının bilinmesinin mümkün olmadığı, öte yandan şirketin 17.05.2002 tarihinde TMSF tarafından devralındığı , 2004 yılı sonunda uğranılan zararın gerçekte daha önceki dönemlerde alınmış ve uygulanmış kararlar neticesinde oluşmuş olabileceği ancak bu olguların davacı tarafından açık bir biçimde ve belgeleri ile ortaya konulması gerektiği, incelenen olayda davacının iddialarını bu yönde açık ve kesin olarak kanıtlayamadığı , faaliyeti duran şirketin var olan zararlarının devir sonrası dönemlerde önlem alınmadığı sürece devam edeceğinin tabi olduğu, bu şekilde birikmiş zararın sebep olacağı ilave zararlardan iki yıl öncesinde görevde bulunan yönetim ve denetim kurulu üyelerinin sorumlu tutulmalarının mükerrerliğe de neden olacağı, davacının asıl ve birleşen dosya kapsamında dava dilekçesindeki iddialarını kanıtlayamadığı, davacının zararın varlığı ve miktarı konusunda denetime elverişli değerlendirme yapılmasına uygun verileri ibraz etmediği ,davacı şirkete ilişkin ticari defter kayıt ve belgelerin bilirkişi incelemesine sunulamadığı, davacı tarafça tüm talep kalemleri yönünden zararın varlığı ve miktarının usulüne uygun deliller ile kanıtlanamadığı,
Davacı tarafça sunulan 25/01/2008 ve 08/06/2011 tarihli protokoller doğrultusunda ana dava dosyası yönünden davalılar … , … ve … , birleşen dava dosyası yönünden davalılar … , … , … ve … ile ibralaşıldığı , birleşen dosya davalısı … ‘ ın davayı kabul ederek protokol doğrultusunda gerekli tüm ödemeleri yaptığı , birleşen dosya davalısı … ‘ ın protokol doğrultusunda gerekli tüm ödemeleri yaptığı ve bu davalılar ile de ibralaşıldığı , ibralaşılan davalılar yönünden açılan davanın konusunun kalmadığı , davacı tarafça davalılardan … ve … yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasının talep edildiği ve söz konusu davalılar yönünden dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren üç aylık sürenin geçtiği, bu davalılar yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin gerektiği,
Birleşen dosyada karşı davacı … ‘ ın açtığı karşı davasından feragat ettiği , feragatin davaya son veren taraf işlemlerinden olduğu incelenen tüm dosya kapsamıyla anlaşılmış , ana dosya davalıları … , … ve … ile birleşen dosya davalıları … , … , … , … , … ve … yönünden karar verilmesine yer olmadığına, birleşen dosya davalıları … ve … hakkında açılan davanın HMK 150/5 maddesi gereğince açılmamış sayılmasına , diğer ana dosya ve birleşen dosya davalıları yönünden davanın reddine , birleşen dosyadaki karşı dava yönünden ise davanın vaki feragate binaen reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A- MAHKEMEMİZİN 2005/61 ESAS SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN:
1-Davalılar … , … ve … yönünden davanın konusunun kalmadığı anlaşıldığından bu davalılar yönünden KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Diğer davalılar yönünden davanın REDDİNE ,
3-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 74,25 TL harcın mahsubu ile bakiye 6,45 TL harcın davalılar … , … ve … tarafından tamamlanmasına,
4-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalılar … , … ve … ‘ tan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalılar … mirasçıları ,… mirasçıları , …, …, … , … , … , … ,… ve … mirasçıları kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden 5.100,00-TL tek vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … mirasçıları ,… mirasçıları , …,…, … , … , … , … ,… ve … mirasçılarına verilmesine,
6-Davacı tarafından davalılar … , … ve … yönünden yapılan 12 davetiye bedeli 118,50-TL , bilirkişi inceleme ücretleri 14.721,00 TL olmak üzere toplam 14.839,50-TL yargılama gideri ile davacı tarafça yatırılan 87,45 TL harç giderinin davalılar … , … ve … ‘ tan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça diğer davalılar yönünden yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
B-MAHKEMEMİZİN 2005/61 E. SAYILI DOSYASI İLE BİRLEŞTİRİLEN İZMİR 5. ATM’ NİN …/… E. …/… K. SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN:
1-Davalılar … ve … hakkında açılan davanın HMK 150/5 maddesi gereğince AÇILMAMIŞ SAYILMASINA ,
2-Davalılar … , … , … , … , … ve … yönünden davanın konusunun kalmadığı anlaşıldığından bu davalılar yönünden KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-Diğer davalılar yönünden davanın REDDİNE ,
4-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 68,85 TL harcın mahsubu ile bakiye 11,85 TL harcın davalılar … , … , … , … , … ve … tarafından tamamlanmasına,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalılar … , … , … , … , … ve … ‘ tan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalılar … ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden 5.100,00-TL tek vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve … ‘ ya verilmesine,
7-Davalılar …, … , … ,… , … , …, …, … , … , … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden 5.100,00-TL tek vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar …, … , … ,… , … , …, …, … , … , … ‘ e verilmesine,
8-Davacı tarafından davalılar … , … , … , … , … ve … yönünden yapılan 42 davetiye bedeli 554,25-TL yargılama gideri ile davacı tarafça yatırılan 82,05 TL harç giderinin davalılar … , … , … , … , … ve …’ tan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça diğer davalılar yönünden yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
C-MAHKEMEMİZİN 2005/61 E. SAYILI DOSYASI İLE BİRLEŞTİRİLEN İZMİR 5. ATM’ NİN …/… E. …/… K. SAYILI DOSYASINDAKİ KARŞI DAVA YÖNÜNDEN
1-Davanın vaki feragate binaen REDDİNE ,
2-Alınması gereken 80,70 TL harcın karşı davacı … tarafından tamamlanmasına,
3-Karşı davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 5.100,00-TL vekalet ücretinin karşı davacı … ‘ tan alınarak karşı davalıya verilmesine,
4-Karşı davacı tarafından yapılan yargılama giderinin karşı davacı üzerinde bırakılmasına,
Dair tebliğden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar davacı vekili Av. …, Davalı … vekili Av. …, Davalı … vekili Av. …, Davalı … vekili Av. …, … vekili Av. …,… … vekili Av. …, bir kısım davalılar vekili Av. … ile … ve vekili Av. …, … vekili Av. …, … mirasçıları vekili Av. …, Bir kısım davalılar vekili Av. …, … vekili Av. … ile Davalı Asiller …, …, …’nin yüzlerine karşı açıkça okunup anlatıldı.21/04/2022

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır