Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2023/911 E. 2023/1392 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2023/911
KARAR NO: 2023/1392
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 14/07/2020
NUMARASI: 2017/577 Esas – 2020/368 Karar
DAVA:Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 12/07/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 30/08/2015 tarihinde davacıların murisi …’nin sevk ve idaresindeki davalı şirkete sigortalı … plakalı araçla kaza yaptığını ve meydana gelen kaza nedeniyle vefat ettiğini, …’nin vefatı ile geride mirasçı olarak eşi …. ile çocukları …. ve … ve ilk eşi …’den olan oğlu …’nin kaldıklarını, muris …’nin kaza sırasında kullanmakta olduğu … plakalı otomobilin 20/04/2015-2016 başlangıç ve bitiş tarihli ZMSS poliçesi ile davalı şirkete sigortalı olduğunu, davacıların müteveffanın ölümü nedeniyle destekten yoksun kaldıklarını, davacıların destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla davalıya başvurduklarını ancak tazminat talebinin davalı tarafından reddedildiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla eş … için 140.900,00 TL, … için 11.875,00 TL, … için 37.075,00 TL, … için 40.955,00 TL olmak üzere toplam 230.805,00 TL tazminatın 31/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı otomobilin 20/04/2015-2016 başlangıç ve bitiş tarihli zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile davalı şirket nezdinde sigortalı olduğunu, davaya konu kaza nedeniyle işletenin sorumluluğu bulunmayacağı için sigorta şirketinin de sorumluluğunun bulunmadığını, sürücünün kendi ölümünde ağır kusuru bulunduğunu, işletenin bu nedenle sorumlu bulunmadığını, destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin teminat kapsamı dışında bırakıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulüne, … için 106.170,45 TL, … için 40.955,00 TL, … için 37.075,00 TL hesaplanan toplam 184.200,45 TL destekten yoksun kalma tazminatının 31/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak temlik alan …’a verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, … tarafından temlik edilmeyen 41.482,79 TL yönünden davanın reddine, … yönünden davanın kısmen kabulüne, temlik edilmeyen 12.027,72 TL destekten yoksun kalma tazminatının 31/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, … yönünden davanın kabulüne, temlik edilmeyen 7.196,39 TL (taleple bağlı kalınarak) destekten yoksun kalma tazminatının 31/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, … tarafından açılan davanın kısmen kabulüne, 9.911,88 TL’nin 31/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar ve temlik alan vekili ile davalı … Sigorta Şirketi vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır. Davacılar ve temlik alan vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesi tarafından 08/03/2019 tarihli bilirkişi raporu esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, ancak dava dosyasındaki 03/06/2016 tarihli bilirkişi raporunda da davacıların hak kazandığı tazminat miktarlarının, uygun hesaplama yöntemleri ile tespit edilmiş olup, taraflarınca dava değeri yönünden ıslah yapıldığını, bu nedenle ilk derece mahkemesi tarafından davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırılık oluşturduğunu, dava dosyası içerisinde mevcut 03/06/2016 tarihli bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, tazminat davası derdestken, davacılardan …, … ve …’nin Bakırköy … Noterliğince tanzim olunan 07/06/2016 tarih … yevmiye numaralı alacağın temliki sözleşmesi ile dava konusu alacağın 218.930,00 TL’lik kısmını …’a temlik ettiklerini, alacağın temliki sözleşmesi ve temlik alan …’a ait vekaletnamenin 14/02/2017 tarihinde dosyaya sunulduğunu, ilk derece mahkemesinin talep olunan alacak tutarları ile ıslah edilen alacak tutarlarını ayrı ayrı değerlendirerek, temlik alan … yönünden sadece dava açılırken talep olunan alacak talepleri üzerinden hüküm kurulduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı …Sigorta Şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkil şirket tarafından tanzim edilen 20/04/2015-30/11/2015 vadeli ZMSS poliçesi ile sigortalı olduğunu, davaya konu talepler yönünden müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığını, sorumluluğu bulunmayan müvekkili aleyhine ikame edilen davanın reddi gerektiğini, emsal 2017 tarihli Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesi ile çeşitli İstinaf Mahkemelerince verilen kararlar sunduklarını, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun son kararı ile eski içtihadını değiştirerek, müterafik kusur indirimi ile aynı hüküm doğrultusunda, ölen kişinin kusurunun destekten yoksun kalma tazminatından indirilmesi gerektiğine karar verdiğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017 tarihli yeni kararında, işletenin, sürücünün kendi kusuruyla ölümünden doğan tazminat taleplerinden sorumlu olmadığına hükmettiğini, Hukuk Genel Kurulu’nun anılan kararı uyarınca, işletenin sorumluluğunu teminat altına alan sigorta şirketlerinin sorumluluğunun doğmayacağının açık olduğunu belirterek istinaf talep etmiştir. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından 30/08/2015 tarihinde davacıların murisi …’nin sevk ve idaresindeki davalı sigorta şirketine ZMSS poliçesi ile sigortalı … plakalı araçla tek taraflı olarak yapmış olduğu trafik kazası sonucu vefat ettiği, …’nin vefatı ile geride kalan eşi … ile çocukları …, … ve …’in, … plakalı aracın ZMMS sigortacısından destekten yoksun kalma tazminatı talep edildiği anlaşılmıştır. Somut olayda … plakalı aracın, 20/04/2015-2016 başlangıç ve bitiş tarihli ZMMS poliçesi ile …Sigorta Şirketi’ne sigortalıdır. Davaya konu trafik kazası 30/08/2015 tarihinde gerçekleşmiştir. Karayolları Trafik Kanununun 92.maddesinde değişiklik yapan 6704 sayılı Kanun 26/04/2016 tarihinde, yeni Genel Şartlar ise 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu halde davalının sorumluluğunun kapsamı 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’na göre değil, 12.08.2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre belirlenecektir. 01.06.2015 tarihli yeni ZMSS Genel Şartları’nın yürürlüğünden önce meydana gelen trafik kazalarındaki ölümler bakımından, HGK’nın 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 Esas-411 Karar, HGK’nın 22.2.2012 gün 2011/17-787 Esas- 2012/92 Karar, HGK’nın 16.1.2013 gün ve 2012/17-1491 Esas- 2013/74 Karar sayılı ilamlarında vurgulandığı üzere davacılar, 3. kişi sıfatı ile yansıma yolu ile oluşan destekten yoksun kalma zararlarını talep edebilecektir. Davacıların talebi ve iddia ettiği zarar, ölenin mirasçısı sıfatına değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatına dayanmaktadır. Dolayısıyla, davacıların ölenin mirasçısı sıfatına dayanmayan, doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki desteğin kusuru davacılara yansıtılamayacak ve desteğin kusuru onun desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyecektir. Bu durum karşısında; davacıların, zarar gören 3. kişi sıfatına dayanan zarar giderim talebi nedeniyle, desteğinin kazadaki kusuru davacılara yansıtılamayacağı, kazaya karışan desteğin sürücüsü olduğu aracın ZMSS poliçesini düzenleyen davalı sigortacının zarardan sorumlu olduğu sonucuna varıldığından davalı sigorta şirketi vekilinin bu yöne değinen istinaf talebi yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/13342 E.- 2022/1821 K., 2022/5153 E. – 2022/10663 K. sayılı kararları). Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/2559 E. ve 2020/2414 K. sayılı kararında açıklandığı üzere “Trafik kazası sonucu ölen çocuk ölmeseydi ana ve babaya bakması muhtemeldir. Uygulamada çocuğun 18 yaşına gelmesi ile birlikte gelir elde edeceği ana ve babasına destek olacağı varsayılmaktadır. Ancak ileriki yaşlarda çocuğun büyüyerek evleneceği ve en az iki çocuğunun olacağı, gelirinin bir kısmını ana ve babasına da ayıracağı varsayılır. Bu şartlarda çocuğun gelir elde etmesi ile birlikte, evleninceye kadar gelirinin yarısını kendisine ayıracağı yarısını da ana ve babası ile paylaşacağı varsayılması hayatın olağan akışına uygun düşecektir. Ancak çocuk yaşasa idi ileriki yıllarda evlenecektir. Evlenmesi ile birlikte pay esasına göre 2 pay desteğe ayrılacak, 2 pay eşine, birer pay ana ve babaya verilecektir. Destek, ileriki yıllarda evlenmesi ile birlikte bir süre sonra ilk çocuğu ve yine bir süre sonra ikinci çocuğu olacağı varsayılır. Bu nedenle çocukların olacağı süreler içinde desteğe 2 pay, eşe 2 pay, çocuklara birer pay ayrılacak ve ana ve babaya da birer pay verilecektir.” Mahkemece alınan 08/03/2019 tarihli ilk aktüerya raporunda desteğin sağ olan anne babasına pay verilmediğinden bu raporun hükme esas alınmamış olmasında isabetsizlik bulunmadığından davacılar vekilinin istinaf talebi yerinde görülmemiştir. İlk Derece Mahkemesinin hükme esas aldığı 25/09/2017 tarihli aktüer bilirkişi raporunda desteğin kaza tarihindeki yaşına göre muhtemel yaşam süresinin, davacıların kaza tarihinde yaşlarına göre destek süreleri belirlenerek desteğin geliri asgari ücret üzerinden kabul edilerek destek, eş, çocuklar, sağ olan anne ve babaya da pay verilerek yerleşik yargıtay içtihatlarında benimsenen yöntem ve ilkelere göre tazminat hesaplaması yapılmış olmasında ve İlk Derece Mahkemesince de bu rapora göre karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davacılar vekilinin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. İlk Derece Mahkemesince denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun bulunarak hükme esas alınan 25/09/2017 tarihli aktüerya raporunda garamaten yapılan paylaştırma sonucu davacı … için 106.170,45 TL, davacı … için 52.982,79 TL, davacı … için 51.346,01 TL ve davacı … için 26.413,19 TL için destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanmıştır. Davacılar vekili 14/12/2016 tarihli ıslah dilekçesi ile; dava değerinin davacı … yönünden 182.382,79 TL, davacı … yönünden 44.271,39 TL, … yönünden 53.433,94 TL, … yönünden 