Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2023/782 E. 2023/2073 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2023/782
KARAR NO: 2023/2073
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 06/12/2022
NUMARASI: 2022/634 Esas – 2022/854 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 09/11/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 26/07/2015 tarihinde davalıya sigortalı … plaka sayılı aracın sürücüsü …’ın, … plaka sayılı araca çapması sonucunda meydana gelen kazada, … plakalı araçta eşinin yanında yolcu konumunda bulunan müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, kaza ile ilgili soruşturmanın Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/34360 soruşturma sayılı dosyası ile devam ettiğini, kaza tespit tutanağında karşı araç olan … plakalı araç sürücüsüne 2918 sayılı KTK uyarınca tam kusur verildiğini, kaza nedeniyle … plaka sayılı aracın sürücüsü …, aracın sahibi … San. ve Dış. Tic. Ltd. Şti. ve aracın Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortacısı … Anonim Şirketinin, KTK hükümleri gereğince sorumlu olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 300,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili aleyhinde İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1048 Esas sayılı dosyası ile açtığı davanın 15/10/2020 tarihinde karara çıktığını, mahkemece verilen kısmen kabul kararının henüz kesinleşmediğini bu yönden öncelikle davanın usulden reddinin gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun her halde sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, kusur, maluliyet ve tazminat yönünden usulüne uygun inceleme yaptırılması ve hesap edilecek tazminattan gerekli indirimlerin yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacının davasının dava şartı yokluğu nedeni ile reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemenin her ne kadar gerekçeli kararında İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinde ikame edilen 2015/1048 Esas sayılı dava ile eldeki davanın aynı olduğunu belirtse de bu davaların aynı talepleri içeren davalar olmadığını, mahkemede görülen iş bu davanın “gelişen duruma” ilişkin olup müvekkilinin sağlık durumunun zaman içinde kötüleşmesi ve buna bağlı olarak zarar miktarının artması nedeniyle davanın açıldığını, yapılan inceleme neticesinde davanın reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin dava sürecinde alınan uzman heyet raporunda müvekkilinin maluliyet oranı %3,3 olarak tespit edilmişse de bu oranın müvekkilinin haleldar olan fiziksel sağlığının hiçbir zaman gerçek karşılığı olmadığını, müvekkilinin bahsi geçen dava döneminde de engel durumunun %3,3’den çok daha fazla olduğunu, oturmak gibi en basit eylemi bile gerçekleştiremediğini, sırtının üstünde yığıldığını ve zaman ilerledikçe ağrılarının dayanılmaz duruma geldiğini ifade ettiğini, müteakiben müvekkilinin ağırlaşan durumu karşısında somut gerçeğe uygun özür durumunun çok daha yüksek olduğunun İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından düzenlenen raporla ispatlandığını, müvekkili için alınan iki raporda maluliyet oranları arasındaki farkın azımsanmayacak miktarda olduğunu, bu kapsamda yerel mahkemenin müvekkilinin kaza nedeniyle tedavi gördüğü hastanelerden tüm tedavi evraklarını celp etmesi ve artan maluliyetin tespiti için dosyayı Adli Tıp Kurumu’na göndermesi gerekirken davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. İlk Derece Mahkemesince derdestlik dava şartı gerçekleşmediğinden davanın usulden reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 114/1-ı bendinde “Aynı davanın daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması” dava şartı olarak kabul edilmiştir. Aynı Yasa’nın 115/1 ve 2. maddelerine göre “1-Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. 2 Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.” denilmiştir. Derdest davadan söz edilebilmesi için, o davanın daha önce aynı veya başka bir mahkemede açılmış ve görülmekte olması, görülmekte olan dava ile yeni davanın aynı dava olması, başka bir anlatımla her iki davanın taraflarının, konusunun ve dava sebeplerinin aynı olması zorunludur. Bu koşullardan herhangi biri mevcut değilse, derdest bir davanın varlığından söz edilemez. Somut olayda, derdest olduğu iddia edilen İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1048 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacılar … ve …’ın davalılar … Şirketi, … Tic. Ltd. Şti. ve … aleyhine 26/07/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle geçici iş göremezlik ve manevi tazminat davası açtıkları, yargılama sonunda davacıların maddi ve manevi tazminat davalarının kısmen kabul, kısmen reddine karar verildiği, davalı … San. ve Dış Tic. Ltd. Şti.’nin kararı istinaf etmesi üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 2021/2326 Esas, 2023/1070 Karar sayılı kararı ile, HMK’nın 353/1-a/6 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür. 12/09/2022 tarihinde açılan eldeki davada ise davacı … vekili tarafından davalı … Sigorta A.Ş. aleyhine 26/07/2015 tarihinde meydana gelen kazada müvekkilinin maluliyetinin artığı iddiası maddi tazminat talep edilmiştir. Derdest olduğu ileri sürülen İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1048 Esas sayılı dosyasındaki davacı … ile davalılar … Tic. Ltd. Şti. ve …eldeki davada taraf olmadıkları gibi bu davada sadece maddi tazminat talep edilmiş olup, manevi tazminat talep edilmemiştir. İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1048 Esas sayılı dosyasında görülmekte olan dava ile eldeki davanın tarafları, konusu ve dava sebepleri aynı olmadığından derdest davadan söz edilemeyecektir. Derdestliğe ilişkin koşullar oluşmadığından, mahkemece davanın esasına girilerek davacının maluliyetinin artıp artmadığının belirlenmesi için davacıya ait tüm rapor ve belgelerin dosya ile birlikte gönderilerek, davacının muayenesi de yapılmak suretiyle ATK’dan veya bir üniversite hastanesinin adli tıp bölümünden maluliyet raporu alınması, sonucuna göre diğer deliller de değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/4. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/4. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 09/11/2023