Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2023/772 E. 2023/1786 K. 16.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2023/772
KARAR NO: 2023/1786
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 03/12/2021
NUMARASI: 2013/290 Esas – 2021/817 Karar
DAVA:Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 16/10/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 11/08/1996 tarihinde ehliyetsiz sürücü … yönetimindeki ticari aracın çarpması sonucu araç dışı kaza geçirdiğini, müvekkilinin 05/05/1994 doğumlu olup, kaza tarihinde 2,5 yaş civarında çok küçük olması sebebiyle müvekkilinin bedenine tekabül eden zararın tam olarak tespit edilemediğini ve halen fiziksel güç kaybının nasıl bir sonuca varacağının tam olarak da belirlenmediğini, müvekkilinin bedensel gelişiminin tamamlanacağı bir dönemde olduğundan bedensel hasarın tespitinin ancak yeni mümkün olacağını, müvekkilinin kaza neticesinde akciğerlerde meydana gelen hasar nedeniyle kısmi felç olduğunu, bu yönde tıbbi müdahelede bulunulduğunu, müvekkilinin omirilikte meydana gelen hasar nedeniyle kısmı felç olduğunun yaşının küçüklüğü nedeniyle ilk etapta tespit edilemediğini ve bu yönde tedavi uygulanamadığını belirterek, fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep haklarının saklı kalmak ihtirazı kaydı ile davacı … için şimdilik 5.000.00 TL maddi tazminat bedelinin 11/08/1996 olan kaza tarihinde … şirketleri olmaması nedeniyle teminat bedelinin Adli Tıp raporunda müvekkilinin bedensel hastalıklarının oluşum tarihine göre belirlenmesi ve belirlenecek rakama kaza tarihinden itibaren işlemeye başlayacak faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kaza tarihi olan 11/08/1996 tarihi itibariyle zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesinin limitinin yaralanma halinde 2.000,00 TL ölüm ve sakatlanma halinde 2.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, müvekkili …nın sorumluluğunun poliçe limitiyle sınırlı olduğunu, davanın zaman aşımı süresinin dolduğunu, temerrüde düşmemiş ve dava açılmasına sebebiyet vermemiş bulunan müvekkil aleyhine dolaylı zararların tazminine ilişkin davanın reddine karar verilmesini, aksi durumda müvekkili …’nın sorumlu olduğu azami poliçe limiti ve sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı dikkate alınarak karar verilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ATK 2. Üst Kurulunun incelemesi neticesinde oluşturulan ve bir önceki raporun tekrarı niteliğinde olan raporun hükme esas alınmasının uygun olmadığını, elde edilemeyen ve hastaneler tarafından gönderilemeyen veya imha edilen belgelerden dolayı, hiç bir sigortası olmayan bir aracın müvekkiline çarpması nedeniyle uğradığı zararın … tarafından tazmin edilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, müvekkilinin babası tarafından davalı kuruma tüm sağlık belgelerinin teslim edildiğini, ancak kurum tarafından kaybedildiğini ve müvekkilinin hak kaybına uğramasına davalının tutum ve davranışlarının sebebiyet verdiğini, mahkemece aldırılan sağlık raporları arasında çelişkilerin mevcut olduğunu, mahkemece müvekkilinin sağlık durumuna ilişkin gerekli raporların aldırılmayarak eksik inceleme ile hüküm verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından, 11/08/1996 tarihinde ehliyetsiz sürücü …’ın yönetimindeki ticari aracı ile yaya olan davacı …’a çarpması ile meydana gelen trafik kazasında davacı …’nın yaralandığı ve bu yaralanması nedeniyle tazminat talep etmiştir. Somut uyuşmazlıkta, kaza 11/08/1996 tarihinde gerçekleşmiş, dava ise 16/10/2012 tarihinde açılmıştır. Kaza tarihinde davacının 2 yaşında olduğu, bir süre sonra operasyon geçirdiği anlaşılmaktadır. Mahkemece ATK’dan maluliyet ve davacıdaki güç kaybı ile 11/08/1996 tarihinde geçirdiği kaza arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığının tespiti bakımından bir çok rapor alınmıştır. Dosya kapsamına göre davacı hakkında maluliyet raporunun düzenlenmesi için Adli Tıp Kurumu’na yazılan tüm yazılara ”…’ın 11/08/1996 tarihinde geçirdiği trafik kazası ile ilgili olay tarihli ve hemen sonrasına ait herhangi bir tıbbi belge ve grafilerin gönderilmesinden sonra rapor düzenlenebileceği, bu hali ile sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı” yönünde görüş bildirildiği, yine dosyada eksik olan tıbbi evrakların temin edilmesinin istendiği anlaşılmaktadır. Mahkemece Adli Tıp Kurumundan gelen raporlar doğrultusunda olay tarihli