Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2023/264 E. 2023/1631 K. 26.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2023/264
KARAR NO: 2023/1631
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 07/10/2022
NUMARASI: 2016/489 Esas – 2022/757 Karar
DAVA: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 26/09/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; 19.04.2015 tarihinde müvekkili … kullandığı … plakalı motosikleti ile Kartal İlçesi … Mah. … Caddesinden … Caddesine yönüne seyir halinde iken, Maçka caddesinden gelen …’ın kullandığı … plakalı aracın müvekkillerinin bulunduğu motosiklete çarptığını, müvekkillerinin düşerek yaralandığını, … plakalı aracın olay yerinden hızla kaçtığını, … yaralanmasının Adli Tıp Kurumunun 11.06.2015 tarihli raporu ile basit tıbbi müdahale ile giderilemeyeceği, …’nin yaralanmasının basit bir tıbbi müdahale ile giderilebileceğinin belirtildiğini, trafik kazası tespit tutanağında motosikletin ve … plakalı aracın kavşaklara yaklaşırken hızlarını azaltmamak kuralını ihlal ettiğinin yazılı olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik müvekkili … açısından 1.000,00 TL maddi tazminatın 19.04.2015 kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, (davalı sigorta şirketi açısından poliçe üst sınırı ile sınırlı olmak üzere) 40.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalı … tahsiline, müvekkili … açısından 500,00 TL maddi tazminatın 19.04.2015 kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, (davalı sigorta şirketi açısından poliçe üst sınırı ile sınırlı olmak üzere) 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalı … tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından 19.03.2015-2016 tarihleri arasında ZMMS Poliçesi ile sigortalı olduğunu, kaza görenin kazayı ve gördüğü zararı ispat etmesi gerektiğini, davacı yanın kusurunun tespit edilmesi, kask ve kolluk gibi diğer koruyucu teçhizatları kullanmadan motosiklet ile bu tutumu nedeniyle maluliyetinin ortaya çıktığını, bu hususun kaza ile illiyet bağını kopardığını, ayrıca alkollü olup olmadığının tespit edilmesini, davacının ticari faiz talebinin haksız olduğunu, SGK’ dan rücuya tabi bir ödeme alınıp alınmadığının araştırılması gerektiğini, alınmış ise bu tutarın tazminat hesabından mahsup edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı …. cevap dilekçesi vermemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Maddi tazminat bakımından; davacı … davasının kısmen kabulü kısmen reddi ile 113.822,29 TL sürekli işgöremezlik tazminatının davalı … A.Ş. bakımından dava tarihinden diğer davalı bakımından kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle ile birlikte müştereken ve müteselsilen (Sigorta şirketi bakımından poliçe limitleri ile sınırlı olmak üzere) alınarak davacı tarafa verilmesine, Manevi Tazminat Bakımından; davacının … davasının kısmen kabulü kısmen reddi ile, 25.000 TL manevi tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle ile davalı … alınarak davacı tarafa verilmesine, Davacının …’ın davasının kısmen kabulü kısmen reddi ile , 2.000 TL manevi tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle ile davalı … alınarak davacı tarafa verilmesine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili, davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkillerine yaşanan vakıada hiçbir kusur atfedilemeyeceğini, hükme esas tutulan tazminat hesaplamasının, TRH 2010 tablosuna göre progresif rant yöntemi ile hesaplama yapıldığını, bu yöntemin uygulanması yönünde kanuni düzenleme bulunmadığını, hesaplama yönteminin değiştirilmesi neticesinde müvekkillerinin tazminat tutarının yarıya düştüğünü, somut