Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2023/975 E. 2023/1916 K. 25.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2023/975
KARAR NO: 2023/1916
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 17/05/2022
NUMARASI: 2020/17 Esas – 2022/408 Karar
DAVA: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 25/10/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilleri … ve …’ın oğlu …’ın 19/07/2015 tarihinde sürücüsünün … olduğu … plakalı aracın çarpması sonucu vefat ettiğini, murise çarpan aracın davalı sigorta şirketine sigortalı olduğunu, davalı tarafın tamamen kusurlu olduğunu, murisin kusurlu olmasının dahi davalı sigorta şirketinin ZMMS poliçesi gereğince sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağını, davanın 6100 sayılı HMK’nun 107.maddesine göre, belirsiz alacak davası olarak açıldığını, yargılama sırasında toplanacak delillerin hesap bilirkişisinden alınacak rapora göre kesin belirlenecek tazminat tutarının harcı yatırıldıktan sonra dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi düzenleyen bir sigorta kooperatifi olduğunu, huzurdaki davada tazminat talebinde bulunan taraf, kendi kusursuzluğu oranında zararlarının tazminini isteyebileceğini, bu nedenle kusur oranının tespiti gerektiğini, müvekkil … Sigorta Kooperatifi’nin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında sorumlu olduğunun ispatı gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulüne, 15.968,26 TL’nin 21/10/20215 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı baba …’a verilmesine, 19.276,54 TL’nin 21/10/20215 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı anne …’a verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Bilirkişi tarafından yapılan aktif dönem hesaplamalarında gelir olarak bekar asgari geçim indirimli asgari ücret kullanılmış ancak müteveffanın ileride evleneceği ve çocuklarının olacağı varsayılan dönemlerde asgari geçim indiriminin güncellendiği görüldüğünü, bilirkişinin söz konusu uygulaması, hesaplamalarda kullanılan gelirin yıllar itibariyle artmasına neden olduğunu, Yargıtay Kararlarına ve genel uygulamaya göre hesaplamalarda olay tarihindeki durum esas alınması gerektiğini, bilirkişi tarafından, olay tarihinden müteveffanın 20 yaşında olacağı tarihe kadar anne ve baba için % 50 oranında pay ayrılarak hesaplama yapıldığı ve söz konusu tutar üzerinden yetiştirme gideri hesabı yapıldığı bilirkişinin uygulaması Yargıtay Kararlarına aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Mahkemece ilk verilen hükmün davacı ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 26/12/2019 tarih, 2017/2486 Esas ve 2019/4079 Karar sayılı kararı ile “İlk Derece Mahkemesince, verilen kararın gerekçesinde “… mahkemece öncelikle gerekçeli kararda sözü edilen ıslah dilekçesi var ise dosyaya eklenmesi ve davacı tarafa kesin süre verilerek ıslah harcını tamamlatılması, aksi takdirde davacının dava dilekçesinde harca esas değeri 3.000,00 TL olarak belirttiği ve buna göre de harç yatırdığı anlaşılmakla, HMK’nın 26.maddesi gereğince, hakimin talepten fazlaya karar veremeyeceği ilkesi göz önüne alınarak karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde talepten fazlaya karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a/6 maddesi gereğince, davanın yeniden görülmesi için İlk Derece Mahkemesine iadesine, kabule göre de diğer istinaf itirazları hakkında bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince, Dairemiz kararından sonra yeniden kusur ve aktüerya raporu alınarak ıslah dilekçesi de göz önünde bulundurularak ilk karardaki tazminat miktarına hükmedildiği görülmüştür.Dairemiz kararında ıslah dilekçesine yönelik kaldırma kararı verildiği, davalı vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmediği anlaşılmıştır. Davalı vekili Dairemiz kararından sonra mahkemece alınan hesap raporu tebliğine rağmen beyan ve itirazda bulunmadığından, ilk verilen hükme esas bilirkişi raporuna itirazları doğrultusunda istinaf itirazlarının incelenmesinde; Dosya kapsamından hükme esas alınan aktüerya raporunun istinaf talep eden davalı vekiline HMK 281. maddesi gereğince ihtarat içeren tebligat ile tebliğ edilmiş, davalı vekilinin süresi içerisinde aktüerya raporuna karşı vermiş olduğu itiraz dilekçesinde yetiştirme giderlerinin net asgari ücretinden anne ve baba için ayrı ayrı %5 pay oranı üzerinden düşülmesi, ölen çocuk, anne ve babaya ayrılan pay oranlarının hatalı gösterilmesi, aktif dönemde 2017 yılına ait net asgari ücretten destek bekar olmasına göre hesaplama yapılması, anne ve babanın bakiye ömür süresinin hatalı gösterilmesi nedeniyle rapordaki hesaplamaya açıkça itiraz etmediği görülmüştür. Bu durumda HMK’nın 281. maddesi çerçevesinde davacı lehine aktüerya raporunda istinaf konusu yapılan belirtilen kriterler bakımından usuli kazanılmış hak oluştuğu gibi HMK’nın 357/1. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddialar ve savunmalar dinlemeyeceğinden bu hususlara değinen istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Davalı vekili davacının evlenme yaşının hatalı olarak belirlendiğini belirterek istinaf talep etmiştir. Emsal nitelikteki Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/5958 E ve 2021/7760K sayılı ilamında;”… TÜİK verilerine göre, rapor tarihi itibarı ile erkeklerde ilk evlenme yaşı ortalaması 27,1 olup, bilirkişi raporunda, muris yaşasaydı 29 yaşında evleneceği varsayılarak, davacı anne ve babanın destek payları belirlendiği, ayrıca evlendikten sonraki dönem için belirlenen destek paylarınında belirtilen ilkelere uygun olmadığı, dolayısıyla tazminat hesabı ilkelerine uygun olmayan bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın Sigorta Tahkim Komisyonu’na gönderilmesine, karar verilmiş, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetince yapılan yargılama sonucunda belirtilen ilkeler doğrultusunda yeniden rapor alınarak, hesap edilen tazminat miktarının önceki verilen tazminat miktarından daha yüksek olduğu, bu nedenle aleyhe bozma yasağı nedeniyle davalı vekilinin itirazının reddine dair verilen karar taraf vekillerince süresi içerisinde temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre… temyiz itirazlarının reddiyle … kararın onanmasına” karar verilmiştir. Somut uyuşmazlıkta, desteğin evlenme yaşı TÜİK verilerine göre belirlenmiş olup, rapor tarihi itibarı ile erkeklerde evlenme yaşı ortalaması 26,8 olduğundan İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan aktüerya raporunda destek yaşasaydı 27 yaşında evleneceği varsayılarak hesaplama yapılmasında usul, yasa ve Yargıtay içtihatlarına aykırılık görülmemiştir. Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 2.407,57 TL harçtan peşin alınan 601,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.805,67 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.25/10/2023