Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2023/834 E. 2023/1634 K. 26.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2023/834
KARAR NO: 2023/1634
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 07/06/2022
NUMARASI: 2021/174 Esas – 2022/447 Karar
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 26/09/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacının trafik kazası nedeniyle gelen hasta … hakkında gerekli tedavi işlemlerini yerine getirdiğini, tedavi işlemlerinin yapıldığı tarihte yürürlükte olan 2918 sayılı KTK 8/b maddesi gereğince sağlık kuruluşları verdikleri hizmetlerin bedelinin tamamını sigorta kuruluşlarından tahsil edebileceklerini, bu nedenle kazaya neden olan şahsın sigortasının bulunduğu davalı şirkete tedavi bedellerinin tahsili için 20/04/2010 tarihinde fatura düzenlendiğini, davalı şirkete tevdi edildiğini, davalı şirketten ön provizyon istendiğini, davalı tarafından ön provizyon verildiğini, bunun üzerine işlemlere devam edildiğini, davacı lehine 1014788-1 no.lu dosyanın açıldığını, … tarafından ekli evrakın gönderildiğini, davacı tarafından davalı şirkete 29/04/2010 tarihinde ihbarda bulunulmasına rağmen ödeme yapılmadığını, Çorlu … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası ile takip yapıldığını, 28/01/2011 tarihinde davalı şirketin haksız itiraz ettiğini belirterek 68,706,21 TL nın davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı … şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın tedavi giderlerine ilişkin olduğunu, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu, zamanaşımı yönünden itiraz ettiklerini, davalı … ile davalı şirket arasında bir sigorta sözleşmesinin bulunmadığını, davanın itirazın iptali davası olmadığını, kazanın 21/12/2009 tarihinde meydana geldiğini, davanın ise 03/11/2015 tarihinde açıldığından zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vasisi … cevap dilekçesinde özetle; davalının 18 yaşını doldurmuş olduğunu, konuşma ve çalışma yeteneğinden mahrum olduğunu, bu halin kaza nedeniyle oluştuğunu, ödeme yapma imkanının olmadığını, üzerine kayıtlı menkul ve gayrimenkul olmadığını, babası olarak kendisine emekli maaşıyla baktığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı müvekkili hastanenin, trafik kazası nedeniyle gelen hasta … hakkında gerekli tedavi işlemlerini yerine getirdiğini, tedavi işlemlerinin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Kara Yolları Kanununun (2918 sayılı) 8/b maddesi gereği sağlık kuruluşlarının vermiş oldukları hizmetlerin bedelinin tamamını sigorta şirketlerinden tahsil edebilir olduğunu, bu nedenle kazaya sebebiyet veren şahsın sigortasının bulunduğu davalı şirkete, tedavi bedellerinin tahsili için 20.04.2010 tarihinde fatura düzenlenerek davalı şirkete tevdii edildiğini, tedavi hizmet bedelinin ödenmesi için kazaya sebebiyet veren şahsın sigortasının bulunduğu davalı şirketten ön provizyon istendiğini ve davalı şirket tarafından ön provizyon verilmesi üzerine işlemlere devam edildiğini, davacı lehine … nolu dosyanın davalı tarafından açıldığını ve … sigorta tarafından ekli evrak gönderildiğini, davacı müvekkili tarafından davalı şirkete 29.04.2010 tarihinde ihbarda bulunulmasına rağmen (ekli belgede de görüleceği üzere) ödeme yapılmadığını, alınan her iki raporda da müvekkilinin hak edişinin talep edilebilir olduğuna dair rapor tanzim edilmiş olup; müvekkili şirketin bilirkişilerin bahsetmiş olduğu SUT uyarınca Sosyal Güvenlik Kurumundan herhangi bir ücret tahsil edilmediğini, müvekkili şirketin hizmeti vermiş faturalarını kestiğini, devlete stopaj ve KDV sini ödediğini, hizmet verdiği esnada personelin hak edişini ödediği halde davalılardan herhangi bir ücret almadığını, ödeme yapılmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeni ile tedavi hizmeti veren kurumun rücuen alacak istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Mahkemece ilk verilen hükmün istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 27/01/2021 tarih, 2020/1523 Esas ve 2021/98 Karar sayılı kararı ile “..Somut uyuşmazlıkta kaza, 6111 sayılı Kanun’un yürürlük tarihinden önce 21/12/2009 tarihinde meydana gelmiş, dava ise aynı kanunun yürürlük tarihinden sonra açılmıştır. Mahkemece SUT hükümleri uygulanmaksızın tedavi giderlerine ilişkin faturaların hizmet ile uyumlu ve gerekli olup olmadığı konusunda kaza ile illiyet bağı bulunan ve 6111 sayılı Yasa ile değiştirilen 2918 sayılı KTK’nın 