Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2023/2561 E. 2023/2187 K. 29.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2023/2561
KARAR NO: 2023/2187
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 20/06/2023
NUMARASI: 2023/424 Esas – 2023/557 Karar
DAVA: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 29/11/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkilinin eşi … TC kimlik numaralı … aleyhine İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası üzerinden kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığını, takibin kesinleştiğini, takip dosyasından müvekkiline, 09/12/2022 tarihli birinci haciz ihbarnamesi, 11/05/2023 tarihli ikinci haciz ihbarnamesi ve 23/01/2023 tarihli üçüncü haciz ihbarnamesi gönderildiğini, müvekkilinin basiretsizliği ve tecrübesizliği sebebiyle söz konusu haciz ihbarnamelerine süresinde itiraz edilememesi üzerine haciz ihbarnamelerinin kesinleştiğini, müvekkilinin dava konusu takip ve haciz ihbarnamelerinden çalıştığı kurumca yapılan maaş haciz kesintisi neticesinde yeni haberdar olduğunu, takip borçlusu …’ın müvekkilinden alacağının bulunduğu iddiası gerçeği yansıtmadığını, olayda üçüncü kişi konumundaki müvekkilinin takip borçlusuna borçlu olması bir yana, müvekkilinin takip borçlusu …’dan ciddi meblağlarda alacağı bulunduğunu, İİK. m. 72/3 uyarınca dava sonuçlanıncaya kadar icra dosyasına yatan paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilmesine, davanın kabulü ile davalı takip borçlusuna dolayısıyla davalı alacaklıya borçlu olmadıklarının tespitine, borcun maaş haciz kesintisi nedeniyle ödenmek zorunda kalınacak tutarlar için ise ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan istirdadına, takibin haksız ve kötü niyete dayalı olması nedeniyle takip konusu alacağın % 20’den aşağı olmamak üzere davalı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “HMK 114/1-c ve HMK 115/2 madde hükümleri uyarınca mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine, kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul (nöbetçi) Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Huzurdaki dava İİK’nın 89/3. maddesinde göre açılmış bir menfi tespit davası olmadığını, aksine genel hükümlere göre açılmış menfi tespit davası olduğunu ve Mahkemece verilen görevsizlik kararının hatalı olduğunu, dosya kapsamından, davanın genel hükümlere göre açılmış menfi tespit istemli dava olduğu da açıkça anlaşıldığını, dava dilekçemizdeki açıklamalar ve davanın dayandırıldığı vakıalar da davacının isteminin bu yönde olduğunu tartışmasız gösterdiğini, İlk Derece Mahkemesince davanın, İİK’nın 89/3. maddesi gereğince açılan menfi tespit davası olarak nitelendirilmesi ve bu bahisle görevsizlik kararı verilmesinin doğru olmadığını, sonuç olarak dava konusu talebin temelinin İİK’nın 72. maddesine dayalı olarak açıldığını, borçlu olmadığının tespiti iken davanın İİK’nın 89/3. maddesi kapsamında açılan menfi tespit davası olarak nitelendirilmesi ve bu bahisle görevsizlik kararı verilmesi hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda: Dava, İİK’nın 89/3. maddesine istinaden gönderilen haciz ihbarnamesi nedeniyle ihbarnameye muhatap olan 3. kişi tarafından açılan menfi tespit davasıdır. Mahkemece, dava dilekçesinin görev yönünden reddine, mahkenin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde ve süresi içerisinde istem halinde dosyanın yetkili ve görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur. Somut uyuşmazlıkta, İhbarnamenin gönderildiği icra dosyasında takip, davalı alacaklı tarafından dava dışı borçluya kambiyo senedi vasfında çek ve bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü takip yolu ile icra takibi başlatılmıştır. Ancak davacı, takip konusu kambiyo senetlerinde keşideci, lehtar, ciranta olarak taraf olmadığı gibi tacirde değildir. Başka bir ifadeyle davacı taraf olmadığı icra takip dosyasında kendisine gönderilen haciz ihbarnameleri nedeniyle borçlu olmadığından menfi tespit talep etmiş olup davacı 3.şahıs ile davalı alacaklı arasındaki ilişki ticari iş niteliğinde de değildir. Dava, İİK’nın 89. maddesi gereğince haciz ihbarnamesi üzerine açılan menfi tespit davası olup bu davalarda görevli mahkeme genel mahkemelerdir. Takip borçlusu olmayan davacı 3. kişinin, ilgili yasa maddesinin hükmü dışında İİK’nın 72. maddesine dayalı menfi tespit davası açma hakkı da bulunmamaktadır. Mahkemece, bu husus gözetilerek görevsizlik kararı verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harcın tamamı yatırıldığından yeniden harç alınmasının yer olmadığına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.29/11/2023