Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2023/607 E. 2023/1292 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2023/607
KARAR NO: 2023/1292
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 12/12/2022
NUMARASI: 2021/39 Esas – 2022/1121 Karar
DAVA: Tazminat
(Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 22/06/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 14/10/2013 tarihinde davalı …’in sürücüsü diğer davalı …’in maliki olduğu, davalı sigorta şirketine sigortalı … plakalı aracın müvekkilinin sevk ve idaresinde bulunan … plakalı motosikletine çarpışması neticesinde yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini belirterek, şimdilik 1.000,00 TL tedavi giderleri, 1.000,00 TL maluliyetten kaynaklanan maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının talebine konu bakıcı, refakatçi vs. giderlerin 6111 sayılı Yasa’nın 59. maddesi ile değiştirilen KTK’nın 98.maddesi düzenlemesi gereği, müvekkili sigorta şirketi değil SGK’nın sorumlu olduğunu, davacının daimi maluliyet tazminatına yönelik talebinin tespiti ile Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerektiğini, davacının faiz başlangıcına ilişkin taleplerinin kabul edilebilir nitelikte olmadığını, müvekkili şirketin sorumluluğu söz konusu ise faiz başlangıcının ancak dava tarihinden itibaren olabileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu, davaya konu kaza ile ilgili kavuşturma İstanbul 6 sulh Ceza Mahkemesinde halen devam ettiğini henüz bilirkişi raporlarıyla kusur oranlarının kesinleşmemiş olduğunu, davacının ehliyetsiz ve tecrübesiz olduğunu, müvekkillerinin, gerek kazanın yaşadığı an gerek sonrasında davacının sağlık durumuyla yakından ilgilendiğini, davacının, kazanın meydana geldiği tarihte düzenli bir işte çalışmadığını, askerlik görevini henüz yapmamış olduğunu, bu nedenle davacının her hangi bir gelir kaybı bulunmadığını, maddi tazminatın hukuki dayanağının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın Kabulü İle; 51.305,38 TL maddi tazminatın davalılar … ve … yönünden olay tarihi olan 14/10/2013 tarihinden itibaren, davalı … Sigorta A.Ş. yönünden dava tarihi olan 14/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalılar … ve … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalılar … ve … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kaldırma kararı sonrası dosyanın gönderildiğini ancak gerek ATK gerekse yerel mahkeme tarafından kaldırma kararında belirtilen hususlar dikkate alınmaksızın rapor alınarak hüküm kurulmuş olduğunu, istinaf kararında “maluliyetin kaza ile illiyet bağı bulunup bulunmadığının” tespit edilmesi gerektiğinin belirtilmiş olduğunu, buna rağmen işbu tespitin ATK tarafından yapılmadığını, davacının bizzat muayene edilmemiş olması, illiyet bağının bulunup bulunmadığı tespitinin yapılmamış olması ve davacının kaza sonrası askerliğini komando olarak yaptığı gözönüne alındığında yerel mahkemenin eski kararının birebir aynı yönde karar oluşturmasının usule, yasaya ve anayasal güvence altına alınmış olan adil yargılanma hakkına açıkça aykırı olduğunu, davacıya asker olduğu ve malul olduğu dönemde Milli Savunma Bakanlığı veya SGK tarafından bir tazminat ödenip ödenmediği, SGK tarafından maaş bağlanıp bağlanmadığı, SGK tarafından ne kadar tedavi masrafı-gideri ödendiği hususunun sorulmadığını, bu kayıtların dosyaya hiç bir zaman ibraz edilmemiş olduğunu, dosyada mevcut raporlara, davacı taleplerine karşı defalarca kez itiraz ettikleri halde bu hususta bir bilginin dosya içerisinde yer almadığını, davacı tarafça ön inceleme duruşmasında dosyaya sonradan SGK tarafından ödeme yapılmış olduğu beyan edilmiş olup bu hususta dosyada hiç bir belge bulunmadığını, davacıya SGK tarafından ne kadar ödeme yapıldığı, maluliyeti nedeniyle asker olarak kendisine tazminat verilip verilmediği hususunun ilgili kurumlardan sorulmasını talep ettiklerini, bilirkişi raporundaki tespitlerin tamamının eksik ve çelişkili olduğunu, davacıya SGK tarafından ve diğer davalı … sigorta tarafından ödemeler yapılmış olup davacı tarafından bu ödemelerin dosyaya beyan edilmemesinin Medeni Kanun’un 2. ve 3. maddesine iyiniyet ve dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiğini, davacı tarafından önceki karar sonrası Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamlı takip yapılmış olup diğer davalı … Sigorta işbu dosyanın ödemesini yapmış olduğunu, davacının ehliyetsiz olarak kullandığı motor ile müvekkili mustafa güven’in sevk ve idaresindeki aracına çarpması sonucu kazanın meydana gelmiş olduğunu, davacının kusurlu olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Mahkemece ilk verilen hükmün istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 22/12/2020 tarih, 2018/4428 Esas ve 2020/4149 Karar sayılı kararı ile maluliyet raporu alınması gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Daire kararımız içeriğinde