Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2023/159 E. 2023/211 K. 13.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2023/159
KARAR NO: 2023/211
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 07/11/2022
NUMARASI: 2022/286 Esas – 2022/1062 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kayn. Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 13/02/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket nezdinde, davalı sigortalı … Yedek Parça Tic. Ltd. Şti’nin maliki olduğu … plakalı araç için, 9.11.2017 ile 9.11.2018 tarihleri arasında geçerli olmak üzere ZMSS Poliçesi olduğunu, Aksaray İli, … İlçesi’nde 03.09.2018 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasında … plakalı aracın sürücü …’ın hakimiyetinde olduğu sırada, … İnş. Akaryakıt A.Ş.’ye ait ve …’nın hakimiyetindeki … plakalı çekiciye bağlı … plakalı yarı römorka bağlı araca arkadan çarparak hasar almasına sebebiyet verdiğini, düzenlenen Trafik Kazası Tespit Tutanağına göre … %100 kusurlu olduğunu, kaza anında düzenlenen alkol raporuna göre …’ın 0.81 promil alkollü olduğunu, maddi hasarlı trafik kazası sonucunda bağımsız ve uzman eksper tarafından 25.10.2018 tarihli rapor ile, … plakalı araçta 12.821,00 TL hasar meydana geldiğini, hasar bedeli, müvekkil firma tarafından … Sigorta A.Ş’ye 27.12.2018 tarihinde toplam 12.821,00 TL olarak ödendiğini, müvekkilin ZMMS trafik sigortası genel şartlarını gereği ödemiş olduğu bedelin davalı yandan rücu edildiğini, Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatılan takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ve takibin devamına ve %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu talebin zaman aşımına uğradığını, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini, müvekkilin işleten sıfatı olmadığını, bu sebeple husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davanın ihlalden kaynaklanmakta olup bu durumda davalı sıfatı ancak ve ancak sigorta poliçesinin tarafı olan sigortalıya ait olduğunu, istinafa konu yargılama esnasında temin edilen nöroloji raporu ile rücu hakkının kullanılmasına yönelik mevzuatta yer almayan şartlar eklenerek müvekkili şirket aleyhine hakkın kullanımı kısıtlandığını, kazanın münhasıran alkolün etkisinde meydana geldiğinin tespiti halinde rücu edilebileceği yönünde değerlendirmeler yapılmış olup ilgili hususu kabulünün mümkün olmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava, zorunlu mali mesuliyet kapsamında davacı sigorta şirketi tarafından kaza sonucunda sigortalısının karşı taraf aracına verdiği zararı ödemesi nedeniyle yapılan ödemenin teminat dışı olduğu iddiasıyla davalı sigortalısından rücuen tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Somut olayda, davacı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın 08/09/2018 tarihinde karıştığı trafik kazasında, … plakalı aracın hasarlanmasından dolayı karşı araç Kasko şirketine yapılan ödemenin sigortalı araç sürücüsü …’ın kaza sırasında alkollü olması nedeniyle teminat dışı kaldığı belirtilerek rücuen tazmini için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talep edilmektedir. 2918 sayılı KTK’nun 48. maddesinde, alkollü içki alması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir. Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin “Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı” başlıklı 97/1. maddesinde ise alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra, bu konu ile ilgili olan “b-2” bendinde, alkollü içki almış olarak araç kullandığı tespit edilen diğer araç sürücülerinden kandaki alkol miktarı 0.50 promil üstünde olanların araç kullanamayacakları belirtilmiştir.Dava, trafik sigortası sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. ZMMS’de sigortacının rücu hakkı, TTK’nın 1301/2 maddesi, 2918 sayılı KTK’nin 95/2 maddesi ile ZMSS poliçesi genel şartlarında düzenlemeye tabi tutulmuştur. ZMSS Poliçe Genel Şartlarının 4. maddesinde düzenlenen ağır kusur veya kasıt hali, oto yarışına katılma, ehliyetnamesiz motorlu araç kullanmak, uyuşturucu veya alkollü olarak araç kullanmak istiap haddinin aşılması, aracın çalınması veya gasp edilmesinde işletenin kusuru gibi haller sigortacının sigortalısına rücu sebeplerindendir. Yine davaya konu kazanın meydana geldiği tarih itibariyle yürürlükte olan Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4.d maddesinde, tazminatı gerektiren olay, işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak verildiği kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa, sigortacının sigorta ettirene rücu hakkı olduğu açıklanmıştır.Somut uyuşmazlıkta kaza tarihini kapsayan geçerli bir sigorta poliçesi mevcut olup işletenin işletenlik sıfatının kalkması sigorta poliçesinin geçerliliğini ortadan kaldırmaz, sigorta poliçesi ve poliçe nedeni ile davalının sorumluluğu (KTK’nın 20/d-94. md.-107. ve vs. md. açıklanan bazı durumlar ayrık olmak üzere) devam eder.Yine davaya konu kazanın meydana geldiği tarih itibariyle yürürlükte olan Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4.d maddesinde, tazminatı gerektiren olay, işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak verildiği kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa, sigortacının sigorta ettirene rücu hakkı olduğu açıklanmıştır. Şu halde, davacı söz konusu davayı ancak kendisiyle sözleşme yapan akidine karşı açabilecektir. Rıza hilafına bir durum olmadığından illiyet bağının kesilmesi söz konusu olmayıp aracı uzun süre kiralayan davalı şirketin işletenlik sıfatı devam ettiği, KTK’nın 95/2 maddesine göre davacı sigorta şirketinin zarar gören 3. kişiye ödediği bedeli akidine rücu edebileceği gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/3. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Dosyanın, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.13/02/2023