Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2023/357 E. 2023/1241 K. 21.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2023/357
KARAR NO: 2023/1241
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 12/10/2022
NUMARASI: 2021/55 Esas – 2022/666 Karar
DAVA: Tazminat
KARAR TARİHİ: 21/06/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 01.07.2013 günü Tekirdağ-Malkara karayolunda meydana gelen trafik kazasında … Sigorta Şirketine 07.06.2013/2014 arası … nolu ZMSS ile sigortalı olan ve … Tur. Tic A.Ş. adına kayıtlı olan … plakalı tırın sürücüsü olan …’ın Malkara yönünden Tekirdağ yönüne seyir halindeyken, yol yapım çalışmaları nedeniyle art arda duraklayan araçlardan konvoyun en arkasında bulunan … plakalı otomobile arkadan çarparak bu aracın sürücüsü …’ın ölümüne ve araçta bulunan davacı …’ın yaralanıp beden gücü kaybına uğramasına neden olduğunu, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik (04.12.2013 tarihide davacı eş … ve Kızı …’ya davalı … Sigorta A.Ş. tarafından ödenen toplam 106.627,00 TL destekten yoksun kalma tazminat ödemesinin yetersiz olduğu iddiası ile ) vefat eden …’ın desteğinden yoksun kalan eşi … için 250,00 TL, kızı … için 250,00 TL maddi tazminat, aynı kazada malul kalan …’ın beden gücü kaybı tazminatı için 2.500.00 TL maddi tazminat ile …’ın vefatı nedeniyle eş … için 150.000,00 TL, kızı … için 100.000,00 TL ve anne … için 50.000,00 TL olmak üzere toplam 300.000,00 TL manevi tazminatın, davalılar işleten ve sürücü yönünden kaza tarihinden itibaren, sigorta şirketleri yönünden temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya karışan … plakalı vasıtaya ilişkin olarak müvekkili şirket nezdinde 01.04.2013/2014 tarihli ihtiyari Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi bulunduğunu, söz konusu poliçenin ancak geçerli olduğu vade içerisinde yürürlükte olan kasko sigorta poliçesinin olması halinde geçerli olacağını, aracın kaza tarihini kapsar kasko poliçesinin bulunmadığının tespit edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … San ve Tic A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; meydana gelen kazanın müvekkili davalı şirkete ait olan … plakalı aracın, müvekkili davalı şirket çalışanı olan … sevk ve idaresinde iken gerçekleştiğini, dava konusu kazanın meydana gelmesinde Karayolları Genel Müdürlüğünün sorumluluğunun açık ve net olarak görüldüğünü, müvekkiline ait tır için … Sigorta A.Ş. nezdinde ihtiyari mali mesuliyet sigortası poliçesi mevcut olduğundan talep edilen tazminat kalemlerinin iş bu davadaki sorumlusunun … Sigorta AŞ olduğunu ayrıca TBK uyarınca haksız fiilden doğan uyuşmazlıklarda zamanaşımının 2 sene olup, kaza tarihi 01.07.2013 olduğundan uyuşmazlığın zamanaşımına da uğradığını belirterek davanın zamanaşımı nedeniyle reddini talep etmiştir. Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı araca ait ZMMS poliçesinden dolayı şirketlerine müracaat edilerek ihbarda bulunulduğunu ve müvekkili şirket tarafından …’ın vefatı nedeniyle hasar dosyası açılarak 04.12.2013 tarihinde 106.627.00 TL ödeme yapıldığını, maluliyet tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesine gönderilmesini, SGK’dan rücuya bağlı gelir bağlanıp bağlanmadığının tespitini, destek ve maluliyet tazminatının uzman kişilerce hesaplanmasını, müvekkili şirkete sigortalı araçların kusurlu bulunması durumunda, sorumluluğun belirtilen çerçevede ve azami limit ile sınırlı olacağını, kask indirimi yapılmasını talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “1.Maddi tazminata ilişkin davaların kısmen kabulü ile; Davacı … yönünden 596.307,98 TL, Davacı … yönünden 72.379,14 TL, Destekten Yoksun Kalma Tazminatlarının, Davacı … yönünden 1.006.547,02 TL geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının (geçici iş göremezlik bedeli 9.968,93 TL ve sürekli iş göremezlik bedeli 996.578,09 TL olmak üzere )Davalı …Şirketi yönünden 04.12.2013 tarihinden itibaren, Davalı … Sigorta Anonim Şirketi yönünden dava tarihi 28.06.2015 tarihinden itibaren Diğer davalılar … ile … Sanayi ve Ticaret A.