Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2023/2459 E. 2023/2188 K. 29.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2023/2459
KARAR NO: 2023/2188
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 17/05/2023
NUMARASI: 2020/533 Esas – 2023/390 Karar
DAVA: (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 29/11/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı …’nin 07/12/2019 tarihinde, diğer davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde sigortalı bulunan … plaka numaralı aracın sebep olduğu söz konusu kaza sebebiyle geçici ve sürekli iş göremezliğe maruz kaldığını, davacı müvekkili ile davalı … arasında, alacağın temliki sözleşmesi akdedildiğini, davalı taraf, söz konusu kaza nedeniyle doğmuş ya da doğacak olan tazminatının 20.000,00 TL’sini davacı müvekkiline temlik edildiği, davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde 07/12/2019 tarihli kaza nedeniyle açılmış bulunan hasar dosyası kapsamında davalı …’ nin sigorta şirketinden tazminatını tahsil edip etmediğinin taraflarınca bilinmediğini, davalının ödemeye yanaşmadığını, davalı … şirketinin söz konusu tazminat ödemesinden sorumlu olduğu belirterek, müvekkili … ile davalı … arasında akdedilen alacağın temliki sözleşmesine istinaden; davalı …’nin, diğer davalı .. Sig.ta A.Ş.’den tahsil ettiği ya da edeceği tazminatın 20.000,00 TL’ sinden şimdilik 100,00 TL’sinin, ıslah hakkımız saklı kalmak kaydıyla, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkili davacıya ödenmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigota A.Ş. vekilinin cevap dilekçesinde özetle: açılan dava ile dava dışı …’ nin geçirmiş olduğu kaza neticesinde uğradığı zarar miktarının 20.000,00 TL sini davacıya temlik ettiğinden bahisle bu tutarın tahsilinin talep edildiğini, davacı tarafından dava dışı …’ nin geçici ve sürekli iş göremezliği bulunduğu iddia edildiğini ancak bu hususun henüz ispat edilemediğini, dava dışı … tarafından daha önce müvekkili şirkete başvuru yapılmamış olduğundan, gerçekten geçici-sürekli maluliyeti bulunup bulunmadığı veya müvekkili şirketten bir alacağı olup olmadığının bilinemediğini, bu nedenle alacağı temliki aldığını beyan eden davacı yanın bu talebinin haklılığı ancak dava dışı …’nin maluliyeti/zararı bulunduğunun ispat edilmesi ile mümkün olabileceğini belirterek ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle: davacının davalı müvekkilden talep edilen tutarda bir alacağı olmadığı gibi davacı vekili tarafından akdedildiği beyan edilen sözleşme/sözleşmenin örneğinin dava dosyasına dahi sunulmadığını, davacının ispatı gerekli hususları ispat etmemiş olması sebebiyle davanın kabulünün mümkün olmadığını, davanın reddi gerektiğini, temlik (iradi temlik) işleminin yapılması için alacağını devreden ve devralanın hak ve fiili ehliyetinin varlığı yanında karşılıklı irade beyanlarının bulunması ile sözleşmenin yazılı olarak yapılması gerektiğini, davalı müvekkili …’nin okuma yazmasının olmadığını, yazılı olarak düzenlenmesi gereken bir sözleşmeyi okuma yazması olmayan bir kişinin imzalamış olmasının gerektiğini ve kendisinden alacağı olmayan bir kişiye kendi iradesiyle alacağını devretmiş olması hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, Sigortacılık Kanunu gereği söz konusu tazminat alacağının devrinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Aktif husumet yokluğu nedeniyle 6100 Sayılı HMK’nın 114/1-(d) ve 115/2. maddesi uyarınca davanın usulden reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun ek 6. maddesinin yürürlüğe girdiği 28.07.2020 tarihinden sonra açılan davalarda uygulama alanı bulunmadığını, …’nin yaralanması nedeniyle uğradığı iddia edilen geçici ve sürekli iş göremezlik zararı üzerinde hak sahibi olduğuna dair başka bir iddiası bulunmadığını, diğer davalı …’ nin bir alacağını davacı müvekkile temlik ettiğini, bu noktada iş bu temlik işlemi için diğer davalı … şirketinin bir rızasının aranması söz konusu olmadığını, müvekkilin temliknameden kaynaklı alacaklarının bulunduğunu, müteveffa …’nin noter kanalıyla düzenlenen temlikname ile hak ve alacağını müvekkile temlik ettiğini, Mahkemece salt davanın açılış tarihinin esas alınması hukuka ve kanuna aykırı olduğunu, …’nin kazadan sonra muayene ve tedavilerini gerçekleştirdiği hastaneler ve sağlık evrakı dosya kapsamında Mahkemece müteveffanın maluliyet oranının iş bu evrak esas alınarak belirlenmesi, akabinde tazminat hesaplamasının yapılması gerekirken davanın usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf talep etmiştir. HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda: İlk Derece Mahkemesince dava tarihi itibariyle değerlendirme yapılarak, davanın açıldığı 06/10/2020 tarihinde 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’na 22.07.2020 tarihinde eklenen Ek 6.maddesi yürürlükte olduğundan davacının aktif taraf ehliyeti olmadığından davanın usulden reddine karar verilmiştir. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’na 22.07.2020 tarihinde eklenen Ek 6. madde ile sigorta şirketlerinden talep edilebilecek tazminat alacaklarının devredilemeyeceği düzenlemiştir. Alacağın temliki halinde alacağın temlik edilen miktarın alacaklısının yerine yeni bir alacaklı geçeceğinden bu kısım için davacının, davacı sıfatı sona erecektir. Sıfat dava şartlarından olup HMK’nın 115/1. maddesi gereğince yargılamanın her aşamasında resen göze alınacaktır. Bu halde davacı vekilinin alacağın bir kısmını temlik edildiğini kabul etmiş olması karşısında taraflara temliknamenin aslını sunmak üzere mehil verilmesi, temlik tarihinin belirlenmesi, sigorta alacağını temlik yasağını getiren yasal düzenlemenin yapıldığı tarihten önce (16/01/2020 tarihinde) yapılmış olduğundan sonuçlarını doğurmuş olan temlikin geçerliliğini koruyacağı gözetilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.29/11/2023