Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2023/1517 E. 2023/1516 K. 13.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2023/1517
KARAR NO: 2023/1516
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 09/05/2023
NUMARASI: 2022/214 Esas – 2023/454 Karar
DAVA: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 13/09/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 02/08/2014 tarihinde sürücü …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile tek taraflı kaza yaptığını ve kazada vefat ettiğini, . plakalı aracın …’ya ait olduğunu ve davalı sigorta şirketine poliçe ile trafik sigortası ile sigortalı olduğunu, sürücü …’nın vefatından sonra eşi …, gayri reşit çocukları … ve …’nın destekten yoksun kaldıklarını, davalı sigorta şirketinin destekten yoksun kalma tazminatından sorumlu olduğundan bahisle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 6100 sayılı Kanunun 107.maddesine göre belirlenecek destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kazaya karışan … plakalı aracın müvekkil şirket nezdinde 05/05/2014-2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere Karayolu Zorunlu Mali Mesuliyet Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkil şirketin sorumluluğu trafik poliçesindeki limitler ve sigortalıların kusuru ile sınırlı olduğunu, davacıların talebinin Karayolları Trafik Kanunu hükümleri uyarınca poliçe kapsamında olmadığını, kazanın meydana gelmesinde araç işleteninin herhangi bir kusuru bulunmadığını, mahkemece kusur durumunun tespiti için ATK’ndan ve tazminat hesabı yönünden aktüer raporu alınması gerektiğini, davacılar tarafından davadan önce başvuru yapılmadığından müvekkil şirketin temerrüde düşmediğini ve tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, ” Davanın kısmen kabulü ile, Davacı … için 183.361,15 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihi olan 25/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, Davacı … için 24.826,80 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihi olan 25/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, Vefat eden … bakımından hesaplanan 4.220,56 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihi olan 25/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacılara miras payları oranında verilmesine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müteveffanın babasının hayatta olduğunun müteveffanın nüfus kayıt örneğinden anlaşıldığını, hali hazırda müteveffanın hesaplanan gelirinin tümünün davacılar ve davacı olmayan çocuk arasında pay edildiğini, destek payları belirlenirken davacı olsun-olmasın tüm hak sahipleri gözetilerek destek hesabı yapıldığını, aksi halde hatalı olacağını, bu yönüyle inceleme yapılmadığından hesap raporunun hatalı olduğunu, garame hesabının hatalı yapıldığını, davacı vekilinin 07.02.2017 tarihli ıslah dilekçesi dikkate alınmadan rapor uyarınca hüküm kurulduğunu, herhangi bir hesap hatası olmasa dahi davanın … için kısmen kabul edilmesi gerektiğini, dolayısıyla yargılama giderinin oranlanmalı ve karşı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, müteveffa davacı …’nın miras oranlarının hatalı tespit edildiğini, gerekçeli kararda anne … için 1/2 kardeşi … için 3/4 oran verildiğini ve hatalı olduğunu, yeni bir bilirkişiden rapor alınması gerektiğini, emniyet kemeri takılmaması nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılmasını talep ettiklerini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Mahkemece ilk verilen hükmün istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 17/02/2022 tarih, 2020/2008 Esas ve 2022/282 Karar sayılı kararı ile “… davacı …’ın mirası reddetmeyen mecburi dava arkadaşları olan davacı olarak dosyada taraf olamayan …’nın davada yer almalarının sağlanması ve HMK’nın 77/1. maddesi uyarınca mirasçıların vekaletnamelerini sunması için vekile süre verilmesi gerekirken işlem yapılmaksızın eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır.Mahkemece davalı vekilinin aşamalarda alınan bilirkişi raporlarına itirazları kapsamında destek …’ın anne ve babasının kaza tarihi itibariyle sağ olup olmadığının tespiti yönünden nufus kaydının dosya içerisine alınmadan, eşi ve çocukları için destek tazminatına karar verilmiştir. Destek payları hesaplanırken mirasçı olarak sadece davacıların ve dava dışı çocuk …’ın hayatta olduğu varsayılarak hesaplama yapılmıştır. Ancak incelenen nufus kaydına göre murisin babası da olay tarihi itibariyle hayattadır ve destek tazminatı