Ş yönünden kaza tarihi 01.07.2013 tarihinden itibaren İşleyecek avans faizleri ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine Ancak; Davalı … Sigorta A.Ş’nin sorumluluğunun davacı … yönünden destekten yoksun kalma tazminatının 100.809,09 TL si ile Davacı … yönünden destekten yoksun kalma tazminatının 12.236,09 TL si ile Davacı …’ın geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı yönünden 250.000,00 TL si ile sınırlı olmasına Davalı … Sigorta A.Ş ‘nin sorumluluğunun ise Davacı … yönünden destekten yoksun kalma tazminatının 346.718,48 TL si ile Davacı … yönünden destekten yoksun kalma tazminatının 42.084,27 TL si ile sınırlı olmasına, Davacı …’ın geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı yönünden … Sigorta A.Ş’nin sigorta poliçe limiti destekten yoksun kalma tazminatı ile dolduğundan bu yönden sorumluluğunun kalmadığının tespitine 2-Davacı … yönünden geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatına ilişkin davanın fazlaya ilişkin kısmının reddine, 3-… yönünden destekten yoksun kalma tazminat talebi için usulüne uygun açılmış dava bulunmadığından ıslah dilekçesi ile konu yapılan destekten yoksun kalma tazminat talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 4-Manevi tazminat taleplerine ilişkin davanın kısmen kabulü ile; Davacı … yönünden 50.000,00 TL, Davacı … yönünden 40.000,00 TL, Davaı … yönünden 35.000,00 TL, Manevi tazminatların davalılar …. San ve Tic A.Ş ile ….’dan 01.07.2013 kaza tarihinden itibaren davalı … Sigorta A.Ş’den 28.06.2015 dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizleri ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, … Sigorta A.Ş nin manevi tazminat yönünden sorumluluğunun poliçe limitinin %25 oranı ile sınırlı olmasına, 5-Manevi tazminat davasında fazlaya ilişkin istemlerin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili, davalı … Sigorta A.Ş vekili, davalı :.. San. ve Tic. A.Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Destek ve maluliyet tazminatının 13.02.2017 tarih 2017/038 sayılı İstanbul Trikotaj ve Benzerleri Esnaf ve Sanatkarlar Odasınca dosyaya gönderilen emsal ücret belgesinde belirtilen ücretin üst maddi tazminatların hesaplanarak hüküm altına alınması gerektiğini, davalı … Sigorta A.Ş. tarafından dava dışı ödenen miktarın raporun hesap tarihindeki faizi ile hesaplanan tazminattan mahsup edilmesinin de usul ve yasalara aykırı olduğunu, davacı müvekkili … için hesaplanan maluliyet oranının çok daha yüksek olması gerektiğini, küçük … için takdir edilen manevi tazminatın son derece düşük olduğunu, davalılar lehine maddi ve manevi tazminatların reddedilen kısımları üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu, hüküm gerekçesinde davalı araç sahibi/ işleten … Turizm ve Destek Hizmetleri Sanayi ve Ticaret A.Ş yönünden de temerrüt tarihinin haksız fiilin/ kaza tarihi gerçekleştiği (01.07.2013) belirtilmesi gerekirken belirtilmemiş olmasının da hatalı olduğunu diğer taraftan davalı … Sigorta AŞ. Yönünden temerrüt tarihinin ihbar (24.07.2013) tarihinden, olmadı İstanbul Anadolu 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/351 E. ile açılan ancak takipsizlikle düşen dava (13.09.2013) tarihinden, … Sigorta AŞ. yönünden ise ihbar (18.07.2013) tarihinde temerrüte düşmüş oldukları halde yerel mahkeme temerrüt tarihlerine de hatalı olarak karar vermiş olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararı ile 45.792,75 TL limit aşımının söz konusu olduğunu, İlk Derece Mahkemesi nezdinde yapılan yargılama neticesinde verilen 10.04.2019 tarihli kararda şirket aleyhine, …’ ın vefatı dolayısıyla 220.128,36 TL destekten yoksun kalma tazminatı, …’ ın maluliyet dolayısıyla 172.279,22 TL sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı ve 125.