Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2023/606 E. 2023/1461 K. 12.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2023/606
KARAR NO: 2023/1461
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 09/11/2022
NUMARASI: 2022/424 Esas – 2022/739 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/09/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili asıl dava dava dilekçesinde özetle; 22.11.2013 tarihinde, davacı …’ın yönetimindeki … plakalı aracı ile davalı …’nın yönetimindeki, davalı …’un sahibi olduğu, davalı … Sigorta A.Ş.’nin trafik sigortası teminatı altındaki … plakalı minibüsün kazaya karıştığını, davalı sürücünün kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla ve … Sigorta A.Ş. yönünden poliçe limiti ile sınırlı olması üzere, 800 TL çalışma gücü kaybı, 100 TL temizlik, bakıcı, yol, belgesiz masraflar ve 100 TL kazanç kaybı zararı olmak üzere toplam 1.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminatın, kaza tarihi 22.11.2013 itibariyle faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilsen tahsilini talep etmiştir. Davalılar … ve … Vekili cevap dilekçesinde özetle; davada davalıların eksik gösterildiğini, … plakalı araç ilgililerinin de davaya dahil edilmesi gerektiğini, kazanın meydana gelmesinde kusurun davacıya ait olduğunu, yasal şartlar oluşmadığından maddi ve manevi tazminat taleplerinin ve tedbir taleplerinin reddi gerektiğini, davacının kaza tarihinden itibaren faiz talebinin yasal olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Asıl davanın kısmen kabulüne, 100,00 TL bakıcı ve faturalanmamış giderler ve yol giderinin davalılardan müteselsil tahsiline, bu tahsilat yapılırken davalı … Sigortadan dava tarihi olan 27/01/2014 tarihinden itibaren, diğer davalılardan ise kaza tarihi olan 22/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, diğer hakların saklı kalmasına, Davacının manevi tazminat talebi yönünden; 3.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … müteselsil alınarak kaza tarihi olan 22/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davalı …’nın, müvekkilinin yaralanmasına sebebiyet veren eylemi bilinçli taksirle gerçekleştirdiğini, cezasının artırılması gerektiğinin yargıtay 12.Ceza Dairesinin 2017/6825 E. sayılı ilamı ile tespit edildiğini, davalı-sürücü …’nın trafik yoğunluğu nedeniyle normal güzergahını kullanmayıp, tek yönlü sokak içerisinde ters yönde seyrini sürdürdüğünü, kavşağa yaklaşırken hızını azaltmadığı ve kazanın oluşumunda dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışı ile asli kusurlu olduğunu, eylemini bilinçli taksirle gerçekleştirdiğinin sabit olduğunu, davacının maluliyet derecesi ve oranının belirlenmesi amacıyla ATK Başkanlığı Adli Tıp Genel Kurulundan rapor alınması talebinin karşılanmamış olduğunu, eksik inceleme ile hukuka aykırı karar verildiğini, davalının, haksız fiili neticesinde müvekkilinin kolunda ömrü boyunca taşımak zorunda kalacağı araz meydana geldiğini, mahkemece manevi tazminat miktarının çok düşük belirlenmiş olduğunu, 100,00 TL bakıcı ve faturalanmamış giderler ve yol giderinin davalılardan müteselsil tahsiline ilişkin kararın, maddi tazminat taleplerini karşılamadığını, dosya kapsamına aykırı, eksik ve hatalı olduğunu, davalı … Sigorta A.Ş.’nin maddi ve manevi tazminat sorumluluğunun doğru tespit edilmemiş olduğunu, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin hatalı hesaplanmış olduğunu, reddedilen manevi tazminat yönünden davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin haksız, hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Mahkemece ilk verilen hükmün istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 18/04/2022 tarih, 2021/2267 Esas ve 2022/758 Karar sayılı kararı ile ” …Mahkemece ana dosya ile birleşen dosya yönünden dava konularında bağlantı olmamasına, davacıları farklı olmasına rağmen birleştirme kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan birleştirme kararı verilen dosyanın tefrik edilerek ayrı esasa kaydedilmesi ve bu esas üzerinden yargılama yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken asıl ve birleşen davanın yargılamasının birlikte yapılması ve gerekçeli kararda ana ve birleşen dava yönünden kabul ve reddedilen kısımlara ilişkin ayrı ayrı denetime elverişli değerlendirme yapılmamış olması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Bu hususa değinen istinaf talebi yerindedir… somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, ve yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte dikkate alındığında mahkemece belirlenen manevi tazminatın bir miktar az olduğu kanaatine varılmıştır. Birleşen dosya yönünden kararın kaldırılma gerekçesine göre esas yönden istinaf talepleri değerlendirilmemiştir…” gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Davacı vekilinin kusur ve maluliyet tespitine ilişkin istinaf talebinin Dairemiz kararı ile esastan değerlendirme yapıldığından aynı yöne ilişkin istinaf talebi değerlendirilmemiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının kusur oranı ve tespit edilen maluliyet durumuna göre maddi tazminat talepleri hesaplanmış olup dosya kapsamına göre davacının daha fazla tedavi gideri ve yol masrafı bulunduğuna dair davacı tarafça belge de sunularak ispat külfeti yerine getiremediğinden mahkemece taleple bağlı kalınarak maddi tazminat talepleri hakkında hüküm kurulmuş olmasında isabetsizlik bulunmadığından bu yöne değinen istinaf talebi yerinde görülmemiştir. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesi ve 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu, davacının yaralanmasının mahiyeti ve iyileşme süresi, ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte dikkate alındığında mahkemece belirlenen manevi tazminat miktarların, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygun, yeterli ve makul olduğu kanaatine varıldığından manevi tazminata ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.12/09/2023