Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2023/749 E. 2023/1633 K. 26.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2023/749
KARAR NO: 2023/1633
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 22/06/2022
NUMARASI: 2015/491 Esas – 2022/522 Karar
DAVA: Tazminat (Kara Taşımacılığı Kaynaklı)
KARAR TARİHİ: 26/09/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinden … ve …’nin oğlu, … ve …’in kardeşi müteveffa …’ın 06/06/2012 tarihinde …’ın kullandığı … plakalı araçta yolcu olarak seyretmekteyken aracın neden olduğu kaza sonucu vefat ettiğini, … hakkında ceza mahkemesi dosyasında kazanın teknik hatadan kaynaklandığı gerekçesi ile ceza takdirinde bulunulmadığını, dosyanın taraflarınca temyiz edildiğini, aracın trafiğe elverişli bir şekilde çıkarılmasını ve gereken bakımını ihmal eden sürücü ve işletenin müvekkillerinin murisinin ölümüne neden olduğunu, murisin desteğinden yoksun kaldıklarını, kazaya sebebiyet veren aracın davalı sigorta şirketlerince sigortalandığını belirterek öncelikle davalılardan … ve … nolu … Şehirlerarası Taşımacılık Otobüs – Minübüs Kooperatifi adına kayıtlı araç ve gayrimenkul kayıtları üzerine tedbir şerhi konulmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, … için 2.000,00 TL , … için 2.000,00 TL , … için 1.000,00 TL ve … için 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, … için 75.000,00 TL, … için 75.000,00 TL , … için 50.000,00 TL ve … için 50.000,00 TL manevi tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan … ve … Nolu … Şehirlerarası Taşımacılık Otobüs–Minübüs Kooperatifi’nden müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazanın müvekkilinin kullandığı aracın lastiğinin aniden patlaması ile aracın müvekkilinin kontrolünden çıkması sonucu meydana geldiğini, kazanın oluşumunda müvekkilinin bir kusuru bulunmadığını, olay tarihinde aracın bakımlarının tam olduğunu, muayenesinin yapıldığını, aracın yasal hız sınırları içerisinde hareket ettiğini, ceza yargılamasında müvekkilinin kusursuz olduğunun tespit edildiğini, müvekkili hakkında beraat kararı verildiğini, müvekkilinin kusursuz olması nedeniyle maddi ve manevi tazminattan sorumlu tutulamayacağını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … Nolu … Şehirlerarası Taş. Otobüsçüler Minibüsçüler Koop. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin aracın ruhsat sahibi ve işleteni olmadığını, her biri kendi adına ve hesabına hareket eden minibüs işletmecilerinin kurmuş olduğu bir tüzel kişilik olduğunu, müvekkilinin maddi ve manevi tazminat açısından bir sorumluluğu bulunmadığını, bu nedenle müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, araç sürücüsünün kusursuz olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili tarafından Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, müteveffanın kardeşleri için talep edilen destek tazminatında yasal isabet bulunmadığını, kardeşin kardeşe destekliği için özel koşullar gerektiğini, davacı kardeşler ile ilgili destekten yoksun kalma maddi tazminatının reddi gerekeceğini, müvekkilinin sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, mahkemece kusur oranı ve tazminat hesabı yaptırılması gerektiğini, talep edilen faizin yerinde olmadığını, müvekkilinin dava tarihinden önce temerrüde düşürülmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. cevap dilekçesi vermemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davada talep edilen maddi tazminatlar yönünden; davacılar … ve …’ın maddi tazminat taleplerinin reddine, davacı … ve …’ın maddi tazminat taleplerinin 2.000’er TL.ile