spinal BT veya spinal MR tetkiki ve omurga öncesi çekilmiş spinal MR tetkikini sunması için davacı vekiline 2 haftalık kesin süre verilmiş ise davacı vekilince ara kararın gereği yerine getirilmemiştir. Ayrıca ATK raporu gereğince İstanbul Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne müzekkere yazılarak, davacının olay tarihli spinal BT veya spinal MR tetkiki ve ameliyat öncesi çekilmiş spinal MR tetkikinin gönderilmesi istenmiş, verilen cevapta kurumlarında yapılan araştırma neticesinde 12/01/2006 tarihli MR görüntüsünün bulunmadığının bildirildiği görülmüştür.Eksik tıbbi belgeler temin edildikten sonra dosya tekrar Adli Tıp Kurumu Başkanlığına gönderilmiş ise de olay tarihli tetkiklerde sipinal yaralanmaya ait her hangi bir bulgu saptanmadığı, olay ile kişide bulunan rahatsızlık arasında illiyet bağının kurulamadığı, olay tarihinde uygulanması gereken Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümlerine göre araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı ve üç ay geçici iş göremezlik süresi bulunduğu bildirilmiş, son olarak alınan 17/09/2020 tarihli ATK 2. Üst Kurulu da aynı yönde görüş bildirilmiş, ayrıca ”Olay tarihli spinal BT veya spinal MR tetkiki, b- Omurga operasyonu geçirmiş olup enstrümantasyon yapıldığı anlaşılmış olup ameliyat öncesi çekilmiş olan spinal MR tetkiki, c-İstanbul Numune Hastanesi’nin 12/01/2006 tarihli spinal MR tetkiki gönderilmesi halinde illiyet bağı ve maluliyet oranının yeniden değerlendirileceği” yönünde sonuç ve kanaate varıldığı bildirilmiştir.İtirazlar üzerine illiyet bağının ve maluliyet durumunun yeniden değerlendirilmesi için dosya ATK 2. Üst Kurulu’na gönderilmiş, dosyanın bu haliyle Üst Kurul gündemine alınmasını gerektirecek özellikler taşımadığından bahisle herhangi bir işleme tabi tutulmaksızın iadesinin uygun görüldüğünün bildirildiği anlaşılmıştır.Adli Tıp Kurumundan defalarca rapor alınmasına rağmen, raporlarda, belgelerin tamamlanması halinde illiyet bağı ve maluliyet oranının yeniden değerlendirileceği yönünde görüş bildirildiği, dosya kapsamına göre davacının ameliyat öncesi çekilmiş tetkikleri bulunmadığından geçirmiş olduğu skolyozu ile trafik kazası arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı konusunda sonuca varılamadığı anlaşılmaktadır. İstinaf dilekçesinde yaralanan küçüğün babası olan …’ın 30/07/2010 ve 09/03/2012 tarihlerinde olmak üzere davalı …na iki kez başvurduğu ve her iki başvurusunda da raporların asıllarını sunduğunu belirtilmiş ise de başvuru dilekçesinde sağlık belgelerinin suretlerinin sunulduğunun yazılı olduğu, bu dilekçe dışında sağlık belge asıllarının davalıya teslim edildiğine dair belge, teslim tutanağı vs ibraz edilmediğinden sağlık belgelerinin asıllarının davalı …na sunulduğunun ispat edilemediği sonucuna varılmıştır. İlk Derece Mahkemesince, “…hükme esas alınan Adli Tıp 2. İhtisas Kurulu ve Adli Tıp 2.Üst Kurulu raporlarına göre dava konusu trafik kazası ile davacının alt ekstremitesindeki güç kaybı arasında illiyet bağı kurulamadığının belirtildiği, bu durumda davacının dava konusu kaza nedeniyle maluliyetinin bulunmadığının tespit edildiği, davacının maluliyetinin kaza ile illiyeti kurulamadığından maddi zarardan davalı …nın sorumlu tutulamayacağı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi eksik incelemeye dayalı olmuştur.O halde İlk Derece Mahkemesince yapılması gereken, davacının ikamet ettiği şehirde bulunan Üniversite Hastanelerinden birinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümünden oluşturulacak aralarında nöroloji uzmanı da bulunan uzman doktor heyetinden, kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine uygun olarak davacı muayene edilmek suretiyle davacıda dava konusu trafik kazası nedeniyle meydana gelen yaralanmanın kalıcı maluliyet oluşturup oluşturmadığı, kalıcı maluliyet oluşmuş ise maluliyet oranı, skolyoz gelişmesine neden olup olmayacağı, geçirmiş olduğu skolyozu ile trafik kazası arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı, davacıda halen var olan rahatsızlıkların ve maluliyetin kaza ile illiyeti bulunup bulunmadığı konularında, dosya içerisinde bulunan tedavi evrakları ile dosyada mevcut olan taraflarca sunulan delilleri de irdeler biçimde denetime elverir nitelikte rapor alınması ve bu rapora göre aktüerya bilirkişisinden rapor alınması sonucuna göre karar verilmesi olmalıdır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.16/10/2023