Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2023/577 E. 2023/474 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2023/577
KARAR NO: 2023/474
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 06/01/2023
NUMARASI: 2022/1062 Esas – 2023/6 Karar
DAVA: Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı)
KARAR TARİHİ: 16/03/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin alacaklı olduğu İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyadaki alacağının 1.531.538.74 TL olduğunu, tahsil etme imkanının kaları mallar için mümkün olmadığını, şirketin aciz içinde olduğunu, ancak şirket üzerine kayıtlı olan ve davalılara satılan Balıkesir Ayvalık, … ada, … parsel , … blok, zemin … nolu daire (davalı …’e satıldığını,) ile Sakarya ili, Sapanca ilçesi,, … ada, … parsel, … blok zemin … nolu bağımsız bölümlerin (davalı …’a satılmıştır) tasarrufların satışını mal kaçırmaya yönelik olması nedeniyle iptali gerektiğini belirterek TBK’nın 19.maddesi ile İİK’nın 277 ve devamı maddelerindeki şartlara uygun olarak iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Mahkememizin görevsizliği nedeni ile davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince açılan dava, davacı firmanın, davalı /borçlu … firmasından olan muvazaalı olduğu açık ve kesin olan alacağını alamadığı iddiası ile açılan tasarrufun iptali davası olduğunu, davacı/alacaklı ile davalı /borçlu firma her ikisi de tacir olup aralarındaki ilişkide 6102 Sayılı yasanın 3. maddesi gereğince ticari iş kabul edildiğini, 6102 sayılı yasanın 4. maddesi gereğince ticari dava olup aynı yasanın 5. maddesi gereğince de ticari davalarda ise Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu, bu nedenle mahkemenin görevli olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda: Dava, TBK’nın 19.maddesi ile İİK’nın 277 vd. maddelerine dayanan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. HMK’nın 1.maddesine göre göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. HMK’nın 114/1-c bendi ile mahkemenin görevli olması dava şartı olarak kabul edilmiş olup 115/1. maddesine göre de mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’ nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davalar ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanun’da öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. 6100 sayılı HMK’nın 2.maddesinin 1.fıkrasına göre malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Yine aynı maddenin 2.fıkrasına göre HMK’da ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir. Muvazaaya dayanan davalar ile tasarrufun iptali davaları için gerek HMK, gerek TBK, gerekse İİK’da görevli mahkemeye ilişkin özel bir düzenlemeye yer verilmediğinden genel hükümlere göre görevli mahkemenin belirlenmesi gerekecektir. Yargıtay HGK’nun 10.02.2016 gün, 2014/17-2389 Esas ve 2016/129 Karar sayılı kararında “…tasarrufun iptali davasında ya da somut olayda olduğu gibi TBK’nın 19. maddesi gereğince ve İİK’nın kıyasen uygulanması istemli olarak açılan davalarda alacaklı ile borçlu taraflar arasındaki ticari nitelikteki alım satım ya da banka alacağını oluşturan ticari ya da genel kredi sözleşmeleri görevin belirlenmesinde dikkate alınamayacaktır. Ne tasarrufun iptali davası, ne de TBK m. 19 gereğince İİK’nin 283. maddesinin kıyasen uygulanması istemli muvazaa davası TTK’nın 4. maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari dava niteliğine haiz olduğundan 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanında kalmaktadır.” şeklinde karar verilerek görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu belirlenmiştir. Yine emsal nitelikte ki Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 09/04/2018 tarih, 2016/8983 E. ve 2018/3951 K. sayılı kararında da ” … Dava, İİK’ın 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali, davaları mutlak ticari dava niteliğinde olmayıp şahsi nitelikte ve borçlunun tasarruflarına yönelik bulunduğundan asliye hukuk mahkemelerinin görevine girmektedir.” şeklinde karar verilmiştir. Somut uyuşmazlıkta, dava dilekçesinde TBK’nın 19.maddesi ile İİK’nın 277 vd. maddesi hükümlerine göre tasarrufun iptali talep edildiğine göre, ihtilafın çözümünde Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir. Bu nedenle Asliye Ticaret Mahkemesi olan İlk Derece Mahkemesinin davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesi ile görevsizlik kararı vermesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.16/03/2023