98. maddesi kapsamında kalan tüm belgeli tedavi giderlerinden SGK’nın sorumlu olacağı, 98. madde kapsamına girmeyen belgesiz/paramedikal giderlerden ise kusurlu olmaları halinde davalıların sorumlu olacağı tutarın hesaplanması için yaralanma bölgesine göre uzmanlığı bulunan doktor bir bilirkişiden ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken SUT hükümlerine göre düzenlenen bilirkişi raporuna göre karar verilmesi eksik incelemeye dayalı olmuştur. …” gerekçesi ile kararın kaldırılmasına dair karar verilmiştir. Mahkemece Dairemiz kararı doğrultusunda Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı SUT Tedavi Giderleri Uzmanı ve Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı bilirkişilerden alınan 20/05/2022 tarihli raporda, “… 21.09.2009 tarihinde araç dışı trafik kazası neticesi kafa travması ve genel vücut travması tanısı ile acilen … hastanesinde interne edilerek yaklaşık 4,5 ay tedavi görüp bu tedavinin büyük bölümünü yoğun bakımda geçiren ve bu süre zarfında 3 defa beyin ameliyatı geçiren …’e yapılan Nöroşirürjikal girişimler, yoğun bakımda yapılan tedaviler acil şartlarda yapılmış olup tümüyle Acil sağlık hizmeti olduğu, Tekirdağ Devlet Hastanesinin 29.01.2014 tarihli Nöroloji raporuna göre davalı hastanın şuuru açık ve yardımsız yürüyebilmekle beraber kendisine öz bakım yapamadığı, sağlıklı iletişim kurulamadığı, post travmatik epileptik nöbetleri nedeniyle antiepileptik ilaç aldığı iyileşme olanağının bulunmadığı ve dolayısı ile ağır beyin hasarlı olduğu kanaatine varıldığı, yapılan 3 beyin ameliyatının tanılarla uyumlu ve endike olduğu, sağlık hizmeti sunucusu davacı tarafından yapılan ve SUT değeri toplam 91.608.28 TL olan sağlık hizmeti giderlerinin, davalı hastanın bedeninde oluşan hasarın onarım ve tedavisi yönünden tam karşılığı olduğu, tıbben uyumlu olduğu anlaşılmakla … davacı sağlık hizmeti sunucusu tarafından yapılan sağlık giderlerinden SGK, SUT fiyatları esası ile sorumlu olmaktadır…” belirlemesinde bulunulmuştur.Davalı …’in trafik kazası nedeni ile davacı hastaneye getirildiği sabit olup olay nedeni ile yapılan ceza yargılamasında tali kusurlu olarak belirlendiği, Mahkemece verilen ceza kararına HAGB uygulandığı, kararın itiraz edilmeden kesinleştiği anlaşılmıştır.Trafik kazası nedeniyle sağlık hizmet sunucularınca verilen tedavi hizmet bedellerinin tamamının Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanması esasının getirilmesi amacıyla, 25.02.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111 sayılı Kanunun 59. maddesi ile 2918 sayılı KTK’nın 98. maddesi değiştirilmiş, anılan değişiklik ile trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin, kazazedenin sosyal güvencesinin olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı düzenlenmiştir. Danıştay 10. Dairesinin 2010/6584 Esas sayılı dosyasından verdiği karar gereği, 05.11.2011 tarih ve 28106 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ’de yer alan trafik kazası tedavi giderlerine yönelik Sağlık Uygulama Tebliği’ne ilişkin uygulamanın yürütmesi durdurulmuş olup, SGK’nın sorumlu olduğu tedavi giderlerinin belirlenmesinde SUT hükümlerinin uygulanması söz konusu olmayacaktır (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2019/5486 Esas ve 2020/8961 Karar sayılı kararı).Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, kararın gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; Somut olayda kazanın 6111 sayılı Kanun’un 59.maddesi ile 2918 sayılı KTK’nın 98.maddesinde yapılan değişiklik tarihinden önce gerçekleştiği ancak davanın aynı kanunun yürürlük tarihinden sonra açıldığı, İlk Derece Mahkemesince konusunda uzman doktor bilirkişiden alınan raporda uygulanan tedavinin, davalı …’in kazada oluşan yaralanmasına uygun bulunduğu, dosyada mevcut davacı Hastane tarafından düzenlenmiş hizmet dökümlerinde, dökümü yapılmış olan hizmet ve malzeme bedellerinin, dava konusu fatura dökümünde gösterilen bedellerle uyumlu olduğu, tedaviye ilişkin olarak düzenlenmiş dava konusu fatura bedellerinin, fatura tarihlerindeki özel hastane fiyatlarına göre uygulanan tedavi ile orantılı ve KTK’nın 98. maddesi gereğince SGK’nın sorumluluğunda kalan sağlık hizmeti olduğunun belirlenmiş olması karşısında dava tarihi itibariyle davalı … Şirketi sorumluluğunun sona ermiş olması, davalı …’in ise 2918 sayılı KTK’nın 98.maddesi kapsamında tedavisinin yapılması nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.26/09/2023