Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2023/765 E. 2023/814 K. 25.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2023/765
KARAR NO: 2023/814
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 24/03/2021
NUMARASI: 2016/312 Esas – 2021/284 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/04/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; Davacının sevk ve idaresinde bulunan … plakalı aracı ile davalılardan … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın davalının kusuru ile meydana gelen kaza sonucu aracın ağır hasara uğradığını, kendisi ve oğlunun yaralandığını ayrıca bu kaza sonucunda psikolojik olarak ağır bir şoka girdiğini, küçük oğlunda basit yaralanma olduğu için ayakta tedavi edildiğini, 10.000,00 TL tutarında özel tedavi ve bakım giderleri olduğunu, dört çocuk annesi olduğunu, aile bireylerinin bakım ve diğer ihtiyaçlarını karşılamak için yardımcı alma ihtiyacı hissettiğini, kaza gününden devam etmek üzere 2 aylık bir zaman için bir yardımcı ile anlaştığını, bunun aylık giderlerinin 10.000,00 TL’yi geçtiğini, aracın … Tic. Ltd. Şti.’nin olduğunu, bu nedenle davalı … ile birlikte bütün kaza sonuçlarından, maddi ve manevi tazminatlardan müteselsilen sorumlu olduğunu, halen vücudundaki kırıklar alçılı vaziyette olduğundan çalışamadığını, annelik görevlerini yapamadığını ve mağdur olduğunu şahsına asaleten 10.000,00 TL maddi, 70.000,00 TL manevi yine küçük oğlu …’e velayeten 10.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 90.000,00 TL tazminatın ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; söz konusu kaza ile ilgili davadan önce müvekkili şirkete başvurulmadığını, … plaka aracın müvekkili şirkete 11.02.2015-11.02.2016 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, sorumluluğun, sigortalının kusuru oranında olmak üzere, kombine tek limit olarak 50.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında; Manevi Tazminat Taleplerinin ancak ek sözleşme ile sigorta kapsamı içine alınabileceğinin belirtildiğini, öncelikle … Sigorta A.Ş. tarafından düzenlenen Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi teminatına müracaat edilerek, bu poliçe teminatının yetersiz kalması halinde İhtiyari Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi teminatına müracaat edilebileceğini aksi takdirde müvekkili şirketin maddi tazminattan sorumlu olmadığını davanın reddini talep etmiştir. Davalılar … ve … Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili …’un kusuru olmadığını, davacının aracında çocuk koltuğu olmadığını, aylık bakıcı parasının 10.000 TL olduğu iddiasının ise abartılı olduğunu, 2 aylık bir yardımcı ihtiyacı dahi olmadığını, tedavi giderlerinden SGK’nın sorumlu olduğunu, manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, davacı aracının kasko poliçesi bulunduğunu, kasko poliçesi muhteviyatında manevi tazminat teminatının olduğunu, kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin kusuru olmadığı için davanın esastan reddini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 1-Toplam 3.552,46 TL geçici iş göremezlik ve 325 TL bakıcı ve yol-masraf giderleri olmak üzere toplam 3.877,46 TL maddi tazminatın davalı … ile … Ticaret Ltd.şti’nden tahsili ile davacı …’e verilmesine, 2-Davacının … Sigortaya karşı açıtığı maddi tazminat davasının reddine, 3-Davacının kendi adına ve velayeten açtığı manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 4-Toplam 1.500,00 TL manevi tazminatın davalı … ile … Dış Ticaret Ltd.şti’nden tahsili ile davacı …’e verilmesine, 5-Toplam 2.000,00 TL manevi tazminatın davalı … ile … Ticaret Ltd.şti’nden tahsili ile davacı …’e velayeten …’e verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili ile davalılar … ve … Ltd. Şti. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin kullanmış olduğu aracın davalı sigorta şirketine kasko poliçesi ile sigortalı olduğunu, kasko poliçesi muhteviyatında manevi tazminat teminatın da bulunduğunu, bu nedenle sigorta şirketinin davalı olarak gösterildiğini, poliçenin maddi ve manevi tazminatları içerdiğinden sigorta şirketi yönünden davanın reddine karar verilmesinin yerinde bir karar olmadığını, kaza nedeniyle yapılan mecburi diğer sosyal giderlere ilişkin taleplerin değerlendirme dışı bırakıldığını, davacı müvekkilin 5,5 aylık tıbbi iyileşme sürecinde zorunlu olarak yapmış olduğu yolculuk giderleri (davacı küçük …’i okula götürüp getirme için zorunlu olarak kullanmış olduğu taksi masrafı giderleri)nin, tüm itirazlara rağmen dosyada alınan bilirkişi