Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2023/1632
KARAR NO: 2023/1792
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 13/10/2020
NUMARASI: 2019/703 Esas – 2020/660 Karar
DAVA: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 16/10/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 16/05/2018 tarihinde …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracıyla seyir halindeyken davacı …’in sevk ve idaresindeki motosiklete çaptığını, kazaya karışan … plakalı aracın ZMMS poliçesiyle davalıya sigortalı olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacıya ödenmesi gereken şimdilik 900,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 100,00 TL bakıcı gideri ve 3.000,00 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 4.000,00 TL tazminatın faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı ıslah dilekçesi ile talebini 52.607,91 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Yasal başvuru şartının gerçekleşmediğini, öncelikle dava şartı yokluğundan davanın reddi gerektiğini, dava konusu talep hakkında husumet ve zamanaşımı itirazında bulunduklarını, kazadaki kusur oranlarının belirlenmesi, eğer tazminata hükmedilecekse müterafik kusur olup olmadığının araştırılarak varsa müterafik kusur oranınca indirim yapılması gerektiğini, ehliyeti olmadan, kask vb. gerekli koruyucu önlemleri almadan, trafikte farkedilmesini sağlayacak ışıkları yanmayan motor ile adeta kendini ölüme atanın davacının bizzat kendisi olup, işbu trafik kazasının davacının dikkatsizliği ve tedbirsizliğinden dolayı meydana geldiğini, SGK tarafından ödenmesi gereken tedavi giderleri ve diğer talepler bakımından 6111 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesi gereği sorumluluğun öncelikle SGK’da bulunduğunu, bakıcı giderlerinin sigorta poliçesi kapsamında olmadığını, usulüne uygun başvuru olmadığından ancak dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilebileceğini belirterek öncelikle davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile 52.607,00 TL maddi tazminatın 11/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … A.Ş’den tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin 900,00 TL geçici iş göremezlik tazminatına yönelik talebin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece itirazlarının karşılanmadan dikkate alınmadan yetkili mercilerden alınmayan raporlar üzerinden ve teminat kapsamı dışında olan talepler yönünden yanlış faiz başlangıç tarihi ile hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, aynı zamanda dava şartı olan müvekkiline yasal başvuru şartı yerine getirilmediğinden davanın usulden reddi gerekmekteyken verilen hükmün hatalı olduğunu, dosyadaki mübrez kusur raporlarının eksik ve hatalı incelemeler içerdiğinden hükme esas alınmaması gerektiğini, kusur dağılımına ilişkin gerekçeli, ayrıntılı, çelişkileri giderici, müterafik kusur incelemesi yapılarak, denetime imkan verecek nitelikte, Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinden (Adli Tıp, Üniversite, İhtisas Kurulları) alınmış yeni bir raporla hüküm kurulması gerektiğini, davacıda oluşan zararın kendi güvenlik önlemlerini alıp almaması sebebiyle meydana gelip gelmediğinin, ifade tutanaklarında kazanın meydana geliş şekline ilişkin beyanların bilirkişi tarafından değerlendirilmediğini, ayrıca davacının müterafik kusurunun hiç incelenmediğini, bu sebeple hesap raporunda müterafik kusur indirimi yapılmadığından hesaplanan tazminat miktarlarının fahiş olduğunu, müvekkili şirketin poliçe teminat kapsamında olmayan bakıcı giderlerinden sorumlu olmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 16/05/2018 tarihinde sigortalı … plakalı araç sürücüsü dava dışı …’ın seyir halinde iken olay mahalline geldiğinde kendisine hitaben “yol ver” ve “sola dönülmez” trafik işaret levhası bulunmasına rağmen devamlı şerit çizgisi ile bölünmüş yolda sola yönelerek U dönüşü yapmaya çalıştığı sırada aracının sol yan kısımları ile … Caddesini takiben düz seyir halinde olan sürücü belgesiz davacı … yönetimindeki tescilsiz motosiklet ile çarpışması ile meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığı ve bu yaralanması nedeni maddi tazminat talep ettiği anlaşılmıştır. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan kusur raporunda kaza sırasında davalı sigorta şirketinin sigortalısı dava dışı … yönetimindeki … plaka sayılı kamyonetin mevcut trafik işaret levhalarını ve yol özelliklerini dikkate almadan nizamlara aykırı şekilde sola yönelerek dönüşe geçtiğinden dikkatsiz ve özensiz davranışlarından dolayı %75 oranında kusurlu, davacı …’in %25 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir. Mahkemece hükme esas alınan kusur raporunun olay mahalli, kaza tespit tutanağı ve olayın oluş şekline, kazanın meydana geldiği yolda “yol ver” ve “sola dönülmez” trafik işaret levhaları da dikkate alınarak sigortalı araç sürücüsünün trafik levhalarına rağmen “U” dönüşü yapmış olması nedeniyle 2918 sayılı KTK’nın 84/1.f maddesi gereğince asli kusur oluşturacağından bilirkişi raporunda belirlenen kusur olayın oluşuna uygun düştüğünden kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Yine davacının ehliyetsiz olması sürüş kusurudur. Müterafik kusur oluşturmaz. Kaza tespit tutanağına göre davacı …’in kask takıp takmadığı belirli değildir. Bu bakımdan davacının müterafik kusur ispat edilemediğinden davalı vekilinin müterafık kusura ilişkin istinafı da yerinde değildir. Kazaya karışan araç davalı sigorta şirketine ZMSS poliçesi ile sigortalı olup davacı vekilinin sigorta şirketine başvuru yaptığı (27/06/2018 tarihinde tebliğ edilen) anlaşıldığından KTK’nın 97.madddesindeki başvuru koşulunun yerine getirildiğinin kabul edilmesinde usul ve yasaya aykırılık yoktur. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin KTK’nın 98.maddesinin kapsamının belirlenmesi bakımından vermiş olduğu 02/03/2022 tarih, 2022/312 E. ve 2022/3685 K. sayılı kararında; 25/02/2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13/02/2011 tarihli 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile KTK’nın 98. maddesi değiştirilmiş, buna göre “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, geçici 1. maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, söz konusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun’un 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve … Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği” öngörülmüştür. Sigorta şirketi, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. KTK’nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluk dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumuna geçmiştir. … Yukarıda açıklandığı üzere geçici bakıcı gideri yönünden sigorta şirketlerinin sorumluluğu devam etmektedir. Bu nedenle davalı vekilinin geçici bakıcı giderine ilişkin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir (Benzer yönde Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/6911 E. ve 2021/10351 K., 2021/5305 E. ve 2021/7685 K. sayılı kararları). Anayasa Mahkemesinin iptal kararı gereğince Yeni Genel Şartların “Sürekli Sakatlık Tazminatı Hesaplaması” başlıklı kısmında tazminatın belirlenmesine ilişkin esaslar artık uygulanmayacağından bakıcı gideri tazminatı hesaplamasına ilişkin aksi yöndeki istinaf talebi yerinde görülmemiştir. KTK’nın 99.maddesine göre, ZMSS Genel Şartları ile belirlenen belgeler ile birlikte sigorta kuruluşuna başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Somut olayda; davacı tarafından davalıya 27/06/2018 tarihinde başvuruda bulunulmuş olup bu tarihten sonraki 8. işgününün sonu olan 11/07/2018 itibariyle davalı sigorta şirketi temerrüde düşmüştür. Sigortacı yönünden bu tarihten itibaren temerrüt faizine hükmedilmiş olmasında isabetsizlik bulunmadığından istinaf talebi yerinde değildir. Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 16/10/2023