Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2023/1710 E. 2023/1793 K. 16.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2023/1710
KARAR NO: 2023/1793
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 22/12/2020
NUMARASI: 2016/1113 Esas – 2020/877 Karar
DAVA: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 16/10/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 29/08/2016 günü saat 13.00 sıralarında geçerli trafik poliçesi bulunmayan … plaka sayılı traktörün sürücüsü …’ın yönetimindeki araç ile Mecitözü ilçe merkezi istikametinden Amasya istikametine doğru bankette seyrederken, sola doğrultu değiştirdiğinde aynı yönde sağ şeridi takiben seyreden … yönetimindeki … plaka sayılı kamyonet ile çarpışması sonucu traktörde yolcu olarak bulunan …’ın yaralandığını belirterek, davanın kabulü ile 2.200,00TL geçici ve daimi iş göremezlik tazminatının davalıdan tahsiline, davalıya başvuru tarihini takip eden 8 iş günü sonrası temerrüt tarihi olduğundan, bu tarihten itibaren ticari temerrüt faizine-avans faize hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili ıslah dilekçesi ile talebini 178.894,10 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın … plakalı aracın sürücüsü konumunda olan …’a ve işleteni konumunda olan …’a ihbarını talep ettiklerini, kusur oranının tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilmesi gerektiğini, kazada hatır taşımacılığının olduğunu, dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiğini, müvekkili kurumun temerrütte düşmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, ” İş bu asıl ve ıslahla … Sigortaya karşı açılan davanın kabulü ile davacı için 178.894,10TL sürekli işgörmezlik tazminatının 26/11/2016 dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacı tarafın dava tarihinden önce 2918 sayılı Kanunun 97. maddesi gereğince müvekkili kuruma gerekli belgeler ile başvuru yapmadığını, tazminat talebi için başvuru şartının yerine getirilmediğini, davaya konu olay 01/06/2015 tarihinden sonra gerçekleştiğinden, davacının maluliyetinin Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (trafik) Sigortası Genel Şartları ve 20/02/2019 tarih ve 30692 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre ve Sağlık Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş sağlık kurumları tarafından belirlenmesi ve zararın buna göre hesaplanması gerektiğini, kazaya karışan aracın kusur oranının Adli Tıp Kurumu nezdinde inceleme yapılarak belirlenmesi, bu kapsamda sorumluluğun tayin edilmesi gerektiğini, müvekkili kurumun ZMMS sigortasını yaptırmamış aracın kusur oranı ile sınırlı olarak sorumlu olduğunu, dava konusu trafik kazası ile ilgili olarak yürütülen İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1166 Esas – 2020/268 Karar sayılı dosyasında traktör sürücüsünün kusur oranının % 75 olarak tespit edildiğini, kusur raporları ve dolayısıyla aynı konuya dair verilen farklı kararlara ilişkin çelişkinin giderilmesi gerektiğini, mahkeme kararının eksik incelemeye dayandığını, davacının dava konusu trafik kazasının meydana geldiği sırada yolcu taşınmaya elverişli olmayan yerde seyahat ettiğini, bu yönden de hesaplanacak tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, hükmün söz konusu indirim yapılmadan kurulmuş olmasının hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 29/08/2016 tarihinde geçerli trafik poliçesi bulunmayan … plaka sayılı traktörün sürücüsü … yönetimindeki araç ile Mecitözü ilçe merkezi istikametinden Amasya istikametine doğru bankette seyrederken, sola doğrultu değiştirdiğinde aynı yönde sağ şeridi takiben seyreden … yönetimindeki … plaka sayılı kamyonet ile çarpışması sonucu traktörde yolcu olarak bulunan davacı …’ın yaralandığı ve bu yaralanması nedeni maddi tazminat talep ettiği anlaşılmıştır. Trafik kazası nedeniyle açılan tazminat davalarında maluliyete ilişkin alınacak raporların nasıl düzenleneceğine ilişkin ne Karayolları Trafik Kanun’un da ne de Türk Borçlar Kanun’unda düzenleme yapılmamış, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin içtihatları ile kaza tarihine göre dönemsel olarak uygulanması gereken Yönetmelikler açıklanmıştır. Buna göre maluliyete ilişkin alınacak raporların, 