sınırlı olarak kabulüne, her bir davacı için hükmedilen 2.000’er TL.den toplam 4.000,00 TL. maddi tazminatın davalılar …, … No.lu … Şehirlerarası Taşımacılık Otobüsçüler Minibüsçüler Kooperatifi ve … Sigorta AŞ.den müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, hükmedilen tutara davalılar … ve … No.lu Balçık Saran Şehirlerarası Taşımacılık Otobüsçüler Minibüsçüler Kooperatifi yönünden kaza tarihi olan 06/06/2012 tarihinden ve davalı … Sigorta AŞ.yönünden 18/09/2012 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, davalı … Sigorta AŞ. yönelik maddi tazminat taleplerinin reddine, ıslahen arttırılan kısım yönünden harç yatırılmadığından harç yatırılmayan kısım yönünden davanın açılmamış sayılmasına, davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne, Davacı … için 20.000,00 TL, davacı … için 20.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … No.lu … Şehirlerarası Taşımacılık Otobüsçüler Minibüsçüler Kooperatifi’nden kaza tarihi olan 06/06/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, Fazla talebin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalılar … ile … Nolu … Şehirlerarası Taşımacılık Otobüsçüler Minübüsçüler Kooperatifi vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; maddi manevi tazminata hükmedilme şartlarından birinin kusur olduğunu, müvekkillerinin (…- kooperatif) kusursuz olduğunun bilirkişi raporlarıyla sabit olduğunu, mahkemece gerekçeli kararda bilirkişi raporlarında “müvekkillerin sorumlu olduğunu” ifade etmiş ise de söz konusu gerekçenin raporlar ile çeliştiğini, mahkemenin raporlara rağmen kusurlu olduklarına yönelik kararının anlaşılamadığını, mahkemece gerekçeli kararda alınan raporlarda müvekkilinin kusursuz olduğu kabul edilmesine rağmen devam eden gerekçede raporlarda kusurlu oldukları ifade edilmiş ise de kusurlu oldukları yönünde bilirkişi raporunun bulunmadığını, ceza yargılamasında müvekkili …’ın kusursuz olduğunun ispatlandığını, Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesi 2012/6 esas sayılı dosyasında yapılan yargılamada alınan İTÜ tarafından düzenlenmiş olan 20/09/2014 tarihli bilirkişi raporunda müvekkili sürücünün kusursuz olduğu hususunun tespit edildiğini, davalı kooperatif hakkında husumet yönünden ret verilmesi gerektiğini, davalı müvekkil Kooperatif tüzel kişiliği işleten sıfatını haiz olmadığını, kanun tanımından da görüleceği üzere kooperatifin aracın ruhsat sahibi/kiralayanı vs. olmadığından işleten sıfatı bulunmadığını, müvekkillerin kusursuzluğunun davacının kabulünde olduğunu, dosyaya gelen raporlarda da müvekkilin kusursuz olduğu ispat edilmiş olmakla davacı taraf maddi tazminatı müvekkiller yönünden ıslah etmediğini, kusur yönünden; mahkemece alınan raporlarda müvekkilin kusursuz olduğu açık iken raporlar hilafına kusurlu oldukları yönünde karar tesisinin yasaya aykırı ve çelişkili bir durum olduğunu, maddi manevi tazminata hükmedilebilmesi için kusurlu olmanın zorunlu bir unsur olduğunu, müvekkilleri kusursuz olduklarının tartışma konusu olmamasına rağmen maddi manevi tazminata hükmedilmesinin yasaya aykırı olduğunu, kusur ve olayları kabul anlamına gelmemek kaydıyla hükmedilen manevi tazminat bedelinin çok yüksek olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, davalı … Sigorta şirketine Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Trafik Sigorta Poliçesi ve Davalı … Sigorta şirketi nezdinde Zorunlu Karayollu Taşımacılık Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalı, … nolu … Şehirlerarası Otobüs Taşıma Kooperatif yetki belgesi altında şehirler arası (18-30) kişi