Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2023/176 E. 2023/1712 K. 04.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2023/176
KARAR NO: 2023/1712
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 21/09/2022
NUMARASI: 2021/676 Esas – 2022/587 Karar
DAVA: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 04/10/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 21/06/2015 tarihinde yaya olarak seyir halinde iken dava dışı … yönetimindeki … plakalı araçla çarpışması sonucu yaralandığı ve malul kaldığını, bu kazada araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, aracın davalı sigorta şirketi tarafından ZMSS poliçesinin yapıldığını, kaza ile ilgili Aydın Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/9737 soruşturma dosyasının açıldığını belirterek fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla 500,00 TL kazanç kaybı, 500,00 TL ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zarar, 4.000,00 TL çalışma gücü kaybı tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: kazaya karışan … plakalı aracın kaza tarihini kapsayan 16/06/2015 ila 16/06/2016 tarihleri arasında müvekkili tarafından ZMMS poliçesinin yapıldığını ve sorumluluğun ancak poliçe limiti ile sınırlı olabileceğini, kusur tespiti yönünden kaza tespit tutanağının yeterli olmadığını, ayrıca kusur incelemesi ve maluliyet incelemesi yapılması gerektiğini, kazanç kaybının teminat kapsamında olmadığını, davanın açılmasına müvekkilinin sebebiyet vermediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “davanın kabulüne, 124.271,70-TL maddi tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, (105.399,32-TL kısmına 17/09/2015 tarihinden itibaren, 18.872,38-TL’lik kısmına 29/03/2022 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine) ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunun sadece kaza tespit tutanağına dayanması tek başına yeterli olmadığını, hükmünü haiz olup olay mahallinde keşif yapılarak, kazanın gerçekleştiği yolun durumu, bu yol durumuna göre kazanın tespit tutanağında yer alan ifadelere göre gerçekleşip gerçekleşemeyeceği, kazanın oluş şekline göre ilk geçiş hakkının ihlal edilip edilmediği saptanarak dosya kapsamında değerlendirilmediğini, müvekkil şirketi, davacının talep ettiği kazanç kaybının zorunlu mali sorumluluk sigortasının sağladığı teminat kapsamında olmadığını, Yerel Mahkemenin esas aldığı bilirkişinin hesaplama yöntemi hatalı olduğunu, müvekkil … Sigorta A.Ş ZMMS Poliçesinin başlangıç tarihi 01.06.2015 tarihinden sonra olduğundan Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarına göre ZMMS Genel Şartları Ek’nde öngörülen şekilde 1,8 iskonto içeren TRH-2010 Yaşam Tablosu ve devre başı ödemeli rant formülüne göre hesaplama yapması gerektiğini, aksine hareketle yaklaşık 30.202,79 TL fazla maddi zarar hesaplanmış olduğunu, BAM sonrası yeniden yapılan yargılamada ilk kararda hükmedilen tutar aşılarak tazminata hükmedilmiş olduğundan usuli kazanılmış hakkının ihlali söz konusu olduğunu, belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Mahkemece ilk verilen hükmün davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 23/09/2021 tarih, 2019/1856 Esas ve 2021/1477 Karar sayılı kararı ile “…2918 sayılı KTK 98. maddesinde SGK’nun sorumlu olduğu tedavi giderleri açıkça sayılmış olup bu giderler kapsamında geçici iş göremezlik tazminatının bulunmadığı açıktır. Yeni Genel Şartların A.5.b maddesinde açıklanan sağlık giderleri teminatının Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu düzenlenmesi ile aynı yönde değişiklik 2918 sayılı KTK’da yapılmadığından Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarih, 2019/40 Esas ve 2020/40 Karar sayılı iptal kararı gereğince yeni Genel Şartların A.5.b maddesi sigorta şirketinin sorumluluğunu daraltan nitelikte olduğundan uygulanamayacaktır. Bu nedenle davalı vekilinin geçici iş göremezlik zararının poliçe teminatı kapsamında olmadığına yönelik istinaf itirazları yerinde değildir. …. O halde İlk Derece Mahkemesince yapılması gereken, kusur oranı bakımından davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hak da gözetilerek aktüer bilirkişiden, ilk rapor tarihi itibariyle sigortalı araç sürücüsünün %75 kusur oranı ve davacının kazaya bağlı yaralanması için tespit edilen maluliyet oranına göre muhtemel bakiye yaşam süresinin belirlenmesinde TRH-2010 tablosu kullanılarak ve prograsif rant tekniği uygulanarak tazminat miktarının hesaplanması için ek rapor alınması ve sonucuna göre usuli kazanılmış haklarda gözetilerek karar verilmesi olmalıdır…” gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Davalı vekilinin kusur ve geçici işgöremezliğe ilişkin istinaf itirazının Dairemiz kararında değerlendirilerek kusur ve karar verildiğinden yeniden inceleme konusu yapılmamıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.02.2022 tarih, 2021/(21)10-188 