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiş olduğunu, kararda limitleri zikredilmemiş olması dolayısıyla 49.397,58 TL limit aşımını söz konusu olduğunu, 12.10.2022 tarihli kararda; kararda şirket aleyhine, …’ ın vefatı dolayısıyla 388.802,75 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 125.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiş, …’ ın maluliyeti dolayısıyla limit tüketilmiş olduğundan herhangi bir tazminata hükmedilmemiş olduğunu ancak yine de mahkemenin limit hesabının hatalı olduğunu, bu kez 45.792,75 TL limit aşımı söz konusu olduğunu, aynı zamanda kasko poliçesinin varlığına dair bir tespit bulunmadığını, ihtiyari mali mesuliyet poliçesine ilişkin olarak müvekkili şirketin sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini, müvekkili şirket nezdindeki poliçenin ancak geçerli olduğu vade içerisinde yürürlükte olan Kasko Sigorta poliçesinin olması halinde geçerli olacağını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … San. ve Tic. A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dava konusu alacakların zamanaşımına uğramış olduğunu, davalı sigorta şirketleri tarafından yapılan ödemelerin güncellenmesi ve mahsubu işleminin eksik ve hatalı olduğunu, sigorta şirketleri tarafından yapılan ödemelerin eksik mahsup edilmiş olduğunu, sigorta şirketleri tarafından 106.627,00 TL 04.12.2013 tarihinde ödenmiş olup bu ödemenin %9 yasal faiz ile güncellenmiş olduğunu, ilgili dosyanın bozma öncesi verilen karar ilamlı icraya konu edilmiş ve İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas numaralı dosyasının açılması akabinde davalı … sigorta şirketi tarafından 628.573,00 TL, müvekkili şirket tarafından da 31.10.2019 tarihinde 129.600,00 TL ödenmiş olduğunu, ilgili ödemelerin de güncellenmek suretiyle mahsubu gerektiğini, İlk Derece Mahkemesinde hükme esas alınan 21.07.2022 tarihli aktüerya bilirkişi raporunda davalı sigorta şirketleri yönünden yapılan güncellemede faiz oranı %9 yasal faiz olarak hesaplamaya katıldığını oysa ki gerekçeli kararda müvekkil şirket ve diğer davalılara avans faizi ile ödemeye hükmedilmiş olduğunu, yapılan ödemelerin güncellenmesi yönünden yapılan hesaplamada avans faizinin esas alınması gerektiğini, dava konusu taleplerin iki defa ıslah edilmiş olduğunu, davacılar tarafından kaldırma kararı sonrasında davanın yeniden ıslah edilmesinin mümkün olmadığını, İlk Derece Mahkemesine sunulan 11.10.2022 tarihli dilekçe ile yapılan ıslaha göre karar verilmemesi gerektiğini, 01.04.2022 tarihli bilirkişi raporunda davacı … yönünden hatalı olarak hesaplama yapıldığını, hükme esas alınan kusur bilirkişi raporunun hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü ve yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Mahkemece ilk verilen hükmün istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 22/12/2020 tarih, 2019/ 2649 Esas ve 2020/4155 Karar sayılı kararı ile ” …Dava konusu kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 85/1 ve 66/1-d maddelerine göre, ceza dava zamanaşımı 15 yıldır. Kaza tarihi olan 01/07/2013 tarihi ile ıslah tarihi olan 12/12/2018 tarihi dikkate alındığında 15 yıllık ceza dava zamanaşımının dolmadığından davalı … San. ve Tic. A.