Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2023/717 E. 2023/613 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2023/717
KARAR NO: 2023/613
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 18/11/2022
NUMARASI: 2022/457 Esas – 2022/728 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 30/03/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 15/07/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında motosiklet sürücüsü müvekkiline, karşıdan gelen … plakalı aracın çarptığını, müvekkilinin gördüğü tedaviye rağmen tam iyileşemediğini ve sol omzundaki kırık nedeniyle sol el ve kolunu kullanamadığını, müvekkilinin bedensel bütünlüğü zedelendiği gibi manevi olarak da acı çekerek zarar gördüğünü, kazanç kaybının da hesaplanması gerektiğini, dava öncesi davalı sigorta şirketine başvurulmuşsa da kusur oranı belli değil denerek talebin cevapsız bırakıldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın ve 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka faiziyle birlikte … plakalı aracın ZMMS şirketi, maliki ve sürücüsü olan davalılardan müştereken müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın kaza tarihinde müvekkili tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, teminat limitinin 360.000,00 TL olduğunu, ancak müvekkilinin sorumlu tutulabilmesi için kazada bu aracın kusurlu olduğunun ispatlanması gerektiğini, oysa ki kazada sigortalı aracın sürücüsünün kusuru bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının kaza nedeniyle maluliyetinin ve maddi tazminat hesabının ZMMS Genel Şartlara uygun şekilde yapılması gerektiğini, sağlık giderlerinin poliçe teminatı kapsamında olmadığını, müvekkiline dava öncesi usule uygun ve gerekli evraklarla başvuru yapılmadığını, faiz türü ve başlama tarihinin de talep edilebilir olmadığını, olsa olsa dava tarihinden itibaren yasal faizle müvekkilinin sorumlu tutulabileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Kaza Osmaniye’de gerçekleştiği ve Osmaniye tüm davalılar bakımından ortak yetkili mahkeme olduğundan mahkememizin yetkisiz ve Osmaniye mahkemelerinin yetkili olduğunu ayrıca kazada davacının %100 kusurlu olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … tarafından davaya cevap verilmemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın teminat yönünden dava şartı yokluğundan usulden reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen ilk kararın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 18/04/2022 tarih ve 2020/739 E. 2022/752 K.sayılı kararı ile kararın kaldırıldığını, mahkemece yapılması gerekenin, eksik olan Suriye ile ülkemiz arasında teminat muafiyeti konusunda belirtilen yazı cevabının dosyaya eklenmesi, davacıya verilen geçici koruma kimlik belgesinin 6458 sayılı yasanın 44. maddesinde belirlenen hakları kapsayıp kapsamadığının saptanarak, davacının vatandaşlık durumunun tam olarak tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesinin olması gerektiğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. 5718 sayılı milletler arası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 48. Maddesinde “Türk mahkemesinde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır. (2) Mahkeme, dava açanı, davaya katılanı veya icra takibi yapanı karşılıklılık esasına göre teminattan muaf tutar.’’ düzenlemesine yer verilmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 114.maddesinde dava şartları belirlenmiş ve 1.fıkranın (ğ) bendinde “teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi” dava şartı olarak kabul edilmiş ve aynı yasanın 115/2.maddesinde de dava şartı noksanlığının tespiti halinde eksikliğin tamamlanması için kesin süre verilmesi gerektiği, kesin süreye rağmen eksikliğin tamamlanmaması halinde davanın usulden reddine karar verileceği düzenlenmiştir. Somut uyuşmazlıkta Türkiye ve Suriye arasından usulüne uygun olarak yürürlüğe girmiş bir adli yardım anlaşması bulunmaması, davacının T.C. vatandaşı olmaması nedeniyle teminat yatırması gerekmesine ve verilen kesin süreye rağmen belirlenen teminatın kesin süre içerisinde yatırmamış olmasına göre İlk Derece Mahkemesince yazılı gerekçe ile istemin usulden reddine karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/03/2023