9.911,88 TL olarak ıslah etmiştir. Davacılardan … kendi adına asaleten çocukları … ve … adına velayeten Bakırköy … Noterliğinin 07/06/2016 tarih ve…yevmiye sayılı alacağın temliki sözleşmesi ile davaya konu 218.930,00 TL dosya alacağını …’a temlik etmiştir. Diğer davacı olan … ise alacağını temlik etmemiştir. Bu halde bilirkişi raporunda hesaplanan tazminat miktarları, ıslah dilekçesi ile talep edilen tazminat miktarları ile temliknameye konu tazminat tutarı olan 218.930,00 TL nazara alındığında davacı … için 106.170,45 TL, … için 52.982,79 TL, … için ıslah dilekçesindeki taleple bağlı kalınarak 44.271,39 TL olmak üzere toplam 203.424,63 TL destekten yoksun kalma tazminatı bakımından temlik alan …’ın davasının kısmen kabulü gerekirken gerekçesi açıklanmaksızın bilirkişi raporuna aykırı şekilde 184.200,45 TL tazminat için davanın kabulüne karar verilmesi; Yine temlik edilen alacağın dahi altında tazminat hesaplandığına göre hükme esas alınan 25/09/2017 tarihli aktüerya raporunda belirlenen tazminat miktarlarını aşacak şekilde davacı …, … ve … lehine tazminat hükmü kurulması doğru olmamıştır. Kabule göre de davacılar vekili 28/01/2020 tarihli dilekçesi ile temlik alan … vekili olarak da davaya devam ettiğini bildirdiği halde karar başlığında …’ın ve velayeten dava açılan çocukların isimlerinin gösterilmemiş olması doğru olmamıştır. Bu usuli hata karar başlığında düzeltilmiştir. Bu nedenlerle; davalı …Sigorta Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine, davacılar ve temlik alan vekilinin başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
A-Davalı …Sigorta Şirketi vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
B- Davacılar ve temlik alan vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA,
Buna göre:1-Davanın kısmen kabulüne, Davacı … için 106.170,45 TL, … için 52.982,79 TL, … için taleple bağlı kalınarak 44.271,39 TL olmak üzere toplam 203.424,63 TL destekten yoksun kalma tazminatının 31.08.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak temlik alan …’a verilmesine, 2-Temlik alanın fazlaya ilişkin 15.505,37 TL isteminin reddine,3-Davacı … tarafından temlik edilmeyen ve ıslahla talep edilen 76.212,34 TL ile davacı … tarafından temlik edilmeyen ve ıslahla talep edilen 451,15 TL için davanın reddine,4-Davacı … için ıslah ile talep edilen tazminat temlik edildiğinden karar verilmesine yer olmadığına,5-Davacı … tarafından açılan davanın kısmen kabulüne, 9.911,88 TL’nin 31.08.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin istemin reddine,6-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 14.573,01 TL harçtan peşin alınan 3.941,58 TL ile ıslah harcı 1.011,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.620,43 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 7-a.Davacı temlik alan … davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 32.867,11 TL nispi vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı temlik alan …’a verilmesine, b.Davacı … davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı 9.911,88 TL üzerinden 3.400,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı …’ye verilmesine, 8-a.Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden 9.200,00 TL nisbi vekâlet ücretinin davacı temlik alan …’dan tahsili ile davalıya verilmesine, b.Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktar üzerinden (davacı Dilek lehine oluşan usuli kazanılmış hak gözetilerek) 6.192,76 TL nispi vekâlet ücretinin davacı …’den tahsili ile davalıya verilmesine, c.Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden 451,15 TL maktu vekâlet ücretinin davacı …’den tahsili ile davalıya verilmesine, d.Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden 1.963,12 TL maktu vekâlet ücretinin davacı …’den tahsili ile davalıya verilmesine, 9-Davacı tarafından yatırılan 27,70 TL başvurma harcı ve 3.941,58 TL peşin harç ile 1.011,00 TL ıslah harcı, 4,10 TL vekalet harcının davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, 10- Yargılama sırasında davacılar tarafından gider avansından harcanan tebligat, davetiye ve bilirkişi giderinden oluşan 2.795,60 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 2.056,56 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, bakiyesinin davacılar üzerinde bırakılmasına, 11-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 12-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ; 1-a)Davacılar ve temlik alan tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine,b) Davalı …Sigorta Şirketi yönünden, Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 14.573,01 TL harçtan peşin alınan 3.588,85 TL harcın mahsubu ile bakiye 10.984,16 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,2-İstinaf aşamasında davacılar ve temlik alan tarafından yapılan 97,50 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 148,60 TL istinaf başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacı ve temlik alana verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/07/2023