olay bakımından, müvekkilleri açısından ilgili kazanın gerçekleşmesinde kusuru bulunanlardan tazminine yönelik davada SGK’nın taraf olmadığı dikkate alındığında, SGK’nın 2011/58 ve 2012/32 sayılı genelgeleri ile uygulanmasını zorunlu hale getirdiği “TRH 2010” isimli tablonun dava kapsamında uygulanma zorunluluğunun bulunmadığını, kaza tarihinde müvekkile ödenen gerçek maaş miktarının tespiti için ise tanıkların dinlenmesi ve emsal ücret araştırması yapılması gerektiği halde ne tanıklarının dinlenmiş ne de emsal ücret araştırması yapıldığını, hukuka ve usule aykırı bir şekilde tazminat hesaplaması yapılarak hüküm kurulduğunu, müvekkilinin alacağının hükme esas alınan rapor ile hesaplanan tazminattan çok daha fazla olduğunu, tanıklarının dinlenmemesi ve gerekli emsal ücret araştırması yapılmadan karar verilmesinin müvekkilinin kaza tarihinde asgari ücretin üzerinde maaş aldığını, işverenin maaş bordrosunda asgari ücret göstererek kalan ücreti müvekkiline elden verdiğini, bu durumun ispatı için tanık beyanlarının büyük önem arz ettiğini, müvekkilleri … ve … lehine takdir edilen manevi tazminat tutarlarının düşük olduğu ve kabulünün mümkün olmadığını, müvekkillerine olayda atfedilebilecek bir kusur bulunmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; her ne kadar müvekkiline dava dilekçesi usule uygun tebliğ edilmiş ve müvekkilinin cevap vermediği belirtilmiş ise de dava da davacının taleplerinin reddi beyanı kabul edilmeli ve hakimin bu minval üzere davada karar vermesi gerektiğini, davaya karışan davacılara ait motosiklete iki kişinin bindiğinin aşikar olduğunu, motorun istiap haddinin araştırılmadığını, müvekkiline aşırı kusur oranı yüklendiğini, müvekkili kazaya sebep olan olmadığını, müvekkilinin aracına çarpma noktası belirtilmemiş olup müvekkilinin motora değil motorun müvekkilinin aracına çarptığını, davacıların ne işle meşgul olduklarının dosyada açık olduğunu, motor sürücüsü ve motor yolcusu olan davacıların hiçbir koruyucu önlem almadan kask dizlik gibi trafiğe çıkmalarının gözetilmediğini, ceza dosyasındaki mevcut raporların dikkate alınmadığını, müvekkilinin maddi durumu ve davacıların maddi durumlarının araştırılmadığını, dosya inceleme sırasında ortaya çıkacak resen gözetilmesi mümkün olan nedenler ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını talep ettiklerini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 19.04.2015 tarihinde davalı sürücü …ın idaresindeki … plakalı kamyonet ile davalı sürücü … idaresindeki … plakalı motosikletin sağ ön kısımlarına çarpması ile meydana gelen trafik kazasında motosiklet sürücüsü … ile motosiklette yolcu olan …’nin yaralandığı ve davacıların bu yaralanmaları nedeni maddi ile manevi tazminat talep ettiği anlaşılmıştır.Davalı vekilinin kusura ilişkin istinaf talebi bakımından değerlendirme yapıldığında; Kaza tespit tutanağında her iki sürücüye de kusur izafe edilmiştir. aynı olay nedeniyle ceza yargılamasının yapıldığı dava dosyasında yerinde keşif yapılmak sureti ile makine mühendisi bilirkişiden alınan kusur raporunda davalı sürücü asli kusurlu, davacı sürücü tali kusurlu bulunmuştur. Ceza Mahkemesince bu kusur raporu esas alınarak davalı sürücü hakkında mahkumiyet kararı verilmiştir. Ceza Mahkemesi dosyası verileri dosyaya alınmak sureti ile İlk Derece Mahkemesince ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan kusur raporunda ise davalı sürücü asli ve %80 oranında, davacı sürücü tali ve %20 oranında kusurlu bulunmuştur.Mahkemece alınan kusur raporu ile ceza yargılaması sırasında alınan kusur raporlarının birbiriyle örtüştüğü, kaza tespit tutanağı ve olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan