Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2023/605 E. 2023/1715 K. 04.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2023/605
KARAR NO: 2023/1715
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANA. 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 03/03/2021
NUMARASI: 2019/573 Esas – 2021/240 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/10/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 07/03/2009 tarihinde müvekkillerinin müşterek çocuğu …’un yocu olarak bulunduğu … plakalı araçla … plakalı aracın çarpışması neticesinde vefat ettiğini, … plakalı aracın sigortacısı olan davalı sigorta şirketine yapılan başvuru neticesinde müvekkillerine 15.878,67 TL ödeme yapıldığını ancak ödemenin gerçek tazminat miktarından çok düşük olduğunu belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kaydıyla müvekkili … için 300,00 TL, müvekkili … için 300,00 TL olmak üzere toplam 600,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının ilk başvuru tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, … plakalı aracın müvekkili nezdinde kaza tarihini kapsayan bir trafik sigorta poliçesi bulunmadığından davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “davanın kısmen kabul kısmen reddi ile,;Davacı …’un oğlu …’un vefatı sebebi ile talep ettiği destekten yoksun kalma tazminatının kısmen kabulü ile 50.711,98-TL destekten yoksun kalma tazminatının 26.06.2009 tarihinden, tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faiz ile birlikte davalı sigorta şirketinden (poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile) alınarak davacı …’a verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine; Davacı …’un oğlu …’un vefatı sebebi ile talep ettiği destekten yoksun kalma tazminatının kısmen kabulü ile 35.519,92-TL destekten yoksun kalma tazminatının 26.06.2009 tarihinden, tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faiz ile birlikte davalı sigorta şirketinden (poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile) alınarak davacı …’a verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müteveffanın alkollü olmasının kazanın oluşumunda bir etkisi bulunmadığını, yine araç sürücüsünün ehliyetinin olmaması durumundan da gerekçeli kararda bahsedilmiş ise de müteveffanın, araç sürücüsünün ehliyetinin bulunmaması durumunu da bilmesi beklenmeyeceğinden kazanın meydana gelmesinde yolcu olarak müteveffanın, sürücünün karışmış olduğu bir kazayla ilgisi bulunmadığından %20 oranında kusur indirimi yapılması hukuka aykırı olduğunu, Yargıtay kararlarına göre hatır taşımacılığı ve müterafik kusur sebebiyle indirimin de birlikte yapılmaması gerekirken %20 – %20 olmak üzere bilirkişi tarafından hesaplanan tutardan iki kez indirim yapıldığını, bu durumun da hukuka aykırı olduğunu, reddedilen tutarlar üzerinden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Mahkemece ilk verilen hükmün davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 19/09/2019 tarih, 2017/1734 Esas ve 2019/3405 Karar sayılı kararı ile ” …Somut uyuşmazlıkta davacıların müşterek çocuğu olan müteveffanın 07/03/2019 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucunda vefatı üzerine davalı sigorta şirketine yapılan başvuru sonucu 15.878,67 TL ödeme yapıldığına ilişkin belge dosyada mevcuttur. Ancak bu ödeme nedeniyle taraflar arasında herhangi bir anlaşma veya uzlaşma sağlandığına (davalının ibra edildiğine) ilişkin belge dosyaya sunulmamıştır. Esasen davalı vekili de müvekkilinin ibra edildiği savunsa bile böyle bir belge düzenlendiğini ispat edememiştir. Bu durumda dosya kapsamında 2918 sayılı KTK’nın 111.maddesi uyarınca düzenlenmiş, davacının imzasını taşıyan bir belge bulunmadığı ve davalı tarafından da ibraz edilmediği halde, İlk Derece Mahkemesince uygulanma koşulları oluşmayan 2918 sayılı KTK’nın 111.maddesinde öngörülen 2 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır …” gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Müterafik kusur; aynı şartlar altındaki makul, dürüst ve ortalama bir kişinin, kendi menfaati icabı, zarara uğramamak için kaçınacağı veya kaçınması gereken bir davranış tarzını ifade etmektedir. (EREN, Fikret, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Y. 2015. S. 582) Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Somut uyuşmazlıkta, kaza nedeniyle yapılan savcılık soruşturma dosyasında