Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2023/43 E. 2023/1334 K. 11.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2023/43
KARAR NO: 2023/1334
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 21/09/2022
NUMARASI: 2021/668 Esas – 2022/569 Karar
DAVA: Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
KARAR TARİHİ: 11/07/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacının … Bankası Bor Şubesi’nden kredi çekerek … plakalı traktör satın aldığını, kredi çekilen bankanın alacağını garanti altına almak için davalı sigorta şirketinden davacı adına 14/09/2017 tarihinde başlamak üzere her yıl yenilenen daini mürtehinli kasko poliçesi yaptığını, poliçelerin ödemelerinin kredi çekilen bankaca davacının kredi ödemeleri ekstresine yansıtılarak yapıldığını, davacının kredi ödemelerini yaparken hem kredi borcunu hem de poliçe ödemelerini yaptığını, kasko poliçesinin her yıl yenilenerek 14/09/2020 tarihine kadar aktif kaldığını fakat banka tarafından kaskonun son priminin ödenmediğini, davacının aracının 11/10/2020 tarihinde sebebi bilinmeyen bir yangın sonucu yanarak kullanılmaz hale geldiğini, yangın tarihinde aracın kasko sigortasının devam ettiğini, sadece ödenmeyen prim borcu olduğunu, yangından 4 gün sonra davacının prim borcunu ödemek için … Bankası Bor Şubesi’ne gittiğinde sözleşmenin bittiği iddiasıyla karşılaştığını ve ödemenin alınmadığını, sigorta şirketine hasar dosyası açtırmak için yapılan başvurunun geçerli bir kasko sigortası olmadığı iddiasıyla reddedildiğini belirterek şimdilik 100,00 TL kasko tazminatının faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; … plakalı aracın kaza tarihini kapsayan poliçesi bulunmadığını, araca 14/09/2019 tarihinde poliçe düzenlendiğini, primlerin ödenmemesi üzerine 27/11/2019 tanzim tarihli ek belge ile başlangıç tarihinden itibaren poliçenin kökten iptal edildiğini, poliçe başlangıç tarihi olan 14/09/2019 tarihinden itibaren geçersiz kılındığını, davacının 14/09/2019 başlangıç tarihli poliçesi için prim borcunu ödemediğini, davalı şirketin poliçe nedeniyle sorumluluğunun kalmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulü ile 90.000,00 TL tazminatın dava tarihi olan 22/11/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı tarafından prim borcunun ilk taksiti ödenmediğinden poliçenin kökten iptal edildiğini, davacının maliki olduğu … plakalı aracının 11.10.2020 tarihinde yanması nedeni ile zararını talep etmiş ise de müvekkili şirket nezdinde … plakalı aracın kaza tarihini kapsayan poliçesinin bulunmadığını, … plakalı araca ait tramer kaydında da bu hususun açıkça görüleceğini, … plakalı araç için 14.09.2019 tarihinde poliçe düzenlendiğini fakat primlerin ödenmemesi üzerine 27.11.2019 tanzim tarihli ek belge ile başlangıç tarihinden itibaren poliçenin kökten iptal edildiğini, böylece ilgili poliçe başlangıç tarihi olan 14.09.2019 tarihinden itibaren geçersiz kılınmış olup müvekkili şirketin poliçe nedeniyle her türlü sorumluluğunun ortadan kalktığını, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında da sigortacının sorumluluğunun başlayabilmesi için de primin tamamının veya taksitle ödemenin kararlaştırıldığı durumda da ilk taksitinin ödenmiş olması zorunluluğu olduğunun belirtildiğini, davalı vekili 14.09.2019 başlangıç tarihli poliçesi için prim borcunun ödenmediğini, bu nedenle poliçenin kökten iptal edildiğini, poliçenin, kökten iptal olması sebebiyle herhangi bir ihtar mektubu bulunmadığını, ancak sms bildirimine ilişkin görsellerin sunulduğunu, müvekkili şirketin davacının taleplerinden herhangi bir sorumluluğu bulunmadığından davanın reddi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, kasko sigorta sözleşmesine dayalı hasar bedelinin tazminine ilişkin maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Sigorta sözleşmesi uyarınca sigortacının sorumluluğunun başlayabilmesi için, 6102 Sayılı TTK’nun 1409, 1421, 1430 ve 1431. Maddeleri hükümleri uyarınca primin tamamının veya ilk taksitinin ödenmiş olması gerekmektedir. TTK’nın 1431 nci maddesi emredici nitelikte bir düzenlemedir. Sigorta hukukunda kural olarak sigorta sözleşmesinin meydana gelmiş olması sigortacının sorumluluğunun başlamış olmasını gerektirmez. Sigortacının sorumluluğunun başlayabilmesi için TTK.nin 1421, 1430 ve 1431 maddeleri hükmünce rizikodan önce primin tamamının veya ilk taksidinin ödenmiş olması zorunludur. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/15848 Esas ve 2017/9133 Karar sayılı kararı) Türk Ticaret Kanunu 1434/1,2 maddesi “1431. maddeye uygun olarak istenilen sigorta primini ödemeyen sigorta ettiren mütemerrit olur. İlk taksidi veya tamamı bir defada ödenmesi gereken prim, zamanında ödenmemişse, sigortacı, ödeme yapılmadığı sürece, sözleşmeden üç ay içinde cayabilir. Bu süre vadeden başlar. Prim alacağının, muacceliyet gününden itibaren üç ay içinde dava veya takip yoluyla istenmemiş olması halinde, sözleşmeden cayılmış olunur.” hükmünü öngörmektedir. Somut olayda taraflar arasında 14/09/2017 tarihinde başlamak üzere her yıl yenilenen daini mürtehinli kasko poliçesi yapıldığı,poliçelerin ödemelerinin kredi çekilen bankaca davacının kredi ödemeleri ekstresine yansıtılarak yapıldığı, davacının kredi ödemelerini yaparken hem kredi borcunu hem de poliçe ödemelerini yaptığı, kasko poliçesinin her yıl yenilenerek 14/09/2020 tarihine kadar aktif kaldığı, banka tarafından kaskonun son priminin ödenmemesi ile 27.11.2019 tanzim tarihli ek belge ile başlangıç tarihinden itibaren poliçenin kökten iptal edildiği, poliçenin başlangıç tarihi olan 14.09.2019 tarihinden itibaren geçersiz kılındığı, davacının aracının 11/10/2020 tarihinde sebebi bilinmeyen bir yangın sonucu yanarak hasarlanması nedeni ile hasarın poliçenin iptal edildiği gerekçesi ile karşılanmadığı davacının ilgili prim ödemesinin bulunmadığı, davalı sigortacının ise davacı tarafça hasar ihbarı yapılıp tazmin talebinde bulunulmasına kadar cayma hakkını kullanıp poliçeleri iptal etme ya da primlerin ödenmesi konusunda davacıya ihtarda bulunma yoluna gitmediği dosya kapsamıyla sabittir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2015/17067 Esas ve 2016/5268 Karar sayılı kararında; “… davacı poliçelerinden doğan primlerin, üzerinde mutabık kalınan ve davalı sigortacıya bildirilen kredi kartından tahsili mümkün olduğu halde, davalı sigortacının basiretli tacir sıfatının da gereği olan tahsilat takibini yapma konusundaki eksikliği nedeniyle davalı sigortacının kusurlu olduğu açıktır.Davalı sigortacı ile uzun yıllardır süregelen birçok sigorta sözleşmesi ve fiili ödeme şekline duyulan güvenle davacının tahsilat yapılıp yapılmadığını takip etmeyişinde davacıya atfedilebilecek bir kusurun bulunmadığı, davalı sigortacının poliçe tanziminden 3 ay 10 gün sonra gerçekleşen riziko ve davacının hasar ihbarına kadar geçen sürede prim tahsilat takibi yapmadığı gibi primlerin ödenmemesi nedeniyle TTK’nun 1434/2 maddesine göre sözleşmeden cayma yoluna da gitmediği, bu konuda davacıya herhangi bir bildirimde bulunmadığı, kararı temyiz etmeyerekte poliçenin ayakta olduğunu kabul ettiği hususları gözetilerek; davacının talep edebileceği tazminat miktarından kusur indirimi yapılmaksızın tazminata hükmolunması gerekirken, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir…” belirlemesinde bulunmuştur. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde; “…Davacı … Bankası TR… Hesap Ekstresinden 14/09/2019 (ödeme başlangıç vadesi) ile “Prim alacağının muacceliyet gününden itibaren üç ay içinde..” yazdığı 14/12/2019 tarihine kadar olduğu ve bu süre arasında hesap ekstresinden tespit ile hesapta para olup olmadığının tespiti;14/09/2019-14/12/2019 arasında farklı tarihler de yatırılan paraların ; (270.-, 50.-50.- 9.500.-170.,175-TL ) Toplam 10.215.- TL olduğu ve bu ödemelerin kredi kartına , kartın faizine, krediye, kredinin faizine ve kredi için yapılan hayat sigortası yenileme primi olarak mahsup edildiğinin tespit edildiği, 3 aylık süre için de farklı tarihler de hesap bakiyesinin kasko primlerinin tahsilatı için yeterli – olmasına rağmen tahsilatın yapılmadığı …” belirlemesinin yapıldığı görülmüştür. Dosya kapsamı içinde 14/09/2020 ve 14/09/2021 tarihlerini kapsayan poliçe örneğinin bulunmadığı, … Bankasından kredi ödemesinin tamamlanıp tamamlanmadığı hususunda bilgi istenmeden eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır. O halde Mahkemece yapılması gereken, davalıdan 14/09/2020 ve 14/09/2021 tarihlerini kapsayan poliçe örneği istenmeli, … Bankasından dava konusu araç için çekilen kredi ödeme planı, bu kredi borcunun tamamının ödenip ödenmediği, ödenmiş ise hangi tarihte ödenip kredi borcunun kapatıldığı, daini mürtehin konumunun devam edip etmediği, etmiyor ise hangi tarihte sona erdiği hususlarında bilgi ve belge istemek gelen belgelere göre dosyadaki tüm deliller ve poliçenin yıldan yıla yenilenen bir poliçe olup olmadığı da araştırılarak karar vermekten ibarettir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere : 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.11/07/2023