maluliyet raporunun dosya kapsamı ve davacının kaza nedeniyle düzenlenen tüm tıbbi belgeleri de incelenerek maluliyet oranının tespiti açısından kaza ile yaralanma arasındaki illiyet bağı da açıklanarak kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde düzenlenmiş olmasına göre bu yöne değinen istinaf itirazı yerinde değildir. Aktüerya bilirkişisinden bir kök rapor ve 5 tane de ek rapor alınmıştır. Ek rapordan sonra bu rapordaki verilere göre ıslah dilekçesi verilmiştir. Ancak bu raporda SGK tarafından yapılan ödemeler düşülmemiştir. Kök rapor ve 1.2.3. ek raporlar PMF 1931 yaşam tablosuna göre yapılmış olup bu hesaplama yöntemine tarafların itirazı olmadığından tüm taraflar yönünden usulü kazanılmış hak oluşmuştur. Davacılar vekilinin bu yöndeki istinafı yerindedir. Zira 4. ve 5. ek raporlar talep olamadığı halde bilirkişi kendiliğinden yargıtay kararını emsal almak sureti ile TRH 2010 yaşam tablosu ve progresif rant tekniğine göre hesaplama yapmıştır.Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına göre, desteğin ölüm tarihindeki gelir durumunun ve malul olan davacının kaza tarihi itibariyle gelir durumunun davacı tarafça kanıtlanması gerekir. Bunun kanıtlanmaması halinde ise maddi destek tazminatının hesabında asgari ücretin esas alınacağı kabul edilmektedir. Sadece tanık beyanları ile kazanç tespiti mümkün olmayıp bunun bir takım belge ve kayıtlarla desteklenmesi gerekmektedir.Kişi belirli bir iş yerine bağlı olmaksızın belirli bir meslek icra eden kişilerden ise SGK kayıtları olup olmadığı da araştırılarak ekonomik ve sosyal durumu ile ilgili zabıta araştırması yanında o meslek odasından o mesleği icra edenlerin kaza tarihi itibarı ile ortalama ücretleri sorulmalıdır (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2018/910 Esas ve 2019/12325 Karar sayılı ilamı).Somut olayda, ücretin tanıkla ispatı da mümkün değil ise de iddia doğrultusunda davacının çalıştığı işyerinden kaza tarihindeki yan ödemelerde dahil ücret bordroları istenmeden karar verilmiş olması eksik incelemeye dayalı olmuştur. Tarafların ekonomik sosyal durumları araştırılmış olmasına; motosikletin ruhsatına göre yolcu dahil iki kişi yazılı olmasına göre istiap haddi aşılmadığından istiap haddine; kaza tespit tutanağında kask belirsiz gösterilmiş olup aksi de ispat edilmediğinden kask bulunmadığına ve müterafik kusura ilişkin istinaf talepleri yerinde görülmemiştir. O halde Mahkemece yapılması gereken, SGK’ dan davacılara yapmış olduğu ödemenin ne kadarının tedavi gideri ne kadarının geçici iş göremezliğe ilişkin olduğu hususunda bilgi almak, davacılar vekilinin davalı … ile ilgili iddialarına ilişkin olarak İşkur’a yazı yazılarak davacı … çalıştığı iş yeri ile ilgili ceza dosyasını istemek, davacı … ücret ile ilgili iddiaları yönünden davacının çalıştığı iş yerinden kaza tarihi öncesinden iş yerinin ceza aldığı tarihe kadar bordrolarını istenerek iş yerindeki davacı … kaza tarihindeki ücretini belirlemek, davacının ücretinin asgari ücret üzerinde olduğu tespit edilirse davalının PMF yaşam tablosuna itirazı olmadığından davacı yararına oluşan usuli kazanılmış hak gözetilerek PMF Yaşam Tablosu esas alınarak hesap yapılması için aktüerya bilirkişisinden ek rapor alınarak, asgari ücretin altında tespit edilirse ilk raporda belirlenen tazminattan SGK’ın gelecek cevabına göre yapılan ödeme düşülerek sonucuna göre karar vermek olmalıdır. Açıklanan nedenlerle, davacılar vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davacılar vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacılar vekili ile davalı … vekilinin tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.26/09/2023