kapasiteli ticari yolcu taşımacılık yapan … plakalı, davalı üzerine kayıtlı dava konusu otobüsün, 06.06.2012 günü saat:12:20 sıralarında davalı sürücü … sevk ve idaresinde gündüz vakti araç içerisindeki yolcular ile birlikte İstanbul Gebze yönünden Ankara istikametine gitmek üzere yerleşim dışı,100 km/sn hız tahditli, orta refüjle ayrılmış tek yönlü iki şeritli, kuru asfalt kaplamalı, şerit çizgilerin olduğu 8 metre platform genişliğindeki Tem Otoyolu üzerinden seyirle rampa iniş eğimli İzmit-Bekirpaşa mevkiye geldiğinde aracın sağ ön lastiğinin patlama etkisiyle sürücünün direksiyon kontrolünün kaybetmesi ile sağ şerit içerisinden başlayıp yolun sağına doğru yönelen 50 metrelik lastik ve jant izi bırakıp yol dışına doğru savrulma ile ağaçlık toprak kısım üzerinden takla atıp 70 metre ilerleyip tekrar yolun sağ şeridine doğru gelerek düşme ile araç içerisindeki birden fazla yolcunun yaralanması ve araç içerisindeki yolcu olan davacıları destekçisi …’ın ölümü ile sonuçlanan maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği anlaşılmıştır. Ulaştırma Denizcilik, Haberleşme Bakanlığı 1.Bölge Müdürlüğünden gelen 24/08/2017 tarihli yazıda … plakalı aracın 27/06/2011 tarihinde davalı kooperatifin … yetki belgesi eki D1 taşıt belgesine kooperatif nam ve hesabına tarifeli olarak şehirlerarası ticari yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunmak üzere sözleşmeli taşıt olarak ilave edildiği belirtilmiştir. Bu halde davalı kooperatif kazaya sebebiyet veren … plakalı araç ile kendi nam ve hesabına taşımacılık faaliyetinde bulunduğundan işleten sıfatıyla müteselsilen sorumluluğu doğacağından aksi yöndeki istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Kaza tespit tutanağında davalı sürücünün kusurunun bulunmadığı kazanın lastik patlaması nedeni ile meydana geldiği belirtilmiştir. Ceza Mahkemesi dosyasında bulunan 22.06.2012 tarihli keşfe binaen hazırlanmış dosyada mevcut 02.07.2012 tarihli bilirkişi raporunda; sanık sürücü …’ın 1.dereceden tamamen kusurlu olduğu belirtilmiştir.ATK Trafik ihtisas dairesinden alınan raporda; “… olay mahallinin TEM otoyolu üzerinde iniş eğimli rampa olması ve olaya etken sebebin araçtaki lastik patlaması şeklindeki teknik arızanın olması durumları dikkate alındığında bilirkişi raporundaki kusur durumlarına iştirak edilmemiş ve sürücünün aracında meydana gelen lastik patlaması şeklindeki teknik arıza nedeniyle direksiyon hakimiyetini kaybedip yol dışı kalmış bulunduğu olayda alabileceği yeterli bir önlem olmadığından atfı kabil bir kusuru bulunmamaktadır. TEM otoyolu üzerine iniş eğimli rampada sanık sürücü idaresindeki otobüste meydana gelen lastik patlaması şeklindeki teknik arıza, sanık sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesine ve yol dışı kalmasına neden olmuş bulunup, meydana gelen kazada asli derecede tamamen etkendir…” belirlemesinde bulunulmuştur.Ceza Mahkemesinde çelişkinin giderilmesi için 3 kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınmış, bilirkişi heyeti raporlarında otobüsün sağ ön lastiğinin patlamasının sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesine neden olduğu sürücünün kusuru bulunmadığı, teknik arıza olan lastik patlamasının kazanın meydana gelmesinde tamamen etkili olduğu belirtilmiştir.Ceza Mahkemesince sanık kusursuz bulunarak beraat kararı verilmiştir.Mahkemece alınan 31/05/2018 tarihli raporda davalı sürücünün kusuru olmadığı teknik arıza olan lastik patlamasının olaya sebebiyet verdiği kanaati belirtilmiştir.Mahkemece 15/01/2019 tarihinde teknik bilirkişiden alınan raporda, “…Teknik