alınan ifade tutanaklarından ve alkol raporlarından desteğin içinde bulunduğu araç sürücüsünün ve desteğin araç içinde alkol aldıkları anlaşılmakla, İlk Derece Mahkemesince hesaplanan tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmış olmasında isabetsizlik görülmemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde davacının hatır için taşındığı yönünde iddia ve savunma ileri sürmemiştir. Mahkemece, taşımanın hatır için olduğu değerlendirilerek tazminattan hatır indirimi yapılabilmesi için davalının bu yönde savunma getirmesi ve taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartlarını ortaya koyması gerekmektedir. Davalı tarafın, süresinde dosyaya sunulan cevap dilekçesinde hatır taşıması olduğuna dair iddiası ve savunması olmadığına, süresinden sonra sunulan beyan dilekçesinde hatır taşıması bulunduğunu ileri sürmesine karşın davacı tarafça açıkça muvafakat edilmediğine göre İlk Derece Mahkemesince hatır taşıması indirimi yapılmış olması doğru olmamıştır. Yine TBK’nun 52. maddesi gereği hatır taşıması ve müterafik kusur nedeniyle tazminattan indirilen miktar, yasal düzenlemelerden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirim mahiyetinde olduğundan, davalı yönünden bu kısım üzerinden vekalet ücreti takdir edilemeyeceğinin gözönüne alınmayışı doğru görülmemiştir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016 /18287 E. – 2019/7224 K. sayılı ilamı). Sonuç olarak HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek bilirkişi raporunda hesaplanan tazminat tutarından %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak davacı … için 63.389,98 TL, davacı … için 44.399,90 TL destekten yoksun kalma talebinin kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; Müterafik kusur nedeniyle tazminattan indirilen miktar, yasal düzenlemelerden kaynaklanan hakkaniyet indirimi mahiyetinde olduğundan yargılama giderinin hesaplanmasında nazara alınmamış, davalı lehine bu kısım üzerinden vekalet ücretine hükmedilmemiş ve aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, 1- Davacı …’un oğlu …’un vefatı sebebi ile talep ettiği destekten yoksun kalma tazminatının kısmen kabulü ile 63.389,98 TL destekten yoksun kalma tazminatının 26.06.2009 tarihinden, tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faiz ile birlikte davalı sigorta şirketinden (poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile) alınarak davacı …’a verilmesine; Fazlaya ilişkin istemin reddine, 2- Davacı …’un oğlu …’un vefatı sebebi ile talep ettiği destekten yoksun kalma tazminatının kısmen kabulü ile 44.399,90 TL destekten yoksun kalma tazminatının 26.06.2009 tarihinden, tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faiz ile birlikte davalı sigorta şirketinden (poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile) alınarak davacı …’a verilmesine; Fazlaya ilişkin istemin reddine, 3-Alınması gereken 7.363,13 TL karar harcından davacı taraflarca peşin olarak yatırılan 27.70 TL ve ıslah harcı olarak yatırılan 458,10-TL olmak üzere toplam 485,80-TL harcın mahsubu ile bakiye 6.877,33 TL harcın davalı taraftan tahsili ile Hazine adına irad kaydına, 4-Davacı taraflarca yatırılan peşin olarak yatırılan 27.70 TL ve ıslah harcı olarak yatırılan 458,10-TL olmak üzere toplam 485,8-TL harcın davalıdan alınarak davacılara verilmesine, 5-Davacılar tarafından tarafından yapılan 27,70-TL başvuru harcı, 185,50-TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.500,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.713,20-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı taraflara ödenmesine, 6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 7-a-)Davacı … yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesi uyarınca hükmedilen maddi tazminat için takdir edilen 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’a verilmesine, b-)Davacı … yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesi uyarınca hükmedilen maddi tazminat için takdir edilen 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’a verilmesine, 8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333.maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davacılar tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan 118,00 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 162,10 TL istinaf başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.04/10/2023