Esas ve 2022/87 K. sayılı kararında “Kamu düzeniyle ilgili durumlarda, kazanılmış usulî haktan söz edilemeyecektir. Bu niteliği dikkate alındığında asgari ücretteki değişiklikler de usulî kazanılmış hakkın istisnası niteliğinde bulunup aynı davada ve yargılamanın her aşamasında hâkim tarafından re’sen gözetilmesi gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 28.01.2004 tarihli, 2004/10-24 E., 2004/47 K. sayılı kararında da aynı yaklaşım benimsenmiştir. Tazminat hesabında hüküm tarihine en yakın tarihteki ücretlerin esas alınmasının nedeni tazminatların hesaplanma yöntemiyle ilgili olup tazminat miktarının belirlenmesi ileriye dönük varsayımsal hesaplamaları gerektirmesi ve gerçek belli iken varsayıma dayalı hesaplama yapılıp buna göre karar verilmesinin mümkün olmaması esasına dayalıdır. Bu durumun “gerçek belli iken varsayıma gidilemez” ilkesine uygun olduğu Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.05.1991 tarih 1991/9-102 E., 1991/267 K. sayılı kararında da belirtilmiştir. Hüküm tarihine en yakın tarihteki ücretlerin esas alınması mahkemenin vereceği ilk hükümle ilgili olup bu hükmün yeniden rapor alınmasını gerektirmeyen bir nedenle bozulması hâlinde yeni verilecek hüküm tarihini esas alan bir hesaplama yapılması gerekmeyecek ancak bozma nedeni tazminat hesabı için yeniden rapor alınmasını gerektiriyor ise bu takdirde alınacak raporda sonradan değişen ücretler esas alınarak önceki rapordaki miktarlar itibarıyla varsa usulî kazanılmış hak oluşturan durumlarında gözetilmesi gerekmektedir. Hükme esas alınan bilirkişi raporuna yönelik maddi tazminat hesabı noktasında temyiz itirazı bulunmadığı veya Yargıtay Hukuk Dairesince maddi tazminat hesabı yönünden bir aykırılık görülmediği takdirde bu raporun esas alınması gerektiği konusunda usulî kazanılmış hak oluşacağından farklı bir hesaplama içeren yeni rapora göre karar verilmesi usulî kazanılmış hakkın ihlali niteliğinde olacaktır.” şeklinde karar verilmiştir. Bu karar ışığında somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesinin ilk kararına karşı davalı tarafça istinaf talep edilmiş olup davacı tarafından istinaf talebi bulunulmadığından hesaplama bakımından davalı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşmuştur (Nitekim Dairemizin 23/09/2021 tarih, 2019/1856 Esas ve 2021/1477 Karar sayılı kararında da tazminatın “ilk rapor tarihi itibariyle olan veriler esas alınarak hesaplanması gerektiği açıklanmıştır). Bu açıklamalar ışığında İlk Derece Mahkemesince; Dairemiz kararından sonra bilirkişiden alınan ek raporun, davalıya sigortalı araç sürücüsünün %75 kusuruna ve TRH-2010 tablosu kullanılarak ve prograsif rant tekniği uygulanarak ve ilk karar tarihindeki asgari ücrete göre hesaplama yapılması doğru ise de mahkemece verilen ilk karardaki hükme esas alınan rapor tarihine kadar hesaplama yapılması gerekirken güncel tarih esas alınması davalı yararına oluşan usulü kazanılmış hakkın ihlali sonucunu doğurmuştur. Davalı vekili istinaf itirazı bu yönden yerinde görülmüş ve usul ekonomisi gereğince Dairemizce resen yapılan hesaplamaya göre; bilirkişinin 18/05/2018 tarihli ilk raporunda TRH 2010 Yaşam Tablosuna göre düzenlendiği ve 105.399,32 TL tazminat hesaplandığı anlaşıldığından dava dışı sigortalı araç sürücüsünün %75 kusur oranına tekabül eden 79.049,49 TL sürekli iş göremezlik tazminatına hükmedilmesi ile fazlaya ilişkin kısmın reddi gerektiğinden karar düzeltilmiştir. Bu nedenle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-DAVANIN KABULÜNE, 79.049,49 TL maddi tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine (60177,11 TL kısmına 17/09/2015 tarihinden itibaren, 18.872,38-TL’lik kısmına 29/03/2022 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine) Fazlaya ilişkin kısmın reddine, 2-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 5.399,87 TL harçtan peşin alınan/ıslah 435,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.964,17-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği kabul edilen miktar üzerinden takdir ve tayin olunan 17.900,00 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği kabul edilen miktar üzerinden takdir ve tayin olunan 17.900,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,5-Davacı yargılama gideri 467,50-TL ilk harç ile yargılama sırasında yapılan 2.957,85-TL (posta/tebligat/bilirkişi/ATK rapor ücretleri) yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 2.218,38 TL nin toplamı 2.685,88 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, kalan yargılama giderinin davacı üzerine bırakılmasına, 6 Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN;1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine,2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 143,00 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 220,70 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 04/10/2023