Ş. vekilinin zamanaşımına yönelik istinaf itirazı yerinde değildir… İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan maluliyet raporunun davacı …’ın maluliyet oranının tespiti açısından kaza ile yaralanma arasındaki illiyet bağı da açıklanarak kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde düzenlenmiş olmasına göre bu yöne değinen istinaf itirazları yerinde değildir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 111/2. maddesindeki yetersizlik iddiasında bulunduğu gözetilmek suretiyle tazminat hesabının yapılması gerektiği açıktır. Zarar sorumlusu davalı tarafından ödenen bedellerin ödeme tarihi itibariyle yeterli olup olmadığının belirlenmesi için öncelikle, ödeme tarihindeki verilere göre tazminat hesabının yapılması ve hesaplanan bu bedel ile davalı tarafından ödenen bedel arasında fahiş fark olup olmadığının saptanması; fahiş fark tespitinin yapılması halinde, hesap tarihindeki verilere göre hesaplanacak tazminattan, zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, davadan önce davalının ödediği bedellerin yasal faiziyle güncellenmiş değerleri düşülerek sonuç tazminatın belirlenmesi gerekir. Mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporunda, anılan biçimde hesaplama yapılmış olduğu görülmekle davacı vekilinin bu yöne değinen istinaf başvurusu yerinde değildir. Mahkemece hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda davacı …’ın yeniden evlenme olasılığının AYİM kriterlerine göre doğru hesaplandığı görülmekle eşin evlenme ihtimaline; Dava dilekçesinde davacı … için maddi tazminata ilişkin usulüne uygun bir şekilde açılmış bir dava bulunmadığından …. hakkında maddi tazminata ilişkin hüküm kurumamış olmasına; Dava dilekçesi ekinde davalı … sigortaya yapılan ihbar başvuru evrakları sunulmadığından bu davalı yönünden faizin başlangıç tarihinin dava tarihi olarak, diğer davalı … Sigorta yönünden ödeme tarihinden itibaren faize karar verilmesine değinen istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. İlk Derece Mahkemesince tazminata konu trafik kazasında kusur durumunun ve oranlarının tespiti yönünden bilirkişi incelemesi yapılmamış; mahkeme gerekçesinde Tekirdağ 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/128 Esas sayılı dosyasında davalı sürücünün cezalandırılmasına karar verildiği ve kararın Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 27/12/2016 tarihli kararı ile onanmasına karar verildiği açıklanmıştır. Ancak gerekçede kusur ve davalı işleten vekilinin kusura ilişkin itirazları hakkında değerlendirme yapılarak tartışılmadan, dayanılan ceza dosyası da dosya içerisine alınmadan karar verilmesi doğru olmamıştır. …Somut olayda, SGK kayıtları incelenmeksizin, esnaf odası cevabına göre desteğin ve davacı …’in gelir durumunun tespit edilerek tazminat hesaplanması doğru olmamıştır. Davalı sigorta şirketi tarafından dosya kapsamına sunulan İhtiyari Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesinin incelenmesinde davalı işleten şirket ile 01/04/2013-01/04/2014 tarihlerini kapsayan 284 aracı kapsayacak şekilde düzenlendiği, poliçenin geçerli olduğu vade içerisinde yürürlükte kasko poliçesinin olması koşulu ile geçerli olacağının düzenlendiği görülmektedir. İlk derece mahkemesi tarafından dosya kapsamın davalı sigorta şirketinin sigorta işlem dosyası celp edilmeden, kazanın çok taraflı olması nedeni ile kaza nedeni ile ödeme belgeleri, kazaya konu aracın kaza tarihini kapsayan kasko poliçesi olup olmadığı araştırılmadan, davalı sigorta şirketi kasko poliçesi düzenlendiği kabul edilerek sorumlu tutulması doğru olmamıştır. Davaya konu trafik kazasına sebep olan davalı … Sigorta şirketine trafik sigortalı … plakalı davalı şirket adına kayıtlı araca tır vasfında ticari niteliktedir. Bu nedenle İlk Derece Mahkemesince temerrüt faizi olarak hükmedilecek faiz türünün avans faizi olması gerekirken yasal faize hükmedilmesi de doğru olmamıştır. Manevi tazminata ilişkin istinaf itirazı bakımından değerlendirme yapıldığında; yukarıda açıklandığı üzere kusur raporu alınması gerektiğinden alınacak kusur raporu sonucuna göre kazanın oluş şekli, kusur durumu, olay tarihi, tarafların mali ve sosyal durumları, davacı …’ın yaralanması nedeniyle manevi tazminat talebi bakımından maluliyet oranı, iyileşme süresi ile manevi tazminatın belirlenmesine ilişkin ilkeler birlikte değerlendirilerek somut olaya uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğinden bu yöndeki istinaf itirazınında kabulüne karar verilmiştir…” gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Davacılar vekilinin ödemenin faizi ile mahsubunun ve temerrüt tarihinin hatalı olduğu, maluliyetin az hesaplandığı, davalı … A.