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik’i, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmelik’i, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonrada Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. (Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 2021/12907 E. ve 2022/6237 K., 2021/12288 E. ve 2022/6235 K., 2021/11515 E. ve 2022/5238 K. sayılı kararları) Somut uyuşmazlıkta Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulundan alınan 10/09/2019 tarihli maluliyet raporunda, kaza tarihine göre uygulanması gereken Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliği hükümleri esas alınarak davacıda dava konusu edilen trafik kazasına bağlı olarak oluşan yaralanmanın maluliyet oluşturup oluşturmadığı konusunda illiyet bağını da ortaya şekilde yapılan değerlendirmeye göre davacının meslekte kazanma gücünü % 17,0 oranında kaybettiği ve geçirdiği kaza nedeniyle 9 aya kadar geçici iş göremez hale geldiği tespit edilerek bildirilmiştir. Kaza tarihi itibariyle Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri uygulanmayacağından İlk Derece Mahkemesince tazminatın belirlenmesinde kaza tarihinde yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenen maluliyet raporunun hükme esas alınmış olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. KTK’nın 97. maddesine göre davacı tarafça … Hesabına başvuru yapıldığı, … Hesabı tarafından 08/11/2016 tarihinde ” tedavi sürecinin devam ettiği anlaşılmıştır. Maluliyet oluşmuş ise buna ilişkin rapor gönderildikten sonra değerlendirme yapılacaktır.” şeklinde cevap verildiği görülmüştür. Başvuru yapılmadığına ilişkin istinaf itirazı yerinde değildir. Kusur bilirkişisinin aktüer bilirkişisi ile birlikte düzenlediği raporda traktör sürücüsü …’ın olayda % 100 oranında kusurlu olduğu, kamyonet sürücüsü …’nın kusursuz olduğu belirlenmiştir. İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1166 Esas – 2020/268 Karar sayılı dosyasından verilen kararın istinaf edilmesi üzerine Dairemizce 2020/1958 Esas ve 2022/2104 Karar sayılı karar ile istinaf incelemesi yapıldığı görülmüştür. Bu dosya kapsamında alınan İTÜ bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen kusur raporunda “Kaza tarihi itibariyle zorunlu trafik sigorta poliçesi bulunmayan … plakalı traktör sürücüsü dava dışı …’ın %75 oranında kusurlu olduğu, dava dışı … plakalı kamyonet sürücüsü …’nın %25 oranında kusurlu olduğu” tespit edilmiş, Mahkemece bu kusur oranları benimsenerek karar verilmiştir. Dairemizce 2020/1958 Esas ve 2022/2104 Karar sayılı kararında aynı kaza da yaralanan yolcu … tarafından … Hesabı aleyhine İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1166 Esas sayılı dava dosyası üzerinden açılan tazminat davasında verilen kararın istinaf edilmesi üzerine kusura ilişkin istinaf talebinin reddine, davalı vekilinin müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği yönündeki istinaf itirazının ise “davacı yolcunun, yolcu taşımaya müsait olmayan traktörde sürücünün yan tarafında yolculuk ederek zararın artmasına etkili olduğu değerlendirildiğinde hesaplanan tazminattan, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin yerleşmiş içtihatları da göz önüne alınarak %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği düşünülmeden yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.” gerekçesiyle kabulüne karar verilmiş, Mahkeme kararı düzeltilerek resen toplam 139.476,23 TL maddi tazminattan Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak yeniden hüküm kurulmuştur. Kusur yolcu olan davacıyı etkilemez ise de sonrasında açılacak rücu davası bakımından önem arz edeceğinden aynı kaza sonucu oluşan yaralanmalara dayalı olarak açılan tazminat davalarında farklı kusur oranları belirlendiğinden kusur oranları arasında oluşan çelişki giderilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır. Traktörün ruhsatına göre de koltuk sayısı sürücü dahil 1’dir. Somut uyuşmazlıkta kaza esnasında traktörde sürücü de dahil olmak üzere 5 kişi (4’ü yolcu) bulunmaktadır. Mahkemece gerekçeli kararda müterafik kusur hususu tartışılmadan karar verilmesi de eksik incelemeye dayalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.16/10/2023