raporlarında değerlendirilmeye alınmadığını, müvekkilinin kusursuz olduğu trafik kazası sonrasında müvekkilinin kolunun 5,5 ay boyunca alçıda kaldığını, bu nedenle bu süre boyunca müvekkilinin araç kullanamadığını, bu nedenle davacı çocuğu …’i her gün okula bırakmak için zorunlu olarak taksi kullandığını, bilirkişiler tarafından dosyaya sunulan ek rapor incelendiğinde; davacının sol kolunun dirsek altına kadar alçıda kaldığı, el bileğini oynatamayacağını, dirsek hariç olmak üzere omzunu oynatabileceğini, sağ kolunu kullanabileceğine dair tespit yapıldığını, bir kişinin tek eliyle araç kullanması halinin mümkün olmayacağını, bu nedenle müvekkilinin özel araç kullanamayışından kaynaklı tedavi amaçlı yol giderleri ile ve ispatlanamayan mecburi sosyal giderlerinin tazmini gerektiğini, geçici iş göremezlik giderinin hesaplanmasında tıbbi şifa süresinin dikkate alınmadığını, ATK, müvekkilinin iyileşme süresinin 3 ay olabileceğine kanaat getirmişse de, realitede (gerçekte) davacının eli 5,5 ay alçıda kaldığını, müvekkil 5,5 ay çalışamadığını, bu nedenle geçici iş göremezlik giderinin hesabında 5,5 aylık tıbbi şifa süresinin değerlendirmeye esas alınması gerekirken aksinin kabulünün hatalı olduğunu, tedavi giderlerinin hesaplanmasında, dosyada alınan 21.07.2020 tarihli bilirkişi raporunda, “dosya içeriğinde müvekkilinin kontrollere gidişte yaptığı masrafa ilişkin belge olmadığı gerekçe gösterilerek, “sağlık kurumlarına kontrollere gidiş geliş esnasındaki ulaşım ve diğer sosyal giderler” hesaplanmadığını, ek harcamaların çoğunun belgelenmesinin olanaksız olduğunu, bunun sorun yaratmadığını, Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre, tedavi giderlerinin belgelenmesinin koşul olmadığını ve her biçimde kanıtlanabileceğini hususunun sabit olduğunu, BK.42. maddesindeki düzenlemeyle de, yeterli kanıt gösterilememesi durumunda, yargıcın zararı ve kapsamını doğrudan araştırma yükümlülüğü getirildiğini; araştırmanın nasıl yapılacağı konusunda, Yargıtay kararlarında, uzman bilirkişiden görüş alınması öngörülmüşse de, mahkemece davacının tedavi giderlerinin eksik hesaplandığını, davacı küçük …’nın bakımı konusunda bakıcı ve temizlik için almış olduğu destek giderlerinin tazmini hakkındaki taleplere ilişkin olarak dosyada alınan bilirkişi raporu ile yapılan değerlendirmede, davacının, “günlük temel insani ihtiyaçlarını gidermek için başkasının desteğine ihtiyacı olmadığı”nın tespit edildiğini, yapılan değerlendirmenin hatalı olduğunu, zira talebin, davacının temel insani ihtiyaçlarını giderme noktasında değil, dava konusu kaza neticesinde; annelik görevi nedeniyle katlanmak zorunda olduğu mecburi sosyal giderlerine ilişkin olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalılar … ve … Ltd. Şti. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalılardan … Sigorta A.Ş.’nin müvekkili şirkete ait … plakalı aracın kasko poliçe sigortacısı olduğunu, kasko sigorta poliçesi teminatları arasında ihtiyari mali mesuliyet kapsamında manevi tazminat hususunun teminat altına alındığını, bu hususun kasko poliçesinin “Sigorta Teminatının Kapsamı” madde başlıklı 3. maddesinde düzenlendiğini bu halde meydana gelen trafik kazasında mahkemece hükmedilen manevi tazminattan kasko şirketi olan diğer davalı … Sigorta A.Ş.’nin de sorumlu olduğunu, mahkemece 325,00 TL bakıcı ve yol-masraf gideri, maddi tazminat içerisine dahil edilerek bu miktardan da müvekkili şirketleri sorumlu tuttuğunu, ancak 325,00 TL miktarındaki söz konusu giderlerin tedavi giderleri kapsamında olduğunu, bu giderlerden … Sigorta A.Ş.’nin sorumlu tutulması gerektiğini ancak söz konusu giderlerden de sigorta şirketi yerine müvekkillerinin sorumlu tutulmasının açıkça hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. HMK’nın 341/2. maddesine göre miktar veya değeri üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Aynı kanunun 341/4. maddesinde de “alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü  üçbin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz.” düzenlemesi mevcuttur. Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu somut olayda yerel mahkeme hükmünün verildiği 2021 yılı için HMK’nın 341/2. maddesindeki kesinlik sınırı 5.880,00 TL olacaktır. Bu halde, kabul edilen maddi tazminat miktarı karar tarihine göre uygulanması gereken 2021 yılı için öngörülen kesinlik sınırının altında kaldığından davalılar vekilinin İlk Derece Mahkemesince verilen maddi tazminat kararına karşı HMK’nın 341/4.fıkrası gereğince istinaf hakkı yoktur. Yerel mahkemece, kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesi de sonuca etkili değildir. Bu nedenle davalılar … ve … Dış Tic. Ltd. Şti. vekilinin maddi tazminata yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1-b maddeleri gereğince reddine karar verilmiştir.Hükme esas alınan hesaplama raporunda; davacının maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından maluliyet tayinine mahal olmadığı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 3(üç) aya kadar uzayabileceğinin bildirilen 08/05/2019 tarihli ATK raporu ve davalının tam kusuruna göre ayrıca 13/12/2019 tarihli rapor ve 21/07/2020 tarihli doktor raporunda davacı Derya’nın maddi zararı tespit edilmiş olup, davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, toplam 3.552,46-TL geçici iş göremezlik ve 325-TL bakıcı ve yol-masraf giderleri olmak üzere toplam 3.877,46-TL maddi tazminatına ve davacının itirazlarının değerlendirildiği ek rapora göre hükmedilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Ayrıca davacı ev hanımı olduğunu belirttiği çalışması olmadığı halde geçici iş göremezlik tazminatı iyileşme süresindeki zararlarının karşılığı olduğundan davacı vekilinin maddi tazminat yönünden itirazları yerinde görülmemiştir.Davalı sigorta şirketi kazaya kusuru ile neden olan aracın kasko poliçesi ile sigortalı olup, zmms sigortasını aşan kısımdaki maddi tazminattan sıralı sorumluluk ilkesi gereğince sorumlu olduğundan ve hesaplanan maddi tazminat miktarına göre mahkemece davalı sigorta şirketi yönünden maddi tazminat için davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir.Karayolları İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının 3. maddesi; “Manevi tazminat talepleri, ek sözleşme ile teminat kapsamı içine alınabilir. Bu taleplerin, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (Trafik Sigortası) dışında kalması nedeni ile, bu teminat, bahsi geçen zorunlu sigortanın varlığına bağlı olmaksızın, bu sigorta limitlerinin içinde hüküm ifade eder.” hükmünü haviidir. Somut olayda, davalı sigorta şirketinin davalı yana ait kazaya karışan aracın kasko sigortacısı olduğu, dosyada 2 sayfadan ibaret olduğu yazılan poliçenin ilk sayfasının yer aldığı, manevi tazminat klozunu kapsayıp kapsamadığının anlaşılamadığı, poliçe 1.sayfada ihtiyari mali sorumluluk limit olarak 50.000,00 TL olduğu görülmüştür.Bu nedenle ek sözleşme ile manevi tazminatın teminat kapsamı içinde olup olmadığının sigorta şirketi için poliçenin tamamı getirtilip incelenmeden karar verilmesi doğru olmamıştır.TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. “. Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir.Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir.Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu, davacının yarlanmasının mahiyeti ve maluliyet oranı ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte dikkate alındığında mahkemece davacı … için belirlenen manevi tazminat miktarının bir miktar düşük belirlendiği anlaşılmakla davacı vekilinin bu yöndeki itirazı yerinde görülmüştür. Açıklanan nedenlerle, davalılar … ve … Tic. Ltd. Şti. vekilinin maddi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1-b maddesi gereğince reddine, davalılar … ve … Tic. Ltd. Şti. Vekilinin manevi tazminata ilişkin istinaf başvurusu ile davacılar vekilinin maddi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince reddine, davacılar vekilinin manevi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalılar … ve … Tic. Ltd. Şti. vekilinin maddi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1-b maddesi gereğince reddine, 2-Davalılar … ve … Tic. Ltd. Şti. vekilinin manevi tazminata ilişkin istinaf başvurusu ile davacılar vekilinin maddi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince REDDİNE, 3-Davacılar vekilinin manevi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 4-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 5-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince davacılara iadesine, 6-Davalılar … ve … Tic. Ltd. Şti. Yönünden; alınması gereken 768,82 TL harçtan peşin alınan (59,30+132,91=) 192,21 TL harcın mahsubu ile bakiye 576,61 TL harcın davalılar … ve … Tic. Ltd. Şti.’den tahsili ile Hazineye irat kaydına, 7-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 8-a-Davacı yönünden; İstinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, b-Davalılar … ve … Tic. Ltd. Şti. tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 9-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/04/2023