Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2023/707 E. 2023/1463 K. 12.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2023/707
KARAR NO: 2023/1463
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 16/12/2022
NUMARASI: 2021/439 Esas – 2022/847 Karar
DAVA: Tazminat
KARAR TARİHİ: 12/09/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; 21/03/2014 tarihinde meydana gelen kazada davalının zorunlu mali sorumluluk sigortası ile teminat altına almış olduğu … plakalı aracın yaya olan müvekkiline çarptığını; müvekkilinin kaza nedeniyle yaralandığını ve malul kaldığını; emekli olan müvekkilini kaza sebebiyle uğramış bulunduğu sürekli iş gücü kaybının belirlenerek davalıdan tahsili gerektiğini bildirmiş; fazlaya dair haklarını saklı tutmak suretiyle şimdilik 3.000,00 TL’nin davalıdan kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsilini talep etmiş, ıslah yoluyla talebini artırarak 5.156,05 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili, … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle zorunlu mali mesuliyet sigortası olduklarını, teminat süresinin kaza anını kapsadığını ancak müvekkili sigorta şirketinin poliçe limiti ile ve sigortalı aracın sürücüsünün kusuru ile sınırlı olarak zarardan sorumlu olduğunu, bunların araştırılması gerektiğini, davacının maluliyete uğradığını kabul etmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulüne, 5.156,05 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle ” sürekli iş göremezlik tazminatı ” olarak davalıdan tahsiline davacıya verilmesine, davanın nitelik olarak kısmi dava şeklinde bulunması nedeniyle ve ikinci ıslahın bu nedenle mümkün olmaması nedeniyle davacı tarafın ikinci ıslah yoluyla talep ettiği 44.367,00 TL’lik artırıma yönelik talebin bu dosya için USULDEN reddine, Davacının 44.367,00 TL sürekli iş gücü kaybı tazminatından doğan haklarının saklı tutulmasına” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davanın belirsiz alacak davası olduğunu, yapılan yargılama aşamasında 10.10.2022 tarihli bilirkişi raporu ile davacı müvekkilinin sürekli iş göremezlik tazminat miktarının 49.532,05 TL olduğu tespit edilmiş olup bu rapor doğrultusunda davanın değeri belirlenebilir hale gelmiş ve talep arttırım dilekçesi sunulduğunu, davanın konusu meydana gelen kaza sonucunda sürekli sakat kalan müvekkilinin zararının belirlenmesine yönelik olup dava konusunun niteliği gereği maluliyet ve kusur oranının kesin olarak ispatlanmasının gerektiğinin bu tür davalarda tazminat miktarının belirlenebilir nitelikte olmadığını, 12.10.2022 tarihli talep arttırım dilekçesi incelendiğinde görüleceği üzere dava dilekçesinde, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak ve belirsiz alacak davası olarak denilmek suretiyle dilekçemizin sonuç kısmını arttırdıkları ve davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı hususunun açık ve net bir şekilde ortaya konulduğunu, bu sebeple davanın kısmi dava olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Mahkemece ilk verilen hükmün istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 16/06/2021 tarih, 2019/ 1548 Esas ve 2021/1140 Karar sayılı kararı ile kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Dava dilekçesinde açıkça davanın dava dilekçesinde açıkça davanın HMK’nın 107. maddesine göre açıldığı konusunda bir anlatım, talep yada beyan bulunmadığı, davanın fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak kısmi dava olarak açıldığı, davacı vekilinin24/12/2018 tarihinde ilk ıslah dilekçesini, 12/10/2022 tarihinde talep arttırım dilekçesi sunduğu, mahkemece ilk ıslah dilekçesi esas alınarak hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. HMK’nın 176/2. maddesine göre, aynı davada taraflar ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilir. İkinci kez ıslah yoluna başvurulamaz. Bu durumda ıslah işlemi Kanun gereği ikinci kez yapılamayacağından, bu işleme dayalı olarak karar verilmesi imkanı da bulunmamaktadır. İlk Derece Mahkemesince HMK’nın 176/2. maddesi gereğince 24/12/2018 tarihli ilk ıslah dilekçesi esas alınarak karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.12/09/2023