arıza, araçtaki bozukluğu anlatan bir kavramdır. Rot çıkması, fren boşalması, lastik patlaması, bijon kesmesi, direksiyon kilitlenmesi gibi teknik arızalar, genellikle motorlu araçların düzenli olarak (periyodik) bakım ve onarımının savsaklanması veya gereği gibi yapılmaması, aşırı yüklenmesi, erken yıpratılması, hor kullanılması, kullanım süresi dolmasına karşın yük ve yolcu taşıma işlerinde kullanımının sürdürülmesi gibi “işletme kusurları”dan ve az da olsa tasarım, üretim, montaj aşamasındaki yapım (imalat) hatalarından kaynaklanmaktadır… Teknik arızanın, araçtaki bozukluğu anlatan bir kavram olduğu, rot çıkması, fren boşalması, lastik patlaması, bijon kesmesi, direksiyon kilitlenmesi gibi teknik arızaların genellikle motorlu araçların düzenli olarak (periyodik muayene) bakım ve onarımının savsaklanması veya gereği gibi yapılmaması, aşırı yüklenmesi, erken yıpratılması, hor kullanılması, kullanım süresi dolmasına karşın yük ve yolcu taşıma işlerinde kullanımının sürdürülmesi gibi “işletme kusurlarından kaynaklandığı, 2918 sayılı KTK.nun 86/1. maddesinde belirtildiği gibi işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabileceği, ağır kusurlu olan 3. kişinin bulunmadığı …” belirlemesi yapmıştır.Yargıtay içtihatlarında da lastik patlaması, fren patlaması, rot çıkması vb. bir teknik arıza olarak işletenin sorumluluktan kurtulması için gerekli mücbir sebep sayılmadığını, İçtihatlarda umulmayan hal olarak değerlendirildiğini, dolayısıyla lastik patlamasının kısmen veya tamamen etkili olduğu olaylarda işletenin sorumluluğu bulunduğunu kabul edilmektedir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/25785 E. – 2022/16908 K., Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/13692 E. – 2019/7202 K., 2013/13023 E. – 2017/8744 K. sayılı kararları). Somut olaya bakıldığında; istinaf talep eden davalıların kazaya sebebiyet veren aracın işleten ve sürücüsü olduğu, aracın lastiğinin patlaması nedeniyle sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu meydana gelen kazada, işleten sıfatıyla işletme kusurlarının bulunduğu, kusursuz sorumluluk (tehlike sorumluluğu) ilkelerine göre oluşan zarardan sorumlu oldukları, lastik patlaması şeklinde meydana gelen teknik arızanın kazada etken olmasının işleten sorumluluğunu ortadan kaldıran mücbir sebep mahiyetinde olmadığı anlaşıldığından davalıların tazminat sorumluluğu doğmuştur. Bu nedenle kusura ilişkin istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmetmesi gerekmektedir(Yargıtay HGK’nun 23/06/2004 tarih, 13/291-370 E.-K. sayılı kararı). Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, yukarıda açıklanan ilkeler ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, TBK’nın 56/2.maddesi kapsamında davacılar lehine verilen manevi tazminat miktarının, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygun, yeterli ve makul olduğu kanaatine varıldığından bu yöne değinen davalılar vekilinin istinaf itirazının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Bu nedenlerle; davalılar … ile … Nolu … Şehirlerarası Taşımacılık Otobüsçüler Minübüsçüler Kooperatifi vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalılar … ile … Nolu … Şehirlerarası Taşımacılık Otobüsçüler Minübüsçüler Kooperatifi vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 179,90 TL harcın peşin alınan 359,80 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 179,90 TL harcın davalılar … ile … Nolu Balçık Saran Şehirlerarası Taşımacılık Otobüsçüler Minübüsçüler Kooperatifi’ne iadesine, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.26/09/2023