Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2023/847 E. 2023/1740 K. 04.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2023/847
KARAR NO: 2023/1740
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 29/12/2022
NUMARASI: 2021/802 Esas – 2022/877 Karar
DAVA: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 04/10/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 29.08.2011 günü, sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile müvekkili …’un sevk ve idaresindeki … plakalı motosikletin ön tekerlek kısmına çarpması sonucu motosiklet sürücüsü …’un ve motosikletin arka kısmında yolcu olarak bulunan …’un yaralandığını, müvekkilinin 07.02.1993 doğumlu olup kaza tarihi itibariyle 18 yaşında olduğunu ve şöför olarak çalıştığını, kaza dolayısı ile davalının, müvekkilinin işgücü kaybından doğan daimi sakatlık tazminatını müvekkiline ödemekle yükümlü olduğunu belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak ilk aşamada işgücü kaybından doğan toplam 1.000,00-TL daimi maluliyet (sakatlık) tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu aracın 07/03/2011-2012 tarihleri arasında müvekkili şirkete ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçede teminat limitinin 200.000,00 TL olduğunu, sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalısının kusurlu olması halinde söz konusu olduğunu, bu nedenle dosyada önce kusur tespiti yapılması gerektiğini, maluliyet durumunun Adli Tıp Kurumunca tespitinin gerektiğini, ayrıca görev itirazlarının bulunduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, ” Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile 107.847,75 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı Tasfiye Halinde … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Tasfiye Halinde davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dosyada bulunan delillerin kendilerine tebliğ edilmediğini ve savunma haklarının kısıtlandığını, eksik inceleme ile hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, davacı …’un, ceza davasında şahsi haklarından vazgeçtiği için davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı …’un, 29.08.2011 tarihinde meydana gelmiş bulunan iki araçlı trafik kazasına karışan … plaka sayılı motosikletin sürücüsü olduğunu, davacı tarafın dava konusu kazada motosiklet kullandığını, sakatlık oranının tespiti için yapılacak bilirkişi incelemesinde; araçların kaza sonrası fotoğraflarının da incelenerek, araçların hasar görme durumu ile davacının yaralanma ve sakatlık durumunun karşılaştırılarak, motosiklet kullanırken kullanılması zorunlu olan koruyucu gereçlerin (kask, dizlik vs) takılı olup, olmadığının tespitini ve koruyucu gereçler takılı değil ise bunun sakatlık oranını artırıcı etkisinin tespit edilmesini ve koruyucu gereç takmadığı için davacının da kusurunun bulunması sebebiyle ayrıca bir kusur indirimi yapılması gerekirken, yerel mahkeme tarafından bu husus incelenmeden, müterafik kusur indirimi yapılmadan hüküm kurulmuş olmasının istinaf sebebi olduğunu, dava konusu trafik kazasının 29.08.2011 tarihinde vuku bulduğunu, dava konusu trafik kazasında ölen olmadığını, sadece yaralanan mevcut olup, KTK’nın 109.maddesi, TCK’nın 89. ve 66. maddesi gereğince zamanaşımı süresinin 8 yıl olup, zamanaşımı süresinin 29.08.2019 tarihinde dolduğunu, kısmi davanın açılması şartlarının da irdelenmesi gerektiğini, ıslah edilen miktarın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yönünde hüküm kurulmuş olmasının istinaf sebebi olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Mahkemece ilk verilen hükmün davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 11/11/2021 tarih, 2019/2517 Esas ve 2021/1948 Karar sayılı kararı ile ” … mahkemece Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 03/10/2019 tarih, 2016/19993 E. ve 2019/8923 K. sayılı kararında açıklandığı şekilde davacının elde ettiği gelirinin belirlenerek sonucuna göre değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekmektedir. …” gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Dosya kapsamında davalıya dava dilekçesi ve delil dilekçesi ekli tebligatın 15/04/2016 tarihinde tebliğ edildiği görüldüğünden bu yöne değinen istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Anayasa Mahkemesinin 26/07/2023 tarih, 2023/43 Esas ve 2023/141 Karar sayılı Kararı ile ” 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 6/12/2006 tarihli ve 5560 sayılı Kanun’un 24. maddesiyle değiştirilen 253. maddesinin (19) numaralı fıkrasının beşinci cümlesinin “Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz;…” bölümünün Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle iptal kararı gereğince uzlaşma olması tazminat davası açılmasına engel olmayacağından bu yöne değinen istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, kararın gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; İlk Derece Mahkemesinin 13/05/2019 tarih, 2016/296 Esas – 2019/459 Karar sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesinde müterafik kusura, ıslah zamanaşımına, davacı …’un, ceza davasında şahsi haklarından vazgeçtiğine ilişkin istinaf talebi bulunmadığından karşı taraf lehine bu hususlarda usuli kazanılmış hak oluşmuş olmasına, İlk Derece Mahkemesince Dairemiz kararı doğrultusunda yapılan yargılama sonucunda eksiklikler giderilerek karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenlerle; Tasfiye Halinde davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Tasfiye Halinde davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 7.367,07 TL harçtan peşin alınan 1.842,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.525,07 TL harcın davalı Tasfiye Halinde davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.04/10/2023