Ş vekilinin ise zamannaşımı, ödeme güncellenmesinin avans faizi ile olması, evlenme ihtimaline yönelik istinaf taleplerinin Dairemiz 22/12/2020 tarih, 2019/ 2649 Esas ve 2020/4155 Karar sayılı kararı ile esastan değerlendirme yapılmış olması nedeni ile aynı yöne ilişkin istinaf talepleri yeniden değerlendirilmemiştir. Dava dilekçesi incelendiğinde davanın HMK’nın 107. maddesi kapsamında belirsiz alacak davası olarak açıldığı, davacılar vekilinin 12/12/2018 tarihinde ıslah dilekçesi verildiği, Dairemiz kararından sonra mahkemece alınan aktüerya bilirkişi raporuna göre davacı vekilinin 12/09/2022 tarihli bedel artırım dilekçesi sunmuş olduğu görülmüştür. Bu durumda davanın alacağın miktarının tam olarak belirlendiği tarih itibari ile ıslah dışında talep arttırımı hakkı da bulunduğundan ve davacının 2. olarak verdiği dilekçesi talep arttırım dilekçesinin hükme esas alınmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı … vekilinin bu yöne değinen istinaf başvurusu yerinde değildir. Mahkemece Dairemiz kararı doğrultusunda Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesi alınan kusur bilirkişi raporuna göre davalı sürücü …’ın % 100 oranında kusurlu olduğu, aynı olay nedeniyle ceza yargılamasının yapıldığı Tekirdağ 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/128 Esas 2014/194 Karar sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporuna göre sürücü …’ın asli ve tek kusurulu olduğunun tespit edildiği görülmektedir. Bu durumda Mahkemece alınan kusur raporu ile ceza yargılaması sırasında alınan kusur raporlarının birbiriyle örtüştüğü ve olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Destekten yoksunluk zararının hesabında müteveffanın gelirinin belirlenmesi ve çalışma gücü kaybı zararının hesabında yaralanan veya malul olanın gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Desteğin ve malul kalanın kaza tarihi itibariyle mesleği ve geliri tespit edilmelidir. Kişinin herhangi bir işi yoksa, desteğin geliri asgari ücret kabul edilerek, raporun hazırlandığı tarihteki net asgari ücret üzerinden hesaplama yapılacaktır. Eğer desteğin, malul kalanın gelirinin asgari ücret üzerinde olduğu, bir başka anlatımla herhangi bir iş yerinde çalıştığı ya da bir meslek icra ettiği ve asgari ücret üzerinde bir gelir elde edildiği iddia ediliyorsa bunun ispat edilmesi gerekir. Davacılar vekili desteğin tekstil sektöründe triko operatörü ve malul kalan davacı …’in tekstil sektöründe makinacı olarak çalıştıkları iddia etmiş ise aldıkları ücrete ilişkin bir açıklama yapmamıştır. Dosya kapsamına desteğin ve davacı …’in SGK’dan ücret ve gelirlerini gösterir tüm belgeler getirtilmiştir. Davacı …’in kaza tarihi itibariyle çalışma kaydının bulunduğu, desteğin SGK kaydında en son Şubat 2013 tarihi itibariyle çalışma kaydının bulunduğu görülmektedir. Kişi belirli bir iş yerine bağlı olmaksızın belirli bir meslek icra eden kişilerden ise SGK kayıtları olup olmadığı da araştırılarak ekonomik ve sosyal durumu ile ilgili zabıta araştırması yanında o meslek odasından o mesleği icra edenlerin kaza tarihi itibarı ile ortalama ücretleri sorulmalıdır.Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına göre, desteğin ölüm tarihindeki gelir durumunun ve malul olan davacının kaza tarihi itibariyle gelir durumunun davacı tarafça kanıtlanması gerekir. Bunun kanıtlanmaması halinde ise maddi destek tazminatının hesabında asgari ücretin esas alınacağı kabul edilmektedir. Sadece tanık beyanları ile kazanç tespiti mümkün olmayıp bunun bir takım belge ve kayıtlarla desteklenmesi gerekmektedir.Kişi belirli bir iş yerine bağlı olmaksızın belirli bir meslek icra eden kişilerden ise SGK kayıtları olup olmadığı da araştırılarak ekonomik ve sosyal durumu ile ilgili zabıta araştırması yanında o meslek odasından o mesleği icra edenlerin kaza tarihi itibarı ile ortalama ücretleri sorulmalıdır (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2018/910 Esas ve 2019/12325 Karar sayılı ilamı). Mahkemece Dairemiz kararı doğrultusunda desteğin ve davacının SGK kayıtları üzerinden yapılan tazminat hesaplanmasına göre karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı …. A.Ş vekilinin İstanbul Anadolu 11. İcra Müdürlüğü’nün … Esas numaralı dosyasına yapıldığı belirtilen ödemeler olduğu ve mahsup edilmediğine yönelik istinaf başvurusu kapsamında icra müdürlüğüne Dairemiz tarafından müzekkere yazılmasına karar verilmiştir. Gelen müzekkere cevabında icra dosyasına kısmi ödemelerin yapıldığı görülmüş ancak davalı vekilinin istinaf dilekçesinde belirtiği miktarlar tespit edilememiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan ödemeler konusunda mahkemece taraflara mehil verilerek tespit edilmesi gerekmektedir. Mahkemece davanın reddedilen kısmı yönünden kendisini vekil ile temsil ettiren davalı tarafa vekalet ücretine hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmadığından vekalet ücretine; Haksız fiil niteliğinde trafik kazalarında temerrüt tarihi, haksız fiilin meydana geldiği tarih olup, zarar sorumlusunun ayrıca ihbar ve ihtar edilmesine gerek bulunmadığından davalı işleten bakımından talebe uygun olarak ıslah edilen kısım içinde de kaza tarihinden itibaren faiz yürütülmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından faiz başlangıç tarihine ilişkin istinaf başvurusu yerinde değildir. Dosya kapsamında davalı … Sigorta A.Ş. tarafından sunulan İhtiyari Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesinin incelenmesinde davalı işleten şirket ile 01/04/2013-01/04/2014 tarihlerini kapsayan 284 aracı kapsayacak şekilde düzenlendiği, poliçenin geçerli olduğu vade içerisinde yürürlükte kasko poliçesinin olması koşulu ile geçerli olacağının düzenlendiği görülmektedir. İhtiyari Mali Sorumluluk Poliçesi Genel Şartları 1. maddesinde poliçe kapsamının ZMMS limitini aşan tazminat kısmından sorumlu olduğu açıkça düzenlenmiş bulunmaktadır. Bu doğrultuda poliçe geçerliliğinin kasko poliçesi bulunması şartına bağlı tutulması doğru olmamıştır. Ancak mahkemece davalı … Sigorta A.Ş. tarafından düzenlenen İhtiyari Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesinin limiti 500.000 TL olup, tazminat poliçe limitini aştığı halde garameten paylaştırma yapılmadan karar verilmesi ile davalı sigorta şirketinin sigorta işlem dosyası getirtilmeden, kazanın çok taraflı olması nedeni ile kaza nedeni ile eldeki davada taraf olmayan zarar görenlere yapılan ödemelere ilişkin ödeme belgeleri getirtilmeden karar verilmesi eksik incelemeye dayalı olmuştur. Kabule görede; mahkemece hüküm kısmında davalı sigorta şirketlerinin poliçe limitlerinin açıkca yazılmamış olması, davalı … Sigorta A.Ş. ve … Sigorta A.Ş. yönünden sıralı sorumluluk hükümleri geçerli olduğu gözetilmeden hükmedilen tazminatın hangi kısmından ne şekilde sorumlu oldukları belirtilmeden müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmaları da doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacılar vekili, davalı … Sigorta A.Ş vekili, davalı …. San. ve Tic. A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1- Davacılar vekili, davalı … Sigorta A.Ş vekili, davalı … San. ve Tic. A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı ve davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.21/06/2023