Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2023/924 E. 2023/1278 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2023/924
KARAR NO: 2023/1278
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 21/10/2019
NUMARASI: 2015/1044 Esas – 2019/970 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 22/06/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; 23.07.2015 günü müvekkillerin desteğinden yoksun kaldıkları müteveffa …’in … plakalı taksinin tam kusurlu olarak sebebiyet verdiği trafik kazası neticesinde vefat ettiğini, müteveffanın kaza esnasında …’in sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklette yolcu konumunda olduğunu, … plakalı ticari aracın sürücüsü …’ın kusurlu olduğunu, müteveffanın ölmeden önceki gelir durumunun asgari ücret üzerinde olduğunu, davacılardan …’in müteveffanın cenazesi için ölüm günü ortalama 200 kişiye, 7’sinde 50 kadar kişiye, 40’ında yine 50 kadar kişiye ve 52’sinde 50 kadar kişiye yemek verdiğini, söz konusu kaza nedeniyle desteklerini kaybeden müvekkillerinin manevi yönden büyük çöküntü yaşadığını, karşı araç ticari taksi olduğundan avans-ticari faiz uygulanması gerektiğini belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 6100 sayılı Yasanın 107.maddesine göre belirlenecek müvekkillerinin her biri için 100,00’er TL’den 700,00TL destekten yoksun kalma temelli maddi tazminat, … için şimdilik 100,00 TL cenaze ve defin gideri, yine …, … ve … için her biri 30.000,00’er TL, …, … ve … için 50.000,00 TL ve … için 75.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 800,00 TL maddi ve 315.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan ticari-temerrüt-avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından ZMSS poliçesi ile sigortalanan … plakalı aracın 23.07.2015 tarihinde işletilmesi sırasında oluşan kazada davacının desteğinin vefat ettiğini, müvekkili şirketin maddi tazminat talepleri açısından, poliçe limitleri dahilinde ve sigortalı aracın sürücüsünün kusuru oranında davacının zararlarını gidermekle yükümlü olduğunu, kusur oranları tespit edildiğinde müvekkili şirket sigortalısının kusursuz olduğunun anlaşılacağını, davacıların müteveffa ile bağları ve ne şekilde desteğinden yoksun kaldıklarının belirli olmadığın, öncelikle davacıların ne şekilde müteveffanın desteğinden yoksun kaldıklarının açıklanması gerektiğini, müvekkili şirket tarafından davacıların zararları için yapılan aktüer hesaplamasına göre davacıya 97.919,00 TL ödeme yapıldığını ve davacıların müvekkili şirketi ibra ettiğinden davanın reddini talep edilmiştir.Davalı … cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkili mahkemede açılması gerektiğini, davacıların davayı kötüniyetle İstanbul’da açtıklarını, kendisinin tüccar olmadığını, küçük bir ilçede taksi şoförlüğü yaptığını, gelirinin kısıtlı olduğunu bu nedenle geceleri bekçilik yaptığını, yine de borçla geçinebildiklerini, olayla ilgili ceza davasının henüz açılmadığını, kusur oranının belli olmadığını, olayda kusurun davacı tarafta olduğunu, geçiş üstünlüğünün motosiklet sürücüsünde olsa bile yol kusurundan dolayı kendilerini göremediğini, motosikletlinin hızla gelerek aracına çarptığını, kazayı yapan …’in sara hastası olduğunu, bu nedenle askerlik yapmamış ve devletten sakat maaşı aldığını, sara hastasının araç kullanırken tehlikeli olabileceği kriz geçirebileceği düşünülerek bu kişilere ehliyet verilmediğini, zaten kendisinin ehliyetinin olmadığını, buna rağmen hasta babasını arkaya oturtarak yolcu taşıyarak kendisini ve yolcuyu tehlikeye attığını, ne kendisinde ne de vefat eden yolcuda kask bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacıların maddi tazminat taleplerinin reddine, davacıların davalı … Sigorta A.Ş’ne karşı açılan manevi tazminat davalarının reddine, Davacıların davalı …’a karşı açılan manevi tazminat davalarının kısmen kabulü ile davacı eş … için 7.000,00 TL, davacı çocuklar, …, … ve … için 3.000,00’er TL, diğer davacı çocuklar …, … ve … için 2.000,00’er TL manevi tazminat taleplerinin kabulü ile bu kısımların davalı …’dan kaza tarihi olan 23.07.2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile alınarak davacılara verilmesine, davacıların manevi tazminattan kabul edilen kısım dışında kalan fazlaya ilişkin istemlerinin ayrı ayrı reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkillerinin kaza neticesinde eşini ve babalarını kaybetmiş olup, hem maddi hem manevi desteklerinden mahrum kaldıklarını, ilgili destekten yoksun kalma tazminatının olması gerekenden çok daha düşük hesaplandığını, yapılan ödemenin de yetersiz olduğunu, destekten yoksun kalma tazminatının yalnızca yaşa oranla destekten çıkmış olarak değerlendirilmemesi gerektiğini, babalarını ve eşini kaybetmiş olan müvekkillerine hükmedilen manevi tazminat tutarının oldukça düşük olduğunu, manevi tazminat hakimin taktir yetkisinde olmakla birlikte, hakim söz konusu zararın ne kadar olduğunu belirlemeli akabinde bu zararın şahsa yaşatacağı elemi göz önüne alarak tazminat bedeline hükmetmeliyken hiçbir inceleme yapılmaksızın talebin kısmen kabulü ile 7.000,00 TL ve çocuklar için 3.000,00 TL ve 2.000,00 TL cüzi bir tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf talep etmiştir. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 23.07.2015 tarihinde davalı sürücü … yönetimindeki … plaka sayılı aracın davacı sürücü … yönetimindeki … plaka sayılı motosiklete çarpması ile meydana gelen trafik kazasında motosiklet sürücüsünün yaralandığı, motosiklette yolcu olarak bulunan …’in vefat ettiği, davacıların bu vefat nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep ettiği anlaşılmıştır. Trafik kazası sonucu cismani zarar nedeniyle maddi tazminat ya da ölüme bağlı destekten yoksun kalma tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarih, 2019/40 Esas ve 2020/40 Karar sayılı iptal kararından sonra Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 24/05/2021 tarih, 2021/3033 Esas ve 2021/1560 Karar sayılı güncel kararında tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenmesi ve prograsif rant tekniği kullanılmak suretiyle tazminat miktarının hesaplanması gerektiği yönünde karar verilmiştir (Aynı yönde 14/01/2021 tarih, 2020/2598 E. ve 2021/34 K. sayılı kararı). Somut olayda kök rapor bu yönteme uygun olarak ve taraflar arasındaki ibraname doğrultusunda yapılan ödemenin eksik olup olmadığı yönünden ödeme tarihindeki verilere göre usulüne uygun olarak düzenlenmiş olup, 5.383,08 TL fark tespit edilmiştir. Fahiş fark bulunmadığından ve desteğin gelirinin asgari ücretin üzerinde olduğuna ilişkin iddianın da belgeler ile ispatlanmadığına göre yapılan hesaplamada usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.Yaşça büyük olan davacıların murisin desteğine hangi sebeple muhtaç oldukları ispat edilmediğinden destek hesabı yapılmamasında isabetsizlik bulunmamaktadır.Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır.Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmetmesi gerekmektedir(Yargıtay HGK’nun 23/06/2004 tarih, 13/291-370 E.-K. sayılı kararı). Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşmiş ceza mahkemesi kararında kusur durumunun bilinçli taksir olarak belirlenmesi, müterafik kusurun belirsiz olması ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, manevi tazminatın belirlenmesine hakim olan ilkeler ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, TBK’nın 56/2.maddesi kapsamında davacılar lehlerine eş ve babalarının ölümü nedeni ile mahkemece belirlenen manevi tazminat miktarının bir miktar düşük belirlendiği, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uymadığı, davacı eş … için 50.000,00 TL, davacı çocuklar, …, … ve … için 25.000,00’er TL, … ve … için 20.000,00’er TL, … için kendi kusuru da gözetilerek 10.000 TL manevi tazminata hükmedilmesinin uygun olacağı kanaatine varıldığından bu yöne değinen davacılar vekilinin istinaf talebi yerinde görülmüştür. Bu nedenle; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere : A- Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davacıların maddi tazminat taleplerinin reddine, 2-Davacıların davalı … Sigorta A.Ş’ne karşı açılan manevi tazminat davalarının reddine, 3-Davacıların davalı …’a karşı açılan manevi tazminat davalarının kısmen kabulü ile davacı eş … için 50.000,00 TL, davacı çocuklar, …, … ve … için 25.000,00’er TL, diğer davacı çocuklar … ve … için 20.000,00’er TL, … için 10.000,00 TL manevi tazminat taleplerinin kabulü ile bu kısımların davalı …’dan kaza tarihi olan 23.07.2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile alınarak davacılara verilmesine, davacıların manevi tazminattan kabul edilen kısım dışında kalan fazlaya ilişkin istemlerinin ayrı ayrı reddine, 4-Harçlar Yasası uyarınca alınması gereken 11.954,25 TL karar harcından peşin alınan 29,20 TL’nin mahsubu ile geri kalan 11.925,05 TL bakiye harcın davalı …’dan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine, 5-Davacıların yaptığı 974,50 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan 541,38 TL’nin davalı …’dan tahsili ile davacılara verilmesine, 6-Davacılar kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 27.250,00 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davalı …’dan tahsili ile davacılara verilmesine, 7-Davalı … kendini vekille temsil ettirdiğinden davacıların red olunan manevi tazminat davaları yönünden takdir olunan 22.000,00 TL davacılardan tahsili ile bu davalıya verilmesine, 8-Davalı … Sigorta A.Ş. kendini vekille temsil ettirdiğinden, davacıların red olunan manevi tazminat davaları yönünden takdir olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile bu davalıya verilmesine, 9-Davalılar kendini vekille temsil ettirdiğinden red olunan maddi tazminat yönünden lehine Asgari Ücret Tarifesi gereği 800,00 TL ücret takdirine, bunun davacılardan tahsili ile davalılara verilmesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davacılar tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan 192,80 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 162,10 TL istinaf başvuru harcının …’dan tahsili ile davacılara verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/06/2023