Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2023/364 E. 2023/364 K. 28.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2023/364
KARAR NO: 2023/364
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 15/11/2022
NUMARASI: 2019/215 Esas – 2022/873 Karar
DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/02/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkiline ait olan … plakalı aracın davalı …Ş. tarafından kasko sigortası ile teminat altına alındığını, müvekkilinin yeğeni olan …’nun araçla sınava yetişmeye çalışırken 16.06.2013 tarihinde kaza yaptığı, aracın kullanılamaz hale geldiği ve sigorta şirketinin eksperi tarafından pert raporu hazırlandığını, başvuru yapılmasına rağmen yazı ile talebin reddedildiğini, herhangi bir ödeme yapılmadığını, aracın pert edilmemesi ve bedelinin ödenmemesi sebebiyle otopark parası ödediği ve doğan vergilerin yatırıldığını, bu hususlara ilişkin dava açma haklarını saklı tuttuklarını belirtilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 40.000,00 TL kasko bedelinin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … şirketinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Davacıya ait … plakalı aracın müvekkili şirkete kasko sigortalı olduğunu, 16.06.2013 günü saat 10:30 sıralarında sürücünün yaralamalı ve maddi hasarlı kazaya sebep olduğunu, davacı ve araçta bulunanların sigortalı aracı …’in kullandığını beyan ettiklerini ancak sürücünün değiştiğini, yapılan tahkikat raporunda ve ekspertiz raporunda olayın bu şekilde cereyan etmediği ve aracı …’ın kullandığının tespit edildiğini, hasar ödemesinin reddine karar verildiğini, davacıya ödeme yapılamayacağı hususunda 26.09.2013 tarihinde yazı ile bilgi verildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacının davasının reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kaza yerinde trafik polislerince düzenlenmiş olan tutanakta sürücünün … olduğu yazılmış ve yolcu olarakta … belirtildiği, davalı … Şirketi ise kazanın 10.30 da olması ve sürücü olduğunu bildiren …’nun ise saat 10.00 da başlayan sınavda bulunduğunu,kaza yeri ve sınav yeri arasındaki mesafede göz önüne alındığında sürücünün …’nun olmasının mümkün olmadığını, davacı sigortalının rizikonun gerçekleşme şeklini kasten ve iyi niyet kurallarına aykırı olarak bildirdiği de ispatlanamamış olduğu, bu durum karşısında, rizikonun ihbar edilenden farklı şekilde gerçekleştiğini ispat külfeti sigortacıda bulunmakta olduğunu, sigortacının bunu soyut iddialarla değil, somut delillerle kanıtlanması gerektiğini, dava konusu trafik kazasında davacıya ait bulunan … plakalı aracı …’nun kullandığı, kaza sırasında sürücü ehliyeti bulunmayan bir başka kimsenin bu aracı kullanmakta olduğunun çok açık ve ihtilafa mahal vermeyecek şekilde ispat edilememiş olduğundan davacının talebi davalı şirketçe düzenlenmiş kasko sigorta poliçesi teminatında bulunuyor olması sebebiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: HMK’nın 1.maddesine göre göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. HMK’nın 114/1-c bendi ile mahkemenin görevli olması dava şartı olarak kabul edilmiş olup 115/1. maddesine göre de mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’ nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3.maddesinin k bendinde tüketici; Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi, l bendinde de tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmıştır. Yine aynı Kanun’un 73. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiştir. Somut uyuşmazlıkta davalı … şirketi ile sigortacısı olan davacı arasında … plakalı araç için Kasko Sigorta Poliçesi imzalanmıştır. Davalının sigortalısı olan davacı gerçek kişi olup sigortalı araç, ruhsat bilgilerine göre hususi nitelikte otomobildir. Davacı sigortalı gerçek kişi olup sigorta sözleşmesine konu araçta ticari vasıfta olmadığından açılan dava TTK’nın 4/1. maddesinde açıklandığı şekilde ticari dava niteliğinde değildir. Dava dışı temlik eden sigortalı gerçek kişi, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3.maddesinin k bendi kapsamında tüketici olduğundan ihtilafın çözümünde Tüketici Mahkemesi görevlidir. Açıklanan nedenlerle, Tüketici Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi gerekirken bu husus göz ardı edilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a.3. ve 355. maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmiş; Daire kararının kapsam ve şekline göre davacı vekilinin istinaf itirazları incelenme konusu yapılmamıştır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-HMK’nın 353/1-a.3. ve 355. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, Dosyanın, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,2-Daire kararının kapsam ve şekline göre davacı vekilinin esasa ilişkin istinaf itirazları hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/02/2023