Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2023/641 E. 2023/1097 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2023/641
KARAR NO: 2023/1097
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 28/01/2022
NUMARASI: 2020/212 Esas – 2022/79 Karar
DAVA: Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
KARAR TARİHİ: 08/06/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı … Tic. Ltd. Şti.’den 26/02/2014 tarihinde 164.800,00 TL bedelle 2014 model … marka … tipi otobüsü sıfır km olarak satın aldığını, satın aldıktan sonra yağışlı havada içine tavan bölümünden su girdiğini, serviste tamir edildikten sonra yine yağışlı havada araç içine su girdiğini, aracın değişimi için ihbarname gönderdiklerini, araç içine yeniden su girmesi nedeniyle Bakırköy 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/73 Değ.+ İş sayılı dosyasıyla delil tespiti yaptırdıklarını ve otobüste meydana gelen tavan sacı çatlamasının ve içeriye su dolmasının imalat aşamasında yapılan kaynak, izolasyon ve boyama hatası olduğunun tespit edildiğini, ayrıca fren balata ışığının uyarı verip devamlı yandığını belirterek, ayıplı aracın misli ile (sıfır km) değiştirilmesini, mümkün olmaması halinde araç bedelinin ticari faiz ile beraber müvekkiline iadesini talep etmiştir. Davalı … San. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın su alma şikayetiyle ilgili bir başvurusu ve diğer şikayet konusu olan fren ikaz lambası ile ilgili olarak onarım yapılarak aracın davacıya teslim edildiğini, problemin devam ettiğini iddia eden davacının aracını yetkili servise getirip onarım yapılmasına izin vermediğini, aracın sorunsuz olarak teslim edildiğini araçta bir üretim hatası olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Davalı … Ltd. Şti. cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda,”Davanın kısmen kabulü ile onarım bedeli olarak KDV dahil 3.835,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davanın başından beri ilgili kanun maddesinde belirtilen seçimlik haklardan, “satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini” talep ettiklerini ancak mahkeme tarafından kanunda belirtilen seçimlik haklardan “onarım bedelinin” tazmin edilmesine karar verildiğini, bu durumda da davanın tam kabulünün söz konusu olduğunu, bu durumda müvekkili aleyhine yargılama giderine hükmedilmiş olmasının kanuna ve hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi kök ve ek raporlarında da belirtildiği üzere 10/03/2014 tarihli servis kaydına göre aracın henüz 1.916 km ve 20/03/2014 tarihli servis kaydına göre araç henüz 3.600 km’de iken araçta ayıplar meydana çıktığını, diğer servis kayıtlarının davalı … tarafından dosyaya ibraz edilmediğini ancak mevcut servis kayıtlarına göre de yetkili servis tarafından araca müdahale edildiği halde arızanın giderilemediğinin apaçık ortada olduğunu, nitekim 20/06/2014 tarihli delil tespiti aşamasındaki keşif sırasında aracın tavandan su aldığı ve yine aracın tavan kısmında çatlaklar olduğunun tespit ve rapor edildiğini, daha önce yerel mahkeme tarafından verilen kabul kararının istinaf incelemesinden de geçtiğini ve araçta gizli ayıp olduğunun belirtildiğini, ayıp giderilemediği ve araçta başka ayıplar da meydana geldiği için aracın ayıpsız misli ile değiştirilme şartlarının oluştuğunu, gizli ayıp ve üretim hatası bulunan bir araçta değer kaybı (satış bedelinde indirim) olacağının kuşkusuz olduğunu, bu yönde bilirkişi raporlarında değer hesaplandığı halde yerel mahkeme tarafından dikkate alınmadığını yerel mahkeme kararının bu sebeple de kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf talep etmiştir. Dava, araç alımından kaynaklanan aracın misli ile değiştirilmesi, olmadığı takdirde bedel iadesi istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu; HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Mahkemece ilk verilen davanın kabulüne ilişkin hükmün istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 23/01/2020 tarih, 2018/10 Esas ve 2020/49 Karar sayılı kararı ile “…Araç servise geldiğinde 10/03/2014 tarihinde 1.916 km, 20/03/2014 tarihinde 3.600 km, Değ. İş tespit tarihinde 20.580 km, mahkemece aldırılan 02/02/2016 tarihli bilirkişi kurul raporu tarihinde 137.451 km yol yapmış olup, “Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması halinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hakim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir.” düzenlemesini