hesabında pay sahibidir. Dosya kapsamında hesaplanan tazminat miktarlarına göre poliçe limiti çerçevesinde garameten paylaştırma yapıldığı gözetildiğinde baba payının hesaba alınmaması doğru olmamıştır. Ayrıca desteğin nüfus kaydında iki ayrı anne baba ismi gözükmekte olup bu hususunda araştırılması gerekmektedir. Destek …’ın davaya konu tek taraflı trafik kazasında tam kusurlu olarak sorumlu olduğunun tespit edildiği, davalı sigorta şirketininde desteğin sürücüsü olduğu aracın ZMMS sigortacısı olduğu nedenle müterafik kusura yönelik indirim yapılmasına ilişkin talebinin uygulanma yeri bulunmamaktadır. Kabule göre de mahkemece ıslah edilen miktar dikkate alınmaksızın talepten fazlasına karar verilmesi doğru olmamıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunu düzenleyen bilirkişinin uzmanlığının teslim tutanağında aktüerya uzmanlığı olarak gözükmesi nedeni ile bu yöne değinen istinaf başvurusu yerinde değildir. O halde mahkemece yapılması gereken yargılama sırasında vefat eden davacı …’ın mirası reddetmeyen mecburi dava arkadaşları olan davacı olarak dosyada taraf olamayan …’nın davada yer almasının sağlanması ve HMK’nın 77/1. maddesi uyarınca vekaletnamelerini sunması için, vekile süre verilmesi, destek …’ın nüfus kaydında gözüken iki ayrı anne baba isminin ne şekilde kaydedildiğinin ilgili nüfus müdürlüğünden sorulması, davacılara bu yönde beyanda bulunmak üzere süre verilmesi, hu husus giderildikten sonra dosyanın bilirkişiye tevdi edilerek usuli kazanılmış haklar gözetilmek suretiyle hükme esas alınan rapor tarihindeki veriler esas alınarak aktüer bilirkişiden ek rapor alınması ve sonucuna göre usuli kazanılmış haklarda gözetilerek tüm dosya kapsamı çerçevesinde değerlendirme yapılarak karar verilmesi olmalıdır…” gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.Dairemiz kararı ile kusur, müterafik kusur ve bilirkişi uzmanlığı yönünden esastan değerlendirme yapılarak karar verildiğinden aynı yönlere ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Kaldı ki davacılar ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı gözetildiğinde, nasıl ki ölüm nedeniyle doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusur davacılara yansıtılamayacak ise (sürücü) desteğin müterafik kusuru da aynı şekilde davacılara yansıtılamayacaktır. Bu nedenle desteğin kusuru ile destek emniyet kemeri takmadığından müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğine ilişkin davalı vekilinin istinaf başvurusu yerinde değildir. İlk Derece Mahkemesince; Dairemiz kararı doğrultusunda nüfus kayıtları getirtilerek taraf teşkili sağlanmış, desteğin evlatlık verildiği anlaşılmıştır. Hükme esas alınan 08/03/2023 tarihli aktüerya ek raporunda, desteğin kaza tarihinde babasının sağ olması nedeniyle destek, eş, çocukları (davacı 2 çocuğu ile dava dışı çocuğuna), dava dışı babasına da pay verilerek, poliçe limitine göre garameten hesaplama yapılarak yerleşik yargıtay içtihatlarında benimsenen yöntem ve ilkelere göre tazminat hesaplaması yapılmış olmasında ve İlk Derece Mahkemesince de 08/03/2023 tarihli aktüerya ek raporuna göre karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Hükme esas alınan 08/03/2023 tarihli aktüerya ek raporunda davacı …’nın 188.683,69 TL, davacı …’nın 24.826,80 TL ve davacı …’nın 4.220,56 TL destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanmıştır. Davacılar vekili 07/02/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile davacı … için 183.361,15 TL, … için 11.561,30 TL ve … için 30.774,74 TL destekten yoksun kalma tazminatı talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince karar gerekçesinde de açıklandığı üzere 08/03/2023 tarihli aktüerya ek raporu hükme esas alınarak davacılar vekilinin 07.02.2017 tarihli ıslah dilekçesindeki taleplerine göre davacı … için taleple bağlı kalınarak ıslah dilekçesinde talep edilen 183.361,15 TL üzerinden; Diğer davacılar için ise ıslah dilekçesinde talep edilen daha az tazminat hesaplandığından 08/03/2023 tarihli aktüerya ek raporda hesaplanan (davacı … için 24.826,80 TL, davacı … için 4.220,56 TL) destekten yoksun kalma tazminatına hükmedildiğinden davalı vekilinin 07.02.2017 tarihli ıslah dilekçesine göre karar verilmesi gerektiğine değinen istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 14.915,92 TL harçtan peşin alınan (3.549,10 TL+ 179,90 TL)=3.729,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 11.186,92 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.13/09/2023