davalılar vekilinin kusura ilişkin istinaf talebi hakkında karar verildiği nedenle aynı yöne ilişkin istinaf başvurusu yerinde değildir. Maluliyete ilişkin alınacak raporların nasıl düzenleneceğine ilişkin ne Karayolları Trafik Kanun’un da ne de Türk Borçlar Kanun’unda düzenleme yapılmamış, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin içtihatları ile kaza tarihine göre dönemsel olarak uygulanması gereken Yönetmelikler açıklanmıştır. Buna göre maluliyete ilişkin alınacak raporların, kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekecektir (Benzer yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 16/06/2020 tarih, 2018/3614 E. ve 2020/3544 K., 28/01/2020 tarih, 2018/3470 E. ve 2020/153 K.sayılı kararları). Maluliyet Tespit İşleri Yönetmeliği 01/09/2013 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, 4.maddesinin k bendinde maluliyet tanımına yer verilmiştir. Buna göre ” Maluliyet: Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az %60’ını, (c) bendi kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün en az %60’ını veya vazifelerini yapamayacak şekilde meslekte kazanma gücünü kaybetme hali” olarak tanımlanmış yine Yönetmeliğin sigortalıların çalışma gücü kaybı tespitini düzenleyen 9 ve 10 maddelerinde %60 maluliyet ve üzeri için maluliyet tespitine ilişkin esaslar düzenlenmiştir. Başka bir ifadeyle bu yönetmelik sadece %60 maluliyet ve üzeri için hükümler ve ekli cetvel içermekte olup %60’ın altında maluliyet bulunması halinde bu Yönetmelik hükümlerinin uygulanması olanaklı değildir. Yine Yönetmeliğin 23.maddesi ile Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinde yer alan; çalışma gücü kaybı, vazife malullüğü, harp malullüğü ile erken yaşlanma durumlarının tespiti ile ilgili tüm hükümler yürürlükten kaldırılmış düzenlemesine yer verilerek Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin tümden kaldırılmadığı anlaşılmaktadır. Keza ek cetveller ilişkin yeni bir düzenleme de yapılmamıştır. Sonuç olarak davacının maluliyetinin %60’ın altında (%7,2) olması ve kaza tarihine göre uygulanması gereken Maluliyet Tespit İşleri Yönetmeliği hükümlerine göre maluliyet belirlenirken aynı cetvellerin (Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine ekli cetveller) esas alınması gerektiğinden maluliyetin tespitinde Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin uygulanmış olmasının, maluliyet oranına bir etkisi olmayacağından hükme esas alınan maluliyet raporunda dosya kapsamı ve davacının kaza nedeniyle düzenlenen tüm tıbbi belgeleri de incelenerek maluliyet oranının tespiti açısından kaza ile yaralanma arasındaki illiyet bağı da açıklanarak düzenlenmiş olmasına usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Uyap sisteminden yapılan kontrolde davacının kaza tarihinde SGK kaydı bulunmadığı görülmekle SGK tarafından ödeme yapılıp yapılmadığına ilişkin araştırma yapılmamış olmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. İlk Derece Mahkemesince davalı Sigorta Şirketinin yaptığı ödemelerin infaz aşamasında gözetilmesine karar verilmesi yapılan ödemelerin tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemiş olması da doğru olmamıştır (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/16451 E. – 2021/5404 K., Yargıtay (kapatılan) 17. Hukuk Dairesinin 2020/3096 E. – 2021/83 K. sayılı kararları). Bu nedenle; davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: Davanın Kabulü İle; 1-51.305,38 TL maddi tazminatın (Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında yapılan ödemeler gözetilerek tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile )davalılar … ve … yönünden olay tarihi olan 14/10/2013 tarihinden itibaren, davalı … Sigorta A.Ş. yönünden dava tarihi olan 14/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli olan 3.504,67-TL karar ve ilam harcının, başlangıçta yatırılan 25,20-TL peşin harçdan ve bilahare ikmal edilen 171,82-TL ıslah harcından mahsubu ile eksik kalan 3.307,65-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına, (Mahkememizin 2014/639 esas, 2018/424 Karar sayılı dosyasında 2018/218 harç numarası ile maliyeye bildirilen ve davalılardan tahsili istenilen 3.307,65-TL tahsil edilmiş ise işlemsiz iadesine, tahsil edilmemiş ise 3.307,65- TL nin davalılardan tahsiline ) 3-Davacı tarafından yapılan 25,20-TL peşin harç, 25,20-TL başvuru harcı, 3,80-TL vekalet harcı, bilahare ikmal edilen 171,82-TL ıslah harcı, 2.041,00-TL İstanbul Adli Tıp Kurumu faturası ve 1.907,00-TL tebligat/posta/bilirkişi gideri olmak üzere toplam 4.174,02-TLyargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine, 5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davalılar … ve … tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davalılar … ve … tarafından yapılan 124,00 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 492,00 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/06/2023