içeren TBK’nın 227/4 maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının mahkemece tartışılmaması eksik olup, mahkemece aracın servise bırakılması devamında yapılan işlerin neler olduğuna yönelik servis kayıtları getirtilerek bunların da değerlendirilmesi ve yapılan km’ye göre TBK’nın 227/4 düzenlemesini tartışır rapor alınarak değerlendirme yapılması gerekmektedir. Kabule göre de; misli iade gerekip gerekmediğinin tartışılmamış olması ve davaya konu araç halen davacı elinde olduğundan araç bedeli için faiz başlangıç tarihi aracın davalıya teslim tarihi olacağından, dava tarihinden faiz işletilmesi doğru olmamıştır.” gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.İlk Derece Mahkemesince; Dairemiz kararı doğrultusunda yargılama yapılarak, bilirkişilerden kök ve ek raporlar alınmıştır.Bilirkişiler 2. ek raporlarında; Aracın tavanındaki sızdırmazlık sorununun giderilmesi ile ilgili olarak kök raporda ve 1. ek raporda ifade edilmiş olduğu üzere; Bakırköy 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/73 Değ.İş sayılı dosyasında bulunan 14/07/2014 tarihli bilirkişi raporunda değerlendirilmesi ve hesabı yapılmış olan ve hasar onarımı için parça değişimi ve işçilik dahil KDV hariç 3.250,00 TL’nin yapılan işe ve günün rayicine uygun bulunduğunu, onarım sonrası değer kaybı için belirlenen 7.500,00 TL’nin günün ikinci el piyasa rayicine uygun olduğunu, ikinci el piyasasında alıcının kanaat ve taktirinin rol oynadığını, araçta onarım amaçlı usulüne ve tekniğine uygun bir işlem yapılmış olsa dahi aracın siciline işlenen bir onarımın ikinci el piyasasında değer kaybına yol açacağını görüş olarak bildirmişlerdir.İlk Derece Mahkemesince, TBK’nun 227 maddesi uyarınca değer kaybının hüküm altına alınmadığı ve ancak 3. fıkra gereğince, bütün masrafların satıcıya ait olması ile onarım bedelini isteme hakkı bulunduğundan bahisle aracın KDV dahil onarım bedeli için davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Açılan dava ile gizli ayıp ve üretim hatası bulunan bir araçta değer kaybı da (satış bedelinde indirim) talep edilmiştir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan TBK’nın 227.maddesine göre satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcının, seçimlik haklardan ancak birini kullanabileceği belirtildikten sonra satılanın ayıplı olması durumunda alıcının sahip olduğu seçimlik haklar; satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme, aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme ve imkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme olarak belirlenmiştir. Bu seçimlik haklar dışında alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı ise saklıdır.(Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2022/2999 E. – 2022/4882 K. sayılı kararı) Bu nedenle İlk Derece Mahkemesince aracın değerindeki eksiklik satış bedeline yakın olmadığından aracın ayıpsız bir benzeriyle değişmesi talebinin reddi ile arızanın onarım ile giderilebileceğinin tespiti nedeniyle onarım bedeline hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmamakla birlikte, TBK’daki genel hükümler gereğince 7.500,00 TL değer kaybı için davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; onarım bedeli olarak KDV dahil 3.835,00 TL ile değer kaybı 7.500,00 TL olmak üzere toplam 11.335,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2-Alınması gerekli 774,29 TL harcın davacının peşin yatırdığı 2.814,40 TL harçtan mahsubuyla bakiye 2.040,11 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine, 3-Davacı tarafından yapılan 25,20 TL başvurma harcı, 774,29 TL peşin harç, 3,80 TL vekalet harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,4-Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 1.867,00 TL yargılama giderinden kabul ve red oranı üzerinden takdiren 128,00 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,5-AAÜT gereğince hesap edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,6-Reddedilen kısım üzerinden hesap edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,7-Davalılar tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalılara iadesine,8-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 82,00 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 220,70 TL istinaf başvuru harcının davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/06/2023